Güneydoğu Sorunu” Nasıl Çözülür?
b. Bisiklet
c. Hac
d. Meryem Ana heykeli
SORU 3. İkinci Meşrûtiyetle
d. Sen de Çalış, Sen de Kazan.’
SORU 4. İkinci Nleişrûtiyet
döneminin en ateşli liberali, maliye bakanı Cavit Bey’di. Cumhuriyet döneminde ne yaptılar?
LİBERALLESME BENİM KAııAKıEııiIvıniııı
b. O sırada grevleıi vardı
c. Giriş kartları _yoktu
d. Okuma-yazmaları yoktu
SORU 6. Yılmaz Karakoyun
luînun tespitlerine göre, Izmir
Iktisat Kongresi sırasında bir de
sergi açıldı. Neler sergilendi?
a. Omer Muharrem Sabıınlaıı
b. Helvacı Şükrünün sakızlı
talıin helraları
c. İzmirli ;lbdülkadirin tü
tün ve limon kolonyalan
‘ d. Ferit Eczacıbaşı ‘nın kuv
vet şıırııbu
e. Ayşe Çavuşıııı ev tarha
nalan
f. Katırlai’ için yapılmış se
mer ve palanduzlaı’
ı
g. Çekirdeksiz üzünıden ya
pılmış Ege Marmelâdı
lı. Hepsi
SORU 7. 1929 Buhranı libe
ıl908) “liberalleşme” tekrar gündeme geldi. Devlet memurluğundan başka iş elinden gelmeyen
Müslüman Osmanlıları ticarete
çekmek için çabalar yoğunlaştı.
lkdam gazetesinin ortaya attığı
slogan neydi?
a. Yine Maliye Bakanı
b. Meclis Başkanı
c. Başbakan
d. Astılar
ralleşmenin içine turp sıktı. Ta–‘
lanlar, vurgunlar başladı, devlet
eliyle anorınal servetler yaratıl
dı. En çok zam yiyen de gıda
SORU 5. Cumhuriyetle bera
ber esmeye başlayan liberalleş- kaç arttı ekmek fiyatları?
maddeleriydi. Bir ayda kaçta
a. Zaman Köşe Dönme Zama
ıııdır
b. Ey Türk Zengin Ol
c. Sen Çalış, Başkaları Yesin,
Olmaz.’
me rüzgârlarında, 1923 Izmir
Iktisat Kongresi’nin payı büyüktümKongreye işçi temsilcileri niye katılmadı?
a. Harcırahlan ödenmedi
1) a, 2) C, 3) b, 4) d, 5) 2, 6) h, 7) c.
a. Yüzde 100 b. Yüzde 200
c. Yüzde 350 d. Yüzde 500
CEVAPLAR
I”
I
I
I
ı 1991 yıhnın Mart ayıydı.
TEMPO Ankara bürosunun
ı şefi Umit Sezgin, Bekaa’da,
Abdullah Öcalan’ın (“Ap0”)
yamacındaydı. Söylenenleri,
ı olup bitenleri özkulaklarıyla
I duydu. Tüm Türk basınıyla ko
ı nuşurken, Ap0’nun özel tim
I komutanı salona girdi. “Iki
ı gazeteci bizimle ilgili haberı leri_ çarpıtarak veriyor” dedi,
ı “MlTle işbirliği içindeler, izı niııizle cezalandıracağız…”
ı Apo kravath, takım elbiseliydi, tavır koydu:
ı “Haber çaipıtan, cezalandırılmayı hakkeden ga| zeteci yok değil, çok var, ama, gazetecilere dokun; mayın, bırakın, istedikleıini yazsınlar…”
| Aradan geçen iki yılda ne değişti?
| Minibüse bindirilen gazete büro temsilcileri
| dağa kaldırıldı, bürolarım kapatmaları tebliğ
| edildi, kepenkler indirildi.
| Niye?
yor PKK..
