Küreselleşiyormuşuz! Yani, “Kavanoz dipli dünya” abicim!

KURTHAN FİŞEK

. , KünıssısLLısşivpngvıuşuzı v_Aışıi,
“KAVANOZ DIPLI DUNYA” ABICIIM!

Alaturka düşünüp alafranga konuşmaya çalışanlara hep üzülmüşümdür.
Dediklerini kimse anlamaz… Anlamaya
çalışanlarsa “sürmenaj” olur.

Meselâ, rahmetli Ozal, Pötürge kökenli ingilizcesiyle konuşmuştu: “Havaryuğmayprezidanfrend?”

Simultane tercümanlar da işe yaramaınıştı.
Derken, iki lisanlı (Pötürgece ve
Ameıikanca) biri çıktı, meseleyi özetledi:
“Sayin Başkanım, nasılsınız?”

Tam bir etnik çorba (veya mozaik)
olan Amerika’da başkanlık yapmak zor
zenaattir, ince zenaattir. Hüner ister,
ama, çok daha önemlisi, “intibak kabiliyeti” (uyum yeteneği) ister.

George Bush da cevap vermişti:
“Ayemveriguthavaryusunuû”

a: a: t

Aradan zaman geçti, cumhurbaşkanları değişti.

Amerika’da “devletçilik” denemesinin ön saflarında yer alan Tennessee Vadisi Otoritesfnin bir yetkilisi Türkiye’ye
geldiydi.

Su müdürü, su müdürünü barajda
bilir, bulur.

Bizimkisi sormuştu: “Duyuvnovhamvenikubikmiytırvatırranturıığyorris

Islamköy ortaokulunun ingilizce öğretmeni alelacele iındâda yetişmiş. Amerika’nın nehirlerinde kaç metreküp suyım aktığını misafirimizin bilip bilmediğini sormak istemediği anlaşılmıştı.

Simultane mütercim cevabı özetlemişti: “N0ğv…” (Hayır)

t ı› v:
_ı Bilmemek değil, öğrenmek ayıptır.
Oyle diyor atalarımız… Peki, Türkiye’nin

TEIPOHZ

en iyi ingilizce eğitimi veren bir okulunun mezunlarına ne demeli?

2000 olimpiyatlarını Türkiye’ye almak için, Atatürk mirası Savarona yatıyla Monaco’ya gitmişti. Karaya oturdu,
gitti, konuştu.

“Viylavyuğvfromdıdipovavrhart…”

Simultane mütercim marifetiyle mesele hâlledildi.

Başbakanhamfendimiz, orada top
lanmış bulunan herkesi kalbinin derin- ,

liklerinden, en ücra köşelerinden seviyorrnuş.

Tabiî, düz spikerleıin bile dört dil konuştuklan, hem de anadilleri gibi konuştukları bir olimpiyat ortamında, Türkiye’ye, değil olimpiyat, yağmurlu günde
su bile vermezler…

v: ± r

Dünya globalleşebilir.

Cahilliğime verin, zâten globaldi, dibi de, tepesi de toparlaktı, yani küre biçimliydi. Kavanoz dipliydi.

Dünya globalleşebilir.

Merakımı (ve cahilliğimi) bağışlayın,
“Globalleşme nedir?” diye sordum. Aydınlattılar beni… “Komünizm öldü, dünya aşırılıklarından, sivri uçlarından
arındı, arındınldı… Artık herkes aynı lisanı konuşuyor…”

Dünya globalleşebilir.

Zâten dünyaya geldiğinde toparlaktı.

“Bu açıklamanız beni kesmedi. Bundan sonra ne yapmamız gerek?” diye üsteledim.

