Başımıza ne geçireceğiz? Karar verin, biz de rahat edelim!

i, .DUMAN OLAN.. ..YERDE

Süleyman Demirel bir konuştu, pir
konuştu. “Bize başkanlık sistemi yakışır!” dedi. Ortalık karıştı.

“Bunlardan üç tanesini Sultanahmette, Hergele Meydam’nda sallandıracaksın… Bak bakalım, memleket
nasıl mum oluyor!” diyenler bir tarafta…

“Hakimiyet kayıtsız-şartsız milletindir, onun meclisinindir!” diyenler
beri tarafta…

“Askerlik günlerimi hatırlarım…
Kuvvetli komutan, kuvvetli ordudur.
Tak dedi mi şak yapardık netekim!”
diyenler öbür tarafta…

“Allah başımızdan eksik etmesin!”
diye, hapse attıklarını baş tacı yapanlar başka

Şaşırdık…

Başımıza ne geçireceğiz?

Popülist kasket mi,
dinci takke mi, babamdan kalma borsalino
şapga mı?

Başörtüsü, fötr, fes,
beyzbolcu kepi, kalpak,
serpuş, hamam havlusu,
poşu, silindir şapka, prezervatif, ressam beresi, türban,
Öztürk Serengilin şepkesi
de olabilir.

Madem bu kadar tercih hakkımız
var, miğfer veya huni neden olmasın?

ik**

“Başımıza ne geçireceğiz?” tartışmalarımn koyulaştığı şu günlerde, konuyu biraz olsun yumuşatabilmek (ve
açıklığa kavuşturabilmek) için, AnaBrittanica’nın “Şapka Kanunu” bölümünü bir nefeste okudum.

t**

Kalpak ve serpuşun giyilmesini yasaklayarak, kamu görevlileri için şapka giyme zorunluluğu koyan yasa (25
Kasım 1925)… Atatürk devrimlerinden biri…

Türkiye Cumhuriyetinin ilk Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk,

î Y 0 R ll II
l BAŞIMIZA NE GEÇİRECEĞİZ? KARAR
ı VERİN, BİZ DE RAHAT EDELİM!

Cumhuriyet’in ilanından (1923) sonra,
Osmanlı döneminin simgelerini ortadan kaldırmaya ve dinsel kökenli giyim farklılıklarının yurttaşlar arasın- ı

160

da ayrım yaratmasını önlemeye yönelik adımlar attı. Bunlardan biri de giyim konusundaki yeniliklerdi.

Mustafa Kemal, Ağustos 1925’te
Kastamonuya yaptığı bir gezide, halka şapkayı tanıttı. Daha sonra çıkanlan bir karamameyle kamu görevlileri
şapka giymeye mecbur tutuldu. Ardından da, 671 sayılı Şapka İktisası
Hakkında Kanun kabul edildi. Bu yasayla TBMM üyeleri, yerel ve genel
yönetim görevlileri, her türlü kuruluşta görevli memur ve müstahdem için
şapka giyme zorunluluğu getirildi.

Yasa, “Türkiye halkının
r ıımûmi seıpuşu şapkadır!” hükmünü getiriyor ve hükümeti buna
aykırı uygulamaları yasaklamaya yetkili kıhyordu.
Şapka kanunu ülkede
önemli bir direnişle karşılaştı.
Yasanın TBMM’de kabul
edildiği gün Erzurum’da protesto gösterileri oldu. Bunun
üzerine bu ilde sıkıyönetim ilan
edildi ve gösteriye katılanlar Sıkıyönetim Mahkemesi’ne verildi. Rize, Sivas, Maraş, Giresun, Kırşehir, Kayseri,
Tokat, Amasya, Samsun,
Trabzon ve Gümüşhanede de yasayı
protestoya yönelik çeşitli eylemler gerçekleştirildi. Bu eylemlere katıldığı
ileri sürülen birçok kişi İstiklal Mahkemeleri ‘nde yargılandı. Bunların bazılan ölüm, bazıları da ağır hapis cezalarına çarptırıldı.

1939’da, Türk Ceza Kanunu’nun
526. maddesiyle, şapkadan başka başlık giymeyi alışkanlık haline getirmenin cezası üç aya kadar hapis olarak
belirlendi.

1961 ve 1982 anayasalan, öbür
devrin yasaları gibi, 671 sayıb yasamn
da anayasaya aykınhğının ileri
lemeyeceğiııi hükme bağlamıştır.

t**
Kimse üzerine alınmasın…
Başımıza kimi geçireceğimizle başı
a mıza ne geçireceğimizilçi ayrı mesele
dir. Birbirleriyle hiçbir ilgileri yoktur.
Netekim. . .

