Rabbime Şükürler Olsun, Siyasetsiz Bir Hafta Geçirdim
RABBİME süırüııırn oLsun.
SİYASETSİZ BİR HAFTA GECİRDİM!
on bir haftadır siyasetle İlgilenmiyorum.
Meselâ, sayın başbakananamızın
sinirlenip Coşkun Kırca’ya “Saçmalama!” diye fırça atmasına bozulmadım
değil… Ama, “Böyle aksaklıklar olur!” diye
düşündüm, “Zamanla düzelir!” diye ekledim.
Minik bir parantez açayım…
Başbakananamızın Kırca abimize fırça
atması yakışıksızdı, akademik (ve anayasal)
teamüllere tersti. Bir kere, Kırca akademik
duayendi. Gerçi henüz doktorasını bitirmemişti, aına, nabza göre şerbet vermek istemeyen Turhan Feyzioğluha uyup SBF’den
“asistan” sıfatıyla istifa etmişti. Sayın Çiller
o tarihlerde ortaokul smavlanna hazırlanan
ilkokul öğrencisiydi. Sonra 12 Mart oldu.
Tansu hanım üniversitede
kendisine yer (ve Amerika’da
burs) ararken, Coşkun abimiz
12 Mart cuntasının anayasa
değişikliklerini yapıyordu.
Yani, yaşa, başa, kıdeme,
mıdeme saygı göstermek gerekir
Tansu hanım onu göster
medi, ayıp etti.
O O O
Sayın başbakammız şık ve
pahalı, ama, sâde giyinir. Aksesuvardan, şapkadan hoşlanmaz… Hemen tezvirat başladı.
“Başımıza askerî bir şeyler
gelirse, vestiyerde bırakacak
tek bir şapkası bile yok…
Gördüğü, bildiği iki şapka
var. Evinin çıkışındaki trafik polisleriyle, teftiş ettiği askerî birliklerin başmdaki şapkalar… Haaa, tabiî, bir de kendisini manevî evlâtlıktan reddetmeye hazırlanan babasının
şapkası… Sonra aksesuvar da
kullanmıyor. Etrafındaki herkeste apolet, ispolet, üstün hizmet madalyası, brövesi var.
Bari takısı olsa…”
_ o o o
Istanbuldaydım iki bahadır. Siyasetle ilgilenmedim…
Ama, Nurettin Sözen’le Ergun Göknel`in
yollarmın ayrılmasına ilgilenmezlik edemedim.
Minik bir parantezi de buraya açayım…
Eskiden açılan musluklardan “tııssss” diye sesler gelirken, şimdi dumm biraz düzeldi. Gerçi gelen ses “foooşşşş” değil, ama, olsun… Yağmurlu günde suya hasret kalan Istanbul muslukları yağdırmasa da damlatıyor. Şıp şıp şıp, şaam’, tekrar şıpşıpşıp…
Musluğun suyunun nereden geldiğim, nereye gittiğini merak edeceği tuttu bazılarıTDPO 100
mn… Kabak Ergun Göknel’in başma patladı.
“Benden boşanmak için arazöz yüküyle para
verdi!” dedi eski karısı… Balıklama atlandı
üstüne… “Kaç para?”
On bir milyar… Büyükçe miktarı nakit,
gerisi gayrıınenkûl… _
Ama, küçük bir girme yapıldı: “Isviçre
bankalarında da hesabı vardı, ulaşmayayım
diye şifreleri değiştirdi…” _
Duyduğuma göre, on bir milyara _kafayı
takmamış Nurettin Sözen… “Sahi, Isviçre
bankalarında hesabın var mı?? diye sormuş,
“Ne _var bunda? Elbette var!” cevabını alınca
şaşırnuş, sağ kolunu gözden çıkarımş…
Bir insanın sağ kolunun gözünden çıkması için hangi dolambaçh dahili yollardan geçtiğini gösteren bir anatomi atlasım olmadığı
için okuyup geçtim haberi…
O O C
Biri Aya irini ve AKM’de,
öbürü Gülhane Parkı’nda “al__-_ ternatif festivalli” Istan
bul’da gezinirken, gazete
başlıklarına ilişti gözüm…
Donup kaldım…
Anayasa Mahkemesi başkanı Yekta Güngör Ozden
“meseleyi koymuş”… Fehmi
Işıklar’ın akrabası olduğunu,
ama, babası bile olsa, hiç çekinmeden ipe götüreceğini söylemiş…
Tek solukta okudum haberi… Başlıklar özet, haberler geniştir. Tam öyle söylememiş
Ozden…
“Biz yüksek mahkemeyiz…” demiş, “Kanun ne diyorsa, ona uyarız…”
Kanunlar 0 kanunlar, anayasa o anayasa… Türkiye’de
kanun çıkartıp prostat ameliyatı için yurtdışma gidenlerin
Değiştirsiııler, ‘Fürkiye kurtulsun…
Londra Kraliyet Balesini izlemeye giderken içim buruktu.
