Hakemlere fazla bulaşmayın hepimize lazım olabilir

..eiğgouıııın ,oLAıı-îiznorı. “ ” ‘v ı 1

YORUM

HAKEMLERE FAZLA BULAŞMAYİN
l HEPİMİZE LÂZIM OLABİLİR

(Bu “spor yazısı” değil, siyasî bir tahlildir)
Türkiye’ye futbolu ilk sokan James Lafontaine, İngilizlerin oynadıkları bu garip oyunun

sıııııcı ııııcııııııı
ııııı IlEFlEllI

NECMETTİN ERBAKAN (Bunca yıl bekleyip başbakan olduktan
sonra. partisinin üyelerine söz geçiremediği icin) …. ..

TANSU DİLLER (Ayrı bir dünyada yaşadığı için) ……. ..

Zor bir maçtan (ve tribünlerin “nonoş” suçlamalarından) sonra, eve perperişan dönen hakeme, “Babacağıml Madem öylesin, ben nere
kurallarım bilen tek kişiydi. den geldim?” diye oğlu sorarsa ne olacak şim- MUHAMMED REZA BAGHERİ (Onca yer” “udaıa dururken’
ıık hakemıığı onun yapması da nomaıdj_ di? FAHYDLu bozacak tek ithal malı gerzek olduğu ve kendisini a ı
Öylesine Hamamı kı ilk yerli hakemınıız ı t t n’da zannelliği için) . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . ..

Fuat Hüsnü Kayacan`ın 1907 yılındaki Kadıköy-Moda maçına, ağzında düdük, iki dudağının arasında ölüm-kalım fermamyla çıkması bile, başlı başına “olay” olmuştu.

Peki, “kana dokunan” küfiırlere nasıl dayanıyor hakem?
Yerden göğe kadar haklı olduğu bir düdükten sonra küfür işittiğinde, tribünlere

BEKİR YILDIZ (Çok muhterem ve çilekeş bir

ce isim benzerliği oldugu için) …… .. D
ŞEVKET KAZAN (ll.Abdü mit’in en kolu karbon kopyası olduğu
için ……………….. .. I]

kay, Anğ’ın maç almaları, ta
Yıllar geçti aradan… Yabancılardan Cimon,
Vasidyadis, Hunter, Kraski, Allen ve ‘l`ilbert’i,
bizden Ali Sami Yen, Nasuhi Baydar, Sait Sela
/hattin Cihanoglu ve Galip Kulaksızoğlunu
r “temyizsiz mahkeme” olarak tanıdık.

t i *k
Benim spor yazarhğı yaptığım yıllara geldik.
Hakem sayısı iki elin parmaklarını
zor bulmuştu. Garan, Başar, Ladikli, Gürüz, Sağnak, Sarvan,

kimler için verilmiş sadakaydı. â
Onlann yönetmeye vakit
bulamadıkları maçlar, karakolda biterdi.

O sırada mahalli şoveııizm aşamasmdaydı futbolumuz…

Millî ligin kurulmasıyla

\

insanların boğazına sarılmak hiç mi içinden
gelmiyor?
O sohbetimizde, “Hayır!” demişti Tokat,

“seyircinin üstüne gitmek, bir hakemin yapabi
leceği hataların en büyüğüdür, arı kovanma çomak sokmaktır. Ama, küfredeni yakalatıp sahanın etrafında iki tur attırmayı düşünmüşümdür hep… O zaman daha iyi anlar, sahada 90

dakika koşmanm ne olduğunu…”
iki&

Peki, topçular hakemleri nasıl görüyor? Onu da
Toııi Schumacher’le ko
nuşmuştunı.
Dediydi: “Kendilerini
‘tarafsız’ zanneden hakemleri,
/ Overath, Breitner ve benim gibileri çok rahat avuçlarının

içine alırlar. Sürekli bağını’,
yığınla numara yapar, so

ŞEVKİ YILMAZ (Menemeni domates, biber, soğan ve yumurlay- f

la yapılmış bir yemeğe benzelerek aklınıza kumiklik yaptığı için) `

KENAN EVREN (Dunyaya yeniden gelişinde, helvacılık. işportacı

ß ,

lık, ressamlık, genkurbaslık arasındaki seçimini henüz yapama
dığı için) …… ..