‘ııiz-éüiıiiıêîiıîféıiıiûiiiHıiıîıiıiğiıiiıîıê:
Ortayol, bilginin serbestçe dolaşmasmı sağla- |
yacak “basın hürriyeti”dir. j `
L _ _ _ _ _ _ _____ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ __._.____.___.._._’…_I
‘I
I
I
I
Özgür Gündemin 12 Ekim :
1993 tarihli sayısında F1- I
rat” imzasıyla yazan Abdullah
Ocalandan öğreniyoruz bu- ı
nu…
“Tam bu dönemde devletin I
devrimci-demokratubasıııı sus
turması, özellikle Ozgür Gün- ı
dem Gazetesfni Kürdistan’da l
sattırrnama, dağıtımını ya
panları ezme, katletme gibi I
yöntemlerle engelleme duru- ı
mu hız kazanırken, malum ı
basının da çok uşakça bu poli- ı
tikaya alkış tutma durııınu var. Bunu, kimisi sağ ı
adına açıktan yaparken, kimisi sol adına, sosya- ı
listlik adına çok sahtekârca ve iki yüzlüce yap- ı
maktadır. Basın, devletin ‘topyekün savaş’ sefer- ı
berliğine, sağıyla, soluyla katılmış dunımdadır…” ı
Devlet ne_ yaparsa, biz aynını yapacağız!” di- |
KAN vııııı
Tansu Çiller`in
(başbakan) terör nedeniyle
Lice’ye giremediği saatlerde,
cumhurbaşkanı (Süleyman
Demirel) Karstaydı.
“Baba açız, baba iş istiyoruz!” diye bağrış-çağıışlar oldu.
Konuyu hemen değiştirdi. “Etrafımızda kan var!”
dedi.
Kesilen kurbanların kanından bahsettiği zanııedildi. Bakıldı, o kadar kurban
kanı yok… Türkiye’nin doğu
ve güneydoğusunda dökülen
kanlara gitti herkesin aklı…
Değilmiş… AzerbeycanErmenistan savaşı varmış…
Iş-aş isteyen kalabalık,
Kars`taki işsizlik-aşsızlıkla
Azeri-Ermeni kavgasının ne
ilgisi olduğunu anlayamadan dağıldı.
‘ ” ” u
“ILETISIM
Lice’ye gidemedi Çiller…
Sokmadılar. KDV`de aynı
başarısızlık olmadı. Soktu.
“Murat bey acaba ne düşünür?” diye telaşlandı başbakanana… Yardımcısını ziyaret etti.
Toplantı çıkışında, “Terör
yasasını konuştuk” dedi Karayalçın… Yardımcısının ne
dediğinden habersiz olan
başbakanana, “Terör meselesi hiç gündeme gelmedi”
diye buyurdu. Akşam saatlerine doğru “tavzih” geldi:
“Galiba onu da konuşmuştuk…”
Bunca iletişimsizliğe rağmen bu koalisyonun nasıl
devam ettiğine şaşıyorum…
Telepatiyle herhalde… Ya
telepatiyle, ya sempatiyle…
HAFTANIN HİKMETİ
“Bu ıııeıııleket insanlarının
yüzde doksan sekizi temiz,
ıııııııııslıı ve clürüsttür.
Aıııu. geri kıılaıı o aşağılık
yüzde ikilik kesimin reklaını (levzınılı yapıldığı için.
hep onlar seçiliyor…”
(Lily Tomlin, 1980)
IEHTEHPO
duman olan yerde…
“aüııısıınuâu sonunu” NASIL cözüıün?
Güneydoğu (kürt) sorıınu iyice çatallaştı.
Batıdaki (türk) sorunu daha beter…
Kekoların bir kısmı otonomi istiyor, batıdaki
anagramı iş arıyor. Arayan mevlâsını, belasını ve
özel timini bulur.
Batıdakilere iş, doğudakilere otonomi…
Detızdıkıvesçın…
Yani, “That is the question!”
Yani, bütün mesele bu ikisi, başka dertlerimiz
yok…
Eeeeeee?
Meseleler nasıl çözülecek?