Dünya çapındaki dansçılardan tek Müslüman olanı, Irek Muhammedov sakattı, festivale gelmenıişti. Herkes onu konuşuyordu,
ağlaşıp sızlamyordu. Babalanmn oğlu sakatlanmış gibi…
12 Eylül’ün zindanlarından geçip 12 Eylülün anayasasma on yıl sonra kurban giden
(veya gitınek üzere olan) Fehmi Işıklar’ın durumu neydi? Suskundu, kırgındı. Diller susturıılduğımda, silahlarm konuştuğunu farkındaydı, bilincindeydi, ama, açıkça söylemiyor, söylemeye utamyordu.
Sizlerin anlayacağınız, Londra Kraliyet
Balesi’ni izledim Istanbul’da…
Siyasetsiz bir hafta
Hosmmln clNooliUK (uımuş saatin günde M defa
doğruyu göstermesi misali, Çillerln ‘Tahkikal Komisyonu’
projesine kel vurduğu için) …. ..,.-..~. ………………………………… ..ß
İSMET ATİLLA (‘Memurlara param yok vallaaal”
demek suretiyle ağlamaya başladığı için). …………………………….. ..b
ÜNAL ERKAN (Kürtçe korıuşulmaya başlandığı yöre
lıalkıyla anlaşılamadığı …. HL… ….. .M0
malı
BİR islM sin İŞLEM
(Haftalık Anagram Analiziniz)
MEHMET MOĞULTAY
ZAHMEI’ ETME OGLUM
( “ET Joker)
MEHMET AĞAR
AGA, MERHAMET!
(‘A’Joker)
MAHMUT ALlNAK
UY HAMMAL
(‘ ker)
SALMAN KAYA
AYAKLANMA
( ‘M’ Joker)
EBTEKİN DURUTÜBK
DIRENEN KURU KURT
(‘N’Joker)
SHP GENEL BAŞKANI
LAN, G.S. HEP ŞAŞKIN BE!
(‘$’Jaker)
REFAH PARTİSİ
FAHRİ TERAPIST
( ‘T’ Joker)
KORKUT ÖZAL
AKORTSUZ LÖK
(‘S’Joker)
HULYA AV R
AL, VAHŞİ ÜYA
r-ı- Joker)
KURTHAN (HOCA) FIŞEK
oıuu NE TUKAKA HERF!
(‘AE’JokeI)
“i ?fîeîiîğğşşîîlF-Y?
HERKES P’IT’YE
DUSMAN IJLDII!
Veli Bettemir’i PTT genel müdürü yapmak
için tastamam 10 ay uğraştı Yaşar Topçu…
Ozal imzalamamakta direniyordu, sonunda
menzil-i maksûda erişildi. Derken, ulaştırma
bakanhğından azledildi Topçu… O da, giderayak, Bettemiri görevden almaya kalkıştı. Niyesi, hem bende, hem onların arasında sır kalsın…
Demem 0 değil… P’I’l` hepimizin hem ortak
ihtiyacı, hem müşterek sıkıntısı… Fatura fazla
gelir, bağırırız… Az gelir, şüphelenip bir hata
olup olmadığını en yakın merkezden sorarız…
Numaramız 118’den silinsin diye dilekçe yazar, telefonla araştırınz, dinleyen kim? Düşürebilirsek “bilinmeyen numara” sorarız, kontürlerin devamlı attığı muhabbet sırasında,
adres sorulur, sokak sorulur.
