alsın radyolar, oynasın anayasalar!
Kurthan F ŞEK
Clllslll radyolar, oynasın anayasalar!
süsü verenler ne zaman saçma
lamaya başlasa, elim anayasalara gider. Yalnız bizimkine değil, kiminkine denk gelirse…
Mecliste bütçe örüşülürken sıraların büyük bölümü îoş, ağızların çoğu
esnemekten açık, babanın gözleri şekerlemekten kapalıydı. Canım sıkıldı,
k ü t ü p h a n e y e
uzanıp açtım bir
anayasa kitabı…
Tesadüf işte,
bizde büt e-vergi
konuşulu en, lngilizlerin Magna
Carta’sı (1215)
çıktı karşıma…
Lâfı uzatmadan
belgenin özetini
vereyim: “Temsil
hakkı olmadan
vergilendirrne olmaz…”
Türkçesi, verdiğim verginin
nasıl harcandığını kontrol edemiyorsam, kapik vergi
KraIIa aralarında “centılmen anlaşması” olarak bağlanan yazısız anayaşalarını sekiz asırdan beri deldirmedi
lngilizler… Hele, vergiler söz konusu
oldu mu, kimse esnemiyor, uyumuyor, koridorda volta atmıyor, herkes
arslan, atmaca kesiliyor.
t**
Bizim anayasalar biraz değişik…
Etrafında zıpkınlar dolaşıyor, gelen deIiyor, giden deliyor. Ama, tuhaf bir
şey, delinmekten bir şey olmuyor.
Basıldığı malzeme sağlam herhal
KENDlLERlNE “devlet adamı”
de…
Hazır, anayasalara bakmışken, bi
..araßigşiır sıvııMA. .
KM!! Kotu, _ışııagıeg esıçı.
ON YııoA POPSUDU GiTrı..
zimkinin 133’üncü maddesini okudum. Ra ve televizyon istasyonlarının devlet eliyle kurulabileceğini, tarafsız bir kamu tüzel kişiliği ta&afından idare edilebileceğini öğrenım.
Sıra geldi okuyucu mektuplanna…
Konya’dan geleni ilk açtım, içinden
yarım sayfalık bir gazete ilânı çıktı.
^ FM-101.2 frekansından “Merhaba
Konya” yayına
başlamış… ullgınç
ilkleri, ılkelerı var.
l Konya’da ilk
defa stereo yayın,
2 Konya’da ilk
defa 24 saat canlı
YaYlnı
3 Konya’da ilk
defa değeri milyonları aşan hediyeler,
4 Konya’da ilk
defa istiklâl marşıy la yayına girilmesi,
5 Konya’nın en çok dinî yayın,
magazin ve yarışma programları…
Arandım, tarandım, Konya’da yayın yapan 11 radyo istasyonu bulunduğunu ‘ö’rendim. Hele, bir tanesi,
namaz va ti geldiğinde, Seyyal Taner’in, Ajda’nın, Yonça’nın şarkılarını
keser, “Şimdi Konya için namaz vakti,
radyolarınızı kapatmayın!” deyip
ezan yayınlarrnış…
Mederı* mem|eketle’rde herkesldi- l
lediğini düşünür, okur, dinler, seyre
der. Ama, anayasaya “paspas mu
amelesi” yapmak pahasına değil…
Delmeyin, değiştirin şu anayasa
yı… .
Sözüm yayıncılara değil… Meclisten .
DEMİREL VE İNÖNÜ OTOYOL AÇ11…
x g’
ß/
I gg..
Devletin lıütcesi
Meclis’in kulisi
EVl.ETl_N bütçesi görüşülürken
DMeclisWn kulisi renkli olur. Bazende irkin!
“Hamil-i rt yalıînimdir, gereğinin yapılması!” diye bütün bakanlık ara kartvizit göndenrıeye meraklı DYP
Ağrı milletvekili Mikail A demir, sağlık bakanlığı personel müdürü Ibrahim
Mendilci lu’nun üstüne “ana-avrat
dümdüz giderek” yüıümüş… Resmen
tekme-tokat girişecek…
Mendilciobğêlwnun sakin sabrı dtğşmış… “Yeni ! Şamar oğlanına “ndürdünüz beni…”
Devlet bakanı Mehmet Ali Yılınaz,
DYP genel başkan yardımcısı Hasan
Ekinci, DYP İçel milletvekili Fevzi Arıcı zar-zor girmişler araya… A demir’in
elinden ufacık-tefecik Mendi cioğlu’nu
zor almışlar…
Olay sırasında Ankara büromuzdan Kemal Saydanıer oradaydı. lzlenimleri tesbit etti. Sağlık bakanı Aktuna, bürokratından yana çıkmış..
