Babanın bütün adamları…

ENDİ tabiriyle “hesap adaı( mı”dır baba… Türkiye’nin ne
hirlerinde kaç metreküp su aktığını bilmekle kalmaz, saman altından yürüyen suları da çok iyi hesaplar…

Ama, ayıptır söylemesi, günahı
yorum yapanın
(bendeniz) boyuna, biraz yaşlandı, yoruldu galiba… Ya öyle, ya
başka tezgâhlar

Kurthcın FISEK

amları…

demeye getiriyorlarmış… İnsan hakları, denizcilik, kadın hakları gibi konulardaki kanunlar meclise gelmez,
kimse sesini çıkarmaz, DYP-ANAP ittifakıyle “1 Mayıs” bayramlaşması

engellenir.
SHP’|ileröfkeli…

– DYP’liler ke
yifli…
***k

. DYP’nin anti
SHP şahinlerinden Bolu millet
peşinde… vekili Necmi
ir** Hoşver’le Aydın
Türkiye’nin şu milletvekili Tunç
andaki en büyük Bilget, “Kontrgeproblemi, “1 Ma- rilla soruşturmayıs”… sında SHP’IiIer
Aslındaî Ma- bize kazık attı,
yıs’ın kendisi intikamını aldık!”
problem değil… demişler…
“Bahar ve İşçi ANAP’lıları
Bayramı” olarak (dünden teşne)

kutlansın mı, kutlanmasın mı?
Arap’ın derdi kırmızı pabuç,
SHP’ninki “tıpkısının aynısı” bu…

Çıkarsın, kutlarsın…

Engelleyen yok…

Nevruz’u devlet televizyonu naklen yayınladıktan sonra, 1 Mayıs haydi haydi kutlanır…

Yok, “kanunlaşsın” diyormuş
SHP’liler…

“Kanunumuz olsun, rahatlarız,
vicdan huzuru la, gönül huzuruyla
işçi haklarını aha iyi savunuruz!”

kafaya alıp kanun teklifini geri çevirmişler… Gevrek gevrek gülüyorlar.

“Kontrgerillada kazık atmışlardı,
kazığı çıkardık, istikametini çevirdik…”

Babanın bütün adamları bunlar…
Koalisyon da bu…

Onlar böylesine abuk-sabuk su
dökme yarışına girerlerse, birileri de
kaynar su döker.

864 metrede de zil takılıp oynanır.

Bey, sanı’ asrın/arzum…
BY-PASSA esLMısLEızz.

‘ic

\

IlII__ıı tasarı
cııl Avısı sanılılar! s

YININ çektiği dil belâsıdır. Hiç
A gerek yokken “Ben otel ayısı
yım!” dedi Mustafa Taşar…
Şimdi, “ayı aşağı, ayı karı”… Uludağ’da ayılar için “öze korunma bölgesi” mi yapılacak? ANAP hemen heyet kuruyor, “Sen dillerinden anlarsın!” diye, heyetin başına Taşar’ı getiriyor. Kutup ayılarının nesli mi tükeniyor? Taşar nöbete!

Aslında, indeki yangına körükle gidiyor Taşar…

Çölde fırtına koparmak suretiyle
askerlik tarihine “Çöl ayısı” olarak geçen genç irisi Amerikan paşalarından
Norman Schwarzkopf hatıralarını yayınladı. “İnimden Ayı Manzaraları”…

Rivayet o ki, kitabı_ Taşar çok beğenmiş… Ankara’dan Istanbul’a gidecek, koca kitap kolisiyle güvenlik
kontroluna girmiş… Polisler bakmış,
hepsi aynı kitap… Kitabın adına bakmışlar, Taşar’a bakmışlar…

“Abicim çorbamızı isteriz…” demişler, “Şunları imzala da evdekilere
hatıra olsun…”

En kıdemli akıl hastası

ANİSA-hha’dan Hakkı ÖzbaM yır kardeşimiz, uzun araştır
malardan sonra, Türkiye’nin
en kıdemli delisini buldu.

