Agorafobi gemişse cihane, Habitat-II vs. bahane…

*FİŞEKAgorafobi gelmişse
cihâne, Habitat-II
vs. bahâne…

UNDAN 17-18 sene önceydi. Mülkiye

koridorlannda, Prof. Dr. (o zaman asis
tandı galiba) İlber Ortaylı’yla volta atı
yorduk. İnsanları şaşırtıp cahilliklerini
yüzlerine vumıak için kullandığı klasik taktiğe
başvurdu.

Ortaya “bit” attı: “Bugün Abdülhamit
ı efendimizin ölüm yıldönümü… Kendisi
büyük agorafoblanmızdandı…”

Voltayı yarım kesip aval-aval yüzüne baktım.

Her zamanki sadistik gülümsemesiyle, agorafobun ne olduğunu, ne işe yaradığını sorrnama
fırsat bırakmadan anlattı.

“Cahil köylül” dedi, “Agorafob, açık
alanlardan, meydanlardan, kalabalıklardan korkan insan demektir. Meydan korkusuna, kalabalık korkusuna agorafobi
denir. Abdülhamit efendimiz cuma namazını tek başına kılar, gittiği caminin cemaatine ayrı yerde kıldırtırdı. Tuhaf bir
şey, Abdülhamit rahmetli olduktan sonra,
agorafobi bitti, agoramani başladı. Yani,
meydan sevgisi, kalabalık aşk, şehvet ve
fetişizmi…”

Son agorafobumuz Abdülhamit’i bunca yıldan sonra niye hatırladım? .

Anlatayım efendim… Marx’ın vaktiyle buyur’ duğu gibi, tarih ve tarihsel kişiler iki kere teker= rür eder.

llkinde trajedi, ikincisinde fars (tülûat) olarak…

sss& – .ğ
m›

***k

İstanbul valisi Rıdvan Yenişen, 20 Mayıs
1996 pazartesi günlü yazısıyla, Açıkhava Tiyatrosu’nu kapattı. Dünyanın ünlü cazcılarından
Earl Klugh, kapatılma karannın alındığı saatlerde, kapatılan sahnede provadaydı. Yapı Kredi Barıkası yetkilileri, utanıp sıkılarak yanına gittiler.

“Konseri iptal ettiler, kusura bakmayınl” dediler.

Adamcağız anlayışlıydı: “Böyle bir olay
başıma Şili’de de geldiydil”

Ertesi gün, aynı Açıkhava tiyatrosunda konseri olan, Diane Schuur’u karşılamak için havaalanına gidilmişti. Ona da sürpriz yapıldı.

“Konseriniz nıi var?”

“Heeeeei”

“Nah var!”

t**

Türkiye’yi rezil etmek için, bundan daha iyi
bir zamanlama olmaz… ı

Önce 1 Mayıs oldu, 3 kişi öldürüldü. Özel
sektörden birinin uçağıyla güney sahillerimizden
birinde tatile gitmişti valibey…

Olaylan duyLmca dellendi: “Tatil de mi yapamayacağız? Yatıp kalktığım yerden
olaylan telefonla takip ediyordum…”

Hemen arkasından, caz konserleıindeki coşkuyu “nümayiş” varsayan kafa yapısıyla, “Başımız ağrır, bütün açıkhava konserleri mülgadırl” dedi.

Benim de başım cazdan ağnr, ama, valinin
başağrısıyla benimki farklı…

Kalabalıktan korkuyor o… Il. Abdülhamit’in hortlamışıdır.

‘k’ki’

Dogan Hızlan soruyor. “Böyle bir konserin iptaline kimin yetkisi var?”

Söyleyelim. Valinin var. 5442 sayılı lller
İdaresi Kanunu’na göre, il sınırlan dahilinde,
hükümetin ve devletin temsilcisidir vali… Habitat-Il’yi de, lstanbulun gözbebeği festivali de
yasaklayabilir.

Peki, niye böyle bir şey yapsın?

Yapar, çünkü, her gördüğü kalabalığı, “potansiyel terörist” zanneden bir vali, istanbul’un
başına geçerse, olacağı budur. Agorafobl
hortlamış demektir.

3-4 bin kişiden korkan birini 12 milyonluk lstanbuPa vali yapanlar düşünsünl

Sahi, o valiyi lstanbuPa gönderen ANAYOL ne vaziyette?