Anket kalmadı bari fal açalım

‘ 031 Ekim1995

bari fal

EVGİLİ Rauf Ta
mer’in “Bayrak

Asın!” yazısından esin
lenerek, pazar günü,
tüm vatandaşlarımıza aynı çağrıyı yapmıştım.

“Bugün cumhuriyetimizin doğum günü… Edirne’den Ardahan’a, Sinop’tan
Samandağfna bayraklannızı asın… Oyle bir seçim kanunu getiriyorlar ki, değil
evinizin ön cephesine bayrak, evinizin arka bahçesine çamaşır bile
astırmaz bunlar…”

Arkadaşlar tepki gösterdi. __

“Yine abartıyorsun… Oyle şey
olur mu? istediğim zaman, istediğim yere bayrağımızı asar, dalgalandınrım. . . ‘ ‘

Demokrasi tarihimizin en “yasakçı” seçim kanununa kavuştuk. Yani,
ben haklı çıktım.

Hürriyet’in logosunun yanındaki
Türk bayrağını indirmeye kalkışırlarsa
hiç şaşmam…

‘k i’ “k

Asıl komiğime giden “yasak”, anket yapma ve yapılan anketlerin sonuçlarını yayınlama yasağı oldu.

Bu kadarını ben bile beklemiyordum.

Kamuoyunun bilgi edinme, basının
bilgi verme, bilim kurumlarının bilim
yayma özgürlüğüne tecavüzdür bu…

***k

Aslına bakılırsa, seçim sonuçlarının
ne olacağını herkes biliyor. Yani, anket
yapmaya gerek yok…

Seçimin sonucunu, çok büyük

@ölçüde gurbetçi oylarıyla 1820 yaş gmbundaki gençlik oylan tayin
edecektir. Şaka değil, 9-10 milyon
seçmen var bu kitlede… Onları kim
seçmen kütüklerine daha fazla yazdırır,

A sandık başına kim daha örgütlü götü
rürse, o kazanacaktır. Haydi, parti adı
da vereyim… RP ve MHP…
Sandıktan “koalisyon” çıka9 caktır. Daha önce yapılmış
olup seçim yasaklarına girmeyen anketlerin sonuçlarına, il genel meclisi seçimlerindeki oy dağılımına bakılırsa,Doğruyol, Anavatan, Refah, Sosdem
ve Demsol, yüzde 13-20 arasında değişen oranları tutturacaktır. Tek basına
iktidar olmaya yetmez bunlar… CHP’nin 80-100 sandalyesi, koalisyon

Att , ket :kalmadı l
açalım

kilidinin anahtarıdır.
Bütün bunları bilmek, öğrenmek
için, anket yapmaya ne gerek var?
i’ ‘k ‘k

Ama, seçim bu… Her zaman terslik
olabilir. Bu sebeple kamuoyunun nabzını tutmak, ileriye bakmak gerekir.

Anket “yassaahhhl” olduğuna göre, hazır yolum İstanbul’a düşmüşken,
Hacıhüsrev’e şöyle bir uğradım. Unlü
falcılarımızdan Güllü Bacı’ya sordum.

“Ne olacak bu memleketin
hâli?”

lyimserdi. *

“Yol belki doğru, belki eğri,
ama, uzun bir yol görünüyor. Bir
vakit mi, üç vakit mi, beş vakit mi
desem? Uzunyol gibi… Aaaaaa!
Çocuğunu emziren bir anne görüyorum. Ama, mert bir çocuğun
annesi mi, yoksa bebesini arısütüyle mi besleyecek, o belli değil… At var, kurt var. At sırtında
dolaşan sadaklı birileri var. Ama,
sadakta altı ok mu var, başta
amele kasketi mi, yoksa kuwacı
kalpağı mı, yoksa kurtbaşı mı,
belli değiL.: Aaaaaaaa! Tesbih de
var, takke de, seccade de…”

Baktım, Güllü Bacı’nın iyimserliği
karamsarlığa dönüşüyor. Konuştukça
kafası karışıyor.

Ankara’ya sordum, “anket yasağı” devam edecekmiş…

Medyum Memiş’i telefonla aradım, evde yokmuş, not bıraktım, aramadı. Ruhlar âleminde anket yapıyordu zâhir…

*k i’ ‘A’

Neyse, 24 Aralık 1995’e çok kalmadı.

Hep demişimdir, tek doğru seçim
anketini, sandık başında seçmen
yapar.

Benim gibi, onlar da, yasaksız Türkiye’yi özlüyordur herhalde…

l