anakkale İçinde vurdular beni Ölmeden Mezara Koydular Beni
üıiümuılüéıııı &aramadan .yun-u ‘ıııııwııiıııııı
çANAKKALı: iciııııı: VIIBIJULAB BEN_İ
DLMEDEN MEZAHA KovııuLAıı BENI
asamda, kütüphanemde birikmiş
kitaplara ancak geçen hafta gidebildi elim… Ahmet Taner Kışlalfmnkini açtım…
“Atatürk’e Saldırmamn Dayanılmaz Hafiiliği”…
Otuz dört yıllık arkadaşım, sayın sabık
bakanım rahat yazdığı için çabuk okudum.
Iki yerde durdum, cümleyi baştan aldım. llki
Aziz Nesin’e atıftı: “Geçmişte Atatürk’ü eleştirmiş olmaktan dolayı şimdi utanıyorum.
Her geçen gün, gözümde_ küçüleceğine tersine, daha da büyüyor…” İkincisi kendi gözlemiydi: “Atatürk milliyetçiliği ne ırkçıydı, ne
ümmetçiydi. Hümanistti…” .
İleride lazım olur, aklımın bir köşesinde
dursun diye not ettim. Rahmetli hümanisttl.:
o o o
İkinci bitirdiğim kitap Taner Timur’unkiydi.
“Türk Devrimi ve Sonrası”…
Atatürk’e uluorta sövmenin, cumhuriyeti numaratöre bağlamamn dayanılmaz hafifliğine (ve şehvetine) kapılanların “i” 7″‘*”-”
A 1.4 TÜRK ‘E
tamýiarak Lab’ sıwııııım/vm
metlının nesıne, gAyAN/Lnqz
nelerıne kızdıkla- IMFİFLİGİ
rının belki ipuçlarını bulurum diye
yaptım bu seçimi…
Doğrusu, kitabı okuyup bitirdikten sonra, Atatürk’e topyekûn m,
kızmamn niye m0- ‘ ‘“
da halini aldığını pek anlayamadım.
1933’de hazırlattığı, 1934’te yürürlüğe giren
beş yıllık kalkınma planı çerçevesinde,
kiye’deki sanayinin kilit taşları arasında
yer alan dokuma, kağıt, maden, porselen ve
kimya sanayilerinin temellerini atınış, milli
bankacılığı başlatmış Atatürk…
Belki unuturum diye, onu da bir kenara
not ettim. Rahmetli hümanizmle sanayi
arasındaki hayati bağlantıyı 0 zaman kurmuştu.
o o o .
Rahmetlinin hiç mi hatası olmadı?
Elbette oldu. Orhan Gencebay üstadımızın dediği gibi, “Hatasız kul olmaz…” Kendisini doktorlanmıza emanet ettikten on gün
sonra öldü, istikbali göklerde görünce aralannda bayan pilotların da bulunduğu uçucu
savaşçılarımız Fırat-Dicle hattımn doğusuna havadan bomba yağdırdı.
O kadar yanılma payı olsun artık…
o o o
Kitapların okunması bittikten sonra,
Hürriyet Haber Ajansfmızın birikmiş bül’IHPO İ 14
tenlerini elden geçirmeye koyuldum… Ça
nakkale büromuzun haberini okurken yine ›
Atatürk’ü hatırladım.