“Ayrı-gayrı gözetmeden, aşırılıklardan arınmış bir dünyada her ırk, dil, din,
cinsiyet ve devletin yekdiğeriyle iletişim
kurabilmesi lâzım…” dediler, sonra eklediler; _

“Sâdece küçük bir problem var. Hangi lisanda?”

t ııi r

Globalleşmeye itirazıın yok…

Kendimi dünyamn dışında hiçbir zaman hissetmedim… Ama, seksen korumayla tatil yapılan bir Kartalkaya’da
kaybolan bir Amerikalı yarbayın sekiz
yaşındaki bebesine, “Havaryufıyling?”
(Kendini Nasıl Hissediyorsun?) diye soran bir Robert Kolej mezunu başbakammız olursa, ben daha ne diyeyim?

Globalleşiyorınuşuz…

Bütün dünya, koskocaman bir aileymiş… Hep söylerim… Her ailede ensest
tehlikesi vardır.

Hep tekrar ederim… Beraberlik
(gümrük, ruh, sol vs.), dil beraberliğinden başlar, öyle gelişir. «

Bu kadar dil berabersizliği olursa,
Avrupalı da “bizce” konuşur. “Vatemayseying, vatizmaytamburapleying?”

Ben ne söylüyorum, tamburam ne
çalıyor?

ııııııı ııııoıoııııııııııııııııııııııııııııııı

ııoııoıoııoııı

diğini anlayamadım. As(pardon, MlT’inin) başı
olan kişinin nikâhına
gelmen, hatta nikâh şa
geldin, ne gaza…

din…

ııııoııııogııııııoıııııı

sırıncı ııocııııııııı
ıııor canim

SÜLEYMAN DEMİREL (Türkiye’nin, un yılda bir, hür rejimden değil, kendisinden bunaldığını bir tür/ii anlayamadığı
icin) ………………………………………………………………………………….. ..D

KURTHAN FİŞEK Yasar Kemal kiye’nin Gururudur” diyen Süleyman Demirel’in, Yasar Kemal’in beş kitabının isimlerini sayamayacağı iddiasına girip kaybettiği için) …………… ..O

TANSU ÇİLLER (ölü evinin kapısına terlik bırakmanın, bâtıl
itikat değil, “psikiyatrik problem” olduğunu bilmeden,_lıülr_ı’_imelinin halel-i rrihiyesini bir güzel özetlediği için). OZURLU

HİKMET ÇETİN (Tek derdi Adnan Keskin olduğu iÇİn)……RAPORLU

BEKİR SAMİ DAÇE ( “Sıfır Zam” lâlının sorumluluğunu üstlenerek tek “sales” olarak kendisini buldukları icin). ……….. ..IJ

AYKON DOĞAN (Kendisine bağlı Hazine Müsteşarlığının son
“gizli teşvik” kıyağını bürokrat/arma yıkmaya çalıştığı için).

ATİLAY AYCIN (“‘Batmıs Tiirk turizmini kurtarmak bana mı
. düştü?” diyerek işçisine sahip çıktığı ic

MELİH GÜKÇEK (Hit: sevmediğini birinci elden bildiğim cici

cumbabasının ricalarına uyarak, Ankaranın bazı yerlerine “su

koyverdiği” için) ……………………………………………………………….. ..D

MEDYA
(Izmir kür/elinde karaya oturan kasa/ola’ ans
ği için) …………………………………………………….. ..8

ENGİN CİVAN (Eli kulağında, bugün-yarın, Özal ailesinin
Özel banka sllrelerinin, kendi özel hatıra defterinde niye bulunduğunu açıklayacağı için) …………………………………………….. ..7

OLMADI SAYIN…

sene

Türkiye’ye niye gel
lında, Türkiye KGB’sinin

hidi olman gerekirdi.
Gelmedin… Ne saza

Derken, çıkagel
Sergei Stepasin…

KGB… Komitel Gosudarstvennoi Bezopasnostl…

Yani, Devlet Güvenlik Masası, DGM…

Türkiye güzel bir ül
kedir, iyi bir ülkedir, vatanımı seviyorum, başka bir yerde yaşamayı

aslâ istemem…

Ama, “perestroika”, “glasnost” gibi kavramların ürediği, türetildiği bir dönemde, Ermeni malyasıyla uyuşturucu, soydaşlarımızla
altın-nalaşa ticaretini örgütleyen bir KGB’nin başının, şu saatlerde
Türkiye’yle ne ilgisi olduğunu merak etmeye başladım.