Demem yine o değil… Ikinci doğusunda
Veli Bettemirden bir ricam var. Azıcık paraya
kıysın, “telefonda konuşma zerafeti ve tasarruf teknikleri” diye minik bir broşür yayınlasın… Işine gelmez, ama, bazı repliklerden bıktıın…
.”Kimsin?”
aradınız?”
“Aluneti ver…”
“Oyle birisi yok
burada efendim…”
“Niye yok?
Nereye gitti? Ne
zaman döner?”
Zırvalara devam…
“Merhaba,
ben Ahmet…”
“Hangi Ahmet?”
“Vefasız herif! Hatırlamadın mı?
Ben Alımet…”
“Türkiye’de kaç Ahmet olduğunu biliyor
musun kardeşim?”
“Babacığım, biricik Ahmet’ini de mi hatırlaınadın? Bitiıı kanlanmış senin…”
Uzattım, saçmalamaya başladım galiba…
Ama, Marmaris’e tatile gidip çocuklarını evde
bırakanların kişi başına 5.753.894 lira, Kemer’de çocuksuz yaz sefası sürenlerin kişi başına 4.651.048 lira telefon parası ödediklerini
Izmir-hha’mızdan öğrenince, içimi karalar
bastı, dökmek istedim…
.SİVAS qıAvıAıııNıN
Aıııı sunucusu…
1968 yılında Wilhelm
Reich, Fransız üniversitelerinden birinin giriş kapısına “seksüel manifesto” asmıştı. “Cinsel Devrim” dedikleri şey öyle
başladı, hızlı gelişti,
AIDS’le bitti. Türkiye çağın gerisinde kalmayı başardı, gençlerin cinsellikle
ya genelevle devam etti,
bugünü buldu.
Son altı yıldır bir “genelev buhranı” var Türkiye’de… ipini koparan belediye başkam genelevleri
kapatmaya kalkışıyor.
Gençlerin ağzı var, dili
yok… Ses çıkartamıyorlar. Analarına, babala
mensiniz, ağırlığının koyun, genelevlerimiz açık
kalsın!” demeye yüzleri
tutmuyor.
Yükselen (ve kalkan)
değerlerin bir feryadı var
önümde… Elazığdan,
“Elazığlı Gençler” adına
yazılmış… Türkçesine
de, imlâsına da ilişmiyo
` suçıindankim yaıgılanacaktır.:
tanışmaları, ya sabunla,
İlimiz genelevinin Belediye tara- _
&ndan yıkılacağı veya kapatılacağı- , v
nı şifaen öğrenmiş bulunmaktayız. v1/ -‘l l
Biz Elazığlı gepçler olarak bu uygu- ‘ o ı O
lamamm yanlfş olduğuna inamyoruz. i’
Elazığ Belediyesi Elazığ’ın tüm sorunlarını çözmüş gibi, şimdi de geneleviııiıı sorununu çözmeye gayret
gösteriyor. Kanunlarınizinverdiği s
ve devamlı sağlık, belediye, Deli
tardarlık ve Emniyetin gözetiminde, biz gençlerin cinsel sorunlarına” cevap verebilen bu
yerin kapatılması ile meydana gelebilecek . blunısuzlııkların sorumlusu
kim olacaktır. Iliıııizde meydana gelebi
lecek tüm bu ,olumsuzlukları düşündük
çe biz genç :nesile :cevap verebilecek bir
merciolabılece, miacaba; _ 7 ” ‘_ _
Meydana gelebilecekşolumsuzluklan
rına gidip, “Seç
dir. Bulaşıcı ve salgın
hastalıklar yönünden llimizin gençliğini tehlikeye
, atacaktır. Aile düzenlen’ bo. zulacak, _aile hayatları bite_ cektir. (Ozellikle Evli erkek,’ leri için bu açıklama geçerli,jı dirJ-_Buna örnek .verebilecek
‘ı LEE?” olursak Trabzon-rize veart’viıı illerimizden bu tipolay
n_ naîgelen sapıklıklar hayatla& et
kilemiş, sonuçları çok kötü vaıimlere
çıkınıştır, Genelevi kapatılırsa ‘mizde
meydana gelebilcek butip olayların 50-_
rumlusu Belediye Başkanımı olacaktır&
Küçük yaşta kız _ve erkek çocuklara”
y. V ‘sarkıntılık başlıyacaktır, veya sayı-Â’
şöylesıralıyabilınzjgyf_ ç. . sındaartışolacaktıııı”
n Bu _ a TV’de, sinem” u Emniyet Şubesi-h_
larda, videolarda gösterilen açılgse- ., _ ne bağlı AhlakBürqAmirliği but,,
çik filmleriıiğîétkişinde kalan gençler,
cinsel sorunlaıııııînasıl çözebileceklerdir. Cinsel soûınlaıýı :karşısında bunalıma düşenler taciz, sapıklık, tele_
lbn sapıklığı vb. ‘gibi olaylarda artış gös
terecek ve bu gençleri bunalıma sürükleyen suçlu kim olacaktır? .
