Bayram’da Anraka’daydım…

.KURTHAN FİŞEK

23 Mayıs 1994

PAZARTESİ

ramlarıdır. Havası temiz, çevresi
yeşil, sokakları boştur. En önemlisi,
sessizdir, kurugürültüsü, tantanası, farfarası, carcuru yoktur.
d Kurban bayramını Ankara’da geçirım.
Arife gecesinden girdim konuya…
Bal kona oturdum, “lâik-antilâik” kavgasının ilk perdesini izledim. Bilmeyenlere öğreteyim, Ankara’daki camiler ku
! nkara’nın en güzel zamanı bay
bayram’daki “mümin”, Kocatepe’deki
“protokol” camileridir. Ama, Kocatepe
Camii’nin özelliği
vardır. Adı üstünde,
hâkim bir tepeye kurulu olduğu için, verevine AnıtkabiHi

tuplaşmıştır. Maltepe’deki “Iâik”, Hacı- ‘

,m,

Bayramda Ankaraîlaydım…

ye gitmeden önce kısa bir şehir turu attım. ‘

“Baba” kurban keseceği için, cumhurbaşkanlığı köşkünün önü polis doluydu. Koyunlar geçiyor, kuşlar uçmuyordu.

“Kurbanların derisini baba kime verecek?” diye sordum, cevap yok… Herhalde Türk Hava Kurumu’na vermiştir.
İstediği için değil, mânevf kızı “Kime isterseniz verin!” dediği için, ona inat olsun diye…

Rahmetli Anadol’lardan devşirme

,, , THK kamyonetleri
geziniyordu şehir de… Kanun kuvvei` tinde deri topluyorlardı. “Öbürleri” yine atik davranmış,
meseleyi çeyrek saat
arayla okunan sabah
ve bayram namazı

görür. ezanlarında hâllet
Son *üç yıldır “ mişlerdi.
“ışıklandırma sava- i H*
şı” vardır araların- _ Ankaraının he,
da mimar

Gün battıktan i
sonra, ilk kim ışıklanacak savaşı…

Balkondan baktım, Kocate e Camii
ışıldıyor, Anıtkabir “pürkaranlı 0 mevki”… Saat tuttum, Atatürkçü telaşla, tam
18 dakika sonra, Anıtkabirinproiektörleri, floresanları hareketlendî.

Sözün kısası, Siyasetçilerin yokluğunda bile, “siyasî dengeler” kendiliğinden
tekrar oluştu. ‘ i

*t*

Bayram sabahı erken çıktım’, gazete

zamanki sessiz-sakin
bayramlarından birini geçirdim. Bayramın ilk gününde, devlet büyüklerimizin gönderdikleri bayram
tebriklerine telefonla teşekkür etmek istedim. Özellikle de Mesut Yılmaz’a… Uç
kutlama mektubu gelmişti.
Kimseyi bulamadım.

h Ankara dışındalarmış… Tansu Çiller
a .

rıç…

Ankara’yı çok seviyorum. Siyasetçi
kalmasa da, siyasetin dumıadıgı, devam
ettiği tek dünya kentidir.

“Qableğlntßuvuéobßez Aâıyle. ~ .

Bğvle Iıurluııazive
boyle ise! sınıfı

“rkiye ekonomik darboğazın dikâlâsına gir
d_i_. Girdi mi çıkmaz…

Once kadınlar işten atılıyor. En az parayı
onlar aldıkları, kıdem tazminatları sıfıra yakın
olduğu için… ı

Türk-lş “sert tavır” koyuyor bu konuda…
Meselâ, Bursa’da eğitim semineri düzenliyor.
Hırsızın kabahati hiç yok sanki…

“Kadınlar bazı şeyleri kendilerine layık görmüyor. Bunu anlamak mümkün değil. Toplum
içinde kadının daha rahat yerini alabilmesi için
çaba gösterilmesi şart. Hamilelik döneminde
sadece çocuğun cins/yerinin belirlenmesi amacıyla doktora gidiliyor. Türkiye’de her gün 8
10 anne bilgisizlik yüzünden yaşamını kaybe `

diyor. Yaşamı aileye adamak güzel ama, kendinize de özen gösterin” (Bursa, hha)…

“Varoluşu, var
olmayı kendisine
dert edeıı tek
hayvan insandır…”
(Erich Fromm, 1976)

OZER ÇİLLER

Senin için üzülüyorum… Eşin
başbakan olduktan sonra bütün
işlerini tasfiye etmiştin. Ama, “tastîye işlemleri” uzun sürer, zaman
alır, Istanbul Bankası emeklilerinin maaşları ödendi, ödenecek,
on yıl oldu. _

Bir haber var önümde… Antalya-hha’dan Hüseyin Demir’in…

__ “Başbakan Tansu Çiller’in eşi
Ozer Uçuran ÇiIIer’ı’n, Antalya’nın Beldibi sahilinde hazineden 49 yıllığına kiraladığı 1627
metrekarelik alanda 18 yataklı
pansiyon inşaatına başlaması, yeni bir tanışmaya neden oldu. ÇilIer’in, “Turizmi Teşvik Kanunu
ve Kamu Arazileri’nin Turizm
Yatırımları’na Tahsisi” hakkındaki 2634 sayılı yönetmelik hükümlerinin getirdiği yasal engeli aşmak için, ” iyon” adı altında
“yazlık köş ‘ yapacağı iddia ediliyor…”

Doğru mu?