Merakımı bağışlayın,.

Paranoyamı da bağışlayın…

Tamam, ben parayonakım, ama. sen nesin, kimsin?
Saza (ve gaza) @Alacak başka yer bulamadın mı?

adını verdi- i

HAFTANIN HİKMETİ

“Birine hayrın dokunmayacaksa, bari zararın dokunmasm…”

(Dalai Lama, 1978)

i ÇEYREK ASIB FALAN ÖNCE
ÇEYREK ASIB FALAN SONRA

24 Ocak 1968 tarihinde, İsmet İnönü,
partisinin (CHP) Konya il kongresine
mesaj yolladı. Bir şeyden “en büyük tehlike” diye söz etti. Hangisi?
a. Deniz Baykal
b. _Bülent Ecevit
c. irtica
d. Ozelleştirme

Allah uzun ömür versin, Süleyman

Demirel, CHP’yi sevmezdi. 1 Mart
1968’de, CHP’yi, “küçük partileri koltuk
değneği olarak kullanmak”la suçladı. Sonra, CHP’nin tek bir şeye tnyıldığını söyledi.
Neye?

; a. Koalisyon::
,ı b. Kurultay toplamaya
î &Bölünmeye

d. “Tek Parti” olmaya

SHP-CHP-DSP üçlüsünün, DP-AP
DYP çizgisindekileri sevmesi için, sizce, herhangi bir sebep var mı?
a. Evet
b. Hayır

e. Yorim yokhtir

Ya 1968, ya 1969 yılıydı. CHP kurul
tayı toplandı, İnönü çıkıp konuştu:
“Partimizde hiç kimsenin aşın solculuğundan tedirgin değiliz…” Bu konuşmadan
sonra ortanın soluna geçti CHP… Bu karara
varmak için, kaç kurultay beklediler?
a. 9
b. 19
c. 29
d. 39
e. 69

CEVAPLAR

“Nostaljik takı/mak”, köşe yazarlarının

birinci imtiyazıdıı: Yazacak bir şeyler ı

bulamadıkları zaman, ya “Neydi 0 eski
ıamazanlar?” diye sızlanırlar. Ya simiti
kırk paraya (I kuruş), onluk halka yı yüz
paraya (iki buçuk kuruş) aldıkları günler
akıllarına, lıaûzalarına gelir.

Eskiyi, mrilıi yaşamak aslında güzeldir.
‘Weredeydik, nereden nereye geldik?”
sorusunu sormak için bire birdir.

Ama, sorma yız…

Eskinin ‘ğgıîzelî yeninirı “kötü” olduğunu söyler bir Geri kalanlarımız, ıyıyle kötüye yer değiştirtir.
Bağış/ayın… Nostaljik takılıyorıım. Testimizi yapalım… Tarilı tekerrür etmeye
devam edecek…

Biz ‘aptal’ oldukça…

Yine “Allah uzun ömür versin!” diyo
ıum, “Sol” lâfı edildiğinde Süleyman
Demirel’in tüyleri diken diken olurdu. Yine
o lâf edildi, 1 Ekim 1969’da patladı. “Bu
rejimi değiştirecek olanı …. ..” diye başladı.
Nasıl bitirdi? ~
a. Hepsine darbe çağırırım
b. Şapkamı bırakıp giderim
e. Kıçlarının üstüne oturturum
d. Kafasını kırarım

Zonguldaklı kömür işçileri ayaktaydı.
, Yine yürüyorlardı, “protest müziği”
yapıyoılardı. Tam o günlerde Ankara’da bir
miting yapıldı. Ne denildi?
a. Medeni Kanun Değişsin
b. Anayasa Değişsin
e. Hosteslere Ozgürlük
d. Biji Azadiye Miletan, Yekıtiye
Ilelkan

Uçak kazaları da eskiden modaydı.
1968 yılında, 11 ay süresince 3 uçak
düşmüştü. Kaç kişi öldüydü?
a. Hiç
b.. 17
c. 333
d. 14