Çanakkale Savaşı’nın 78’inci yıldönümünde, ölen Avustralyalı ve Yeni Zelandalı
askerlerin (ANZAC) ikinci göbekten torunları, küfelik olduktan sonra, “Sidikli Gelibolu Topraklanna Tekrar lşemeye Geldik” yazılı tişörtlerini üstlerine çekmişler, olay çıkamuşlar…
Sinirden titreyen parmaklarımla ansikIopedinin sayfalarını çevirdim. Altı ay devam eden savaşta bizim taraf 55 bin şehit,
100 bin yaralı, 10 bin’ kayıp, 25 bin hastalık
ölümü vermiş… Onların bilançosuysa, 43
bin ölü, 72 bin yaralı, 30 bin kayıpmış…
Olerı_ ölmüş, öldüğü yere gömülmüş…
Biziinkilerle onlarınkiler yan yana, göğüs göğüse…
Oldürücü savaşın sonunda ANZAClar
palaspandıras çekilirken, geride bıraktıkları yiyecek paketlerinin, çikolataların, kopserve kutularının üstüne notlar bırakmışlar… “Dostça, dürüstçe savaştık,
kaybettik… Bu yiyecekler size armağanımızdır, afiyetle yiyin, zehirli
değildir, çekinmeyin…”
Savaştan sevgi, dostluk, yakınlık doğar…
Merhametten
de maraza…
Çanakkale’de ölenlerimiz, ölenleri için
mezarlık düzenlenirken Atatürk “Ne yapacağız, beraber mi gömeceğiz?” sorusuna çok
net cevap verdi.
“Bu memleketin üstünde kanlarını döken kahramanlar! Burada, bir dost atanın
toprağındasınız, huzur ve sükûn içinde uyuyunuz… Sizler, Mehmetçik’le, yan yana, koyun koyunasımz… Uzak diyarlardan evlatlarını harbe gönderen analar! Gözyaşlarını
Ir
TIM
TTu Tatlı .’r.ı
– r-r-»r
V ‘rÜ/aırnrırız/’ııılr ‘ ‘
sawrsı I
., zı dindiriniz… Evlatlarınız bizim bağrımız`dadır. Huzur içindedirler ve huzur içinde
rahat rahat uyuyacaklardır. Onlar, bu topraklarda canlarını verdikten sonra, artık bizim evlatlarımız olmuşlardır…”
o o o
Rahmetli hümanistti, ileriyi görürdü.
Ama, en önemlisi, rahmetlinin karakteri bağımsızlıktı.
Düvel-i muazzamayla, hele onlann resmi tarih okumuş bebeleriyle ilişkiye girerken, yüzü yumuşak olanın sırtının ıslakiıktan kurtulmayacağım, edilecek ağzın popoya yakın olduğunu çok iyi bilirdi.
gü.
sırıııcı ııocıuııu
nor amını
İ
SÜLEYMAN DEMİREL (Durduk yerde, yok y?, , _ i’
yaratıııçöınıekiçin kendine zaman yarauığı ıcın), ‘ “’ **g
SÜLEYMAN DEMİREL I’Huylu huyundan En_ ‘
özdeyişini bir keredaha doğruladığı için) ……… ._ _ “””~=î
SÜLEYMAN DEMİREL (Cindorukîan yağmv _ . ,_ İ’
bekledigı *’ ‘ K”
. -İ
SÜLEYMAN DEMIREI. (Cavit Çagıarı “E ,
diye inim inim inlettığı
SÜLEYMAN DEMİREL (Düzgün kıyalene? g gg; .,,
Çillefillıatchefın yanınastaja gönderdiğı ıcır- ‘ ‘
SÜLEYMAN DEMİREL (babasına bak. oğlun
anlamını 29 senedir kavrayamadığı içın) ……. __
SÜLEYMAN DEMİREL (İsmet Sezgini Dev:- 53,,, _
sadeoeFrarısızcabiImeyemaHrüm ettiğiıçrnv ` ‘ “ı 5
SÜLEYMAN DEMİREL [Çankaya Koşu-w
Köşkün inşaatının bir an once bitirilmes 1
– -.=.’:-›.
.a`r±’~…
SÜLEYMAN SAMİ DEMİREL _
vı-zss, AMMAN! EMlR-UL DEL!!
İANSU ÇİLLER
IÇEFILEK SULTAN
( ‘E “Joker)
HİKMET ETIN
MIHNET EKTI
İSMET SEZGİN
SENI ISTEMEZ
( ‘E’ Joker)
KÖKSAL TOPTAN _
KALANTOR POSTEKI
( ‘K İR’ Jake!)