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . ..U

BÜLENT ECEVİT (Her askeri darbenin kendısıne yaramasından
dolayı. bütün meseleleri alttan aldığı için) ……………………….. .. l]

SÜLEYMAN DEMİREL (7 kere gidip 8 kere gelirken, 8-8 beraherliğe üzendiği için) …………………………………………………………… .. ll

NlEHlı-‘lET GÖLHAN (Bazı tıp erbabı tarafından kendisine “de- i
menlia senilis” teşhisi konulduğu hâlde. özgün ve ilgini; siyasi
yorumlarına devam ettiği için) …………………………………. ..

OLMADI SAYIN…

ııııısu ÇİLLER

beraber siitalıım İtalyan Renzo ‘ nunda hakemi köleleri haline
Massai`nin yaptığı “ithal malı hakem” furyasm- getirirler. Bazı hakemlerse, 22 oyuncuya, saha- (Falırî başbakan yardımcısı, lahrî dışişleri ve lahrî sağlık bakanı)
dan sonra bugünleri bulduk. da kimin sözünün geçtiğim gösterıııenin zevki- “”””””””””””””””””””””””””””””””” – Ama, kimse onlaffsevmiyör. o ‘ ni tatmak isterler… Bunların iyi karakterli 01- Derdini çok iyi anlıyorum.
.k n* duman şı-ıpheııdıın Tııııı haftanın acısını çıkar_ RP oylarıyla, yolsuzluk komisyonu, TEDAŞ, TOFAŞ

Bundan on yıl önce, içeride 900, dışarıda 47
maç yöneten hakemlerimizden Talat Tokat’la
bir aohbetimiz olmuştu. Hakemliğin nemenem
bir şey, nasıl bir duygu olduğunu, 92 bin kişi
önünde Real Madrid-İnter maçını sızıltısız yönetıniş birinden öğrenmek çok eğiticiydi benim

– için…

‘k t ü

_ Biriııin nasıl olsa tersine gidecek her düdükten sonra küfür yemek hakemliğin şanındandır, ama “namusa dokunan” küfür,
geçilecek küfür vardır. Önce cinlerini tepesine
çıkaran, sonra meraklandıran, sonra da güldüren Ankaragücü sahasında işitmişli Tokat…
“Hakeeeeeemmmmlııçölde senin ağzma sıçayım…”

Dediğine göre, gençten seyirciyi inzibat marifetiyle, esas duruşta yanına getirtip, “Erkeksen ağzıma burada sıç!” demiş, sonra merakmdan sormuştu: “Niye çölde?”

Cevap hazumış… “Ağzını yıkamak için orada su bulamazsm..”

*k *k i

Ama, hakemlerin işitlzikleri küfîirlerin hepsi ‘ince, zeki ve esprili” olmuyordu. Zora giden,
kana dokımaııları vardı.

mak amacıyla düdük öttürürler. Sahaya çıkarlar, haklı olmayı yalmzca kendi hakları olduğunu düşünürler. Çoğu, iyi oyunculardan öç almak ister. Kendi yıldız olamayışınm kompleksiyle, 90 dakika boyunca, yıldızlara tahakküm
ederek, kendini tatmin etmeye çalışır. Çaldığı
düdükten sonra bir kişi itiraz etsin bakalım!
San-kırıııızı kartı görüverir…”
‘k *k ‘k

Hakemler buna ne diyor? Yine Tokat& dinleyip lâû bağlayalım…

“Futbol dünyanın her yerinde 17 kuralla
oynanır, 18`incisi yoktur. Hepsini biz uygula
mak, onlar konusunda anında bir karar vermek

zorımd
t i i

Dedim ya, siyasî bir yazı bu…

Asker… Sivil… Kendi kendinize sorun…
“Hakem kim?”

Sonra onları kışkırtmaktan, gıcıklamaktan
vazgeçin!

“kaybedecek hiç bir şeyi
olmayan udcımcı sakın
duluşmu!”

(George Burns, 1927)

HAFTANIN
HIKMETI

ve TÜRBAN’ dan akladı seni… Onların ayıbı, RP’nin sana
zekât ve fıtresidir.

Ama, iş burada bitmiyor, bu kadarla kalmıyor.
Komisyon raporımun TBMM genel kurulunda oylan
masma geldi sıra…

Parti grubundaki namusluları itip kakarak koalisyonu

devam ettirdiğin sürece, TBMM oylamasından da yırtar
SIII.

“Sonra ne yapacağım da biliyorum…
Sudan bir sebep yaratıp koalisyonu bozacaksm…
Olabilir. “Nefsi müdafaa” içgüdüsüne İtirazım yok…

Ama, içime sindiremediğim bir şey var.
Sincan`da senin hemcinsin, benim genç meslekdaşım

Işın Gürel’e yapılan hayvanlıkla ilgili bir soruya, “RP-DYP koalisyonu tıkır-tıkır işliyor!”
cevabım vermişsin…
Tam bir pişkinlikle…
Sana alkış tutanların, osuruğuna “lebbeyk” diyenlerin ….. ..