“Yerel yönetim reformu” yapmak sûretiyle, mahallinde çözülecek elbette…
s o c.
Mahallinde sorun nasıl çözülür?
Mahalli sorumluların bir araya
gelişip tartışmalarıyla elbette…
Batman gazetesini okuyorum,
“tartışarak mahallî çözüm” nasıl
olur, onu öğreniyorum…
Yeni vali Salih Şarınan: “Birimlerimizi gezmek, mâiyetimle tanışmak istiyorum. Sâdece ben konuşmak istemiyorum, siz de konuşun…
Mesâî denen merhuma harfıyen
uyulsun istiyorum. Sizden iki isteğim var. (1) Devlet çarkı işlesin, (2) Vatandaşın isteği âmnda yerine
gelsin. Basına kısıtlama getirdik. Bazı kuruluşlara
gelen gizli örgüt elemanlannın haraç istediklerini
duyuyoruz, haberimiz olsun…”
Sonra serbest diyalog…
“Bizim memurumuz, bir işin nasıl yapılacağını
değil, nasıl yapılmayacağını çok iyi biliyor” (Salih
Şarman, vali)… _
“Köy ziyaret defteri boş… Bu da gösteriyor ki,
daire müdürlerimiz köy ziyareti yapmıyor” (Ahmet
“Köy muhtarlannın çoğu il merkezine geldiklerinde köy defterlerini beraberlerinde getiriyor. Bu
nedenle ziyaret ettiğimiz köylerde bu defterleri göremiyoruz” (Ahmet Eke, köy hizmetleri müdürü)…
“Hava erken karardığından bazı memurlar bizden izin istiyorlar. Bunu önlemek için mesâî saatlerinin değiştirilmesini öneriyorum” (Şahin Aksoy,
milli eğitim müdürül…
_”Benim önerim, mesâînin 7.30’da başlamasıdır”
(Zülküf Ayhan, PTT başmüdürül…
“Zaten 0 saatte başlıyor” (Arka sıradan sesler)…
“Allah Allah! O saatte mi başlıyordu? Bilmiyorduml” lZülküfAyhanT . .
. “Konuyu değiştirmek gibi olmasın, ama,`.”Basına kısıtlama getirdik” dediniz. Müftülük olarak, öme’ğin, Mirac gecesiyle, Ramazan ayıyla ilgili olarak, gazetelere bilgi verirsek, koyduğunuz yasağın kapsamına girer mi?” (Cüneyt Kavşut, müftü)…
“Yok, yok, onları verebilirsiniz”
(Salih Şarman, vali)…
“Arkadaşlar, başka bir konu var.
Hava karardı mı, hepiniz evlerinize
kapanıyorsunuz. Oysa, sosyal etkinliği birlikte artırmamız gerekiyor. saat 18, hatta
19’dan sonra sizinle birlikte olmak istiyorum” (Salih Şarman, vali)…
Gülümsemeler, bakışmalar, kıkırdamalar (tüm
daire müdürleril…
e o o
Burası Batman…
Günde 6 kişinin “faili meçhûl cinayet kurbanı”
olduğu bir yer… Başbakanın girmesine izin verilmeyen, “Haftaya buradayız, o zaman gelin, bekleriz!” denilen yer…
TEST
Gülhane Hâ tt-ı Hümâyıînu fena değildi. Can ve mal güvenliği peşindeydi. ‘Iiıtmadı, II.
Abdülhamit onun üstüne oturdu, devleti 33 sene idare etti.
“Can-mal güvenliği ” yabancımızdır.
Fransız ihtilalinden gelmedin
Fransızların “can ve mal güvenliği “ne fransız kaldık, ama,
liberalleşmeyre devam ettik.
Nasıl “liberalleşme” ama?