E Bu günkü fuhuş sayısı, genelevinin
kapanması ile büyük artış gösterecek, sağlıksız, denetiınsiz yapılacak bu
işlevin sonucunda meydana gelecek
olunisıızluklaıın sorumlusu kim olacaktır. ‘
Bu olumsuzluklar neticesinde caddelerde, sokaklarda veya malıallerde
bayanlara karşı cinsel tacizlik, Iafatma
gibi kötü sonuçlara kim katlanabilecektir?
u %100’lı`ik bir artış gösterecek gizli
Iiıhuş olayından sonra meydana ,
lebilecek zührevi hastalıkların ve
özellikle AIDS rahatsızlığı
tacak, toplum sağlığı V tehlikeye ‘atmak
E ßalkangdevletleriij`veýa’
nieydânéiğêleıîîbléýlarjßonu
özellikledoğıııkaıfadéniz
altına alan ‘natasIar_da,’-llimıİzde’_âêı-bés
piyasa bulabilmek ,ve buraya gelecekle
bilir, yaım bu reiinîkaıiatıfmae .iIé :her:
”daha gelecek eîzlißıhilâjârûımdê veya
. zülırevi yayılmasınmçönlemesinde aynı başarıyı gösteııebilecekmi, J
‘ u Yukarıda sözü edilen ‘olumsuzluklar
Elazığ llinide değil, genelev’ı den faydalanan Bingöl-Tunceli-Malatya
ve Muş illerinde baş gösterecektir.
m Bu iş yerleri sayesinde 1500 veya
2000 aile ekmek yemektedir. Buranm kapatılmasıile meydana gelebilecek
‘ Belediye önleyebilecekıni?
` m Esnallarımzagbu yerin’ katkılarını
ıınutmamakgemkir. y; . ,..
‘ Genelevinin kapanması ile meydana
gelecek gizli iîıhuş, Zührevi hastalıklar’ da artışysapıklık,, qmseı taciz,_Telel`on
sapıklığı. küçük “yaşta sarkı&
.v kılık. Toplum ”âağbğınîf tehlikeli? ?mak *
@Bulariçîfvekıelßîh 19%??
Iıçıı-I
f.
.. -1
.3Y.l±.~…-…a’s›..~.-u.=ıı.. m…, imam.- hızda& ..
l ”cildi iiîsinşkauîâmniiöééıcı GEvEilzesi N
SEN Mİ OLDUN? AÇIKTAN BİR ŞEYLER BEKLİYORDUM!
4 SELĞĞIĞE BEN bLoui/ıiiniiiızioisııaımm Benim i’
DURAN SIRITKANI YAPACAK HALLERİ YOKTU YA!
foto-şaka foto-şaka foto-şaka
İÂYİ Kl YIlKFIliVSIAARANIZD/ld.:
KIRKALTILILAH KOĞUŞUNA DÖNERDİ TÜRKİYE…
Milletvekilimiz; ismini
– vermeyeceğim… Ister “iş
takipçiliği” deyin, ister
“kuwet simsarlığı”, onu yapıyor.
