Altıya İki İlave Lazım Demiryolcuyuz, Demokratız!

ı TBMM kullanırmış,

duman olan yer-ae…
.
LAVE LAZIM

ALTIYA İKİ İ

neııııinııuıcuvuz, DEMOKRATIZ!

“CHP halkın çoğunluğu ile iktidara _cc/se hile. daha bir süre nıuhaİc/kıiı* lalmulşiır.”

Cumhuriyet Halk Fırkasinın resmen kurulacağı 9 Eyiül 1923 günü. Mustafa Kemal
(henüz “Atatürk” olmamıştı! sinirliydi, bakışları kartal gibiydi, kaşları her zamankinden
daha gür. kalkık ve çatıktı. Baktı işler uzuyor, acele işe şeytanın (ve 69 _Vll sonra ikinci
cumhuıiyetçileıin› karışacağını hesap edeme_vip talimatını verdi.

“Söyleyin uzatmasınlar, fırkamızın Dokuz
Umdesini tasdik etsinler…”

Tartışmalar bıçak yedi. oylamaya geçildi,
elbirliğiyle, oybirliğiyle, altı okun babası dokuz umde dünyaya gözlerini açtı. ,.

Altmış dokuz yıl sonra, hazır vakti gel’mişken, şimdikilerin “ilke” dedikleri umdelerin neler olduğunu
merak ettim. Hikmet
Bilâ’nın Sosyal Demokrat Süreç Içinde
CHP (Milliyet Yayınları, 1987) kitabına
uzandım, aradığımı
buldum.

Hâkimiyet kayıtsız-şartsız milletinmiş, onu millet adına

biir! Saltanat yolcu
edilmiş, kimse geri
getiremezmiş, ikii!
Memlekette emniyet
ve asayişin sağlanması esasmış, üüç! Mahkemeler vatandaşa adalet, devlet köylülere ihsan dağıtacakmış, döört! Askerlik süresi kısaltılacakmış, beeş! Vatana hizmet eden mâlûl,
emekli, dul ve yetimlerin istikballeri garanti
altına alınacakmış, altııl Burokrasi yeııiden
düzenlenecek, halkın devlet kapısındaki işlerinin hızla görülmesi sağlanacakmış, yedii?
Memleket kalkınmasında ilim adamlarından
azami istifade edilecekmiş, sekiiz! Harap olan
memleketin yeniden onarımı için herkes var
gücüyle çalışacak, husûsî sermayeye öncelik `

veıilecekmiş, aman ne iyi. dokuuzz!

Bugünkü SHP`nin hükümet (olabildiği
takdirde) programını pek bir andıran 0 Dokuz
Umde’yi okurken aklıma takıldıydı zaten…
Sadaktaki (TDK lûgatına göre “okluk kuburu”) okların sayısı dokuzdan altıya niye, nasıl
indi? Hikmet’in kitabında buldum cevabını…

CHP`liler, ya sayı saymayi zor, ya söylediklerini_ yapmayı “mümkünsüz” bulmuş olacaklar ki, iki heceli umdeyi tek heceli “ok” yapıp, sayılarını önce dörde indirmişler, Üçüncü
TEIPO 18

(Bülent Ecevit. 1977)

Kurultaya (10 .Mayıs 1931) kadar parmak
hesabını biraz öğrenince de altıya çıkarmışlar…

CHP’nin basübadelmevt kurultayinın arefesinde taıih bilgilerimi böylece tazeledikten
sonra, her zamanki nıenfiliğim (ve muzırlığımi tuttu. Kurultay listesindeki bin üç yüz
küsur delegeniıı isimlerini bürodaki arkadaşlara rasgele bölüştürdüm. kafamda kurduğum iki soıiıyu söyledim. “Ayaküstü de olur,
yakaladığınız delegelere sorun!” dedim.

Şordulaı’, 151 cevap aldılar.

Ilk soru basitti: “CHP’nin altıokunu sayın…” 5

Delegelerden 15’i üçte kaldı, 21’i dördü,
28’i beşi buldu, 62’si
başarıyla altıyı tamamladı, 25`i cevap
vermeyip terslendi:
“Git lan başımdan!
Kafa mı buluyorsunuz
bizimle?”

Ikinci soru haince,
hatta adiceydi. Oğrencisini behemmehal sınıfta bırakmayı aklına
koymuş hocanınki gibi… “CHPhin altıokunu, tüzükte kendilerine verilen önem ve önceliğe göre, geliş sırasıyla sayin…”

Ister inanın, ister
inanmayın, 151’in 102`si (yüzde 68) doğru sırayı tutturamadı. Olur a, kurultayda belki sc»
rarlar, ederler. do’ sırayı ben vereyim.

