Kongre eğleniyor eğlensin bakalım
Ü!! İl# yıllık tarihinin en gayrı ciddi
krıngreıine hazırlanıyor ANAP… Hürrivpt
I
Neyse’ sev ‘li ” ” ~- – ele getirinin. gl Guleru.’ uç bılgı notunu
ı Ar**
diri-zili’ ::li kiri-atar
lenmek için yaylaya çıktı. Yanına gelen insanların hemen hepsi, “Korkut Özal beye, Ali
Coşkun beye, CemilÇiçek ve Abdülkadir Aksu lıeye çok selamımızı söyleyin. Biz onları
çok seviyoruz” diyordu. Eski bakan şaşırdı,
“Allah, Allah. Bizim partide bunlara çok tepki var, diye biliyorduk. Ama siz sadece bu arkadaşlaraıselam yolluyorsunuz.” Ayrılacağı
gün dayanamadı sordu: “Siz hangi partidensiniz’, Allah’ınızı severseniz?” Cevap ilginçti;
“Refah padtiliyiz, beyim.”
î k** r
Lütfullah Kayalar İstanbul’da yemek
yediği Eyüp Aşık, Veysel Atasoy, Talat Zengin ve Osman Yağmurdereli ile işadamı bir
delegeye adaylığı için görüş sordu. “Eyüp
ile Veyselİi boşver. Onlar milletvekili, siz
delegesiniz aday olsam destekler misiniz?”
dedi. Zengin, “Ben Mesut Yılmaz’ın danışmanıyım. ;Onu desteklerim” dedi. Yağmurdereli ise,l”Benim eniştemi (Veysel Atasoy)
milletvekili, beni delege yapan Mesut Yılmaz’ı desteklerim” dedi. Sıra, delege olan
ünlü işadamına gelince, “Ben seni destekler, ayın zlaıııanda genel başkanlığı garanti
ederim.” dedi. Kayalar ve masadakiler sordular: “Nasıl olacak bu iş?” İşadamı anlatmaya başladı: “Bu iş için üç jumbo jet ve üç
airbus Rusya’ya gidecek. Buradan iki gürılüğüne bin Nataşa kiralayacağız. Delegelere verdik mi, işin garanti.”
ğ n*
ANAPiın Ege ve Akdeniz il başkanları
geçen hafta Antalya’da Talya Oteli’nde bir
araya geldiler. Toplantıya Işın Çelebi de katılmak istîledi. İl başkanları tepki gösterdi.
Talebi reddedilen Çelebi, bu kez akşam ye= imeğine katılmak istedi. Çelebi,
î yarım saatliğine katıldığı yemekrte “Bu partide Karadenizli ve mil;liyetçi olmadan genel başkan
,adaylığı olmuyor. Anti-demokra:tik kongre olacak, yazık” dedi.
, iki
r ı Anavatan Partisi “hüdâ-i zabit” partilérimizden biridir.
Kenarı Evrene inat, 1983 seçimlerinde,
“yedeksubay kökenli” tek lider Özal olduğu
için, oy verecek başka yer bulamadığım için,
onlara oy irermiştim…
Belki benim oyum uğursuz geldi.
Halle-nine bak…
Ölmü ler, ağlayanları yok…
Mesut Yılmaz’ın karşısındaki opsiyonlara bak… z
Aaaaaaa! Sıkıldım, bıktım artık… Ne yapacaksanı? yapın…
külli*** lııirnnııvrlaki ‘mir ^
‘ ` ‘ ‘ ‘o ‘ – »’ “lCl ANAP .
Ankara buromuzdııki “lllllit-*içl Ahlârwilîgtc ‘
her” Mehmet Güler de, gelişmeleri adini
adım izliyor. Yıllık izin bile yapamadı çocukcağız…
I ili .
fwııııı PARMAĞA BİLE işerıı
vrurııı şu KONGREYİ…”
“ıriııı
uuuı
ıuııAııııı
mısır” “
oııA ÖYLE
DEMELER
ııevıılıı eıureı(
II KONGRE DE PEK MÜSTEHOEN OLDU GALİBA!
