Kürt meselesini oral’la beraber hallettiydik zaten…
. Ölenle beraber ölünmeyweğini biliyorum, ama, dostlarıın bir öldüğünde, ben iki-üç ölüyorum
Sevgili Niigün’ü cumartesi günü kaybettim.
Nilgün KışlalL
AhnıetTaııer’in ‘
Ahmet’in ağabeyi Mehmet Ali’den gazeteciliği öğr
dim 1959 yılında Ahmet Yai Gül gazetesinde spor servisi
şeiiydi, ben de muhabir., Dile kolay, 36 senelik yol arkadaşlığı_
Niigün’ü 1967 yılında tanıdım. Sevgili Ahmet’in eşi
olarak Fransa’dan yeni geldiydi. Her “Nicole” deyişimde,
Alımetteıı önce o kızardı.
“Nicole değil, Nilgün-.”
Benden daha türktü.
Salı günü toprağa verdik
v: v: a:
Oral Sander’i 1951 yılında tanıdım. Ortaokul ve liseyi
beraber okuduk Aynı sınıfta..
MÜlkiye’de asistanlığımız, doktorluğumuz, doçentliğimiz, profesörlüğümüz, birkaç gün arayla geldi. Aynı odayı
paylaştık
KÜRT nnEsELEsiılıi qRAı._’LA
s BERABER HÂLLE1TIYDIK ZATEN…
Sayın Walter Sßresham
Dışişleri Bakanı
Washington, 0.0.
Efendim,
Profesör Langley’e yazılmış bulunan ekteki mektup,
Padişah’ın silahlığı için eksiksiz bir Kızılderili silah takımı
istemesiyle ilgilidir. Bu istek biraz garip karşılanabileceğ
için, mektubun Profesör Langleyfe lletilmesindeki yol ve
yöntemi takdirinize bırakıyorum. imparatorluğunun bugün
içinde bulunduğu kritik durum düşünülürse, Padişah’ın bu
isteği büsbütün şaşırtıcı olnıaktadır.
En sadık bendeniz olmaktan onur duyuyorum.
AW. Teırell
U.S. National Archives, Despatches lrom U.S. Ministers to Turkey, 1818 1906, Vol. 59,Aprü 3-Aııgusl31. 1595, Microcopy No. 45, Roll No. sa.
_ ABD Elçiliği
Istanbul, 6 Mayıs 1895
Sayın Profesör Langley,
Ekselansların Padişah, sarayındaki paşalardan biri
kanalıyla, benden, silahlığı için tam takım kızılderili silahlan
ve nasıl ilgilendiğini göstermek
bakımından, buraya kadar izle
diğimiz belge sunma yönteminden ayrılarak, Enver Ziya
Karaidan bir aktarma yapıyoruz
“Istibdat devrinde, ilköğretimin yayılması söz konusu
olduğunda Amavutlann ve onlann sosyal durumunda bulunan topluluklann, Amerika’daki Kızılderililer gibi tecrit edilerek etnografik değer olarak muhafaza edilmelerine taraftar çıkmıştır” (Enver Ziya Karal, Osmanlı Tarihi, Cilt Vlll,
Türk Tarih Kurumu Matbaası, 1962, s. 384).
“Abdülhamit ll., istibdat otoritesinin yetişemediği
dağlık bölgelerde yaşayan kimseler için de cehaleti zaruri
gönnekteydi. Bizzat kendisinin anlatmış olduğu şu olay,
buna delildir.
Bir gün Amerikan elçisi ile görüşürken, onun Amerika’daki Kızıiderililerin medenileştirilmesine aleyhtar oldıığunu, bu sebeple de okutulmalanna taraftar bulunmayıp
tabii halde bırakılmalınnrn daha istifadeli olduğu hususundaki fikirlerini dinler. Bunun üzerine Abdülhamit ll., şöyle
bir karar verir”. Bizde de Amavutlarla, Kozan dağlanndaki
dağlılara mektep açmak beyhudedir. Mektepler şehirler
içindir. Dağlıların cesaretlerinden faydalanmak içirı hissi
muamele ile istifade etmeliyiz Abdülhamit II., bu karannı
tatbik) etmiş olduğunu iftiharla söyler” (Karal, age.,
s489 . ‘ ı – « î « 4
_ İstanbul, 6 Mayıs 1895
TİC T 12
Beraberce kitap bile yazdık* (ok ve yay, mızrak kalkan, balta, kın ve deri yüzme bıçağı)
ABD dışişleri bakanlığının belgelerini hani-hani taraı- sağlamamı istemiştir. Bunların Teksas’ta bile bulunmasının
ken. 0raI’ın heyecanını hatırlı- ‘ çok zor olduğunu, bizzat kızılyorum. denli savaşlarına katılmış olan”AbdüIhamit’in arnavut- lar veya onların çocuklarınca
larla, kürtlerle savaşmak için, andaç olarak saklandıklarını,
Amerika’dan kızılderili silahı al- ancak Dışişleri Bakanlığı’nın
dığını biliyor muydun?” onayıyla bunları edinmeye çalıOrtak kitabın o bölümünü şacağımı kendilerine bildirmiş
Oral yazdıydı. Yıl 1977’ydi. bulunuyorum.