YILDIRIM AKTUNA
UTANMAK AYILTIRDI
( “A Y” Joker)
NEVZAT AYAZ
VAY, NAZLI TAZEI
(‘İL ‘ Joker)
AYDIN MENDERES _v
AYI NEDEN BU KADAR R:: ` İ “BU KADAR” Joker)
YILDIRIM AKTUNA .
ASLA UNUTAMAM SENI!
(Hepsi Joker)
COŞKUN ULUSOY
son KUŞ YOLCU
KEIRTHAN FİŞEK
“IIOKTOR_I._oABA_ ucKun nnıınsııııııız ı u
,AZIK ııısaıı. MI? ” u’ “””””‘
Alyon’da çıkan Sandıklı Posta› Burada önemli olan “çok sayıda”
sı’nın 19 Nisan 1993 tarihli sayısı lâfı…
”İomıun ölümü münasebetiyle, “Aktara mı, Dok- var önümde… Sandıklı’dan verilen Seri operasyonlara girişen janâmı Emanet? dıye bır yazı yazmıştım. Çok tep- nüfus cüzdanına göre 12, kendi dedi- darına, yaşları 17-67 arasında deği ğıne göre 17 yaşında olan genç bir şen, 17’si evli 49 kişiyi yakalamış,
‘ Tam altı tane… ı hanım kızımızla ilişkiye girdiği iddia “bühtan” diye 25’ini serbest bırak[şm ilginci. tepki göstereııleıin altıda altısı plas- edilen 24 kişi tutuklanmış, 12 kişi fı- mış, isimleri verilen öbürlerini araıydı. rardaymış, aranıyormuş… maya koyulmuş…
-gen doktorlaıııı ne çile çektiklerini biraz izler- Ailesine iade edilmek üzere hıfze- Dâvâ sürüyor.
&ndan; gibi yazı yazmayı öğrenirsin…” diyordu dilen kızımız F.D. karakolda ifade Ama, ilginç gelişmeler var. Tu
bir tanesi… Asistan doktormuş vermiş… “Uç ay önce Sandıklı girişi- tuklananlardan birinin eşi intihara
e kendisi… ne, oradaki petrol istasyonuna gel- teşebbüs etmiş, öbürü boşanma dâ
Aslında “asistan doktor” dim. Evde artık kalamazdım. Orada vâsı açmış, adlî tıp F.D.’nin yaşını
ııl olduğunu çok zor anladım… tanıştığım Ahmetle dört güıı kaldım, tesbit etmeye çalışıyor-muş, “pazarla’ Mektuptaki yazısı zor sonra istasyonları dolaştım, terk macı” Gül aranıyorrnuş…
-ı._ê`ı 7 İ& V okunuyordu. Ancak ecza- edilmiş evlerde yatıp kalktım. Çok Burası Türkiye… Çocuklar erken
ç- Si” n . cılar anlar. Ama, bir ka- sayıda erkek bana sahip oldu…” büyüyor, büyükler erken küçülüyor.
7, l h& ..` ‘ı .i rara vardım. Yazı yaz- ,
ı ı
mayı böyle öğrenenler,
‘F’ k “t ‘ 5 ‘
agi,- ;ıgfğğğııtaâtaya _BABA BİLİYpBDU _ ..
9)# o si İlğlğnîgêlýçıığdiğßijığğğnşii; Şeriatın kestiği parmak acı
› ‘ lîğîîîğğîğîîfîeâiîîîl
3
mazmış… Anayasa Mahkemesi
‘.
E Erzincan ili sağlık müdürüy- rının kıymet-i harbîsi olmadığını ba
kararına “şeriat” muamelesi
Cumhurbeylik makamına yapı- çekmek ne kadar haklı, ne kadar
_ Ama, Dr. Güven Hocaoğlu, lan yan çizme (by-pass) operasyonla- ,, g*
ken. DYP il örgütünün baskı- ba baştan biliyordu.