Aziz Nesin, Türk halkının büyükçe bir

bölümünün aptal olduğunu söyledi,
herkes feverân etti. 1968 yılının 9 Ekim’inde yapılan hayvan sayımında, Türkiye’de
kaç hayvan çıktı?
a. 1

b. 1 7
e. 100.000
d. 75.000.000

(le, ya böyle…

duman olan yerde…

ALTERAT_İF ı_ıı› ALTERNATİF
i( IKTIDAR

Bazı arkadaşlar Erdal _z
İnönü’ye fazla bel bağladılar. ‘ 4 ‘l

Dil hatâsı yaptılar, “alternatiflerden en~ önemlisi”
dediler.

Alternatif ikilidir. Ya öy
Tıpkı bilimsel tıpla “alternatif tıp” gibi…

172 ayrı hastalık için 634
ayrı şifalı ot bulunduğu söyleniyor. Uykusuzluk çekenlere rezene otu çayı… Su toplamış karınlara akhuşağacı
yaprağı… Sinir hastalarına
arslunkuyruğu, su tırfılı,
çam yaprağı… Migrenlilere
melissa otu, dizanterililere l ‘
mürver, bâsurlulara civanperçemi, kırlangıçotu çiçeği…..Sanlıklılara yavşanotu, karaciğer Özürlülere şamdan çiçeği, dalakları şişenlere arslandişi, devamlı kaşınanlara kırkkilit otu, egzamalılara turnagagası, siyatiklilere sabırotu iyi gider.

İdrar Özürlülere de, 2 ölçü ardıç tohumu, 1 ölçü atkuyruğu, 1
ölçek ayrıkkökü yakışırınış… Üç bardak kaynar suya bir yemek
kaşığı hesabı, yemeklerden çeyrek saat evvel, günde 3 çay bardağı
almacakmış…

Erdal bey “alternatif tıp” oynuyor.

Ciddîye alıyorsa tedaviye devam etsin…

Ne kendisi şifa bulur, ne sosyal demokrasi…

*i*

Şimdi akhma geldi.
Kendisini, aktarlara değil, doktorlara emânet ettiydi Atatürk…

BİR isim ein İŞLEM
(Haftalık SOSDEM Analiziniz)

FIKRA

HİKMET ÇETİN “HİT” EMANETÇİ ahallî güvenlik mahkemelel”A”J0ker) M ıimizden birinde Reşo’nun
ADNAN KESKİN _ dâvâsı görülüyordu. Ama, v
KAKA DANA, Nisın? millî güvenlik mahkemelerimizden bi( “AA” Joker) rinde_ aynı gün dâvâsı olduğu için katıJ;lASAN FEHMİ eüıısş , , ‘malwEHI GUN FENA HAM5|N|Ng CMUK tan yararlanarak avukatını

(Joker), aradi
AŞKTA Dqmuı_ BAKIM HBeraatetmışendır… ‘ _ n
(ııKuLr/Jokeg Halkımın tepkısı ne olmıştır? Ç
BÜLENT ECEVİT u “Ayağa tırlayıp”‘Yaşasın Adalet’ dıye
ııEN BMN” TECAVÜZ bagırmışlardır.(ııNAZııJOkeN Birlâaç saniyelik duralama oldu. Reşo
sor u.
YAlAwAYışgww BAK, “Temyiz müddetini kaçırmıysendir inHMI/Joker) şallah…” ,r i(
i’
GENEL BAŞKAN ÇHİN- Kavgalı iki kekoya hâkim sordu. “Şu
_ GEINE ßâglAğ-İŞİEIŞIIFSIR meselenizi mahkemeye çıkmadan,
BIRl-EŞlKSÜL hâlledemez miydiniz?”
_ _ ”VW/Wii _ Reşo savunmaya geçti: “Tam hâlleÇILLER-ÇEllN ÇE-ÇE-ll-LI-TERANE diyrdik, özel timler ayırdı…” ‘

l “EAE” Joker)