SHP’li Mehmet Moğultay’a bağlı Sosyal Sigortalar Kurumu’nun (SSK) Genel Müdürü Kemal Kılıçdaroğlu, 13 Temmuz 1993
nü, ilginç bir telefon konuşması yaptı. Kılıçdaroğlu
nazik adamdır, gazeteci ar
_ kadaşımızı çıkartmadı odadan… Onlai’ da, konuşmanın sadece Kılıçdaroğldna
ait bölümünü duydular.
Boşlukları siz -doldurun…
“Sayın milletvekilim,
sözünü ettiğiniz SSK çalışaıu, mevzuata göre, ilaç
parasının /yüzde 20’sini
ödemek zoruııda…”
“Haklısınız sayın milletvekilim… Ama, ben ne
yapabilirim?” ç
“Bakın, ben topu kimseye atımyorum, sorumluluklanmı müdrîkim… Ben bü
i
FA
fîf
LMA SYIN…
BİR SAYIN MİLLEWEKİLİ ýiğğîîıaâ:::
(Fırat-Dicle hattının doğusundan)
i HIKMI
lar ne emrediyorsa onu yapa
“Sayın milletvekilim,
benim yapabileceğim hiçbir
şey yok, hastanız valiye gitsin, yardım vakfından para
istesin, verebilirler…”
“O halde sağlık bakanlığına gitsin, yeşil kart alsın, para vermeden ilaç
alabilir
“Sayın milletvekilim sinirlenmeyin, sesinizi yukseltmeyinılütfen… Vali işi
çözememiş, yeşil kartı istemiyorsunuz, benden yasaları çiğnememi istemeyin
lütfen… Nasıl formül bulurum?”
Ankara’da son bürokratik durum bu… Ağnlı mil
.letvekili Antalyah bir has
tasına bedava ilaç almak
için SSK genel müdürünü
tehdit ediyor, edebiliyor.
Gidin _Allah’ınızı severseniz… “Inceldiği yerden
kopsun!” dememek için
_ _kendimi zor tutuyorum…
A?’ `
vardı, şamata vardı. En azından mu~ `
~ halefet ederken kafa buluyordu. Hatırlı
.L i yorum, iktidara talip olduğu günlerde, ANAP hü kümetini silkelemek için SHP’ye (ve Erdal Bey’e)
` “i cilve yaparken güzel konuşuyordu. “Rahmetli pe
‘ deriyle de konuştunuz, mevcut güzel konuşuyor
. du. “Rahmetli pederiyle de konuştunuz, mevcut
~-, resinde hangi ilin, ilçenin, bucağın, köyün, mezra
i lent Ecevit’in bulunduğu otobüs kurşun yağmuru na tutuldu. Baba olayı nasıl yorumladı?
yeni bir parti kurabilmeleıi için Turgut Özal’m ço_ ;luk-çocuk ıızkından keserek 100 bin dolar çıkma
yaptığı söyleniyor. Komünizmle mücadele etmek
ANLAT, ANLAT ABİGİİM.
HEYEGANLI oLuvon…
Siyasi/anh tuhaf bir hastalığı vardır. Konuşma yı çok se_ ver hepsi… Uysa da, umasa da koııuşurlar.
Oyleleri çok gelip geçti siyasi ha yatımızdan… Kimi öldü,
kimi Çankayaýa çıktı. Kirııi prostat oldu, öznnine,
doktorun neştcniıe bereket..
Kendileri olmasa _bilc, ettikleri laflar kulaklarınıızda yankılanıyor. Küçük bir demelçık hazırladım bu hafta.. Yaz
sıcakhğıııııı değil, politikanın ‘reha veri…
SORU 1. Değişik cumhurbaşkanlanna en çok için “Komünizmle Mücadele Derneği’ne 1966 yılı
“itimatname” sunan başbakanımız Demireldir. parasıyla kaç para verdi baba?
Gürsel, Sunay, Korutürk, Çağlayangil… Değişik a. 5 kuruş b.’5lira
cumhurbaşkanları zamanında en çok azledilen c. 500lira d. 500.000 lira
başbakan da odur. 12 Eylül olduğımda ne dedi?
a. Olmuşsa olmuş demektir
b. Telefonlarımız kesikti, haberim ol’ madı
c. Sahi mi?
d. Yapma yaaaavvv!
