Atın Babası Arının Babasından Nasıl Kurtulur?
BABASINDAN NASIL KUNTULUH?
Bir dolmakalem bile kendisine çok görülünce, arının babası atın _babasınaıfena
bozulmuş, “Yürü hanım, gıdıyoruz! deyip uçağına atlamış, yol boyurîCa kase* 50′
kup çıkartarak neşcsinî bulmaya Çâllşmrş›
sinirleri yine de yalısmaýlnca relefoma”
pirizden çekip denize atlamıŞ-u
Arının babası gittikten sonra masaya
keyifle, neşeyle kurulmus aî1n,_b3b?5rAma, neşesi fazla sürmemiş… Ozelımza
günlerine sakladığı altın dolmakalemını çıkarmak için elini cebine attığında, bakmIŞ.
kalem yok… Telaşla ötesini berisinı karIŞtırmış, yine yok… İntikam ateşıyle Yâmp
tutuşan arımn babasının glderaYak bu mu”
zırlığı yaptığına hükmedip, etrafinda_ Per ‘
vane olanlara kesin talimatını vermış…
“Artık bu adamdan kurtulmam lazım…
Koltuğunu çekin altından, dolmakalerrıımi yürütmenin ne olduğunu sorun
Atın babası arının babasından nasıl kurtulur? _ _
Yalnızca Ankara’da değil› diş îêmsırlclj
liklerimizde, yavruvatan Kıbrıs’ta ve Turkı
Cumhuriyetlefin başkentlerınde haldırhuldur cevap aranıyor bu soruyaw Bi”
türlü senaryo üretiliyor. Ama, atın babasımn buyurduğu gibi. “Hiçbiri bğş Para el’
mez, başka bir şeyler bulun…”
Bana sorarsanız, fazla aranmaY8 gerek_
yok… En anlamlı senaryo bizım rahmetli
Vasıf Öngörenînki…
Kendi dar sınıfsal dünyasına haPSOl
muş, eli yüzü düzgün, iyi okuyan bır kızcağızdır Asiye… Günlerden bır gün. @Ve
döner, dünyanın en eski mesleğinin usta
icracısı olan annesinin dost tuttuğunu görür, kendini kapının önünde bulur. Asiye
“kurtulma” derdine düşmüştür artık-ş,
Kurtuluş yollarını arşlnlarken kerldlr”
okul müdiresinin kapısında bulur.ASlY_e_–~
lçeriye buyur edilir. yedirilîp glydlrlllr›
sonra da uygun bir sınıfsal kısmete, marangozun oğluna sözlenir. Ama, kötü kader bir kere yakaya _’8P1$m351“› _klmflw
maz Asiye… Misafîrlerden bin’ Asıye’yı tanıyınca nişan atılır, on sekizlik körpe kızcağız kendini aç-açık kapının önünde bulur.
Epey dolaştıktan sonra, ÇarCSİZı rrlüdl’
re hanımın evine döner Asiye… Kötü kader, müdire hanım seýâharre› “Yeğerîbf-‘Y’,
evdedir. Ateşli bir aşk başlar aralarinda.
ama, yeğenbeyin evli olduğu anlaşılınca
Asiye kapıyı boylar.
Uzatmayalım, ana mesleğine geçmekte”
başka çaresi kalmamıştır kadıncağızın…
TEMPO 14
Önceleri seçmece çalışmaz, bitirimci takımından, sabıkalı taifesinden cebinde üçbeş kuruşu olan kim varsa onunla yatar.
Derken, annesi çıkagelir Asiye’nin… “Senin, benim mcsleğimde sürümden kazanmaya kalkışmak hatadır…” der annesi,
“Müstakil bir eve çıkacağız, az çalışıp çok
kazanacağız…”
Kurtuluş yolları tıkalı, ama, işler tıkırındadır Asiye için…
Tam o an, parlak bir umut ışığı belirir.