SORU 1. 1839 Tanzimat
Fermanı aslında 1838’de ilân
edilecekti. Ilk “liberalleşme”
programını hazırlayan Mustafa Reşit Paşa (hariciye nazın),
“mutemet şahıs” Akif Paşamn
randevusuna geç kaldı, ferrnanın çıkışı bir yıl geciktirdi. Gecikmenin sebebi neydi?
a. Harem halvetinin uzaması
b. Dış ticaret bağlantıları
c. Dış savımma korkuları
d. Etek traşı
SORU 2. Mithat Paşa “demokratikleşme” konusunda
çok heyecanlıydı. Türk bayrağında, hilâlle yıldızın arasına
ne koymayı önerdi?
Im llEıFTEliiiı
Solay, vali yardımcısı)… Burası Türkiye… x
_ _ _ _ _ r ——————————- —ı ABDULLAH ÖCALANlGalalasaraş/ın
BQR :sim 31;] ;@511515 l OLMAD’ SAV|N___ ğ A muhteşem zaferi münasebetiyle bir gün bile
` I l alesles ilân etmediği icin)
ı ı r ı
ı -I – I- ı . . .
ı ı _ YOICHI YAMAGUCHI (Japon çizgi filmlerinde
i i APO› Clmbmnluduî- herkesin toparlak gözlü olmasının çekikgöz
A l (JapgnyjnmA/;kafa : Hem de hastası… “Da- kompleksinden kaynaklandığını bır kere daha
ı Antalvavda mek_ I ı marlanmı kesseleı- sa. ispalellığlıcınl…
(‘K’Jaker) E den. buldun› bilmiyo- i âvkklmnzl âkar’ gm?” ERGUN GÖKNEL(İSKl’ninsilonuçekilırken i
‘ – i ` ‘ – e› 93V” a gezenzı herkesi beraberinde gölüıeceği ıcinJ …………. ..0 *
DENEBAYKAL : rum, ama, pırınç şara ı il_ 1 b v _
zmDEAyLAK . bını’ bıraz fazla kaçır- . 0111131 Yeş 1)( e aYTfîEİ’ ~- E . . .
_ ,ÜN, m,, 5 dm gğılığaâ “Terörday- g çnğırğanşézréimüdğgéîýglé liîîiiçllîiığllîîl,âlîlîlâîıîîitlîlilllı
can-MEN .nışe e ‘evame er- ı _ _ _ . ,. _ş ı
. “Müren” l Sa› “ada Vletnam gü” l “a” “Mü” – ‘lilîlğlllıîîêîlýîêßîîıîiğêflléîll””i
. -AYDINGÜVENGÜRKAN I bır durum olabilir!” i t_ ?ım y . .. .. ` g ` “””” i’
. , _ , ı . . .
4 yu” mumu ı demişsin… ı I ı ı . : eK ım _T ERDAL INONU ………………………………….. ..IZINU
(‘İL’Jokar) ı Gelmış geçmış Amerikalı büıükelçılerın ıs- ı klf* tl°dı e a m” TANSU ÇİLLER……………………………RAPoRLU
. ı l . . k ~ – _ I 0 pa a . _ _
“M” MEMEŞE : emmze anşmasına’ ahkam kşmesme Ses çi l “Noolir baba? T_C_ İSMET ATTILA (KDV oranlarını artırarak
HANEIE . karmadık, ama, Japonların diplomatik neza- . _ . _ 9,, . mazlümun bin anını aldığı icin) 0
I ketsizliği karşısında haıiciyemizin sus-pus ka- I yıne gelmıştm dıye , _ ‘ “”
I lacağını sanıyorsan yamlıyorsun… l ayaklarım Reşit” ‘SMET dllLulKDl/kwusulldêkl_ _ _ _
= Sahi› “harcın” dedim de edi- An- = ı işiyle? i?” Ya’ 2îlîîî3”’l;2lî3lâî’“$2êl$l?~ltill m’ ı
I talya’da konuştuklarından haberleri var mı l Iş “İ, 1′ _ ?r mıysfîn g g g ‘ “””””” ”
* ı acaba? : babo_ dedi: A130 kasın BAKANLAR KURULU (KDV rezalelini kimse
L _______________________________ __J Zaferi kuthyTm üstüne almadığı