‘ x sıyla, yönettiği ilin dıdısının Daha ilginci, “Fuzûli Şâgil”
. __ î, haksız bilmem, ama, alternatifler
e dıdısı bir ilçesine “sağlık müdü- tabir ettiği kişiyi Çankaya’dan `
tâyin edilebiliyor. Iade ediliyor, yine ko- indiremeyeceğini de biliyordu.
ûşnr. Tam dört kere gidiyor, beş kere dönüyor. Kendisi oraya çıktı, çıkacak… ErBazılarının kaderi sürünmek… dal Inönü’nün fazla soru sorma me- ı
ürlerinin şarkısı “Haydaaarr haydaaarrırl”, rakı olmadığına seviniyor.
aûııelik…
Ya Çankaya’ya Cindoruk
‘çıkar, Özal’ın yapmadığını
Demirel’e yapar, adamcağızın
g kafasındaki son dört saç telini
1 yolar.
Ya baba oraya çıkar, “yan cebine koyulan” by-pass’sız yetkileri
l
ı “lndirseydin ne yapacaktık?” so- ni kullanıp hem devleti, hem mil_Neryenı oğlunu, İsa’yı kurtaramadı. rusunu Inönü 528 gürı önce sorsaydı leti, hem herkesi idare eder.
_ ç Kurthan suuuusssss.’ Ağzını bozmaya baş- durum değişebilirdi, ama, sorınadı, şim- Birileri de sessiz-suskun ağlaşır: “Bu
i di soruyor.
filmi daha önce seyretmiştik…”
s; – — – .. .. ..
ıunııııı: TUHAF uııvıııııı ıı nı
ç , , p r, azı er , ç
_ _ç oluyor…”
tmĞdI* nufusumuz taY’ Müftü yardımcısı kazanmaya devam edl’ o rarsız… “Hızır dede K ` nin böyle bir şey
3 kaldı geriye? Elbette cinlerin çıkarttığı dedikodusu dukları için, ne- – ‘_-`
ßelekşiyonT.. , yayılınca, köy halkı göç etme- reye gitseler, ka_. ,a, dızanteri, kanlı is- ye başlamış… bul görmüycgı- . ç O
Ik bir koldan, kötü Mahalli tesbitler ilginç… lar… ‘ ‘
yapacağını zan, ‘I beri taraftan, çöp 40 haneli köyde, bir hafta ` En açıklayıcı ‘r ‘
5 d
liklerinden sönmüş, ama, ken- veciler sakinleri
diliğinden sönen yangınları “cin kurbanı” ol
kiye… Her şeye rüfâiler karışıyor.
A l ` Ama, bir taşla beş
ğ
-şL-.::Lasıýıyaıs
-` ‘q
netmiyorum…”
Çankayadaki
seçime döndü Tür’ff Sl, grizu patlaması _ içinde, 32 evde yangın çık- izah, 65 ya’j’ dan, nüfus artış hızı- ması tesadüf olamaznx şındaki Fadi Standartlarına uydur- a Yangınlar hep öğle ve ikin- me Altı-
,ç _ – kuş vuruluyor.
