Aydınlığın kıymetini bilmek için karanlık bitiyot. Bakalım, sırada daha neler var?
DUMAN “OLİAINĞİYERDEŞ
ı YORUM
AYDINLIGIN KIYMETINI BILMEK IÇIN KARANLIK
, BİTIY OR. BAKALIM, SIRADA DAHA NELER VAR?
Refah Partisi’nin “demokratik haklar”
konusunda ne kadar hoşgörüsüz olduğunu
gördük. senkronize bağırıyorlar.
“Glu glu dansı”…
“Ç0cukluk”…
“Vatan hainliği”…
“Eblehlik”…
“Din düşmanlığü..
ı t v:
Bağırsınlar. Arılarnadıklan, anlamak istemedikleri bir şey var.
Ben bu Türkiye’yi, dedemin cumhuriyetini bunlara yedirrnem!
ı ı v:
İnsanların damarlarına bu kadar basmasalardı, Türkiye’yi İran’la, Türk-Kürt
sentezini acem-arap takımıyla özdeşleştirmeye kalkışmasalardı, son seçimde karşılarında olan yüzde 80’lik
kitle, ya haberleri izliyor, ya yalan ıüzgarlarına kapılmış ola
miş, çünkü tasarruf tedbirleri bâbında “yıllık iki elbise” kısılnıış, tek elbiseye kalınmış,
temizlikçi parası verilemezmiş…
Askeri bölgelere koyun ağılı kurulamazmış, çünkü, nizamiyedeki nöbetçi, “Durl
Kimdir o? İşaret, parola!” gibi abuk-sabuk
sorular soruyormuş…
Notre Dame kilisesine kendilerini zincirleyemezlermiş, çünkü, dış gezi ödeneklerinde kısıntı olduğu için oraya kadar gidemezlermiş…
On beş metre uzunluktaki bir lastik balinayla balina avcı gemilerinin önünü kesemezlermiş, çünkü, o büyüklükte oyuncak
balina yokmuş…
Devlet dairelerinin önüne çürümüş balık
bırakılamazmış, çünkü, sattıkları Jaguar
marka makam arabasının getirisiyle 10 ton kokmuş balık bile
“ ü almarnazmış…
_ i’ ‘k İ’
caktı. Saatlerine bile bakma- Peki, “Was Tun?” Lenin’
yacalclardı… in türkçeye tercümesiyle,
lşıklarını, mumlarını “Ne Yapmalı?”
sördürrneyeceklerdi. Sendikalar “iyi eylem”
Ayaklandı herkes… nasıl koyabilir?
Mesele, artık, “yangına l. THY’nin özelleştirilmesini
körükle gitmek”… protesto etmek için, havalirnanla
Demokratik büzüğüm sıkıştığında, Doç.Dr. Hayrettin
Ökçesiz’ün ölümsüz kitabını alırım önüme…
“Sivil İtaatsizlik”…
Ökçesiz, memurun amirine, halkın parlamento ve hükümete “itaatsizlik” etmesini
15 ülkede incelemiş, tastamam 137 “tür” eylem tesbit etmiş…
Mâdem mum söndü, sönüyor, yenilerini
deneyelim…
t i i
l. Yollara yatıp insandan “halı” örme
2. Polisleri ve güvenlik kuvvetlerini istifaya çağırma
3. Askerî bölgeye koyıın ağılı kurma
4. Askerî bölgeye ağaç dikme
5. Yüz metre yüksekliğinde balon asma
6. Denizaltıların üstüne tırmanma
7. Kokmuş-çürümüş balıklan devlet dairelerinin önüne bırakma
8. Notre Dame kilisesinin sütunlarına
kendilerini zincirleme
9. Çocuklarla el ele vererek şehirlerarası
yolları kesme
10. On beş metre büyüklükteki bir lastik
balinayla, kaçak balina avlayan balıkçı gemisinin yolunu kesme…
i’ ‘k i’
Toplu eylem yapmaya hazırlanan işçi,
memur, emekli, esnaf örgütleri ne yapabilir
bu arada?
