Baba şansını zorlamaya başladı! (2)

Baha sarısını zorlamaya

BDÜlKADlR Ateş (Mülkiyeli)
Atlıikmet Çetin’i (Mülkiyeli ağayi) sevmiyor.

Niye?

“Hariciye bakanlığı dururken Turizm bakanlığı ne işe yarar?” diye sormuş, Ateş’in bakanlığındaki dış ataşeliklerin yüzde 90’ını kırpmış, kuşa çe

Kurîhon FISEK

Iıaslauı! (2)

Baba yara kaşıyor. Hangi akla hizmettir bilinmez, ama, tastamam öyle
yapıyor.

Selin Çağlayan arkadaşımızın gazetelere yansımayan haberine göre,
Hikmet Çetin Suriye’ye gitti, yerine
Ekrem Ceyhun baktı, Pakistan heyeti
virmiş… _ ni kabul etti, HinHerkes Erdal be- EABÂMZM BEN distan’daki Müsye kızıyor. |üman’ların koNiye? runması konusunNe zaman yurt da Türkiye’nin
dışına gitse, yerine “ziyadesiyle hasbıraktığı “vekil” (ba- sas” olduğunu
ba memleket dışın- söyledi, ortalığı
daysa) problem çı- buz kesti.
karıyor. Hindistan büHikmet Çetin dı- yükelçisi Gajendşarı gidiyor, onun ra Singh görüşme
problemi herkesten talebinde bulunfazla… Yerine iki ke- – — du Ceyhun’dan…
re Onur Kumbaracıbaşı bırakılmış (bir Meğer Hindistan da “ziyadesiyle has
Mülkiyeli daha), olay çıkmış…
Kumbaracıbaşı iktisatçrdır, hariciyeden pek anlamaz…
Çetin’e ilk vekâlet edişinde “Erme
nistan’a Türkiye üzerinden uçak git
mesi” olayı patladı. Silah varmış
uçaklarda… İkinci vekâletinde, “Ermenistan’la Azerbaycan arasındaki
savaş bizi ne ilgilendirir?” diye sâfiyane sordu, çıngar çıktı.

Lâf aramızda, Çetin de iktisatçıdır,
hariciyeyi sonradan anlar gibi yaptı.
Yapıyor.

sasrrıış” 0 konuda…

Alttan aldı Ceyhun… “Babri Camii’nin onarımı için çıkma yaparız!”
dedi, Türkiye’nin böyle bir yardımdan
mutluluk duyacağını anlattı.

O başka problemmiş meğerse…

Kimse yemedi.

Türk-Pakistan Kültür Derneği’nin
ortak toplantısında Keşmir’de olanları
da desteklemişti Ceyhun…

lnsanın böyle koalisyon ortağı olduktan sonra, ana muhalefete ne ihtiyaç var?

AFEDERsiMiz,
Bu SANDALYE BosMu 2

BrıxıAsuAırsş/Hi i
BOS DENEBiLıR

f ‘m4’

wa”

Tez nizle
llasfel

° BRAHİM Tez, bundan 463 gün önIce, “Seni büyüyünce üç tarafımızı
çeviren denizlerden sorumlu kılacağım!” diyen babanın dolduruşuna gelmişti. “Kaptan-ı Derya” olmak hoş hayal… Boş hayal…

Sürenin dolmasına 37 gün var. Ortada ne deniz var, ne gemi… Tez’in
suyla bütün ilgisi, duşlardan, musluklardan akanlar…

Boş oturmaktan elbette canı sıkılır
insanın… Karadeniz’de avlanırken bir
Bulgar askerinin ölümüne sebep olup
Bulgar karasularını “ihlal etmek” suçundan tutuklanan Sinan Şahin’e sahip
çıkmış Tez… “Bizim Lâz teknesine
Bulgar hücumbotları ateş açtı, sonra
çarptı, denizci kendiliğinden düşüp
boğuldu!” demiş…

Küçük bir not düşelim… Sinan Şahin’in, anılan suçlardan mahkûmiyeti
(20 yıl hapis) geçenlerde kesinleşti.
Nasıl “sürat-i intikal” ama?

Kükreven fareler
titreyen arslanlar

EP’ten arazi olan Mahmut Alınak

kükredi: “Bana yetki versinler, bir

ay içinde kontıgerillayı ortaya çıkanrım…”

Arkadaşımız Saffet Korkmaz heyecanlıdır.

“Nasıl yapmayı düşünüyorsunuz?”
diye sordu.

“Devletin gizli arşivlerine girilebilirse …. ..” diye söze başladı Alınak…

Saffet heyecanlıdır, ama siyasetçiyi,
“siyasî ağız”ları iyi anlar. Sordu: “Devletin gizli arşivleri size açılacak, illegal örgütlerin ipuçları orada bulunacak, bir
araya getirilecek, tarafınızdan değerlendirilecek, kontrgerilla böylece ortaya
çıkmış olacak… Oyle mi diyorsunuz?”

“Evet”…

Saffet kardeşim bu çok önemli ifşaata pek aklı yatmadı ama yine de haberdir diye yazdı.

“Gönnek istemeyenden
daha kör kimse yoktur…”
(Lao-Tzu, M.O. 540)

Milli felâket
kükürtdioksit

AŞKA bir hastalık” sebebiyle
ll B tedavi görmekte olan Türki
ye Atom Enerjisi Komisyonu
(TAEK) başkanı Yalçın Sanalan’ın,
“radyasyon vesvesesi yapan” bazı şahıslara inat, toryum iğnesi yaptırıp,
vücûduna radyasyon yüklediğini yazmıştım.

Az-buz cesaret değildi Sanalan’ınki… Çern0biI’den gelenin 10 misli,
Yatağan termik santralından çevreye
yayılanın 200 katı radyasyon tüketmek, her babayiğidin harcı değil…

Neyse, nekahat dönemini geçirdiği hasta yastığından başını kaldırıp
konuşmuş Sanalan… “Asıl, radyasyondan değil, kükürtdioksitten
korkun siz…”

Burası Türkiye… Kahramanlık tasIayarak gündem saptırmakta, hedef
şaşırtmakta üstümüze yok… Hele,
kimsenin anlayamayacağı gâvurca
Iâfları kullanıp bu işleri yapmanın üstâdı, piri biziz…

Bilmeyenler için, yarım kalmış
(İnönü ve Demirel sâyesinde) kimya
mühendisliği tahsilimin kırık-dökük
dağarcığından bilgi çıkarayım… Sana|an’ın “kükürtdioksit” dediği şey, kömür, füloyl, tüpgaz, odun, kereste gibi şeylerin yakılmasından, arabanın
egzos borusundan çıkar.

ELEKTRİKLİ

“LİDERLER” Sizlere hitap
ederken sıfat yakıştırmakta
güçlük çekiyorum. Ya “bravo”
diyeceğim, ya “pes”, ya daha
münasebetsiz bir şey… Yirmi
elinizle bir anayasa
düzeltemediniz… Duyduğuma
göre, tastamam bir ay
ertelenmiş “liderler zirvesi”…
O gün, masanın etrafına
çöreklenen 10 liderden 5 tanesi
12 Eylül yasaklısı, 1- tanesi 12
Eylül vetolusu, 3 tanesi 12 Eylül
mapusudur. Asker eli
değmemiş bir anayasa
çıkartmak, Mesut Yılmaz hariç,
hepsi 12 Eylül mağduru olan
sivil siyasiler için görevdir,
gönül borcudur. 12 Eylül
çağrışımı yapmak gibi bir
sevimsizliği olacak, ama,
“liderlere bak, süngüye sarıl!”