l’ *YQNIZ- di namazlarından sonra çı- nay’dan geldi. ç ‘ . Nüfus kontrol
‘llhğ mızın haberine kıyor… “Bizim köye .ğ altında, başımıza
s’ bır yöntem keşfedil- Tam itfaiye duruma vazi- hasat zamanı ‘ ‘ . – i ne gelecekleri bü
.. yet ederken, yangınlar yaşlı erenler gelir… Herhal- *nl yüklerimiz bilir,
“ ‘ ‘ kendiliğinden sönüyor. de fakir kılığında Hızır dede ‘
cinlerin hikmetin” den sual olunmaz,
dediğim olmazsa
yıkarım haaa, cin
ı olmuş adam çarpmaya kalkışıyor…
t; nun Dörtdivan ilçesi- E Yangınların her başlayışın- geldi, köyden memnun kal_” 49 haneli Deveciler da, mavi renkli,-tepsi bü- madı, beddua edip gitti, em’, İT hafta içinde 32 yüklüğünde bir alev çıkıyor. rindeki cinler acısını çıkar3’i’ Ş, itfaiyeler yeti- E Komşu köylere taşınmak tıyor…”
istiyor herkes… Ama, De- n İtfaiye çaresiz… “Çağırıyor
‘a’ Yangınlar kendi
IISTEMPO
“ü-raw :11 Mid/fil: t: xhzıucsraıa r: »sapı Q-îııı Lıuııııuuv Els
OLMADI SAYI .
_ Antalya-hna- 5,4,,
LAııı= sAKıcı
Hüseyin Demir mwji”
(İlkokul mezunu nöbetçi wğranannl çekli- Dp.,komedyen) hakanı Tansu Çillı,,
bır yandan gunes-l… .
beri yandan aerobik yaparken görüntüledi. i ‘
Kızılca luyamet koptu, “Nasıl yaparsınız” ne& _
ğil mi?” diye, gazetenin telefonlan kilitlen ` ` ”
Arayan öfkelilere aynı şeyi söyledin.,
mek, güneşlenmek herkesin hakkıdır. O hala., 1
kullanır, isteyen kullanmaz… Ama, kamuoşung
lolmuş kişilerin özel hayatı yoktur, mahremiveıı -.
tur. Oy verilen kişinin boş zamanlarında ne _i-apıfş..
bilmek de benim hakkımdır…” ` l
Telefonlar yağmaya devam etti, sinirlenir
dum: “Semra hanımı örnek alın… Cenaze tb›
dığı şekle ve içeriğe rağmen. keııdi inanf
sunda, başörtüsüz geldi. Kimse de gıkını
En azından benim konuştuklarım yatış..
Yangına körükle gidiyorsun… On dokuzuncu d.
nem milletvekiliymişin… Albümü açıp baktını, 193; ;.
doğmuşun, ilkokulu (hızlandırılmış) bitirmişsin. M.:
la’dan milletvekili çıkana kadar serbest inşaat muğ
ahhitliği yapıyormuşun… – .
Tansu Çiller’e hitaben, “Başbakanlık sevdasıncğ:
vazgeç! Bizim, taban sarılıp şapur şupuı’ ö# w ..
zuna alacağı lider ister!” diyerek komedi _. april.’ya kalkışmışsın…
Kusura bakma, ama, insanlara saygın yok.. ‘Cılv
yap!” denildiğinde dokuz dükkân deviren deveden i:
kın yok.
Biz buradayız, yirminci dönemde beklemeşiz efe:
rh.
İZLıC.
“Seçmen dönekıir. Bugün zılkışlzıdığınııı kuşrıığıın.: x::teneke bağlarken gözünü kırpmıız. arkasından .ığlazııi
(William Glzıdsıonc, 1891)
i ı HAFTANINİFİ’
Abdullah Öcalan tek taraflı ateşk› – g «
tat-Dicle hattının doğusunda rıisbi sessizlık u
du. Başbakan adaylarımızdan Ismet Sezgin d*
aramızda, iyi pazarlık yaptı: “Eşkiyayla Paziîrhk y*
mayız, zaten hepsini teınizleırıiştik, gelip teslim
lar, iyilik *
Reşo indi dağdan, silahını bıraktı, külzıhlfl!