Onlarınki biraz daha “etkili ve yetkili”…
Gönüllü kuruluşların eylem planları onları kesmedi. Niyesini sordum.
Yollara yatıp “insandan halı” öremezler
ll0
nndaki apron ve pistleri çıplak veya yarı çıplak vaziyette işgal etme
2. Genellikle deniz kıyılarında
bulunan askeri eğitim tesislerinin mücavir
alanlarında “barış ve çevre kampları” kurma
3. Otobüs, tren ve tramvaylarda imdat
frenlerini çekme
4. Sivil savunma tatbikatlarında sığınaklara girmeme
5. Tehlikeli yerlere trafik işaretleri koyma, yaya geçidi çizgileri çizme
6. Telefon ve elektrik faturalarını ödememe ‘
7. Gizli nükleer silahlarıyla ilgili planlan çalıp açıklama
8. Bürokratik kurallari uygulayarak memurlarını hayatlanndan bezdirme
9. Ağaçlara sarılma
10. Bildiri dağıtma
Sonuncu eylem seçeneği sendikacı dostların hoşuna gitmedi.
“Yıllardır bildiri dağıtıyoruz!” dediler.
İ *k ‘k
Sahi, üç büyük işçi konfederasyonuyla
bilcümle memur-esnaf örgütünün, şoför dervişin, toplam 3 milyon kişinin, “protest eylemi” oldu, olacak…
Ben bu yazıyı bitirirken, “demokratik
katılma oranı” yüzde 39’du. Düz vatandaşlann yüzde 46’sı elektriklerini söndürmüştü.
Sen yanmasan, ben sönmesem, nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa…
Damanmıza basmayin… “Daha bile komik” oluruz netekim…
$.lillilî.l.ill.llîllîlllll
Nlll ıırrırııı
ŞEVKET KAZAN (Kaçak Mercedes’iyle hasta yatağında ziyarete
gittiği Turhan Dilligil ağabeyimiz tarafından bir güzel lırçalandığı ı
İcin) .. ll
NECATİ ÇELİK SSK sınavında akrabam varsa istita ederım!” diyerek, göz göre göre yalan söylediği için) ….. .. ….. ..IJ
ABDULLAH GÜL (Bu takiyyeci kafayla giderse, “Açmadan solan
bir gülsün!” şarkısı dısında anılması ihtimali ortadan kalkacağı
için) …… .. ll
MEHMET G HAN (Kendisin peradaki Hayalet”, ^ urassic
Park” ve ”Mumyalar Müzesi” filmlerinin üçüncü vizyonuyla ilgili
olarak gelen teklitlere ‘evet’ diyemeyip Çiller tamilyasının mezağ
ııeıtçıııgıyıe yetindiği için) …………………… ..
TANSU ÇİLLER (“Uludağ ve Kartalkaya’nın dorukları kadar temizim!” diyerek. 0 güzelim beldelere de çevre kirliliğini bulaştırmaya devam ettiği icin)
BÜLENT ECEVİT.
DENİZ BAYKAL (“Populer soylem” sevdasına, sanki solumtrak
harekette başka opsiyon yokmuş gibi, seçmen kitlesini Bülent bej_
yin liderliğine endekslediği için) .. ……………. .. `
BÜLENT ECEVİT (Baykal-Topuz ekurısinin tutasına gelmeye
vam ettiği için) . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . ..O
HÜSAMETTİN CİNDORUK ( Meclis’ten alternatif parlamento çıkar!” derken, ne dediğini kendisi de anlamayarak, TBMM işinde
çalısacağına, PDM sotasına yattığı için) ….. .. …ll
KENAN IŞIK (İstanbul Şehir Tiyatroları Muhsin Ertuğrul sahnesindeki “Silvanlı Kadınlar” oyununun yönetmeni olarak. “gluglu dan’sı” lafını talıazaya alan sanatçıları. herkesin önünde lırçaladığ
için) ………. ………… . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
MERAL AKŞENE
(Mülteciler başkomiseril
Naum Şalamanov’un Türkiye’ye ili:ca etmesi büyük olay olduydu.