1- CUMHURIYETÇIYIZ

2- MILLIYETÇIYIZ

3- HALKÇIYIIZ _

4- DEVLETÇIYIZ

5- LAIKIZ_

6- INKILAPÇIYIZ

Parti içinde kiminle ne yapılabileceğinin

davulcu pazarlığını yapmayı çok iyi bilir

CHP’liler… Ama. yukarıdaki mini anketin s0nuçlanndan sonra, neyi yeniden kurduklarını
pek iyi bilmiyorlarmış gibi geldi bana…

Sahiden yenileşeceklerse, oklarının sayisinı altıdan sekize çıkarmalan gerek… Mesela,
yedinci kalem olarak “DEMIRYOLCUYUZ”
diyebilirler. Eskiden trenleri vardı, şimdiyse
metroları. tramvayiarı…

Ama. en önemlisi, “DEMOKRATIZ” demek zorundalar… Altmış dokuz yıllık gecikmeyle olsa bile…

– -gordük ki, suratınızdan görelimfdemeyge i?”

i

TQHGUT ÖZAL (SHP’liIere “Sırtınızdan

getirdiği _N

SÜLEYMAN DEMİREL (ÖzaI’ı memnun aim”
başardığı için) ……………………………………………. ..Q

ıiUsAMmIıı _clnııoııux (“Kürsü” manevra&
cınceyaptığııçın) ……………………………… .. ”Q

MESUT YILMAZ (Son Özal-Demirci
pasiaşmasının, bayram değil, seyran değr, ı
nereden çıktığını kestiremediği için) 1

İSMET SEZGlN (Terörün ba ını ba a I
devam ettiği için) ….. .. Ş

KÖKSAL TOPTAN_((_5iindüz yapamadığını geq
yapmaya kalkıştıgı için) __

.. Mx)
MAHMUT ALINAK (Her zamanki gi?’
“zamanlama hatası” yaptığı için) ………… “v5
HARİCIYE_ (Bosna-Herseke takılıp Kurdarayı
unuttuğu ıçın) …………………………………………….. A454
CHP KURULTAYI (Panayır davetiyeierini paran ı
sattığı için) ………………………………………………. .m4

AHMET KAYA (iMercédes kalmadı, özgün ,
verelim!” dedirttiği için) ………………………….. ..__ i

(Umumi arzu üzerine, manken anagramları anam
alfabetik sırayla)

AYLİN ARASIL
AAY: lN, SARIL

MAİDE ERÇELEBİ ` ,
((`AM olanını: KEÇISI ELE w **:2 g
“KDV’SI IÇINDE” Joker) ‘

YASEMİN EVCİM
KIZ: Yl_VLl MESANE MASTIKA!
(LASTIK KIZ” JOKER)

AHMET KENAN EVREN
KERATA, HEMEN EVLEN!
(“EL” Joker)

ESER GİRAY
AY GİRSENE!
(“N” Joker)

MERVE İLDEN_İZ_
VERMEZ, DELIRlFl
( “RR” Joker)

CANAN MUTLUER
UF! EN CANLI ARMUT!
(“IF” Joker)

MÜGE ORUÇigAPTAN
OPUR VE NU MAKAT
“V”) Joker)

GğLAY PINARBAŞI
GUP! NARL| AYBAŞI

BANU SAĞNAK
BU NE SIĞ AVANAK
(“EVI” Joker)

i’ K
ı

w; dır uçağa binmemiştim. Bin.`.}. çünkü, havadan ağır cisimleen kalkabileceğine inanmam,
d_ mı da, “Acaba düşer mi, iner
. _.’ 1- kendi kendime sorar, yol boyu
_ Neyse, ya kendi pa› ya patronların cebinden uçak, g.. seyahat eden arkadaşları›
5 biri yazdı. Bizim uçak şirketi
steward” (erkek hostes) uygulaamış bazı hatlarda…
, 10 yıldır iç hatlarımızda
t kaza olmadı, ama, yerçekiunun korkusunu yenmek için,
. ı ı ‘güzel yüzlü, güler yüzlü ha_ı yor insan… Tamam, ste- = lı, temiz yüzlü, ama, kesmide olsa, yolcu çoğunluğuyla

o değil… Ciddîşekilde planz, kitapsız rötarlara sebep
o steward’lar… Frequent_ _ uz anlattı.
:u merdiveninde tastamam
il bekledim. Milletvekili olduv ‘ bekletmeyi kendinde hak
= ar yüzünden değil, kibarlıI ters yerde tutan Türk mil_ç n… Steward kapıda, bütün
ç” :Hoşgeldiniz efendim, buy; ı diyor. Kibarlığı sonradan
‘w’ kazma yolcu, ‘Aman efenl-ğnmı siz buyrun’ diye karşı’ _çağa girip yerime oturana
= l u Vallaaa…”
duktan sonra, Bedrettin
mınliği dönemine gitti
‘ f ul trafiğini düzenlemek
.› * . dan heyet gelmişti. Heyet
.’_^ ‘ Çerdom, “Kibarlığınıza
. bana, “Buyrun efen
‘ n efendim demekten, kakaybettiğiniz zamanın
ç Anlayamadığım tek

. “‘ 9111 yok, otoyollarda bir’ ‘ elîce solluyorsunuz?”

