Gülsek kaç yazar, ağlasak kaç yazar?

Qldürsen bitmiyorlar…

Olsen bitmiyorsun…

Versen olmaz, vursan olmaz…

Aynı toprakları paylaşan, aynı hıyarlıklan (enflasyon vs.) yaşayan insanlarsın… Bu devleti
beraber kurınuşsun, yaşatacaksın…
Ama, bazı minik problemlerin var.

Olayın iki cephesini koymaya çalıştım.

Tüfeği, tabancası olana “eşkiya”, topu, tankı, helikopteri,
uçağı olana “gerilla” denir.

Düzenli ordusu, bürokrasisi,
ruhban sultası olana da “bonapartist devlet” denir.

Onun da gırgınnı yaptım.

Bizim devlet bonapartisttir,
1804 çıkışlı Code Napoleona dayamr, her bonapartist devlet örgütlenmesi gibi, üç temel kuruma dayanır.

Daimi ordıı, siyasi polis, bürokrasi…

Bedelli askerliği görüştüklerine göre, daimi orduları var.
Koy kenera! Günlük gazetenin
bile beş günde gittiği yerden,
haftahk dergimizin keko fikralarına, amnda ve saniyesinde, ”sitayişkan teklif’ (annemle ilgili)
geldiğine göre, siyasi polisleri

GÜLSEK KAC YAZAR, AĞLASAI( KAC YAZAR?

“KURT MESELESİ” ÜSTÜNE DUŞUNCELER (3)

var. Onu da koy bir kenara.’

Kaldı “bitek” bürokrasi…

Dediklerinin tercümesini vereyiın…

“Garzan (Bingöl, Bitlis, Muş
ve mücavir alanları), Bahtinan
(Cizre, Duhuk ve öteberisi), Botan (Siirt-Diyarbakır bölgesi),
Dersim (Tunceli ve çevresi), Serhat (Kars-Ağrı civarı) ve Amed
(Diyarbakır-Kulp-Lice üçgeni)
mahalli idarelerinde çalıştırılmak üzere, memur ve vasıfl1-vasıfsız işçi alınacaktır…”

Müracaat sahibi kekolar ne
yapacak?

Tanıtma broşüründe onun
da cevabı var.

“Mahalli memurlar, Eniye
Rızgariya Naveta Kurdistan ‘a
(ERNK) bağlı olarak çalışıp,

PKK’ya yapılacak bağış veya
sağlanacak öbür gelirlerin kaydını tutacak, sivil ve askeri personelin bir bölgeden öbürüne tayinini yapacak, matbu propaganda malzemesinin basım ve
dağıtımını takip edecek, piyar
(halkla ilişkiler) durumunu düzenleyecek, kürtçe bilmeyen
kürt kökenli öğretmenlere kürtçe kursları düzenleyecek, silah
alım-sa tım eksiltmeleıine katılacaktır…”

Rakamsal ifade bulmamakla
beraber, ücret dolgunmuş…

Gelelim işçilere…

Bugüne kadar “kendin pişir,
kendin ye!” mantığıyla örgütlenen PKKda, sabah aşçı külahlı,
akşam silahlı olup, hem güııde
10 bin kişiye yemek çıkaran,

f’ ‘ ‘ ‘ ‘ ‘ ‘ ‘ ‘ ‘ ‘ ” ‘ ‘ “ ‘ ‘ ‘ ‘ ‘ ‘ ‘ ‘ ‘ ‘ ‘ ‘ ‘ ‘ ‘ ‘ ‘ ‘ ‘ ‘ ‘ ‘ “1

BIR İSİM BIR İSLEM l OLMADI SAYIN… I
(Vekil isim|eri analiziniz) I _ I
BESTAMİTEKE l l