Asiye’nin yağlı müşterilerinden biri, elinde para dolu bir çanta, kızın kapısını çalar, “Yürü, evleniyoruzl” der. Tam o sıra kapı _bir daha Çalınır, içeri hışımla dalan bir ana-kız dostu, damat adayını seksen sekiz yerinden bıçaklayıp yere serer,
sonra da kaçar. Para çantası kan gölünün
ortasındadır.
SÜLEYMAN
DEMiREL
›
y,
Asiye parayı gapıp gaçacak mı? Kendini nihayet kurtaracak mı?
Son perde açılır. Asiye genelev patronudur artık…
Asiye kurtuldu mu? Son bir defa sorulur bu soru… Sahneye giren koro, tek
` ağızdan aynı cevabı haykırır: “Kılavuzu
karga olanın burnu boktan kurtulmaz…”
(bağıra bağıra üç kere tekrar).
G 6 G
Atın babasının arının babasından intikam almak için ferman buyurduğu senaryolar tavşan hızıyla üremeye devam ediyor. Bu arada enflasyon, emisyon hacmi,
v eriyik döviz rezervleri gibi münasebetsizî
likler unutuldu gitti. Herkesin ağzında, kafasında aynı soru…
“Baba nasıl kurtulur?”
Ben başka bir soru sorayım… Baba sa›
hiden kurtulmak istiyor mu?
TURGUT ÖZAL (Ürveden deniz
seviyesine indiği için) …………………….
SÜLEYMAN DEMİREL (“Nerede okluk_
orada mokluk” dediği için) ……………
SEMRA ÖZAL (Bacağı kadar çocuğa
küstüğü için) ……………………… ..
MESUT YILMAZ (Ananın ANAP’ına
hürmette kusur ettiği için) …………….
HİKMET ÇETİN Vçağlayangil”
benzetmesi yakıştığı için) ……………….. ..s
FİKRİ SAĞLAR (Tebdil-i imzada
ferahlık bulduğu için) ……………………. .. ı
ARİF YÜKSEL (Hem kanadığı,
hem kanattığı için) ……………….. .. ”o
İSTANBUL MEZARLIK MÜDÜRLÜĞÜ
(Elçibey’e mezar bulamadığı için) ………. ..o
DANİMARKA (Almanya’ya Maastricht
sonrası ikinci kazığı attığı için) ………… n10′
TANJU ÇOLAK (Gençlere örnek
olmaya devam ettiği için) ………… .. .
‘ ‘ ~: m.! 5 ı
Haftalık _Anagram Analiziniz
KARADENIZ EKONOMİK İŞBİRLİĞİ
KONFERANSI _ . _
SİLİKON _ERMENİ ŞEFI, KARABAGLFDAN
KORK, IZIN AL!
(“AL, AL!” Joker)
HULYA AVŞAR ASANSÖBDE BAsıw
YA SABIR! _ç HAYLI lLGlNÇ, Lak AVRADA
ASILSAN puşsk J
(“KAYA ÇILINGIROĞLU” Joker)
lZ_M_lR İKTİSAT KONGRESİ
sıtııkLl ORGAZM REKORA irri
(“DOLAR” Joker)
PİYASADA SAHTE DOLAR VAR_
(EYVAH, 5.0.8.! PARADA TADİLAT!
(“A.T.” Joker)
ARİF vÜksgL _
(AYY, suLuk HERIF
rvuu” Joker)
LUCIANO PAVAROTTI
KARNAVAL POPO ACITTI
(“PKK” Joker)
MELİKE _HASEFE
AH, SEFIL KEKEME
(“K” Joker)
ALI İHSAN QOĞRAMACI
MAıgAzl HAIN soLLAnı
(“ZUL” Joker)
ILYAS SALMAN (“ÇİÇEK A_8BAS”)
SAÇMALAYAN ASABI KEçl
(“A” Joker)
KAMERGENÇYILMAZHOCAOĞLU
HER MAÇO MOK YOLUNA GAZI
V0″ Joker)
` kjden düşenin dostu olmaz;şimdiyse yükselenin dostu
adı. Özal’ın Çankaya’ya
‘ asından sonra, birer ikişer
eye, arazi olmaya başladı
‘ afındakiler… Gerçi açıktan
‘ulıalefet yok, ama, “kızım sa_ ,g, söylüyorum, gelinim sen an. ı” fasılları çok…
Mesela, “Gel cumhurbaşka, m, git cumhurbaşkanım, yine
cceremedin cumhurbaşka’ı m!” muhabbeti başladı şu sıarda… Çanakkale eski millet
man ANAP kulisine gelse, heen başlıyor bu çağrışlar… En
şli Özalcı’lar da gık diyemi
rsümer’in cumhurluğu kendısınden, başkanlığı da ANAP’ı _ seçim işlerinden sorumlu baş’kanı olmasından menkul…
,İ Her şeyin üstüne gidecek yeterli vaktinin olmayışından deamlı yakınır Adnan Kahveci…
Ama, biri daha bitmeden kendine yeni işler yaratmakta da üstüne yoktur.