SORU 6. Babanın kalkınma hızıyla beraber enflasyon hızını da
arttırdığı iddiaları var. Gerçi kendisi yalanlıyor, ama, Komünizm’le
ş Mücadele Derneği’ne 1966 yılında
‘- ayırdığı 500.000 lira şimdi kaç pax raeder?
&Aymsı
c. Epey fazlası
_ d. Ne biliim ben? Hesap ma
kinesi nıiyim?
SORU 2. Cavit Çağlar babanın yakınıdır. Son kurultaydan
sonra sordu: “Ne yapacağız?” Baba ne cevap verdi?
a. Bekleyelılııı, görelim
b. Mesut Tansudan bize daha
yakın
c. Watch your step
d. Bizim düğün ne zaman yârelelli? ›._ `
. . SORU 7. Erdal Bey’in himâyele’ ıinde Çankaya’ya çıktı baba… Solun
i’ hâmîsi (himaye eden), sol da onun mah
mîsi (himaye edilen) oldu. 16 Mart 1966
nü, Mehmet Ali Aybar’ın SBF’de hunharca
basılan, insanların telef edildiği toplantısından sonra, ne demişti baba?
a. Nihayet iki kişi kavga etmiştir
b. Noolmuş noolmuş?
c. Ben soluma Iafettinnem arkadaş!
d. Ohh olsun!
SORU 3. Baba Çankaya’da yalnız
kaldı. Eskiden daha keyiiliydi, laf
SORU 8. “Anayasanın bir kere delinmesi delinmek anlamına gelmez!” lafını büyüklerimizden
biri etti. Ayıu operasyonun Portekiz dilindeki karşılığını bilin bakalım…
a. Inconstitucionalissimamente
b. Ryentgyenoelyektrokardiograficieskovo
c. Ben yaptunoldudaolınadıydadakodum
d. Diomedea Exelans ş
hükümeti hangisi daha iyi silkelerdi?” sorusuna
ne cevap verdi?
a. Erdal Inönü
b. Işmet Inönü
c. Omer Inönü
d. Hükümeti silkelediklenhi kim söyledi?
SORU 4. PKK baskınlanndan Türkiye’nin neSORU 9. Yaptığınız işi telaffuz etmek için bu
kadar zorlanacağımzı bilseydiniz, böyle işlere kal
kışır ımydımz?
a. Evet
mn nerede olduğunu öğrenmeye başladık. 1977
yıhnda Niksar, Şiran ve Kelkit’te olaylar oldu, Bü
b. Hayır Belki
a. Kelkitte ne işi var?Daba önce gitmiş miydi?
b. Acil şifalar dili yorıım kendisine
c. Oraya gitmemesinı’ rica etmiştim
d. Devlet silahh eşkıyaya teslim olmaz
SORU 10. Bazıları uzun, bazıları kısa konuşur.
“Muhabbetine doyum olmuyor üstadım!” diyenler
olur, bazıları araya “Kısa kes, Aydın havası olsun!” diye karışır. Dünyanın en kısa soyadı
Hangi rehberde 12 tanesi var?
a. Çankaya Köşk b. Çankaya Konut
c. Çankaya Taksi d. Brüksel
CEVAPLAR
1) c, 2) b, 3) d, 4) a, 5) d, 6) d, 7) a, 8) a, 9) c, 10) d.
SORU 5. ANAPtan kopan milletvekillerinin
b. Azıcık fazlası ‘ ‘
î – ‘ Alt ‘yapminfjistŞ-yhpıyiğ
belirlediği, iktiéadîiktida-jğ_
nn ‘siyasî iktidarı tayin ey?
tiği ‘günlerdejslstanbiıl a
“kötü bakılırdı”.
melânet oradaki burjuva
ada. kurmuş .işçi-köylü it: ş
tifalgınınfşiyasal – mikrow on”1`iol ` ” _
İ’ 1.1135::.. ,ue- P.:
î 9%& ameliyetletcıléêrtêldl =
‘, , ` B “” aglılçııinıfizın _j
Çavitlıçağêi