Babasının şapskası Tansu’nun çantası…
Kurthcın FISEK
Babanın saıılıası, İHIISIVIIIIII çantası…
umbabamız eskiden şapkalıydı.
Sürüsepet…Evlere,mahfel|ere
bereketmşimdi o şapkaların modası geçti. lki sebeple…
Eskiden fötr giyerdi, şimdi silindire takıldı. Silindiri hem kapmak,
hem taşımak, hem korumalardan kaçırmak zor…
9 Kaybedilen fötr sayısı fazla oldu
ğu için, “antik eşya” değeri de ı
kalmadı şapkaların… Parmak hesabını
yanlış yapmadıysam, 2 tanesi başbakanlık vestiyerinde kaldı, emanete alındı,
147 tanesini vatandaşlar cukka etti.
Babanın şapkasının modası geçti sizin
anlayacağınız…
Şimdiki moda Tansu Çiller’in (başbakananal çantası…
Kapmaya kalkışmakla kalmıyor insanlar… Kan gövdeyi götürüyor.
i**
Erzurum-hha’mızdan Sayıl Narmanlıoğlu’nun haberi vardı. Okuyunca gülmüştüm… «
DYP’nin kongre öncesiydi. Delegeleri
kafaya almak için yurt gezisine çıkmıştı
Çiller… Çok ısrar eden kongre delegelerinden birine de, içini boşaltarak, çantasını hediye etmişti. Bakın bakalım,.çanta
nın başına neler geldi.
“Tansu Çiller’in Erzurum’un Tekman
ilçesinde verdiği çanta, taşlı, sopalı, kanlı
bir kavgaya sebep oldu. Tekman DYP
delegesiyle DYP’nin ilçe başkanı arasında başlayıp büyüyen ‘çanta kavgası’ sonunda, 2’si ağır, 6’sı normal, 8 kişi yaralandı…”
Tansu hanımın çantasından sonra
koltuğuna da göz dikildiği şu son günlerde, Sayıl’ın haberi ilginç çağrışımlar yaptı. Dosyalarımı karıştırıp geriye, orijinal
habere döndüm.
“DYP genel başkanı Çiller’in kongre
delegelerinden birine verdiği, içinde serinlemek.için yelpaze, yazmak için kalem ve not defteri bulunan çantası, DYP
Tekman ilçe başkanı Ferzander Sarıkar
ile kongre delegesi Ağıt Salıcı’nın arasını
açtı. DYP ilçe başkanlığına gönderildiği
söylenen çantanın gelmediği anlaşılınca,
taraflar arasında taşlı, sopalı kavga çıktı.
Yaralılar Tekman devlet hastanesinde tedavi altına alındı…”
f**
Devlet hasta, DYP büsbütün hasta…
Uyduruk şapkaları, çantaları paylaşamayanların parsa_ (koltuk-plaka) kavgasından maraz gelir. lki kere gelmişti zâten…
x. ~
Ş\\\m\ \ xx \\
* Hiç OLMAZSA çöP
Bu MAA$LA BIR
Vkéisiuvs
KURTULUQUZ HANIM;
cöPuÄılüz
OLMAZ NASILSA .’..
Medvumdan
_al ııaııeriı
EDYUM (medyanın tekili) Ayten
Mîürışık buyurmuş… “Tansu hanıın önünde Çankaya var. Uç va
kit sonra oraya çıkar…”
Rahmi Emeç’in (Eskişehir-hha) haberini okuyunca ilgilendim. Medyayı (medyumun çoğulu) taradım, kadıncağızın kehanetlerine pek itibar edilmediğini gördüm. Yine Rahmi’nin haberine döndüm.
Yirmi yedi yaşındaymışfMedyum Ayten…” Daim” ikametgâhı lstanbul`da olmakla beraber, Anadolu’yu karış-karış gezerek kahve, su ve kâğıt falları bakarmış…
DYP’nin tarih” kongresinden iki ay önce,
Çiller’in önce genel başkan, sonra başbakanana olacağını bilmiş… Sıkı durun, iki
kehaneti daha var.
0 Çiller Çankaya’ya kadar yükselecek, üzerine çeşitli iftiralar atılacak, ama,
yılmayacak ve zoru başaracak…
9 Diğer partilerin liderleri, şimdi bulundukları yerden öteye geçemeyecekler… Onlar için daha fazlası gözükmüyor.
Tuhaf bir şey… Ben de benzerini düşünüyordum, şahidim olmadığı için söylemeye cesaret edemiyordum.
`V
-MEHMET Gazioğlu saçmaladı, Rıfat
Serdaroğlu zırvalamaya devam ediyor. Bir tek sen eksiktin! “Kaynak
bulduğumuz anda memur maaşlarını iyileştireceğiz!” demişsin… Onun
olmayacağını herkes biliyor. Kaynak
yok ki bulasın!
Aslında, bir şeyler demen lâzım…
“Vergi iadesini kaldıracağıml” diyerek siftah ettin, hatâ ettin… Devlete
12 trilyonluk yük getiren o “vergi iadesi”, aybaşını bulamayan memur
için üç-beş kuruşluk can simididir.
Bakkala bayat ekmek, kasaba kokmuş et, manava çürük meyve borcunu onunla öder, ödemese bile azaltır.
“Vergi reformlarını hazırlıyorum!” dedin… Sevsinler! Mâlf mevzuatı okuyup öğrenmene ömrün
yetmez… Yaparsan helâl olsun da,
elâlemi (ve çalışanları) kör-sağır
izannetme… Herkes burnundan soluyor. Tamam, haklısın, devletin
fazla bir kuruşu bile yok… Sen biliyorsun, çalışanlar biliyor, efkâr-ı
umûmiye biliyor. Ama, düzeltiriz
deme… Inandırıcı olmuyor, tam aksine, komik kaçıyor.