‘ THPO ‘l l2
sırıııcı ııooırnıu
NOT DEFTERİ
‘SW ÇELEBİ. lÜTFULLAı-l KAYALAR GÜNES TANER MESUT
;KAYA ERDEM SÜMER oem.. grain air-ger,, ;ı _
VEHBl DİNÇERLER, BitTEKİN ÖZDEMİR, BÜLENT AKARCALI’
lMREN AYKUT, LALE AYTAMAN. SAFA GİRAY, AKIN
GÖNEN (lkl elleriyle bir Kurultayı doğrultamadıklan için)
ALI COŞKUN. KORKUT ÖZAL, CEMİL ÇİÇEK, ABDULKADlR
AltSU (Annelerine söylemeyin, kendileri hâlâ ANAP’lı zannedildiği için) ..
BULENT ERSOY (“0 adamın bulunduğu yerde şarkı söylemem!” diyerek
Kenari Evren’l protesto edecek namusu gösterdiği için) .9
KENAN EVREN (Ağzından erkanı kulaktan duymadığı, iırçasından çıkanlan
. . ‘l ‘ ‘ ,
Tek bir soru soracağım… Bu ne biçim konuşma?
“Askeri idare olmazsa terör bitmezl” demişsin.,
Muğla-hhamızdan
tan’dan gerisini dinliyoruz…
i: »t a:
Muğla’da temaslarda bulunan
7’nci Cumhurbaşkanı Kenan Evren, yerel Hamie Radyo ve Televizyonu’na
iHGRT), son olayları değerlendirirken.
Cem Kay
Terörle mücadele: “Terör, askeri re
iim baskısı altında çabuk biter. Biz bitirdik. Bunu demokratik bir sistem, hukuk
devleti içinde halletmek mümkün değil.
Neden? Çünkü bacakları dışarda, İran’da,
Irak’ta, Suriye’de. Almanya’da ve Yunanistan’da kökleri var. Onlarla nasıl mücadele edeceksiniz. Ya onlar pes edecek, ya
Türkiye. Türkiye pes etmez. Şehit veriyo
ruz. Evel vereceğiz. Kan akıyor diye vatan toprağını mı vereceğlz? Tabii siyasi
terörün demokratik bir sistem ve hukuk girişimler de yapılmalı. Buna karşı değidevleti kuralları içinde çözüleıneyeceğini lim.”
görüşünü savundu. Başkanlık sistemi; “Türkiye’nin arBaşbakan Necmettin Erbakan’ın tık başkanlık sistemine geçmesi lazım.
İran gezisini de doğru bulmadığını söyle› Siz niye koymadınız derseniz, korktum.
yen Evren, çeşitli konulara ilişkin gorüşle- Benden sonra gelecek kişinin büyük yelri şöyle açıkladı: kilerle işbaşına gelmesi diktatörlüğe gider
Kıbrıs ve Rumlar: diye korktuk. Artık
“Rumlar her zaman aredın 14 yıl geçti.
larlaracı olmuştur. Bu Bu zaman İçinde Çok
larlaracılıkla elde ettik- mesafe kalettik. Arleıi de olmuştur. Ama lık diktalorliiğe kar
amaçlarına ulasamaz- mayız. Fransa gibi
lar. Asıl sorun Yurıanls- yarı başkanlık sistetan. Aramızda tarihten mine geçilebilir. Bana
beri hep düşmanlık ol- sorarsanız doğrudan
du. Bu düşmanlığı Yu- doğruya Amerika ginan politikacıları ve bi- bi başkanlık sistemirinci sırada Yunan bası- ne tarafım. 0 zaman
nı körüklüyor. Yunan halkının düşmanlığı başbakanla cumhurbaşkanı arasında sürlilan yok.” tüşme olmaz.”
RP-DYP koalisyonu: “Koalisyondan umudum yok. Ümitsiz oluşumun ne
deni Refah Partisi’nin tutumu, verdiği be
yanatları ve sözleri. Eğer bunlar tatbik
edilecek olıırsa, şeriata döneriz.”
İran gezisi: “İran gezisi için bir şey
söylemiyorum. Başka Ülkelerden icazet
almasına gerek yok. Ben de cumhurbaşkanı olarak Arap ülkelerine, Çin’e, Endorıezya’ya Pakistarra Batı beni iıiç
tenkit etmedi RP, ‘Mart bırakıp dirıaıa
ğız’ derse. tabii olarak bizimde NATO,
Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği gibi
mütleliklerimiz var, bunlar kuşkulaııır o
zaman. İlk ziyaretin İran’a yapılması tedirginlik yaraitı. Hatalı taralı budur. İlk
oraya gitmesi doğru değil. Uzaktanbaşlayıp oraya gelmmi gerekirdi.”