…damarın ı SELİM EDES ş ……..
AZİMET KÖYLÜOĞLU I . n .- u u u . . _ l güneydoğu
OGLUM nize ÖYKÜ BİL : 33″‘ d_”,’”5t’ 5°Z`{“”’İ,°”‘ FY?’ Sa : iıierimizde seçim
(gpker) ı kımayan bırı olarak gormus, gonlumde ı işbmiğı
ziyA HALis_.ı-ıııı_s|z siyasi Av g putlaştırmıştım. Hele, Engin Civan’a g yapabileceklerinln
(SİVAS/Ilker) l söylediğin sözler, bir edebiyat şahese- l Al-Wllmfln” ala”
ABDÜLLATİF ŞENER : . . . riydi_ : “:50 M** itlaf”
DEFOLL BE ŞİRİN BALTA ‘ . .ı ~- – – – ‘ “Şmuşu- 3 e’
(LOS/him E ,K, Ruışıvetın belgesi mı olur ulan pe ı “imiş, sm, Şam,,
İRFETTİN AKAR g _ ”” mfîmk? _ l *ebrar*
m( mı ppm” (iş/okan : Gerçi hataların olmadi degil… Borç tahsilat malyasinda adam : IlıI°'””â-_A317 Kıvampxıagn mıuı( : öldürmenin anlamsız olduğunu, “borçlu” öldükten sonra “alacak- : ortağına gzl(
AHİM E li”nın babayı yiyeceğini düşünemedin. Kendin ettin, kendin bul- i Buımuşı,,
ı dun… ı sonunda… su
“E W’ E’ “l M” l Yine de basin dikti malî poliste, mahkemede… l icinde 8 ton selen
ABDURREZÂK YAVUZ : l . . .. . . l bi; kayayı
Derken, a a alar b a rak dokme e. rakka ele bı ki- l
ZEKAYA BAK. DUURH : mm b Wuv i’ ‘ybp , k. . ..y t d ..lsb f?’ C _ l sırllamış. taşıyor.
ı (If/aka) ı v aya aşla ın… a aaa, enim lSl ruşve egı, orç u. _o g “Neyapiysen
EDIPSAFDERGAYDALI ı cukcagızınelıdardaydi…” g anam?”
359535 LİDER’ “KAUDİ i Nasıl el darliğıysa… Üc bucuk milyon dolar… I “Taş İGŞİYTGM-u
s l Adalet terazisi bile 0 parayı tartmaz… Şâninla çekseydin ceza- l Gğßgxsßıigiri
l .. .. .. . .. l
A_ “s” AMELE : nı, kotu mu olurdu? Efsane kahramanı olarak lialırilin hiç degilse… : huemdinu.

L _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ . _ _ . _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ . _ _ _ _ _ _ _ _._.|

TENPOIZB

hem güneş battıktan sonra eylem koyan gariban eylem emekçilerinin iş yükünü hafifletmek
için, ayrıca ‘hizmetli ” sınıfına.
aşçı, komi, garson, soğukçu, sıcakçı, tatlıcı, met(ı)rdotel, ayakçı, kıyakçı, süpürgeci, sapçı, peçeteci alınacakmış…

Gülmiiyorum, siz de gülmeyin… Daimi orduları var, Dalları
var. Bürokrasileıi bilem olmuş.

Orada iki devlet var, uzakta…

Yine ciddiye aldılar.

Türkiye’deki temel örgütlenme birimi olan mahalle muhtarlıklarını da kontrol altına almış
PKK… Ben söylemiyorum, içişleri bakanı söylüyor.

i’ û ‘A’