ı Rivayet o ki, Çaydanlık bulurSa meclisin çay ocağına el koyacakmış… “Çaydanlık nereden
çıktı?” diye sormuş arkadaşar…
“Ben varım, kahveci…” cevabını vermiş, “Çay var, SHP
Hatay milletvekili Fuat Çay…
Su var, DYP İçel milletvekili Ali
_Su… Şeker var, Konya milletve” Ömer Şeker… Çaydanlığa
aldık bir tek… Önümüzdeki
eclise inşallah…”
cıua ALııAînA` _uz ,HAVALABI
Bayram tatiliyle yaz tatili- ‘ DYP Bursa milletvekili Ibra- ` arasında… ‘Neredeyse, saç
ni birleştirecek hem parası,
hem zamanı, hem kısmeti
olan arkadaşlardan biri (ismi lazım değil), tatibdönüşü, Kemefdeki Club Alda’dan “bayram eğlencesi”
manzaraları anlattı. Onun
yalancısıyım. .. ç .
“Spor bakanı Mehmet Ali
Yılmaz’la Zeynep hanım da
oradaydı. Ilk gece tamam,
orkestraya devamlı, Laz ha- › ‘ ‘
vaları çaldırttı, kurtlarını
döktü Zeynep hanım… letmeyeceksen ben ederim’
Ama, iki gece, üç gece, aynı dedi kocasına… Kalktı, du
him GürdaPın eşi _Arzu lıa-. f saça, baş başa geliyorlardı.
nım dayanamadı, ‘Ben ba- Neyse, o geceliğine muzik
kan falan arılaınam, sen hal-
A Peki, ya ertesi gün?
Ertesi gün bavullanm top
sey devam edince, herkese ruma’ müdahale etti. Sert layıp gitmiş Yılmaz çifti…
fenalık geldi. Sonunda, atışmalar oldu iki hanım Sonrası sessizluk…
i’ İSTANBUL’DA llllKA-İ HAYBİYE
Hem gazetelerde çıkanlara, hem ANAP kulislerinde dolaşanlara bakılırsa, Mesut Yılmaz’la Özal familyası arasındaki köprüler hepten atıldı. O kadar ki, siyasi burnu nadiren iyi
koku alan Yıldırım Akbulut bile durumun farkına vardı, “Cumhurbaşkanım tensip buyururlarsa partimin genel başkanlığına talibim…” diye, arının kovanına çomağını soktu.
Peki, Okluk havalisinden kendisine yöneltilen sataşmalara şimdilik pek ses çıkarmayan
Mesut Yılmaz durumu nasıl karşılıyor.
Biz söyleyelim, rahatlamış durumda; keyifli… Espri yapıyor, dostlarıyla laf çakıştırıyor.
Ankara’daki seçme bir toplantının çay molasıydı. Yılmaz’ı yalnız yakaladı bir gazeteci
dostumuz… “İstanbul vak’asına ne diyorsunuz sayın başbakan?” diye sordu.
Kahkahayı bastı Yılmaz… “Hangi birini soruyorsunuz? İstanbul’da vaka-i hayriye o kadar çok ki…”
Bayramda eş-dostla haberleşmek tam bir
işkenceydi. İstanbul’u iki saat gecikmeli,
Şarköy’ü neredeyse geceyarısı buldum.