Vücut ağırlığının üç mislini kaldırar›
tek halterci, isim değiştirerek, “Naim Siileymanoğlu” oldu.
Rantını Turgut Özal yedi. Lâf aramızda, Naim de az nemalanmadı hani…
o o o
Şimdi Serafim Todorov sığındı Türkiye’ye…
Kendisini “Ahmet Sabri” olarak tanılıyor.
Olimpiyat ikincisi, 3 kere dünya, dört kere Avrupa şampivonud W›
Büyük boksördür sikletinde…
Kendisine, Meral Aksener vasıtasıyla, Tansu Çiller sahip cıkacakmıs…
“Bütün madalyalar bizimdir!” diyecekmiş…
o o o
Gariplerim ne yapsın?
Mllliyetteki resme bakıp haberi okudun mu?
“İçişleri Bakanlığı genelgesiyle 400 bin soydaşımız sınır dışı ediliyor.
Bütün mallarını, mülklerini Bulgaristan’da bırakıp Türkiye’ye kaçan soydasIarımız, ‘Ölürüz de dönmeyiz’ diyor…”
Sıkılmıyor musun?
Ben sıkılıyorum. “imtiyazlı soydaşlar” var.
“Garip soydaşlar” daha çok…
İnsanların, gariplerin sırtından geçinmek o kadar kolay ki…
Tempo 9 1997
TEST
AN AYASAYLA FAZLA OYNAŞMAYIN
l KİMSEYE BUNDAN HAYIR GELMEZ!
Bu sanılan daha önce de sorduydum
galiba… 5-6 yıl kadar evvel…
Yine gündeme geliyor. Anayasa değiştirilsin isteniyor.
Problem basit… Kim değiştirecek? Silahlılar m1, silahsızlar mı?
27 Mayıs ilıtilalinden önceki anayasa
tartışmaları, Direklerarasıhdaki Dümbüllü tülûatı gibiydi. Birisi kalkar, bir şeyler
söyler, rahmetli Dümbüllü elini kulağına
götürüp “Sirke mi dedin amca?” der, ne
hikmetse, herkes kalıkahadan kırılırdı.
Yani, sağırlar diyalogıınun alaturkası…
27 Mayıs’a giderken, “ispat hakkı” diye bı`r şey çıkmıştı. Basın mensuplarına
uygulanan acımasız ve iğrenç baskılara
karşı, söylediklerini, yazdıklarını ısbatlamak istiyordu gazeteciler… İktidardakı’
Demokrat Partili ‘ler gevrek gevrek
yor, “İsmail Hakkı mı dedin amca?” diye
ceviz akıllaıınca kata buluyorlardı.
Anayasalarla oynamaya, anayasal
güvence altındaki haklarla oynamaya
gelmez.. Ters teper. Ters teptiğinde,
bir evvelkinı’ çiğnevenler,
kuyruklarını bacaklarının
arasına kıstırıp, “Ya medet! ”
diye feryat ederler.
n “Anayasacılık” bizde
on dokuzuncu yüzyılda
başladı. Sebep?
a. Sımrsız iktidarın keytîliğine
son vermek
b. Devlet gücüne karşı halkı korumak
c. Niye bu kadar geciktiğinin hesabını sorınak için
d. Hepsi
E Türkiye’deki ilk anayasal girişim, 1808 Sened-i İttifakıdır.
Sadrazam Alemdar Mustafa Paşa’nın çağrısı üzerine, ayanlar, beyler,
silahlı adamlarıyla İstanbul yakınlarına çadır kurmuşlardı. İstedikleıini padişaha kabul ettirdiler. Ne istiyorlardı?
a. Can ve mal güvenliği
b. Zulümsüzlük
c. Vergi adaleti ş
d. Yiyicilerin yönetimden uzaklaştı- ‘
rılması
e. Hepsi
1808’de istenenler pek olmadı, ş
1876’da ilk anayasa çıkarıldı. ~
Kim hazırladı? ‘
a. Padişah
b. Valide Sultan
c. Sadrazam
d. Fransızca bilen devlet memurları
Bin yıllık tarihimizde, iki anayasayı birden onaylayan (1876
ve 1908) devlet büyüğümüz II.Abdülhaıniiftir. Hangi mektebi bitirdi?