Arnavut asıllı, 64 yaşındaki Mithat
Bego…
Turist olarak tastamam 40 yıl önce
gelmiş Türkiye’ye… “Ben burayı çok
sevdim!” demek suretiyle aklı^ dengesizlikler sergileyince, Manisa Ruh ve
Sinir Hastalıkları Hastanesi’ne yatırılmış… Yatış 0 yatış… Doktorlarla, hemşirelerle çok iyi anlaşmış, halvet olmuş, birdaha da çıkmamış…

__ Doktorlara, hemşirelere soruyor
Ozbayır arkadaşımız…

“Büyük fadyası var bize… Deli delinin halinden anlar, deli deliden korkar. Arabuluculuk yapıyor misafirlerle aranıızda…”

Bego da hayatından memnun…
“Burası benim ikinci Vatanım…”

“Burası” dediği yer, Türkiye mi,
akıl hastanesi mi, tam kestiremedik,
ama, olsun… Birilerinin işine yarayan
çok az insan var memlekette…

“Tedbirli
politikacı,
muhalitîe’ rinden
sonra yatar, herkesten önce kalkar…”
(T heodore Roosevelt, 1912)

Türkan Aky0l’un
mutlu evliliği

ÜRKAN Aky0l’un evliliği mutludur, uzundur. Su içinde yirmi
beş yıldır tanırım kendisini… Eşi
– ni de tanırım (Prof.Dr. Turhan Akyol),

yetişkin çocuklarını da…

Ama, ne hikmetse, “erken boşanma” konusunda, hiç evlenmemiş
lmren Aykut’un yanında saf tuttu.
Olur böyle vak’alar! Nema problem_…

Işin asıl tuhafı, “Osmanlılık” devam ediyor Aky0l’da…

12 Mart’ta Erim-Koçaş ekürisinin
yanında girdiği siyaseti öğrenemedi,
yarışçı tabiriyle “yanlış ata oynuyor”.
Daha kötüsü, sinirleniyor. Hem de,
çok çabuk sinirleniyor.

Geçenlerde Tekirdağ’a gittiydi Akol… Yanında, Tekirdağ eski milletveili, şimdiki başbakanlık danışmanı

Güneş Gürseler vardı. Geçen seçimdeki kaza Gürseler’in başına bir daha
gelmesin diye, Tekirdağ belediye başkanı Cemal Unlüsaraç ağabeyimize
“çıkma” yaptı Akyol…

“Güneşi evlâdım kadar severim,
ben_ _onun annesiyim…”

Unlüsaraç patavatıyla bilinen siya
silerimizden değildir. “Bana da ‘baba’ der kendisi… Ben de çok severim…”
Aky0l’un pek hoşuna gitmedi
benzetme… Tepki gösterdi: “Bak
başkan… Turhan lâzdır, bu lâfırıı duyarsa tabancasını kapıp gelir, kötü
olur…”

Neyse, öyle “kötü ihtimal” yoktu.
Turhan Akyol çok meşgûldü. Kalp
krizi geçiren Yıldırım Akbulut’a ilk ve
sonraki tıbbî müdahaleleri yapıyordu.

ELEKTRİKLİ
SANDALYE

YILDIRIM AKBULUT

Erzincan halindeki başarılarını
bilmem, ama, politikacı olarak çok
başarılı olduğun söylenemez…
“Politikacı” dediğin mahlûk istikrarlı olur. Aynı gün, iki saat arayla,
iki ayrı çizgi çizmişsin… llki, Mesut
Yılmaz’la 50 dakika görüştükten
sonra, ANAP’a dönüş sinyali…

;le küçük Yıldırım’la oynarım!” lâı…

Torunlarla oynamak, oynaşmak
gelenektir. lnönü’ye “Küçük Turgut’la oynasın!” diyen Ozal başlatmıştı. Biraz “geri gitme” var. Kendi kendisiyle insanın oynaması gi

lkincisi, “ANAP’a döneceğime, ev- ı

bi…