Halk hükümete güvenmiyor:
“Muğla Valiliği ile orman yangınından
sonra başlattığımız kampanyaya yeterince yardım gelmedi. Halkın gözünde devlete ve hükümete karşı bir itimatsızlık
var. Neymiş efendim, bu paralar nereye
haıcanacak. Aslında burada halkı da suçlamak istemiyorum. Güvensizlik konusunda bir çok örnek var. Bosna-Hersek
için toplanan paralar gibi. Nereye gitti
basın açıklaması yapılacak. Başka yerle
re de örnek olacak. Benim başkanlığımda
özel teşkilat kurarsak daha etkili olacak.”
t ıt at
Resimlerine tahammül edenler var,
ama. gevezeliklerin de brktırdı artık…
l;
o
Türkiye’de doğdum loime sindlremedlğlmteksey
Ankarada. liüzümü var. ı
eumhurlyate aotım. Baska Ekmek yediğimik devleti
reilm bınınıaın_ soynıalr, soğana cevirmek.
son aman/arda ş-` soyan/ar başbakan.’
damannıa basnıaya ” başbakan yardımcısı,
başlatılan İ devletin bilmem
“Arada sırada gelir i’ neresinden sorumlu
banai” Bunu söylemek bakanı… f
istemiyorum_ reııkim eok Beni daha tazla znrlanravın!..
değişik olur. beklenmedik Birkac soru sorıiyorunılleinize
sekilde olur.
1 12 Eylül öncesinde “tokatçılık” yaygın değildi. O dönemin sınırlı imkan
larına rağmen, “yeğen-i hümııyun”
1 (Y.D.), hayali ihracat alanıııda sivri]
di. Hatta, o ticari faaliyet türünün
mucidi oldu. Libya, İtalya ve Kıbrıs’a
i satılan suntaların taturalardrıki adı
il:
şi
neydi?
a. Anıerlkan bar
b. clıester ve Berger
e. Geııiı kaplama yatak odası takımı
d. Büro eşyası
2 Ünlü bir uçak firmasıdır Lockhe
i. ed… Uçaklar-inin “dünyadaki en iyisi”
` . olduğunu ıslıatlamak için, yedi ülkeye
dağıttığı rüşvetten, Türkiye, yalnızca
i? 876 bin dolar pay aldı. Payımız niye
” bu_ kadar düşük oldu?
› a. Ikllm kuşağımız farklı olduğu Için
` b. Arap harflerini zaman zaman
‘ kullandı nnu ıçııı
ı ` e. Bush-Lal telefon bağlantısı henüz
kııulıırıadığı için
: ‘ d. Rüşvet! alan ut-ı muhterem isminin
ş saklı kılmasnıı lsledlğl için
3 Demokratik hakları gaspetmeyi
(“Atatürkçülük” adına) alışkanlık edinen cuntalannıızııı sorıuncusıında beş
kişi vardı. Ailecek tutumlu ve (ve mirasyedi) olan mavi üniformalısı emekliye ayrılıp mal beyanında bulunuııca,
öbürleri kıskançlıktan çatladılar. Harbiyeden çıktığı gün Orgeneral maaşı
alsa, beş kuruş da para harcamasa. 0
maaşla onca mal-mülkü kaç zamanda
edinjrdi?
a. 20 yıl
b. 30 yıl
c. 40 yıl
d. 1900 (12 EylüIH985 (18 Temmuz)
arasında
7. 4 Tokatçı kamuoyunda, “milyarlann
‘ kapkaççısı”, “Emlak Bankası’nın tır
tıkçısı”, “mafyanın gözbebeği”, “Isviçre’deki karaparaların çamaşırhanesi”
gibi sıfatlarla anıldı Kemal Horzum…
Afyon-Dinarlfdır kendisi… 12 Eylül
l öncesinde ne lş yapardı?