* t * Bu silahları edinip göndeOSMANU AZINUIGARI VE Kl- rebilirseniz, yine Dışişleri BakaZILDETILI SİLAHLAR! nı’nın talimat vermesi koşuluy(1895-1896) la, Smithsonian Enstitüsü’nün
Amerika Birleşik Devletle- Haçlı Selerlerinde kullanılmış
ri ve Türkiye arasındaki biçim- Türk ve Müslüman silahlarınsel silah ticaretine katamaya- dan bir takım edinmek istediğirağımız ama, ilginç koşutluldan ni Padişah’a duyurabilirim. Gi›
yüzünden de bir yana bıraka- rüşüme göre, bu yapılabildiğinmayacağımız bir olay vardır: de, Smithsonian Enstitüsü başAbdülhamit’in Kızılderili silah- ka hiç bir yerden edinemeyeceIan istemesi. Il. Abdülhamit’in ği silahlara sahip olacaktır.
Kızılderililerle ne zaman, neden Antika silah müzesi olarak
kullanılan Aya İıini Kilisesinde,
bugün, hem Haçlılara, hem de
Araplara ait çok sayıda tam silah ve zırh takımı bulunmaktadır. Bu müze süreldi kilitli tutulmakta, ancak Padişah iradesiyle gezilebilmektedir. içten saygılanmı sunarım.
A.W.TerrelI
us. National Archives, Despatches from us. Ministers to Turkey, ısıa 1906, Vol. 59, April S-Aııgust 31,1895,Microcopy No. 46, Roll No. 53.
‘ Dışişleri Bakınlığı Wash, 6 Haziran 1895
Sayın Alexander WTerre/I ‘
vb. vb. vb.
Efendim, .
Padişah’ın bir tam takıın Kızılderili silahı istediği hakkındaki 541 sayılı yazınızın eki olarak gönderdiğiniz geçen
‘ ayın 6’sı tarihli mektubunuzun Smithsonian Enstitüsü Sek
reteri Bay 8.0. Langley tarafından kaleme alınan cevabı ilişikte sunulmuştur. Göreoeğiniz gibi, Bay Langley, zaman
alacağını söylemekle birlikte, iyi bir takımın eninde sonunda toplanabileceği konusunda iyimserdir. Saygılanmla,
. ‘ EdvılrıF.UlıI_/ BakanVekiIi
us rıaııiıııaı Ardives, Diplorınticlnsfrııctiorısotltıeüepartnlerıtotsfate, ıaoı1906cTulcey,0ctobu29,1B94-Decuıûer21,1lt96,lliuooopyllo.77,ltoltlııt6l.
ı ± ±
Niigün’ü çok özleyeoeğim_
A ş .VE :. Oralıçoközleyeceğim. * f ~e ABDElçiliği
ş Farkında mısınız? Çok sıkıntılıyım..
ımwuııedphıyhıûııt-Aınsıııımıııiıûıııruyııı
ıııooıııııııııoııooıııııııoıoıooooııoııoıııoııoııııoıııııııııııoıoııııııııoııııoııııııoııııııııoıoıııııııooıoııııaııoıoııııııoıııııııııoıııııııııııooıııııoıııoıııoııııııııııoıoıoııııııoıoıııı
SIFIRDI HDDANIN
NDT DEFTERİ
DENİZ BAYKAL (Hic gözünü kırpmadan Tomris Üzdeni sallığı icin) ………………………………………………………… ..
