ayda radyasyon varmış, bu sefer belki bira içerler

çayda radyasyon varmış,
bu sefer belki bira içerler

ILBAŞININ hemen
Ysonrasında Bülent

Ecevit, Kıbrıs’ta
olacaktı. Haber kulağıma
çalındığında sevindim.

Sevindim, çünkü,
Mümtaz Soysal da aynı
gün ve saatlerde yavruvatanda olacaktı. Rauf Denktaş’ın tekrar anayasa başdanışmanı olmuştu, sıkı
pazarlıkçıydı, Amerikalı
bir dışişleri bakanı yardımcısı (Richard Holbrooke) geliyordu,
karşılıklı muhabbet edilecekti.

d Hemen “senaryo yazmaya” başlaım.

Rauf Denktaş, sosyal demokrat de
ğildir, 1960 öncesinde Kıbrıs’taki sendikalarla “başka türlü” ilişkileri olmuştur, ama, yavruvatanseverdir.
Kıbrıs dâvâsını sonuna kadar savunan
iki kişiyi, Bülent Ecevit’Ie Mümtaz
S0ysaI’ı kahvaltıya dâvet etse… Demli
çayları söylese… Sonra, “Benim biraz
işim ve çişim var, siz baş başa konuşun!” dese… Gidip dışarıda yarım saat, bir saat oyalansa… Ya Bülent bey,
ya Mümtaz hoca, Denktaş’ın yokluğunu fırsat bilip, “Noolacak bu sosyal
demokrasinin hâli?” sorusunu gündeme getirse… Lâf lâfı açsa…

Senaryo üretmeyi orada kestim.

Amerikalı birinin ziyâretini bahâne
etmediler, buluşmadılar. Duyumlarım
doğruysa, çayda radyasyon varmış…
Yüzde 150 enflasyonlu Türkiye, yüzde 232 enflasyonlu KKTC’ye “bozuk
ekonomi” ihraç edebildiğine göre,
mutlaka radyasyonlu çay fazlalarını
da yollamıştır.

Sözün kısası, tarilı^ bir arabuluculuk fırsatını kaçırdı Denktaş… Bülent
beyle Mümtaz hocayı bir araya getirebilir, baş başa bırakıp konuşturabiIirdi. Siyasi ömrü boyunca arabuluculardan çok çekmiş birinin “arabuluculuk” yapmasını düşünebiliyor musunuz?

Olmadı. Fırsat bu seferlik kaçtı.

‘A’ *k i’

Küçük bir parantez açayım…

PIAR-GALLUP’un son araştırmasına göre, “birleşmeye namzet” partilerden SHP’nin yüzde 8.0, CHP’nin
yüzde 1.3 oyu varmış… Toplasan yüzde 10, çarpsan yine yüzde 10 eder.

Yani, al birini, vur ötekine…
i’ *k ‘A’

TEMPO dergimizin kuruluş yıldönümü kokteylinde, Deniz Baykal’a
sorduydum. “Mümtaz hocanın şansı
ne?” Hem cevabımı, hem ağzımın
payını almıştım.

“Kimseye gümüş tepsi içinde liderlik vennezler. Kurultaya ‘aday’ olarak
gelsin, yarışsın, kazansın… Başımızın
üstünde yeri olur…”

Murat KarayalçınH yakından izliyorum. Dedikleri açık… “Mümtaz
hoca olmasın da kim olursa olsun…
Koalisyonun devamı şarttır, esastır…”

Mümtaz Soysa|’ın SHP’deki alternatifi Erdal İnönü’dür.

Bülent Ecevit, hem Deniz Baykal
ve Ali Topuz’u (eski CHP’nin_ hizipbaşları), hem Murat Karayalçın’ın örgütünü (şimdiki SHP) sevmiyor.

Ama, mevcut o iki yapının dışına
çıkmaya çalışıldığında da, Bülent Ecevit’|e Mümtaz Soysal arasında ilginç
bir “çekingenlik” var.

_Diyeceğim şu…

Iş artık Rauf Denktaş’a (ortak payda) kaldı.

Hürriyet’in cuma günkü haberini
okuyun…

“Ecevit, Kıbrıs paneline gidiyor.

DSP lideri Bülent Ecevit, Kıbrıs sorununun ele alınacağı bir panel için
KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’la 14 Ocak’ta Almanya’nın Nürnberg Kenti ‘ne gidiyor. Ecevit ve Denktaş, dünyanın çeşitli ülkelerinden bilim adamlarının da katılacağı panelde, Kıbrıs sorunu hakkındaki görüşlerini açık/ayacaklar. ”

Duyduğuma göre, Mümtaz hoca
da orada olacak… Aynı gün ve saatte,
aynı yerde…
Belki beraber bira içerler.