Helikopterleri var. Yakında
uçakları olursa şaşmam…

Muhtarları var. Yakında Valileri olursa şaşmam…

Ruhbar sultasına geldi sıra…

Haftaya kalsın…

SIFIBCI IIOCANIN

NOT DEFTERİ

MURAT KARAYALÇIN (Yasal tulaya gelerek. bas
bakanlık yaıdırncılığını da kaybetme meiakındanl ….. ..O
TANSU ÇİLLER (”Devlet Sanatçısı” kadrosundan
muhterem eşini bile proiesör yaptığı için) ………… ..O
MESUT YILMAZ (Tarikat turları münasebetiyle, “Ek
hak uygundur” dedikten sonra. ”Bunu daha önce ben niye akıl etmediydim?” diyerek siyasi bunalıma girdiği
için) ……………………………………………………….. ..O
ERDAL İNÖNÜ (Bütçe gorüşmeleri sırasında
‘övulecek, eli öpülecek adam” olarak bir tek Demirel’i bulduğu için) ………………………… ..RAPORLU
CEM BOYNQ (Mevcut Turkiye şartlarında herke
sin takdirine mazhar olmayi basardıği için) ….. ..YEDİ
ÖZER UÇURAN [Eşinin dış temaslarına
lazla ses çıkarmadiğı icin) ……………………………. ..O
FETHULLAH GÜLEN (Namahremin ellerini avuçlarının içine alarak abdestini zamansız bozduğu için)0
KORKUT ÖZAL (“Kdkdenciliğin iki Kasadarfndan
biri olarak. yalnızca 167 parça gayrimenkulle, inanmışlarin şüphelerini ustüne çektiği için) …………… ..O
YAHYA KEMAL BEYATU (İstanbul’un donulme›
yecek kadar pisleseceğını kestiremedigi icin) ……. ..O
NECME1’TİN ERBAKAN (Sınıf arkadaşı Demirel’in cesaretini göstererek. ”Yaptıysak yapmısız de
mektlr!” cesaretini kendinde bulamadığı için] ……… ..O

HAFTANIN HİKMETİ

“Ceıınete giden herkes nıelek.
camiye veya kiliseye giden
lıerkes iıııınıııis değildir…”

(eirensel atasözü)

TEST

Politika arenamızı
izleyenler bazı deyimleri sık
kullanırlar. ‘Manyak mı
bunlar?” “Çıldırmış bu

adamlar!” “Delirmiş herifler! ”

“Bunların topu üşütük!”

Listeyi daha fazla

uzatmadan sadede gelelim…
‘Psikiyatri’ ciddî bir bilim
dalıdır. O dalın uzmanları gerçi
işin kolayına kaçar, “Neyin var,
anlat bakalım!” deyip
hastalığının teşhisini hastaya
koydururlar, ama, olacak 0
kadar…

Gelelim psiko-politik
somlarımıza…

Türkiye’deki ilk tımarhaneyi, on altıncı yüzyılın başlarında, Kanûni Sultan Süleyman
kurdurttu, kendi adını verdi. Süleymaniye Tımarhanesi… Modern esaslara göre kim reorganize etti?
a. Mazhar Osman
b. Sigmund Freud
c. Süleyman Demirel
d. Yıldırım Aktuna

Partilerde “çatlaklar ve ayrılmalar” her zaman olur.
Rasim Adasalın 1948’de yazdığı

lar ve ayrılmalar” insan kişiliğinde meydana gelirse ne olur?
a. Zırt-pırt parti değiştirme
b. Anıt Kabir`de şov
c. Puta tapma
d. Kişilikte çözümsüz
dengesizlik

Rasim Adasal`a göre, Don
Kişot’u yeldeğirmenlerine
saldırtan ruh hâli “hatalı idrak”ti, illüzyondu. “Yanlış algılama” da diyebilirsiniz buna… Tür
DELİ Daıjıgiğipıi, [DEVLET
DEVLETLIGINI BILIRSE…

b. Enflasyon

c. Mümtaz Soysal

d. Tansu Çiller

e. Herkesin illüzyonu kendine

Politikacılarımızın “in” sorunlarından biri amnezfdir.
Sizce ne anlama gelebilir?
a. Unutkanlık
b. Hatırlama özürlülüğü
c. Erken bunama
d. Kansızlık

Adasal üstadımızın “Medikal Psikoloji” kitabının 7’nci
sayfası “sofuluk” konusuna ayrılmıştır. Bir tür “delir”yumdur.
Gösterdiği örnekler kimdir?
a. Hallacı Mansur
b. Celâleddini Rûmî
c. Martin Luther
d. İmam Gazali
e. Hepsi

“Bazı şizofrenler Arapça’dan
İngilizce’ye, zenci argosundan yeni Türkçe’ye kadar karmakarışık bir dil kullanır…” Bunun psikiyatrideki kavramı ne
a. Tansu Çiller

b. Turgut Ozal

c. Süleyman Demirel
d. Hiçbiri

Adasal hocamıza göre, iktidar, hükümranlık ve otorite
kurma tutkusu, “marazî bir benlik sevgisiyle pişirildikten sonra,
burun havada olarak servis yapılır…” Genellikle de kral ve kraliçelerde raslanır. Bu kompleksin
psikiyatrideki adı nedir?
a. Zerdüşt kompleksi
b. _Apollon kompleksi
c. Icare
d. Hepsi