MEHMET SEVİGEN (Tomris Üzdene “Ge/l” dedikten iki giin
sonra “Girl” demeyi üzerine vazife sayacak kadar sorumsuz
ve unulkan olduğu için). …………………………………………………… ..O
ERDAL İNÖNÜ (‘”/lrl/k evimin erkeği olacağım!” derken, yine
zamanlama hatası yaptıgı için)
ONUR KUMBARACIBAŞI (Araziye uymak konusunda lam
başarı sağladığı için) ………………………………………………………… ..U
TOMRİS ÖZDEN (Kis/arı İstanbul lajmanlarında, yazları Kuşadası’nda ge rke kimlerle dans-raks ettiğini gec anladığı
. . o
HİKMET cıarirı
MURAT_KA_RAYALÇIN
ERDAL INÜNÜ
MEHMET MÜĞULTAY
onun Kuııııeıınııçıeıısı
AYDIN GiJVEN GURKAN _
ZÜLFÜ LIVANE ‘ (Batan geminin malları olmaktan kurtulamayacakları için). …………………………………………………………….. ..U
DENİZ BAYKAL (Batan gemiden mal kurlaracağını zannedecek kadar iyimser ve safas olduğu için) ……………… ..RAPOHLU
OLMADI SAYIN…
DENİZ BAYKAL
Cumhuriyet Halk Partisi’nin genel başkanı seçilmeni,
hem de ezici bir çoğunlukla seçilmeni, içtenlikle kutlarım…
Yetmiş iki yıllık parti son kozunu oynuyor. son şansını kullanıyor.
Türkiye’de demokrasinin
olması için, CHP’nin ağırlıkla
devamı gereklidir, zorunludur.
Ama, 12 Eylül öncesi ve
sonrası CHP’nin “hakim özelliği” olan oportünizm rüzgarlarının tekrar esmeye başladığını
hisseder gibiyim… __
Eşi rahmetli olmasaydı, Tomris Ozden de gidip ölen bir PKK militanının anasını, bacısını öpmeseydi, “Tomris Ozden” adını hangimiz
duyacaktı? Geldi, 572 oyla Parti Meclisi’nin tepesine oturdu.
Eski genel sekreter yardımcısı Mehmet Sevigen ön plana çıkartıldı. “Tomris hanım istifa ederse iyi olur, ama, Sevigen önerdi, istifasını
o alsın…”
Bunun adı opoıtünizmdiı, sütre gerisinde pinekleyen komutanın
erleri, başçavuşları, asteğmenleri cepheye sürmesidir.
Ayrıca, “Olülerin sırtından geçiniyorlarl” sı_ı_çlamalarına bizzat
sen cevap verebilirdin: “Atatürk’ün, Menderes’in 0zal’ın yüce naaşlan üstünde partiler yükselirken sustunuz da, biz yapınca mı çeneniz
açıldı?” *
Oportünizmin türkçesi, fırsatçılıktır.
Fırsatçının fırsatçılık yapması için de, eline her zaman fırsat geçmez… Fırsatı kaçınyorsun…
HAFTANIN HİKMETİ
“Usta politikacı, hem hakaretlere katlanır, hem onlann
intikamını zamanı geldiğinde alır…”
(On dokuzuncu yüzyıl İspanyol atasözü)
m
mı “DENİZ” 0 “DENİZ ı DEĞİL!
Denizlerin “beyni en ağır” (9 kilo 200
gram), teorik olarak “en akıllı” hayvanı kimdir?
a. Balina
b. Köpekbalığı
o. Kaşalot
d. Loch Ness canavarı
Denizlerde yaşayan en uzun ömürlü
balinanın türü orcinis orwdır. Ölmek
bilmez… En sonuncusunu 90 yaşında denlze gömdük. Adı neydi?
a. Baikal Gölü canavarı
b. Mr. Dennis
c. Old Tom
d. Baba
e. Mamma
‘ Sedat Veyis Örnek, “Türk Halkbilimi” kitabında, suyla, denizle ilgili bâ
tıl inançlarımıza uzun yer ayırtmıştı. Rüya
sında su-deniz gören hangi yöre halkımız
öleceğine inanır?
a. Samsun
b. Sivas
e. Antalya
d. Atatürk Spor Salonu (Ankara)
Yine Sedat Veyis Örnek’ten devam
edelim. Hamile kadın denize bakarsa,
` çocuğu ne olur?
a. Kemiksiz
b. Salyalı
c. Sümüklü
d. Hepsi `
Soyu hemen hemen tükenmiştir, cildi
parlak, boyu uzundur, gövdesinde
tek bir kıl bile yoktur, yani parlaktır. Denizin nesidir?
Ömrümüzün son iki haftasını
Deniz Baykal’Ia geçirdik Kimimiz sevdik, kimimiz zemmettik.
Denizler, sonunda dalga/andı,
duru/du.
Gündemi sıcak tutmak için, Deniz BaykaI’Ia uzaktan-yakından hiç ilgisi olmayan bir
“deniz testi” hazırladım sizlere…
a. Denizineği
b. Denizanası
c. Denizminaresi
d. Denizayısı
Vücûdu “kâse” biçimindedlr. Ayak
bileklerine benzer (yakın) yerleri kalındır, loptur. Çok hücrelidir, serbest yüzer.