.z

kusura bakmayın, Ankara dışındaydım. Türkiye’nin siyasî
gündemini yakalamaya çalışıyorum. Elden düşme (zamane
editörler “ikinci el” diyor) yakalar gibi oldum. Ankara büromuzun geçtiği bir faks notundan…

üzArıN nısvssi

Ben görmedim, anlattılar, lokantacılığın ve turizmin gözde
merkezlerinden biri haline gelen Ankara Kaleiçinde allı-pullu bir

ıNnAN asrın, uNnAN isıısı

Hep kendimi tekrarlıyorum, «

” if.

s, .
î p’,
::ı ı).

“Aydın Menderes İşi Ciddi
Görünüyor Artık…”

Allah kabul etsin. okumaya
başladım.

“Aydın Menderes’in adı yıllardan beıi işitilir. Bu içine kapanık ve pek nazik zatın bir
şeyler yapacağı. parti kuracağı

ANKABAKALESİNDE

deve dolaşıyor şu günlerde… Ozal’ın devesi…

“Yok deve!” demeyin, vallaa da, billaa da onun… Sekizinci cum
hurbaşkanımızın…
Ozalın son Malatya şovu

rasında, ArapkirlBelediye Başkanı, makam arabasının yolunu _
kesmiş, kurbanlığı yola yatır- ”
mış… Satırlı kasaplar hazır…
Ozal elini kaldırmış, “Kesmeyin,

bağışladım!” demiş…

Haydaaa! Al başına deveyi…

u barıştılar,
Özal’ın özel elektrik tesisatçısı
Erkal Zenger bitivermiş orada…

Zahir tekrar

“Siz deveyi bana verin, ben cu

hurbaşkanımıza vermenin bir
yolunu bulurum!” demiş… Bulmuş da… Bir buçuk milyon bayılıp tuttuğu kaınyonla deveyi Ankara’ya getirmiş, kendine ait
Zenger Paşa Konağfnın (turistik işletme) önüne bağlamış… Binip
gezenlerden para alıyor mu, bilmem, Ozal’ın devamlı kırdığı kalbi
S1
In.

ni tekrar kazanmasını çok iyi biliyor Zenger…

_ memnunum…”

._ tellerden çalıyorlar.

oturuyor olurdıık…”

veya bir partiye lider intihap
edileceği yıllardır söylendi, dilden kulağa dolaştı. Her defasında menfı bir bahane çıktı,
yan çizdi. Türkiye’nin klasik
politikacıları hep kendilerini
tekrarladıkları, yeni bir şey
söylemedikleri için, “taze kan”
muamelesi gören Aydııı
Nlenderesin her dediği gazetelere maksimum manşet, minimum çift sütun
oldu. Son çıkışı ciddi mi
acaba?

Vallaaa bilmem! Tarihin tekerrür etmemesini temenni ediyorum, yeni
parti girişiminin
90.1.1731773
faks numarasıyla
geçilen müjdesini
aynen aktarıyorum.

“19.8.1992…
Sayın ADNAN
MENDERESin
20 Ağustos Perşembe ve 21
Ağustos Çuma
gününe ait Istanbul programı aşağıdadır…”

Sürç-ü lisan
ettilerse affola! Baba gölgesinde siyaset olmaz…

YEDİ. SEKİZ, DOKUZ KAFAMIZ KABISTİ

, ,. . Allah muhabbet, mutluluk, birlik ve beraberliklerini
ziyade etsin, yedinci, sekizinci ve dokuzuncu (muhtemel

ve müstakbel) cumhurreisleıimiz arasındaki ilişkiler sı
caklaştı, resmen “ahbap çavuşlar” havasına girdi.

llki konuştu: “Ikisini de çok beğeniyorum…”

Ikincisi (sekiz numara) buyurdu: “Çocukcağızdan

Dokuzuncusu (daha zamanı var) tevazû gösterdi:
“Allah razı olsun, teveccühü…”

Muhabbetlerine turp sıkmak istemem, ama, gazetelere böyle konuşuyorlar, başbaşa kaldıklannda apayrı

. En son halvetlerinde, “Seninle daha iyi anlaşıyorduk. Biraz sertleşsek, Çekiç Güç’ü kovsak daha iyi
olur!” demiş Armutalan…
Göçek-Okluk-Didim bozulmuş, karşılık vermiş…
“Kabahat sende… Siyasal yasakların kalknıasına yeşil
ışık yakmasaydın, ikimiz de, eski yerlerimizde gül gibi

Günizin repliği mi? Köşkle konut arasındaki mutad
haftalık toplantımn çıkışını bekliyoruz efendim…

I9TİO

SELAM DURUŞUNDA DİHSEK İLE VÜCUT ARASINDAKİ MESAFE YİRMİ SANTIM OLACAK…
GÖSTER BAKİIM…

Fotoğraflar: RECEP TANITKAN

TAMAM. OLDU İŞTE! HERKES YERİNİ BİLSİN…

IVIİINİF isuııvıoıâıı
(Doktor Civanım!)