ırmıııımıııni
ıoıxıııın`

O
. 0’TVl1″
lg; RDIKHÜWJÂ

a 1 e s 1 ÖMRÜMÜZ YASAKLANMAKLA ,

i NİHAYET BULACAKNETEKİM! l

İnsanlığın tarihi, yasaklann, yasaklamalarm taıihidir.
Eline iktidar geçen her “ceviz akıllı”,
hemen damgayı basar.
“Yassahlılılı!”
Bir başka kural vardır toplumlar tarihinde… Dünün yasakları, yarın “kanun ” olabilir.
O yüzden yasakçılar unutulur, “yasaklananlar”lıatırlanır.
Sarularımıza geçelim…
İnsanlık tarihinin matrak yasakları
üstüne…
Yunanlı düşünür Sokrates adalet
tarihine gerçi “savunma hakkfmn
savunucusu olarak geçti, bu yüzden
idam edilmiş gibi tanıtıldı,

ama onun suçu daha ~ ‘

: Eski Yunan’m en korkunç ya- l
sağım ihlal etmişti. Sokrates
niye idam edildi?

a. Öğrenrilı-rivle cinsel
ıılFhi m.: ila-go ıçm P
t b. Öğrencileriyle cinsel
i* ilişki kunnadıgı için

il

c. Atina’ya ait olmayan tanrıları övdü
ğü için

d. Dünyanın döndüğünü söylediği için
En ilkelinden en gelişkinine kadar, bütün toplumlar, her nedense

kelimelerden çok korkmuşlardır.

“Dünyanın En Erotik Polisiye

olarak da adlandırılan İncil’in dindar

l kafaları karıştırmaması için, bu kutsal

kitabın kelime ve pasajlaıı, 1833 yılın
_da Noah Webster diye biri tarafından

sansür edilip yayınlandı. Webster’in
asıl nereden gelir?
a. Çocuk masalları yazmasmdan

İ b. Shakespeare’i sansür etmesinden
Z ?i c. Zina halinde yakalanmasmdan
5 V d. Lugatcılık yapmasmdan

1933 yılının 6 Mayıs’ında Hitler

Almanyasının başkenti Berlin
yangın yerine dönmüştü. Hkr yerde,

53-;

“Alman ruhuna aykırı muzır yayınlar”

toplamp yakılıyordu. O gün sonunda,
Magnus Hirschenfeld Enstitüsü’yle

. irlikte oradaki 40 bin cilt kitap da kül

‘ 3 edilmişti Enstitü ne enstitüsüydü?

A a. Uzak Doğu Araştırmaları

_ _ş b. Marksizm-Leninizm

CEVAPLAR
i Telmo 6/ 1997

c. Zen-Bedizm
d. Cinsel araştırmalar

El çizimi ilk çıplak kadın posteri

1930`lu yıllarda Esquire dergisinde yayınlanmış, derginin 105 binlik
baskısınm 5 bini gazete bayileıinde satılmıştı. Geri kalan 100 bin nerede satıldı?
a. Eczanelerde
b. Erkek giyim mağazalarında
c. Bisiklet tamircilerinde
d. Genelev girişlerinde

1921 yılında, Amerika’da, CuınhuB riyetçi Parti ileri gelenlerinden
W.H.Hays`in çabalanyla, bir “Hollywood Ahlak Yasası” çıkarıldı.
Buna göre, genel gösterime
‘ girecek filmlerdeki oyımculamı. özel hayatlarında hangi
ç yasaklııra uymaları gereki

, yordu?
a. İçki yasağı

yasağı

c. uüşkfm kadınlarla görünme yasağı
d. Hepsi

Yirminci yüzyıl yasakçıbaşılarin
dan en ünlüsü, Amerikalı Senatör
McCarthy’di. Her taşın altından “komünist” çıkartan bu şahsın koydurttuğu sözlü-Sözsüz yasaklardan da en çok
Hollywood etkilendi. Casusluk filmlerinin en önemli yasağı neydi?
a. Komünist Partisi üyelerinin hayatta
kalması
b. Koınünistleıin insanlara acıması
c. Film kahramanımn “Rus casusu” kıza aşık olması
d. Çalman atom sırlarınm geri alınamaması