lokantaya gitti. Meze istedi, kütür kütür _Veşll tar;
geldi. Batırmak için de yanında hem lî:”î.l1îı. hd’ ,
tal… . – – i
Çatalı daldırdı Reşo… Hoooppppl ıkınaffîe
üçüncüsünü daldırdı… Hoooppppp! Onlar da W*** ~
Garson usulca yaklaştı. Noolur, noolnıal-n
nı aldı, daldırdı, üç kere gidip gelmiş Zeytme
Reşdya uzattı. “Buyrun efendim…” _
Erkekliğe, kekoluğa, eşkiyalığa kaka 5
“Helesen babo! Haywani ben yorm” __
yakalardin…”
gydlßı
TEIWOHC›
l dir. Tuttuğu takımın şampiyon olmadığına
duman olan yerde… KURTHANFİŞ
sPqnA SİYASET KAnısıvıAz.
SIYASET senn YAPAR…
l Sporun içinden geldim. Hem üst düzeyde yaptım, hem yönettim… İki şey
öğrendim.
(l ) Spor. politika. fiıhıış. kumar ve din organize kunımlann hem en eskileri,
hem en etkilileridir.
(3) Bu beş kurumu gönîrınıez ıplerle bıibinne bağlayan “ortak payda”politıkadır. Politika olmazsa onlar hiç olmaz…
Politika iki düzeyde olur. Ulusal düzeyde, uluslararası düzeyde… Mem
leke! dahilinde (ulusal düzey) kitleleri gaza getirmek için “2000yılındn
olimpiyat yapacağız!” direbilirsin. ama, 0 kadar talip/isi olan bir orgnnizasyonu alabilmek için “arsıulusal cnmiafıı katîıy: alman gerekir Ycmezler l
.ilillýı gazlann _yaninda_ uluslararasi dengeler deireıe girer. l
2000 olimpiyatmi Çin almış görünüyor.
ı
|
l
. Mye? Dünynmn nasıl politika yaptığına bakalim… Sonra da. bizim nasıl
yaptığımızı…
SORU 1. Dünyanın gelmiş-geçmiş en büyük
toplumsal şöleni olan Antik olimpiyat Oyun1an’nı
Elis Kral_ı Iphitos başlattı. Niye? ‘
a. Hlç değilse 15 gün, Yunan site devletleri
arasında savaşa ara verilsin diye. `
b. Site devletlerinin savaşçı gençleri tanışıp
barışsın diye.
c. Site devletlerinin başları dostça bir
araya gelsin diye.
d. Hepsi.
SORU 2. Kral İphit0s’tan 2.672 yıl
sonra Modern Olimpiyat’lar başladı. Parolası vardı: “Aslolan, kazanmak değil, yarışmaktır…”
Biri karşı çıktı: “Kazanmak
elbette her şey değildir, TEK ŞEYDIR!” Kim?
a. Dostoyevski
b. Hemingway
c. Yaşar Kemal
d. Aziz Nesin
SORU 3. Bazı devlet başkanları talihsiz
(başkanlığı süresince) sinirlenen, her maçtan ön
‘ ce soyunma odasını basıp taktik veren kimdi?
a. Abraham Lincoln
c. Richard Nixon
b. Ronald Reagan
d. Kenan Evren
SORU 4. “Benim nâçiz vücudum elbet bir gün
toprak olacaktır, ama, Ankaragücü ilelebet payi
dar olacaktır!” demek suretiyle, Ankaragücünü bi- `
rinci Türkiye liginde oynamayakim’ mahkûm etti?
a. Keııan Evren b. Tahsin Şahinkaya
c. Cemal Gürsel d. Faruk Gürler
SORU 5. St. Helena adasının jandarma karakolu kayıtlarına göre, Napoleon Bonaparte, ölmeden önce hangi sporu yapıyordu?
a. Badminton b. Tenis
c. Buz pateni d. Kumcla iskambil falı
SORU 6. Yedinci cumhurbeyimiz Kenan Ev-‘
ren, görev süresinin bitmesine az kala, spor yaparken, bileğini çatlattı. Ne yapıyordu?