SÜLEYMAN DEMİREL (‘“Başkanlık Siste
bakmaya zahmet etmediği için)

TANSU ÇİLLER (Son söylemleri, doktora, doçentlik ve profesörlük tezleıi gibi anlağılamadığı, ama hala, ortalıklarda gezlndiği i
için) …. .. ‘ ………………………………………………………….. ..o

derken, aynaya ğ

MERAL AKŞENER (Kabahat, kendisinde değil, onu tarih dokto- ı
ru” yapan ünıversite hocalarında olduğu için) …………… ..ÖZÜRLÜ ‘

HİKMET SAMİ TURK (Üç yüz yıllık yaııeyi, “amlıuılsman” kaııra- ,
mını ortayeîharak, “adaletin özelleştirilmesi” meselesini tekrar î

gündeme getirdiği için) ……………………………………………………….. .. U

AHMET MESUT YILMAZ (” sel söylem” uğruna. haramla tıe- ‘
IaIi karıştırdığı icin) ……………………………………………………………… ..U BÜLENT ECEVİT (25 Kasım 1925 ta ve s71 sayılı sapka ka- `
nununu devamlı ihlal ederek “popülizm” yaptığını zannettiği
için) ………………………………………………………………………………………. ..ll
AHMET KENAN EVREN (Sululıoya resimleri satmaz olunca, parasız kalıp, yine yazarlığa dadandığı için) …………………………….. ..U
AHMET KENAN EVREN (Türkiye’nin en anlaşılır köşe yazarlarından Bekir Coşkunun dediklerini bile anlamakta zorlandığı için) ı,
…………………………………………………………………………………………….. ..U

BEKİR COŞKUN / ıvıuııı AŞIK (Kenan Evren ın bitmeyen hatıra- é

larında vesikalık fotoğraflarını görünce şaşırıp yazı yazdıkları ı

için) ……………………………………………………………………………………… ..U

KURTHAN FİŞEK (Kime kütredeceğine karar veremeyenleri, ay- X

Iardır, yıllardır, yukarıdakilerle meşgul ettiği için) .

OLMADI SAYIN İ

GÜNEŞ TANER

(İlginç lıir bakan tipi)

şizmidir. Orcinsel”No no no yes”
tişörtleri beden fetişizmidir. Özcinsellik…
“Zama zam inti
“Enflasyonu köpek gibi havlatırıml” söylem ve

eylemi, zoofilik fetişizmdir. İtcinsellik…

Biraz sussanal
Veya ciddi memleket meselelerinden bahsetse
ne!

Senin yüzünden, aklım başka yerlere gidiyor.

Tempo 39 / ısısı’

“Puro” ağız feti
kaın”, eşeğini dövemediği için semerini döven acemi maliyecinin
kurnazlık fetişizmidir. Sadomazocinsellik…

“Ya enflasyon beni öldürür, ya ben onu!” demek, ölümsüzlük fetişizmidir. Ölümsüzlüğe özenenler erken ölür, cesetlerden nemalanır. Nekrofıli… Leşcinsellik…

Ordunun memleket meselelerine
“direkt veya eııdirekt” şekilde müdalıale etmesi gündeme gelince, ben de,
üzerinize afiyet, Dr. Hikmet Özdemir’in klasikleşmiş “Rejim ve Asker” kı’tabım tekrar okudum.

Ondan naklen, ilginç tesbitlerim
oldu.

Şimdikileri bağlamıyor, tarihten
bir yapraktır.

n “Halk ile çatışmalarda ölenler

olur, ölenler halktan ise halk
olaydan nefret eder. Ordu böyle nefretin karşısında kahr. Halkm sevgisine dayanan orduyu, hükümetler, halkın karşısına çıkarmamaya çok dik
TEST

ASKERLER TAM GÜNDEMDEYKEN
HAFIZA TAZELEMEK İSTEDİM

kat etmelidir…” Hangi paşa dedi?
a. Nuri Yamut

l
î
l

‘Türk Milleti için akıtacağım!” diyen,
bir başka demecinde “Dedelerim Varna’da, Navarin’de, Kırım’da şehit olmuştur. Ben bu aileden geldim. Son
nefere kadar vuruşmak yenilmezliğin
başlıca amilidir!” diye buyuran paşa
kimdi?
a. Fevzi Çakmak
b. Cevdet Sunay
c. Kazım Orbay
d. Keııan Evren

1973-1980 döneminde bir amira
lin cumhurbaşkanı (Fahri Korutürk), 1980-1983’te de bir diğer amiralin başbakan (Bülent Ulusu) olduğu ve
üç yanı denizlerle çevrili güzel ülkemizde, “Denizcilik Bakanhğı” var nu?
a. Evet b. Hayır

b. Semih Sancar İsmet Paşa tarafından,

c. Salih Omurtak “milli şeflik” döneminde

d.Fahri Belen kaldırılan Bahriye VekaTürkiye’de yapılan – leti’nin kaldınlma gerek
E askeri darbenin :` ;ußı çesi neydi?