” ‘V a. Dinar hındosunda sıksatonculuk
b. Ilınbıuerellik
`l e. Aııııırıaıııı blr handa çaycılık
d. lhanltıtıracılık
5 Aldığı rüşvet karşılığında pullumühürlü makbuz vermek “akıllı işi”
değildir, ama, Yozgat emniyetinden
komiser Mazhar Bulut tastamam bu
(EZRA POUND, 1954) ‘
lışENiMLE ALAY _
EDIYORLAR SANKU:
1 “Düşmanın gözü daha dürüst görüıtß’ ,
__….._.›
sindiriyorsanız, “lıeeee” deyin…
l
nu yaptı. Ne karşılığında? ‘
a. Hatalı sollayanları alletme I
b. çimlere basanlara göz yunımq
e. işkence yapmama ı d. Yeşil Yozgat Derneği’ne bağış
bulunma l
5 Tek dikili :ığııcı bile olmdyan gam’lıim Efe, bu zışjzıç’ hasretini hzıilihazırda
nasıl gideriyııfı’
a. Ormanda gezerek i
b. Noel ağacı satarak l
c. Ağaç dikerek 9
d. Yat, araba, han-hamam falan blarak
7 Gelelim CASAya… O güğııe kadar
bütün dünyaya sattığı hafif nakliye
uçağı sayısı bir elin parmaklarını (5
adet) geçmeyen lıu İspanyol ‘firmasından, tastanıaın 52 uçak aldı’ bizimkiler… Firmanın ANAPlı bazı’ yöneticilere çektiği faks mesajında, “Hediyeleri ve …İlan bir an önce clağıtl” yazılıydı. O noktalar ne anlama geliyordu?
a. Papatya
b. Enginar ‘,
e. Kaput r
d. Saymaca değeri üstünde yazılı, devletin
bastığı, kâğıt veya maden! ödem vasıtası
3 “Arslan bacanak” Uğur`utı da adının hasbelkader karıştığı UM olayı sırasında, ANAPlı lıakanlardzin Ismail
OzdağlarB25 milyon lira rüşvet almakla suçlandı, bakanlıktan oldu, hapis
yattı. Niye? .
a. Piyasayı düşürdüğü için ı
~ b. Adnan Kahveciye güvendiği için
e. Parayı herkesin önünde aldığı için
d. Hiçbiri l
9 Evladın nankürü çiğ süt émmiştir,
anasını bile satar. Eski bakanlardan
Mustafa Taşar, yetmişlik annesini, o
yaşçağızında, no yapmak zoırunda bıraktı?” l
a. Gündelikçilik ‘ı
b. Çiğkölte yuğurmacılık ,
c. pverlokçuluk ı
d. Inşaat-ihale işleri vs. I
İ O Orhan Kilercioğlu adım bilirsiniz. Yolsuzlukları kovalamaktan s0rumlu bakaııımızdır kendisini Mal beyanında 120 milyon lira değer biçip
bir buçuk ay sınıra 350 milyon liradan
satışa çıkardığı dairesinin orijinal vergi matrahı kaç paraydı? ı
a. 350 milyon
b. 120 milyon
e. 20 milyon
d. 10 hln Sırlye Poundu
aıoı’pıaiıısiıır’pıgüısßıııßplciııaßıı
l
t
. IIWIlIIl.
BİR isiıvı ein işusıvı
(Haftalık Milletvekili Anogrcımlunnıı)
MEHMET YAŞAR ÜNAL
EH, ŞARLATAN UMMET!
( “T” Joker)
~ ALl _ÇSMAN SÖNMEZ
Al ONSEZILI YOSMA!
(“/Y” Joker)
AT|l_.LA SAV
ILLA VASAT
MUHAMMET POLAT
TOPAL MUHAMMET
AHMET TAN
AH, METANET!
(”E’ Joker)
_ İLKER TUNCAY _
ILK CUNTA YER Ml?
(“MI?’ Joker)
ABDULİLAH EİRAT
URFALI BITLI AT
CEMİL çiçEk
CILK KEÇI Ml?
(”Kl” Joker)
A.AHMET DŞRİN
NAMERT DAHI
FETİ eönüıı
FERT oııeur
ııiz NE ııııııılııırııııiııı ııELııiıı
vız GELlll, ıııııs GlDElllElt!
Hacımızla bacımızın “devremülk koalisyı›
nu”, ayağının takunyasıyla, yine krize girdi.
“Amerikan ambaıg0su”…
Amerika’ya bunca yıldır “Keyfimin kahyası
mısın lan?” demeye alışamadığımız için, “İran’a
niye gittin?” sorusuna doğru-dürüst cevap vere
medik, kem-idim ettik.
