Aspirinin tarihini yazsam yeniden

12 Aralık 1993
PAZAR

BİR GN HİKÂE
KURTFIANÃFIŞEK

ıısııirinin tarihini yazsam yeniden…

ağacının kabuğunu dibekte döver,
teşi, ağrısı, sancısı olan hastalara
suyla karıştırıp yuttururlardı.

Küüüttt, ateş düşer, paatttt ağrı-sızı
kalmazdı.

Söğüt ağacı kabuğunun kerametinin
nereden geldiğini tam iki bin yıl süreyle
kimse kestiremedi, anlayamadı.

‘k ‘k ‘k

1893 yılına gelindi. Almanya’daki Bayer ilaç fabrikalarında çalışan genç kimyager Felix Hoffmanün ,_ . . ç.
bazı şeyler canına
tak etmişti.

Babası romatizmalarından şikâyetçiydi.
Meyhane arkadaşlarını yanına toplayıp oğlunun çalıştığı laboratuvarı basıyor, “Ne biçim bilim adamısınız? Şu
ağrılarıma çâre bulamadınız…” diye
fabrikanın düzenini
bozuyordu.

Canına tak etti Hoffmanün…

Söğüt kökenli asetil’i gül kökenli Spiraea’yla hannanladı, en son “in” ilacın

l Nl’lK çağ lokman hekimleri söğüt

‘ o olduğunu söyledi.

-Al sana ir-in…

İnsanlık tarihinin en önemli iki buluşundan biri… ‘

‘k *k ‘A’

“Aspirin” deyip geçmeyin… Dünya

siyasî tarihinde de çok büyük rol oynadı.

Birinci Dünya Savaşı’nı noktalayan
Versailles Antlaşması görüşmelerinde
“anahtar rol” oynadı aspirin… Almanya
direßeydi, savaş yeniden çıkabilirdi.

“Savaş tazminatı” olarak, aspirinin
isim hakkını Fransa, İngiltere, Amerika
ve Rusya’ya verdi Almanlar…

– ‘A’ ‘A’ ‘A’

“Her derde devâ tek ilaç” aspirindir.

Ama, azı karar, fazlası öldürücüdür.

Türk Tabipleri Birliği gelecek hafta
kampanya başlatıyor. Aspirinin açıkta,

_ ç _ bakkalda, kasapta,
işportacı tezgahında «
satılmasını önlemek,
1-4 yaş grubundaki
çocukların ölüm ve
zehirlenme hızını
düşürmek, aspirinin
eczanelerde “sıkı
ambalailı” şekilde
sunulmasını sağlamak için…

Türkiye’de her
yıl 600 milyon tablet aspirin yutuluyor.

Türkiye’de her yıl
aspirin zehirlenmesinden ölenlerin yüzde 83’ü 0yun-oyuncak çağındaki (l -4 yaş) çocuklar…

Türkiye’de her yıl mide-bağırsak kanaması geçirenlerin yüzde 34’ü, kanamadan 3 saat önce, ortalama 3-4 tablet
aspirin alıyor.

Yani, dünyanın en “tedavi edici” ilacını “öldürücü ilaç” haline getirmişiz… Çare “zehirlenmeyi önleyici ambalaj”dır.

Bari çocuklarımızı koruyalım…

l ıarzA `ıM NALLARNI
îêîîzıv/olaıız…

korka ııaiıan ııeıiıı

“Nuııı ve”,

ÂKIİEIIİİB uzananş.

Bu vatan bizim…

b Türkiye’de dildarynık türünden ördekleıle loelaynak kuşlanna gösterilen ilgi
ve şefkatin “tarilî değer” konumundaki
Mehter Takımrndan esirgendiğini söyleyen lnegöl Mehter Takımı başkanı Mehmet Semiz, durumu başbakananamıza
iletip yardım isteyeceklerini söyledi (Bursa-lıha)… –
b Karakışın arı^den bastırmaşı sonucu,
4 bin köyün çevreyle her türlü ilgisi kesil
di, kurtarma araçları kendilerini kurtara- _

mıyor (Eııunım-hhal..

başkan
olduktan sonra tükeniverdi…”
(T heodore Roosevelt, 1902)

Bütçe görüşmelerinin ikinci günün
de sıralar boştu. Daha vahimi, TBMM
bütçesi görüşülüyordu. Oturum başkanı da sendin… Boş sıraları görüntüle
-mek isteyen fotoğrafçılarla kamera
manları önce uyardın, sonra da salonun dışına çıkarttın…

Neymiş? “Az sayıda milletvekilinin
görüntülenmesi, meclisin itibannı zedelemıiş…”

Amanin boooo!

Bir posta milletvekili Rusya’daki seçimlere “gözlemci” olarak gitınek için,
devletin parasıyla, dört gün önce yola
çıkıyor. Galatasaray maçını seyretmek
için… Bir başka grup milletvekili bütçe
nin sunulduğu gün, Cavit Çağlarün dâvetlisi olarak, Moskova’daki maça gidi’yor. Büyükçe bir bölüm milletvekili kuliste, lokantada lâklâk yapıyor. ”

Sen de kalkmışsın, TBMM’nin itibarının zedelenmesini basına yüklüyorsun…

Bazılarına makam vermeyeceksin…
Ya zırvalar, ya babalarını asarlar.