ortak ozelhgı nedir? ‘ ‘ ~ –ğgğğéğßîşğßie ‘ a. Yavuz-Havuz olayı

a. ABD’ye ve NATO’ya bağlılık yemi- b. Karacıların ısrarı

ni ederek işe başlamaları c. Gemilerin pahah olması

b. ‘Pink-Amerikan ilişkilerinde hisse- d. Mareşal Fevzi Çakmak’m istemesi

dilir artış görülmesi 1949 yılında, Genelkurmay Baş
c. Türkiye’nin NATO’da “Kuzeydoğu
Akdeniz Prensi” olarak kalmaya devam etınesi
d. Hepsi
Emekliye ayrılan generalleri ülke zkonomisinde görevlendirerek, “Fl imü bekleme” duygusundan
kurtaıdığını söyleyen ünlü işadamı
kimdir?
a. Vehbi Koç
b. Sakıp Sabancı
c. Halis Komili
d. Feyyaz Tokar
1950’li yıllarda apartmanların
bodrum katlarında oturan, geçinemediği için ek iş olarak geceleri
taksi şoförlüğü yapanlar kimdi?
a. Subaylar
b. Doktorlar
c. Avukatlar
d. Öğretmenler
Siyasi parti mücadelesini bir sag vaş olarak anlayan, 1946 seçimlerinden önce İstanbul’a gelirken, ba
sına, “Kanımı son damlasına kadar

CEVAPLAR

Tempo 39 x 1997

kanlığı, Milli Savunma Bakanlığı’na bağlaııırken, kimlere danışıldı?
a. Genelkurmay’a
b. Alman askeri misyonuna
c. Amerikan Askeri Heyeti
Başkamha
d. Hepsi

1970 yılında yüce mecliste konuş
tu. “Genelkurmay Başkam, Milli
Savımma Bakanı’na bağlandı da ne
oldu? Bir Genelkurmay Başkanı, Milli
Savunma Bakanı`ndan randevu alabilmek için 2 saat kapıda beklemek
zorunda kalmıştır. Milli Savunma Bakam kendi seçmenlerini evvela öne almış, onlarla 2 saat görüşüp Genelkurmay Başkanı’nı bekletmiştir. Hasta
bulunan Cumhurbaşkanı’nı ziyarete
giden Genelkurmay Başkanı orada
beklerken bir şarkıcımn ziyareti öne
alınrrııştır…” dedi. Kim?
a. Mehmet Özgiineş
b. Memduh Tağınaç
c. Faruk Gürler
d. Cevdet Suııay

vwrßrunmrmrwnmrwru

KURTHAN. FİŞEK

Bi” İSİM H
BIR ‘ŞLEM Kamyon şoförü Reşo, soluk solu(Haualık “Kanın ve Hanedan” v . _ n ,
Amgnmmnm ga karakola girmiş, ozel tım soraAııaARA ausı-ı guçlarına teslim olmuş…
ARAB R9BBFİÜ İlginçtir, kamyon şoförü Reşo s0(Arop Çöplugu)
(w Joker) ruyor sondan…
N^NCY RE^G^N Cevap özel timden…
ANY EAGER CAN u u_ _ ş ,
(Herheveslisiyupabilir) Bu belgede siyah bır ınek var
(“E” Joker) m?”
SEMRA ÖZAL l ,,
SÖZDE MARAL cY°k~~
<"D" Joker) “Ya siyah bir at?" BERNA YILMAZ , ,, BEN RAZİYIM (Y°k"' <“ı" Joker) “Ve a siyah, iri bir oban köpeY Ç sevinç İNÖNÜ v .,,.. NİÇİN SÖNÜK? gl' ("K" Joker) "Hayır, o da yok..." NAZMİYE DEMİREL (t " - ~ ERDEMU ZAMANE Oyleyse, ben. ya ımamı ezmı("A" Joker) şemdır, ya RAHŞAN ECEVİT HAŞİN VE ACAR . FNMW HAHANW MKMH TANSU ÇİLLER "Avrupa ne ki? USANÇ 'LLET Büyük bir müzayede TANSU UÇURAN çiusıı ,, ERLERİN UÇUK SULTAN! P°z°_"':" ("|KE"Joker) (Tennessee Wıllıcıms, 1979) ş r ı s ı L ı ı --~~ BUNLAR OZAL'I YEDILER ŞİMDİ SIRA BİZDE MI? Kutsal İttifak'ın ortanca kardesi DSP`nin iki ınilletvekili dertliydi. Sızlanıyorlardı. “Bu işin sonu yok..." DSP`nin hal ve gidişatından memnun değillerdi za “Internetteki haberi okudun mu?" diye soruştular. Haber şuydu: “Ekonomideki iki başlılık ve ekonomiden sorumlu devlet bakanları Güneş Taner ile Işın Çelebi arasındaki sürtüşme, s0nunda vekaletlere de yansıdı. Devlet Bakam Işın Çelebi, yurtdışı gezilere çıkarken, Devlet Bakanı Güneş Taner'e verirken, Güneş Taner de, Hong K0ng'a vekaletini uçarken, ikinci kez vekaletini Işın Çelebi yerine Devlet Bakanı Cavit Kavaklı ver Konuşmalarını kulak misafırinden dinledim. "Bu ikisinin didişmesi, Özal`ı erken mezara gönderdi, Mesut Yılmaz'ı da ANAP'ın başına debelleş etti. Allah gecinden versin, sıra bizde galiba..." 161