1663 yılında, İngiltere Kralı

II.C%ıarles`in iki sarhoş yakını, sarayın baikonuna çıkıp aşağıya küçüksu döktüler, üzerine erkek cinsel organı çizilmiş kağıtlar attılar. Aşağıdakilerin şikayeti üzerine açılan davada
sanıklar beraat etti. Beraat gerekçesi
neydi?
a. Suçsuz ceza olmaz
b. Sarayda tuvalet yok
c. Bahçe onların değil mi?
d. Hepsi

P (L ‘Pl9 ‘pls’ *lü* ‘INS ‘P(Z ‘9ll

_ telaşlandı, herkesi topla

LIİKURTHAN. FİŞEK

BİR İSİM BİR İŞLEM F I K H A

I (Haftalık Milletvekili Anagramlannu) Dostlar nasılsa aldırmıyorlar_ Ne

kekolar, ne avukatlar…

ZULFİKAR İZOL Ü
ZİLLl ZURAFA ç anekdmğ,”
( A” Joker) Darp ve gasptan, silahlı soygunABDÜLBAKİ GÖKÇE!. dan yargılamyordu Reşo…
DÜ GÖBEKLİ LAÇKA b CMUKâıJn avukatı sıkı savundu,
_ eraat ettir ‘.
MİRÂÇ AKDOĞAN Reşo mahkeme heyetine sordu.
DANA ÇORAK “Olay mahallinde kaybettigim poM.LÜTFÜ ESENGÜN şum” d** 59″‘ Verifffwmz?”
EN GÜLEÇ MÜl-TÜSÜN!

s i, _ . a a r .
5 ERSİN TARANOĞLU “Şehrin 15 kilometre dışındaki
ENTARISI SOĞAN benzincide iki saat sonra buluşalım,
(“İ”J0keY) yanlışlık oldu, arabanızı geri vere Kaymakam gitti, arabasıru aldı.
<""' Jokev ?êîgîiîiîêîîîl lîriîkdilillîlıdt kona"AYŞŞLİ GÖKSOY gini soyacak vakit vermişendir bize..." OY, OKSELl GEYŞA o o o ("E" Joker) Reşo her türlü fiilden idama mah- kûm olmuştu. METIN BOSTANCIOĞLU . . . .. BOSTON'LU MANITACI Sordlğfğf; ğ$ğ:`:;ğ,l`"madan ”m ( A Joker) Reşo cevapladı: “Bütün olaylar ol ALI R|zA GÖNÜL duginde mapustaydım hakimbey... @ÖNLÜ ARIZALI V Belgelerle sabittir" Hakim sinrlendi: "Ulan hıyar! MUSTAFA HASAN öz Daha önce niye lsöylemedin?" SAFSATA Reşo cevapladı. ( N Joker) "Vicdani kanaatinizi olumsuz etkilemek istememişemdir..." !r-î F I 8 | L T I TÜSİAD RAPORUNLTN BİR AY ÖNCESİ, BİR AY SONRASI... TÜSİAD'ın tartışmalı raporu- yorlar..." nun açıklanmasmdan bir ay ka- Ertesi gün iş bitti. Zamlar üç dar önceydi. aşağı beş yukarı eşitlendi. Genelkurmay üst yönetimin- Gerisinin yalancısıyım... den üç kurmay albay, 'Türk-İş yönetim kurulunu ziyaret etti. Resmi değil, gayrıresmî bir ziyaretti. “Bayram" değil, seyran değildi. , Öbür “Bayram", yani 'Pürk-İşli “Bayram” “Bu hükümet 30 Ağustos`tan önce gitmelidir. Demokratik yollardan gitmelidir. Bu başanlamadığı takdirde ne olacağım kestiremeyiz... 'Pink-İş yönetimi olarak, sâdece ekonomik taleplerde değil, demokra tik taleplerde de bulunun... Öbür işçi konfederasyonlanyla elele olun... Demokra ' dı. Qlay değişik gelişti. Uç kurmay albay, “duyarlı vatandaş" olarak, “'I`ürk İş'in demokratik haklar konusun- tik kitle örgütleriyle, gönüllü kuda seslerini daha iyi duyurmaları ruluşlarla da temasa geçin..." gerektiğini" söyledi. Türkiye'deki son eylemlerin İlginç bir de mesaj verildi. esbab-ı mucibesini anlattırabil“Bu kadınla bu adam memle- dim mi? keti mahvedecekler... Bize ve poli- Sorarlar. se azıcık fazla zam yaparak her- Süngü dürtmese, akhmz nekesi birbirine düşürmeye çalışı- redeydi?