”Edilen külîir hiç hoş il… A ıca,
her tâyin yapılır diye bır kai e de
yok…” Kavgayı ayıran Fevzi Arıcı,
“Milletvekili arkad ımın hareketini
hiçbir şekilde onay amak mümkün
değil!” demiş… _ _
On dört yıl önce çok benzeri bır
‘ olay benim de başıma gelmişti. Bürok
rattım, küfür yemiştim. Cevabım kısaydı, olay kesildi: “Ağzından çıkanı ku
lağın d n, milletvekilinin dokunulmazlığı dövülmezliği çok başka
ıkı şey…” .
sebep
neyse, bugünkü sonuç aynıdır…”
(Henri Bergson, 1934)
YILDIRIM AKTUNA
Koalisyon hükümeti, ev ve araba anahtarlarını sokacak kilit bulamayınca, hastane kapılarını açacak yeşil anahtara merak sardı. Önceleri
.. kafam basmamıştı, ama, sonradan basar oldu.
‘ Kart talep edenlerin sayısı 817, alanların sayısı
275 binmiş… lyi rakam, yüksek oran… Bu kadar
tantanalı bir proje i in 127 milyarlık bütçe ayrıldığını duyunca umutlarım yine kırıldı. Neresin en baksan, yeşil kart için adam başına 400 bin lira ya
eder, ya etmez… Yani, ani bir hastalık dunırrdıunda, nöbetçi eızanenin nerede olduğunu öğrenmek için, hükümetin gerı kalan 100 günün gazete parası”… Allah hepimize acil şifalar (ve yeşil kart) versin…
Aktuna. ödülü
nlve lıacırılı?
1992 yılı ödülü sağlık bakanı
Yıldırım Aktuna’ya verilecekti.
Çocuk olduğu için değil, çocuk sağlığına 400 günde büyük katkılar yaptığı
ıçın… Dahası, “Çoaıldann sevgilisi” Barış Manço verecekti ödülü…
Aktuna ödülsüz kaldı. Çocuklara
yatırım yaparak 2000’li yıllarda cumhurbeylik bekleyen Manço, aynı ilgi
_ COCUK Hakları Derneği’nin
5
ve şefkati büyüklerden esirgediği_
için… Ya ödül törenini unutmuş, ya
kaçırmış…
“Başka zaman alırım…” demiş Aktuna, “İstanbul’daki ‘Bolu evlerinin
açılışına gitmek zorundayım, uçak
kaçacak…”
Oysa, biraz daha sabretseydi, tıpkı’
babanın yaptığı gibi, Manço’nun koıristi olarak, “Ayı” şarkısını söyleyebiirdi.
Yılmaz, jizala
nıye lıauırnıadı?
AZİANTEP milletvekili Mustafa
Yılmaz (SHP), Meclis kürsü
sünden Özal’a (ve ailesine) en
sert lâfları etmesiyle tanınır. Bir o, bir
Tunceli milletvekili (yine SHP) Kamer
Genç…
Yılmaz’ın ağzından bu yılki bütçe
görüşmelerinde tek satır sitem bile
çıkmayınca herkes şaşırdı. “Niye loonuşmadın?” diye doldunışa getirmeye
çalıştı arkadaşları…
“Geçen yılki konuşmam yüzünden 26 milyon lira para cezası ödedim…” cevabını verdi Yılmaz, ”T ıkır
tıkır, kendi cebimden ödedim. Mendil açmayın, fon açın, o zaman nasıl
komışa mı görürsünüz…”
SHP’li erin eli doğuştan sıkıdır.
“Paranın ne önemi var? Sen konuşmana bak!” demişler…
Sinirlenmiş Yılmaz… “Aynı teklifi
DYP’ye y rım haaa! Cavit’te para
çok nasıl iz…”
Transfer piyasası canlanacağa ben-_
zer…