a. Harbiye
b. ‘Pıbbiye
c. Mülkiye
d. Hayat
1961 anayasasım kimler hazırladı?
a. Milli Birlik Komitesi
b. Üniversite hocaları
c. Turgut Özal
d. Kenan Evren
“Ekonomik bedene bol geldiği”
iddiasıyla değiştirilen 1961
anayasasını, 12 Mart 1971 darbesinden sonra, kim değiştirdi?
a. Coşkun Kırca
“` b. Nihat Erim
@ »A c. ‘Purhan Feyzioğlu
d. Faruk Gürler
1982 anayasasını
Prof.Dr. Orhan Al
dıkaçtı’mn yaptığı söy
lenir, ama, perde arkası mi
marı A.Kenan Evrendi. Bu hizmeti
karşılığında, Evren’in adı kaç meydan, sokak ve apaıtnıana verildi?
a. 111 b. 222 c. 333 d.Sayamadım
İsviçre, bizi değil, kaçak paralannuzı sever. Kadınlara oy hakkı
m 1934 yılında “anayasal hak” ola
rak verdik. Onlar ne zaman verdi?
a. 1512 b. 1914 c. 1947 d. 1981
En uzun ömürlü anayasamız
1924 anayasasıydı. Hakimiyeti
kayıtsız-şartsız kime vermişti?
a. Meclise
b. Hükümete
c. Anayasa Mahkemesi’ne
d. Düvel-i muazzamaya
Milletvekilleri ne işler yapamaz?
a. Kamu tüzel kişilikleriyle bağlı
kuruluşlarmda görev
b. Yukarıdakilerin teşebbüs ve 0r
takhklarmda görev
c. Devletle ilişkisi dolaylı-doğrudan
olan kuruluşlarda görev
d. Hükümetin tayin ettiği görev
e. Hiç biri
**(01’Bi6’P<8'P(L'9(9`q(9“0lt'i>iS“9(z’P(I
Tempo 9/ 1997
BİR isim ein İŞLEM
(Haftalık Milletvekili Anıgramlannıı)
SÜLEYMAN ÇELEBİ
EN BELEŞÇİ ÜLEMÂ
(“E” Joker)
ERTUĞRUL YALÇINBAVIR
RAYU, YOĞURTLU ÇIBAN
(“O” Joker)
HASAN ÇAĞLAYAN
ÇAYLAK, NAH SANAI
(“K” Joker)
CAFER GÜNEŞ
EN CAZGlR AŞÜFTE
(“TAZI” Joker)
v’ MEHMET FEVZİ ŞIHANLIOĞLU
EMMOĞLU ŞEHVETLİ HANZO
oo” Joker)
LÜTFİ E. YALMAN
TÜFEYLİ ALMAN
ATAULlAH HAMiDi
UH! HATAU İMALATI
(“T” Joker)
İSMAİL İLHAN SUNGUR
RUHSUZ İLGİNÇ sALAM
(“çz” Joker)
MURAT BAŞESGİOGLU
OĞLUM BASUR ve ŞERİAT
even” Joker)
.RLIİAİNELİğİÃSEKJ
iyi avukat bulmakta üstüne olmayan, her darp,
gasp. yataklık, ruhsatsız silah taşıma, karakol basma,
jandarma öldürme vs. suçlarından yargılanıp devamlı
beraat eden Res:) ölüm döseğindeydl.
Ölüm sebebi basitti. Yaşlılık, yorgunluk…
Ununu elemiş, eleğiyle keleşini duvara asmıştı.
Etratına bakındı. Karısını aradı. Sordu.
“Zozan burada mı?”
“Heeel Burdayimdlr…”
Heşo bakındı etrafına… Çocuklarının, torunlarının
çoğu oradaydı.