B Kretschmere göre, “orta boylu, fıçı görünümlü, başı açık,
ensesi kalın ve yağlı, kısa ve
tombul parmaklı” insanlara ne
ad verilir?

a. Astenik

b. Displastik

c. Politikacı

d. Piknik

CEVAPLAR

klasik kitaba göre, aynı “çatlak
kiyçgdeki en önemli iktisadî So_ 0lojizm’dir. Rahmetli Adasal .P (8 ,P (l ,P (9
run Sizqe nedir? yılında kimden bahsediyor- a (S ıq (v ıa (c ıP (z ın (l
a, KIT’1er du acaba? ~ – ~

DEVLET E TAPUN MAL
SUKUSTIIRAN DYP’I.İ

Imam yellenirse cemaatin ne yaptığı
hepimizin mâlûmu… Abdülbaki Tuğ, orduya ait bütün sosyal tesisleıin nıilletvekillerine açılmasını önerdi. “Çekirge afeti” gibi üstünden geçerler alimallah!

Milletvekili olmak bir mazhaıiyettir.

Ama, mahallî politikacı olınak da hiç
fena değildir.

Hürriyet Haber Ajansı’mızın üç haberini sizler için alt alta dizdim.

“Aydın TEK müessese müdürlüğünün
açtığı elbise ihalesini en düşük fiyatı vererek kazanan merkez ilçe başkanı Halil
Ibrahim Ergen, verdiği elbiselerin ‘tapon’
gerekçesiyle geri çevıilmesine çok sinirlendi, ‘Politikacıyız diye ticaret yapamayacak mıyız?’ diye tepki gösterdi…

“Yedi aydır Çanakkale PI`T’sine borç
takan, borç toplamı 80 milyon lirayı geçen DYP il _başkanlığının telefonları hâlâ
kesilmedi. Odenmeyen borca rağmen telefonun neden kesilmediği sorusuna, PTT
bölge başmüdürü, ‘Bilgisayar kendiliğinden keser, kimsenin eli değmez’ cevabını
verdi…”

“Rizeli çay fabıikatörü Yaşar Mercan,
DYP’ye ve Tansu Çiller’e olan derin sevgi
ve saygısının bir nişanesi olarak, piyasaya sürdüğü yeni çaya ‘Tansu’ adını verdi.
‘Çayın da tıpkı başbakanımız gibi çok güzel olması gerekiyordu, nitekim öyle oldu’
diyen Mercan, çayın piyasaya sürülen ilk
partisinin yok sattığını sözlerine ekledi…”

onay-mina El ELE
ABDIILBAKI IIBIJII PAZABINIIA

D0ğı°uyol’un Ankara (Keçiören) milletvekili, 12 Mart döneminin amanverınez savaşçısı Abdülbaki Tuğ’un kanun teklifi hazırladığım duyunca sevindim, gurur duydum. Eskiden yalnızca iddianame yazardı.

Kanun teklifinin gerekçesini duyunca
büsbütün kıvandım. Şöyle diyordu: “Bu kanun teklifimizin amacı şeffaflaşmaktır. Tek
isteğimiz, milletvekillerinin askerleri, askerlerin milletvekillerini daha iyi ve yakından tanımalandır…”

Şerefsizim, gözlerim yaşardı. Eşime
gösterdim gerekçeyi… Ailecek hüngürleştik. Derken, “şeffaflaşma” tabir edilen şeyin
nemene “bişi” olduğu ortaya çıktı. Teklif
kanunlaşırsa, Abdülbaki Tuğ ve TBMM
milli savunma komisyonunun öbür 24 üyesi, ordu pazarlarından, orduevlerinden, askeri malıfel ve gazinolardan, askerî kamplardan ve sosyal tesislerden yararlanabileceklenniş…

Yarabbim, Abdülbaki Tuğ’un da demokratikleşebileceği konusunda, şu iyimserliğimden ne zaman kurtulacağım?

_…_….____._..___.._…I

l29TEMPO