Neyse, Amerika’nın özellikle tekstilcılerimizi çok korkutan “ambargo” lehdidiyle ilgili gözlemlerimi kendime saklıyorum. _
Alper Sedat Aslandaş ve Baskın Bıçakçinın
“Popüler Siyasî Deyimler Sözlüğü”
kitabını açıyorum…
A’ k -k
Johnson Mekiubu *
Türkiye, 1964 Hazi- @%59
Türk toplumuna yünelik saldırıları önlemek amacı va garan- I
tür devlet sılatıyla İ,,
adaya müdahale ka
rarı almıştı. Bu karar
üzerine, ABD Başkanı
Johnsnn’un, dönemin
başbakanı İsmet İniinü ‘ye yol
ladığı 5 Haziran 1964 tarihli mesai “Johnson
mektubu” olarak bilinir.
Bir ultimatom niteliğindeki Johnson
mektubunda. Türkiye’nin böyle bir karardan
ıinee ABD’ye danışması gerektiği meşru kabul edilmeyen bu müdahalede-n sonra Sovyetler Birliği saldırarak olursa NATO’nun Türkiye’ye yardım etmeyeceği ve ABD’nin Türkiye’ye verdiği silahların böyle bir müdahalede
kullanılmasına izin vermayeceği bildiriliyordıı.
Johnson mektubu üzerine Türkiye Kıbrıs’a
` _Iarı, kurucuları, eşralı müşterek bir
3,..! k
m:: , ,ßi
IEMmıieıtéıılıM-i’ 7 ” .
na çıkmış…
Gündemde “sıralı ve severen yaklaşım” var ya, “Müdürleri, ağa
içeği burnunda kaymakamın tayini, Fıral-Dicle hattının doğusu
solraya çağıralım!” demiş kaymakam…
Hık mık, kem lıüm…
Sonunda lıaklayı ağzından çıkarmış özel kalem müdürü…
“ltülus müdüıünü çağırmasak olmaz mı etendim?” _
“Niyet”
“Hem azıcık PKK’ı:ıdır, suyun
öbür tarafından gelen etnikleıi sevmez,
hem üç kadeh içli mi sapılır, ağzını lıozar…”
“Siz yine de çağırın”… demiş kaymakam, “Ben ıınu idare ederim…”
Üçüncü kadelılen sonra beklenen
olmuş, kaymakama “Senin ananl şaapirem balın!” demiş nülus müdürü…
Kaymakam gülümsemiş… “Yapma
yahu müdür… Kadıncağız 75 yaşında…
Ne o lezzet alır, ne sana zevk verir…”
Nülus müdürünün gözlerini şehvet
lıürümüş…
“Hevall Yaşini kırk sene küşülll
rem, yine şaapirem!” ~
müdahaleden vazgeçti. Gerçekte, kara va da- 2
nizden gerçekleştirilecek böyle bir müdahale_
için askeri olanaklar da yeterli değildi. ‘
Johnson mektubu, TürkiyeABti llşlrllr’
rinde ilk ciddi pürüz oldu ve sınırlı bir
ler Birliği-Türkiye yakınlaşmasına yol ı ı ı,
Başbakan İsmet Inönü, “Yeni şartlarla yıldj
bir dünya kurulur. Türkiye de bu dünyalı’
kendisine yeni bir yer bulur’ derken ~l’
Bakanı Feridun cemal Erkin de Kısım
1964’te Sovyetler Birliği’ne gitti. 196667 .
larında iki Türk başbakanı, Suat Hayri m*
lü ve Süleyman Demirel Sovyetlerl, ‘ v
yet başbakanı llosigin de Türkiye v*
ziyaret etti. Bu yoğun di ı W’
tik lralik sonucu Türk-Sn .i
ticari ilişkilerinde bir cani ~ ‘
başladı. ş
Türkiye-ABD ı- .
, klierinin gercek *i*
_p Ztlllü
k Johnson ma
_ pw) kamuoyunda A
.ı ı v” ‘ aleyhtan,
lıkçı tepkileri gür
Varlığı ilk günden beri bilinen ancak ›
muoyuna resmen açıklanmayan maki i_
tam metni 1966 yılında yayınlandı. .
ABD, Türkiye’nin 1974’leki müdı f’
sırasında Johnson mektubu ile ortaya ı› ‘
ğu tavnnı sürdürdü Ancak, “Kıbrıs iiarışg
rekâtı”nı ünleyemeyen ABD, harokilta _
kan silahları kullanıldığı gerekçesiyle .
7B yılları arasında silah ambargnsu
*iz* .
Bağımsız yaşamayı tekrar öğreniıiz w’
kim!