Denizin nesidir?
a. Taosu
b. Kaosu
o. Babası
d. Anası
Denizde yaşayan canlılar arasında
deniz çulluğu, deniz gergedanı, denizatı, deniz hıyarı, deniz kedisi, deniz şeytanı, deniz maymunu var. Onları biliyoruz…
En inatçısı deniz tekesidir. Onu nasıl bilirsiniz?
a. Deniz keçisi
b. Deniz ayısı
e. Denizaltı
d. Karides
8 En büyük deniz hangisidir?
a. Baikal gölü
b. Atlantik
c. Pasifik
d. Antalya Körfezi
En derin deniz “Challenger Çuku
ru”dur. Derinliği 11.033 metredir, dibine varmak-vurmak için 63 dakika gerekir. Kelime anlamı nedir?
a. Meydan okuma
b. Posta atnıa
c. Kafa tutnıa
d. Hepsi
CEVAPLAR
duman olan yerde…
O HELİKOETERHELİPORTA_
INMIŞSE “INMIŞ” DEMEKTIR
Tansu ÇilIer’in helikopteri, sadece müdürlü,
ama, öğrencisiz, öğretmensiz bir okulun avlusuna indi. Kıç pervanesine takılan Satılmış
Göçen isimli polis memuru parçalanarak öldü.
Hürriyet’ten Ateş Yalazan kardeşimizin tesbit
ettiğine göre, helikopterin pervanesi durmadan, teknik personel dışında hiç kimse araca
yaklaşamazmış… Helikopter her boş alana ,
inemez, alanda en az l ~
4050 metre mesafede güvenlik bandı
nın oluşturulması gerekirmiş…
Satılmış Göçen öldü. Pervaneye takılarak…
i i’ ir
Ateş’in haberine göre, 1988 yılında
Ulaştırma Bakanlığı tarafından yayınlanan Heliport Yönetmeliği’nin 4’üncü
maddesi şöyleydi: “Helikopterler sadece tescil edilmiş heliportlara iniş-kalkış
yapabilir…”
Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’nün bir
yetkilisi de, kaza yapan helikopterin polis aracı o_lduğunu belirterek şöyle ko
, DENİZ BAYKAL
BIZIM KELAYNAK
( “KİM” Joker)
DENİZ BAYKAL YENİ ABLAK
DENİZ BAYKAL
DENSIZ AYLAK
( “S” Joker)
_ ( “K ” Joker)
DENİZ BAYKAL ,
E, BAYAN’A D|KIZ
(“I”Joker) v. i
. ( “E” Joker)
_ Deniz BAYKAL ,
KINAY_E_I.I “ZABIT”
(“ITI”J0ker)
,ş DENİZBAYKAL
LAKAYID BENDE
( “DE ” Joker)
/
BİR isim BİR İŞLEM
(“Deniz’e Hoşgeldin!” Anagramlarınız)
DENİZ BAYKAL BEYNİ DAZLAK
DENİZ BAYKAL YENİ DAZLAK
DENİZ BAYKAL YEZİD BAKKAI.
DENİZ BAYKAL EN KABA YEZİD
nuştu: “Biz bu araçlara kural koyamayız. Uluslararası havacılığı organize
eden Chicago Anlaşmasvna göre, devlet
araçları sivil havacılık kurallarının dışındadır. Heliport yönetmeliğinde, acil durumlar dışında, hiç bir imtiyaz tanınmaz…
t**
Duyanların yalancısıyım… Süleyman bey
de buyurmuş…
Kendi helikopterim için bir şey istiyorsam namerdim… Düşmüşse düşmüş, inmişse inmiş demektir… Heliport bulduk
da, helikoptere biz mi ‘inme’ dedik?”
Fırat-Dicle hattının batısına geçişe ilk
yasağı Kanûni Sultan Süleyman koymuştu. Adamın tipine bakılır, “Yassaahhhhl” denirdi.
İstanbul’a girişlerde “vize” alınması
şart koşuldu, “müşterek dil” sınavlan
yapıldı. E-kol .
“İki kolunu başının üstüne kaldırıp
avuçlannı kavuşturursan ne olur?”
“Balarısidiım”
“Yummğunu sıkıp başpannağını hava- ş
da tutarsan ne olur?”
“Allah birdir-” ş
“Yumruk yapıp, işaret ve orta parma- 5.,
ğınla ‘V’ yaparsan ne olur?” f_
“Dört okini kaybetmiş halk partisidir.” ,_
“Sağ elinin orta ve yüzük parmağını L
avucunun içine yapıştınp, serçe ve İşaret panrıaldannı dik tutarsan ne olur?”
“Kurttir..” ı
“Peki, son bir soru, yumruğunu sıkıp ;`
işaret parmağını havada tutan birisini, j.
meselâ Tansu ÇiIler’i görsen, ne dersin?” İ
“Kulagi kesik yavrukurttir-”
namına