Derken, Almanya’yı arayacağım tuttu geçenlerde… Parmaklarımda nasırlaşma başlayınca küfrettim, denemeyi bıraktım. Telefonlaşma sıkıntısından uzak, pazar keyfi yaparken, Cumhuriyet’in bir haberi ilişti
gözüme… “PTT, İsviçre’ye ll Milyon Telefon KartrSiparişi Verdi!”
il& `
, J
t’ ‘l ı -›
Normali, jetonlusu çalıştı da, kartlısına
sıra geldi. “Sen bir garip çingenesin, gümüş saplı zurna senin neyine?” dememek
için kendimi zor tuttum. Homurdanarak
kapattım hafta sonunu… Pazartesi sabahı PTT üstüne yazılmış, imzasız bir okuyucu mektubu bulmaz mıyım masamda?
Aynen yayınlıyorum.
TOPÇU DESTEĞİNDE NEO-PTT DESTANI
TOPÇU desteğinde ilerliyor ordumuz
Bin düşmana bedeldir bizim ferdimiz
Biter BULUT/atın gölgesinde derdimiz
Geliriz gideriz, biziz yeni PTT
Gerekirse başvururuz şiddete
TÜRKSA T’m gölgesinde bir bakan
YAŞAR
Yuhh artik sana şu eski BAŞER
Bu ordu daha ne dağlar aşar
Asarız keseriz, biziz yeni PTT
Gerekirse başvururuz şiddete
Sularımız BURSA ‘dan beri ÇAĞLAR
Selam olsun size ey yüce dağlar
Bize yan bakanın anası ağlar
Sürer süründürürüz, biziz yeni PTT
Gerekirse başvururuz şiddete
Öküzün altında bulduk bir dana
Helal olsun onu bulan OSMAN’a
Bu gidişle ağlayacak çok ana
Yeriz içeriz, biziz yeni PTT
Gerekirse başvururuz şiddete
15 TEMPO
ı i… .KURTHAN Fişek.:
V`(Zaman zaman sadrazam vekili) `; ı. _
F. _ ..”Sıfırcı Hoca” libasına büründüğümde sizi niye?, `
ı ‘frap0rlu” saydığım devarnh sorarlar. Hep aynı w’
ı vabı veririm: “1961 yılında Erdal Bey hocamdı_ Tef _I
;orik fizikten devamlı sıfır verdi, onun yü: “denl
i okuldan atıldım, otuz yıl gecikmeyle intikam: ı.. ah,
fyorum. Bu biiirr! Erdal Bey ziyadesiyle kibar bi, .I
{ insandır, kimseyi incitmeye kıyamaz,bu yüzden gi.’ H
l yasetimize gitmiyor. Bu ikiiii!” ” g ”E
; SHP’deki alternatifiniz Murat’ Karayalçınun ‘
‘ “SHP’nin başına ne geldiyse kibarhktan geldi!” de.
mesinden sonra, size yakışmayacak bir şekilde he.
yecana geldiniz, KEI zirvesindeki münasebetsizlik.
I lerin en doğru değerlendirmesini yaptınız: “fF-uk.
S luk çocukken güzel oluyor, ama, büyüyünc. . .._i1.
ğmiyor…” ~ ;
Doğruya doğru, ‘fsıfırcı hoca” sütununda bazı.,
İlarından yer kalsaydı, “8” (yazıyla f-‘şekiz”) vere.
&Çektim size… Yer olmayınca burayakaydırdım.