Yine de sordu.
“Şeyhmus Zln, Roşan, Berivan, Ahmet, Hazal,
Leyla. Abdülgatfar, Sedat, Cebbar, Murtaza, Mustafa
burda midir?”
Aile korosundan cevap geldi.
“Burdayizdir…”
Son nefesini verirken bağırası tuttu Reşohun..
“Buradasiniz, başimde duriyseniz… Silah depo
sunda kimi bıraktiniz?”
“Sevgili dostlarım,
hayatta hiç dostum
olmadı…”
(Coco Chanel, 1971)
z
z.:
<ı:
...E
m::
4_
:n:
r ı s ı ı. ı ı ,
YÜCE MECLİSİMİZ AĞZIBOZUK l
MİLLETVEKİLLERİNE ALIŞIKTIR!
Uğur Mumcu'nun "Söz Meclisten İçeri"
(Tekin Yayınevi, 1981) kitabını yazsam yeniden... Yazamam.. TBMM'deki bütün kütürleşmeleıi yazdıydı.
Uğur hayatta olsaydı, bugünkülere çok
şaşınrdı. Hepsinin ağzı bizden bozuk...
o o o
TBMM Plzı ve .Bütçe Komisyonu'nun geçen haftaki toplaııtısında, ANAP'Iı Yıldırım Aktürk, "Eşitlik sözünün suyunu çıkardınız, aslında, su yerine bokunu çıkardınız..." dedi.
Necati Çelik'in tartışma yaratan.
"puştlu" sözleriyle başlayan, Erbakan'ın
muhalefete yönelik “Gluglu, yamyam dansı, kuduruyor bunlar!" gibi sözleriyle
gelişen siyaset dili, tepki yarat
ı malarına da yansıdı. TBMM Plan ve Bütçe K0' misyonu'nun önceki günkü toplantısı da garip
! örneklere sahne oldu.
ANAP'Iı Yıldırım Aktürk, emeklilik yasa
i tasarısı nedeniyle, hükümeti eleştirirken, bu
i sözleri gülümseyerek karşılayan Bakan Necati
l Çelik, konuşmasında, DPT uzmanlarını, "çok
l cins insanlar" olarak nitelendirdi.
l Komisyonun RP'Ii Başkanı Ertan Yülek,
l sosyal devlet anlayışını göstermek açısından ill ginç bir örnek vererek, “Ben herkesten
- farklı düşünen bir adamım... Kaçak işçi
çalıştırmanın hiç bir sakıncası yok... Kaçak işçiler ekonominin dinamiğidir,
devlete hiç bir yükü yoktur. Niye itiraz ediyorsunuz?"
maya başladıyıı dedi.
ANAP Grip Başkanvekili Zeki o o o
Çakan, bu tür sizlerin, milletvekili se- Hürriyet Ankara'dan Nuray
çilen, hele hele Başbakanlık koltuğun- Babacan'ın son yorum ve tesbitini
da oturan slyasiere hiç yakışmadığını
ve halk taratııııtan son derece yadırgandığını
söyledi. Çakan, siyasilerin üslubuna özen göstermesi gerektigini, bu tür sözlerin siyasetçlye
bakış açısını daolumsuzlaştırdığını belirtti.
O O O
TBMM (Senel Kurulu'nun tartışmalı oturumlarında miletveklllerinin birbirine yönelik
"Yuh", "Yürü :::ak gidersin!" gibi argo sözleri
davaya konu ukrken, bu üslûp komisyon çalış
okuyalım...
ı' "Milletvekillerinin siyasi konuşmaları ne] deniyle haklarında tazminat davası açılmasını
engelleyen son düzenleme, üslûp tartışmasını
l da beraberinde getirecek... Dokunulmazlık tek. Iitiyle yapılmak istenen bu değişikliğin suistimal edilmesini önlemek için 'disiplin cezası'
gündeme getiriliyor. Siyasetin dilini bozan mil, letvekillerinin kulağı, TBMM Başkanı tarafından
l çekilebilecek..."
lll
i