Tulum ııs
b. Tenis
d. Kumda iskambil falı
a. Badminton
c. Buz pateııı’
SORU_ 7. Jean-Paul Belmondo ve Julio Iglesias`ı herkes “kaleci” zanneder. Cezayir milliı takımının kalesini
kim korudu?
a. Immanuel Kant
b. S0ren’Kı’erke
c. Jean-Paul
Sartre d. Al’ bert Camus
SORU 8. İttihat
Terakki darbe yapmış, devletin resmin ideolojisinin değişmesine bağlı olarak, “Progres” (Terakki) kulübünün adı “Altınordu,” başkanı da Talat Paşa olmuştu. Dört
yıl arka arkaya şampiyon olmak
` ` için ne yaptılar?
a. I futbol oynadılar.
b. Obur takımların bütün
oyuncularını askere alıp Kaf` kasya cephesine sürdüler.
c. Büyük paralar ödeyip transfer yaptılar.
d. Kulüp yönetimine hiç kanşmadılar.
SORU 9. İkinci Balkan Atletizm _Şampiyonası
Atinadaydı. Tribünde Venizel0s’la Inönü vardı.
Hakemlere itiraz eden bir atletimiz koşmayı reddetti, İnönü’nün talimatına uymadı, sahaya çık
~ madı, ebedrğı boykot aldı. Kim?
a. Mehmet Ali Aybar
c. Semih Tîirkdoğan
b. Cezmi Or
d. Irfan Şahinbaş
SORU 10. Siyasiıler kurnazdır, sporu “siyasfı yarıtım” olarak görürler. Erken seçimleri
Ingiltere-Almanya maçından üç gün sonraya aldı
(1970), Ingiltere yenilince sandıktan sersefil çıktı.
Kim?
a. Anthony Eden b. Margaret Thatcher
c. Winston Churchill d. Harold Wilson
BABA Alıntı-l,,
CEVAPLAR
1)d, 2)b, 3)c, 4)a, 5)d, 6)b, 7)d, 8)b, 9)c, 10)d.
ı .
vuıvıunıA KArAm
Bazı siyasî çevrelerde ~
ba” sıfatıyla anılıp öyle Zan_
dilen Süleyman D› ‘b
Çankaya’ya çıkma» M(
gibi olunca, DYP n
landı. Ayru soruşu :
“Olağanüstü kuruliax- i’m
başkanı, dolayısıyla yeni ka.
bakam seçeceğine göre, kım g›
ci baba’ olacak?”
Sen de Çağlar. ben diri-im .
Cintonik, başkası Ö{-~’Zİ`.`Ai’-,. :
Tansu, Fatma. Süv ` M
Türkiye’de p.. . ;n &r
dece üst düzeyde 1. .- .. ..tıan d.
duğunu zannedenler. Çağ
Kırşehir’in haberini okusug,
lar…
“DYP delege seçimleri sınsında çıkan yumurta kavga; ‘
nedeniyle tam 14 koli şumum
kullarııldı ve parti ‘z-fvtasının al. ‘
tındaki bakkal:: – . ”lûû lin
yumurta parası . (tı. Bunu ı
duyan bir başka bakkal. ken& |
yumurtalarının daha ucuz olduğunu, kendi dükkânmm l
önünde kavga edilseydi karşı l
cıların en az 140.000 lira Law› l
ruf etmiş olacaklarını soyk- l
di…” I
ı-ıî,
Yine Çağdaş .
bir haber… ,
DYP kongresi için ı a
herkes Ankara’ya ‘
bir aıı önce gir- Ç
meye sevdalı…
.şehirden l
telefonunu ‘
en ön sırasınrî.
Gösterdiği s› ` i
Aldığı ceV3P~~ Anı::
büsümüzün ön tarım”
tor da yok, hefýşl” e ‘ ç i
Babayı görmek 1Ç1“~ f a. ”
ön tarafı da, arka tüm; o ‘
karaya aynı saatte v-.ın › ğ