İ ‘j ` Olmadı, olmuyor. Doğrulan ‘dobra dobra, “par”
?iédiye söylediğinizde cızırdıyor, kulağa batıyor…
I
.ı
cı foto-saka
HAFTANIN ııiııııııııi
“Anadan doğma aç,
babadan doğma yetersiz olana
dünyayı versen doymaz
(Lenin, 1907) l
I
LA,, . -_
‘.v.rv
Neyse, fena değilmiş, oturalım bakalım… v
oio-scık
Fırat-Dicle hattının doğusunda şu bizim meşhur
”yargılama reformu” nihayet gerçekleşmiş… DUyan duymayan herkes var sorguda… Sorulanla söyleneni çevirecek tercüman, adli meram anl~”: 11k
avukat, sanığın ruh halini izleyip cezai eh ne
anında karar verecek psikiyatri uzmanı… Tan.. bu
arada, sorguçlar…
a: a» ir
“Konuş lan! Kaç eyleme karıştın, kaç kişi öldür’
dün?”
”Gurban oliiim sana can babo… Garişmamişem’
dir, öldürmemişemdir…”
Sopa sesleri, E138 cihazının manyeto tıkırû’
”Konuş dedik sana lan! Neler yaptın?”
“Vışş kala vışşş! Anam avradim olsin, yapma’
mişemdir bir şey…”
Kendisi de doğusoylu olan psikiyatri uzınanında”
derhal müdahale… 4
“Hele devlet babolar, salasız garibi gitsin… ÖĞÜ’
patliyasi kompleksi vardır bunda…”
‘İOİO -SCI İ( d ‘İ
I
FOTOĞRAFLAR: RECEP TANITKAN
Neee? Yine mi o münaısebetsiz herif?
TEMPO 16
ııîıxısm. . , ‘.
L
üıvıııüıvıüz vıısııııııııııvıııııııı
NIHAYET auıııcıııı…
Onu yapma, bunu yapma… Şunu okuma, buna bakma… Sağdan git,
sollama… Kaşının üstünde gözün var. Falans da _filans…
Beşikten musa/la taşına, bunları dinlemekle geçti insanoğlunun ömrü… Ne
zaman ağız tadıyla, gönül zevkiyle bir şeyler yapmaya kalkışsak, eh!-i namus
erbabının, gönüllü ahlak bekçilerinin “Yassahh hemşehrim!” ikazları
yolumuza kesti.
“Sana ne lan? Keyfimin kâhyası mısın?” diyemedik.
Diyemedik, çünkü işlerine gelmeyeni, hoşlarına gitmeyeni yasaklamaya
kalkışanlar, dediklerini zorla yaptırabilecek güçte olanlardı.
Neyse, “Yasaksız, yasakçısız bir dünyaya!” temennisiyle,
sizleri aşağıya alalım…
SORU 1. Yasakçılığın altında “korkutma” yatar,
“sindirme” yatar. Savaş Tanrısı Ares’le “aynı kaba
yapan” (kapdaş) Korku Tanrısı mitolojide kimdir?
a. Herkül b. Fobos c. Hermes d. Merkür
SORU 2. Hippokrates “tıbbın babası” sayılır. Hem
“müstehcen”, hem ”sağlığa mugayir” saydığı için;
Hippokrates gebe kadınların ne yapmasını yasakladı? .
a. Dağda yürümeyi
lı. Banyo yapmayı
c. Yumuşak yastığa oturmayı
d. Seks yapmayı
e. Hepsini
SORU 3. Tarihin en azılı yasakçısı Katolik Kilisesi,
koyulan yasakları çiğnemenin cezası çoğu zaman
idamdı. Aşağıdaki suçlardan hangisi idamlık değildi?
a. Oğlancılık b. Hayvancılık
c. Adam öldürmek d. İntihar etmek
SORU 4. Katolik Kilisesi’nin en amansız sansürcülerinden biri Papa IV. Paul’dü. Hangi ressamın eserlerine “tesettüre riayet” şartı koydu?
a. Bruegel
b. Michelangelo
c. Leonardo da Vinci
d. Rafael
SORU 5. Yasakçılığın altında korkutmanın yattığını söylemiştik. Giovanni Siniba1di’nin
“Geneanthropeia” (Roma, 1642) kitabına göre, müzelerdeki erotik heykel ve resimlere uzun uzadıya bakanlara ne olurdu?
a, Kellik b. Kabızlık c. Gut
d. Burun kızarması e. Hepsi
SORU 6. Taocu düşünür Tung Hsuan Tzu’nun “Yatak Odası Sanatı” kitabına göre, 58 cinsel birleşme
pozisyonu vardır. Hitler Almanya’sının resmi seks
ideologu Van der Velde, bu pozisyonların sayısını kaça indirdi?
a. 3 b. 10 c. 31 d. 69
SORU 7. Amerika’nın en azılı yasakçısı Senatör
McCarthy’di. Hollywood’a koydurttuğu yasağa göre, casusluk filmlerinde “tukaka” olan neydi?
a. Filmin sonunda komünistlerin hayatta kalması
b. Kahramamn Rus casus kızına âşık olması
c. Komünistleriu insanları iyilik yapması
d. Atom sırlannın başarıyla çalınması
TEIP018
SORU 8. “Ağaç kesmek” yasaktır bizde… Genellikle de afdışı bırakılır. Peki, ağaç kesmeye idam cezasını hangi padişahımız koydu?
a. Fatih b. H. Beyazıt c. Yavuz d. Kanuni
SORU 9. İstanbul’un işgal yıllarında, uçarı bir Fransız mürebbiyenin aşk maceralarını anlatan
“Mürebbiye” isimli kitap, işgal komutanlığının Fransız kanadının bastırmasıyla toplatılmıştı. Yazarı kimdir?
a. Hüseyin Rahmi Gürpınar
b. Reşat Nuri Güntekin
c. Mehmet Rauf ı
d. Ahmet Rasim
SORU 10. Padişah ll. Abdülhamit sinemayı yasaklamıştı. Niye?
a. Lüzumsuz kalabalık toplanması
b. Ahlak bozulması
c. Yangın tehlikesi
d. Enerji tasarrufu
CEVAPLAR
1) b. 2) e. 3) a, 4) b, 5) e;
6) b, 7) b, 8) a, 9) a, 10) d.
.çtıGAıMAıA ıııışıım
;İlêîllttw
BENİMLE
KAFA ııuuıııııııı
Hafta başıydı. Masamın Üstü
bulduğum kalın mukawalarla
viyeli zarfı açtım, içinden kırmm
kredi kartı çıktı. En üstünde “Rux
sian Express” yazısı, heır alıım
ortalanmış vaziyette orak- ;ç i&
reti vardı. Rublenin geçmediği ,
dünyada rubleye dayalı bir kanı;
hiç geçmeyeceğini düşünmekle b,
raber, bir umut, ayrıntılı bilgi; .
kartın arkasını çevirdim. Karma
duası gibi bir yazı…
Kokusu FlŞEK
…L’:’.’:*..!:’.”“.””:°””‘”
ısının-amacını;
“Bir zamanların anlı-şanlı altı
kartının bile harc-ı alem hale geld’
ği şu günlerde herkes kreıî’ `- ”tı
hibi olabilir.Artık,bugı; . .. ‘
arası seçkinlerin tek gözde karı
Russian Express Kızıl Kartı”dır…’
Alttaki paragrafa geçtim.
“Evet, Kızıl Kart, glasnost ve
restr0ika’mn doğal uzantısıdır. On
vazgeçilmez kılansa, çok yönlüluĞ
ve kullanışlılığıdır. Berlin dumrl”
dan ücretsiz geçmek, Gule”. îs`~ imi*
dalarında sigara, Silikon ` “f”
gizli bilgi satın alırken t. ç ınd!
rimlerden yararlanmak için kullan;
bilirsiniz onu… Dünyanın don İ**
yamnda özgürce ve sınırsız harcın
yapmak istiyorsanız, partiye katılır›
Kızıl Kartfnızı en yakın şubemızd
alın…”
Altı ay kadar evvel şößle “m”
tim: “Kuzey komşunz” ‘f’ 5 }
böyle devam etmez… F _f H
maz, sosyalist ihtilal ol
O gün bu gündür, beniml .
bulmanın yollarını arıyor 3′
lar… Arasınlar, bulsunlar ğ
lım… Kehanetimin doğ”
yanlış) çıkmasına şunun ŞU’
bir buçuk yıl kaldı.