Biliyorum, herkesin hayatta beklentileri vardı,
zin de olabilir. 1917’de doğdunuz, Allah Ömrünülu
sın, 75 yaşındasınız. “‘I`ıbbiye’den her şey çıkar’ b”
şey çıkmaz, DOKTOR İ” lâfı ya Faruk Sükan İçin_
di, ya sizin için… ‘ r

Devam, ahir ömrünüzde koltuk
beklerken, oturacağınız yeri deli
doktoru kaptı, iskemleye kapandı, i’ ‘
sarı, kırmızı, yeşil kart, kalkmaya .r

V; ‘

“İ

niyeti yok… ‘
O kalmadı ne verelim? i:
Demokrasi versek mi ?

Olmaaazzz ! Hayattaki (ve programındaki) tek derdi gözaltı süresinin iki
ması olan SHPnin önündeki tek engel sizr

Bu koalisyonun devamı şarttır. Şarttır, gmıxı.: bu,
dar “kanaatkâr” koalisyon ortağı az bulunur.

Ama, İslamoğlu beyefendi, size bir çift Sözüm var

Benden değil, Napolyondan… ‘ _ı

“Süngüyle her şey yapılır, bir tek üstüne oturulma

. ı I

.7-…`_.,

l’ ş ;ııırfı rrsî
“Sa vaşların en kötüsü iç saıraştır…

(Mareşal Paul Von Hindenburg, 29 Ocak 1933

‘iısal

l ….. î› ıı

Kürtçe arsıulusal lisan oldu ya, herl.. .-ı ,ıc-kbigıır_
anlaşmaya başladı. Karlar erimeye, sel suları haşır as
inmeye başlamış… Gündüz külahla, gece silahla gen
keko korucu ellerini gökyüzüne açmış, yakarmış…

“Devlete, millete, T.C.’ye zeval verıııeyıesenm. Sal Pderisendir…”

Sal gelmiş, sel suları aşılmış… Derken efendim. H
ufak bir operasyon düzenlemiş… Bizim kekn e-‘ılcrîm Y*
göğe açmış, yalvarmış…

“Devlete, millete, T.C.’ye yine zeval
mobil gönderisendir…” _

Otomobil gelmiş, mezraaya çıkılmış… Yinâik”
efendim, PKK dağa çıkmış… Bizimkisi yine ellerin’ N
ağlaşmış…

“Devlete, millete, T.C.’ye yine zeval ’emî°.“`5″°5n
Helikopter istirem…” h,

Helikopter gelmiş… Gelmiş, ama kekn İVİYWW”
muş… Sızlanmış… _ .

“Tepesi döner, kuyrugi döner, kor’ “k” `
minden yolla…” _

Sabrın sonu isyan… Gök yanlmış, daVüd’
mış…

“Ula bekrah! Sal göndermişemdir. arab?
şemdjr, helikopter göndermişemdir. Belâm İSU**

ıL`n–< Ü bir!" ' ` ., lıapılanmasına karşı ırak 5ı`ı`n'ı'_ı enlere kükremısiı' .-iıarürk... ` "Efendiler, ben Eızuıiım ilan lzııııre sağ elınıde tabanca. ş ~. sol elimde sehpa geldim.” " ş jûıüiıüıı çıkış/an da az sen değildi. "Bu memleketin kaderine " kanşma amısunu bir mm;- zihninden geçin/se. bilmiş olun. ' " . Bana bakın, kimse işitmesin. millet düş - "" Kim dedi? .Çerkez Ethem b. Kemal Atatürk ;nam Karabekir d. Ismet Inönü [__$RU 2, Atatürk'ün gemiden indiği yer olması ba' ,hem kurtuluş savaşımızda, hem Gazi'nin "` özel bir yeri vardir Samsun'un... Oysa, aynı "i ' 'da, 1930 beledi' erini Serbest kazandı. Atatürk ' millete her şe' rey vermeyi ilke yaiın, günle,Hisünler aykırdı: "Baş rak ağasının - meclise getirdi? b. 3 yıl d. 10 yıl 4. CHP'nin sosyal adaletçi çizgisi hiç değiş' kaldı. Mayıs 1939'da, Kütahya milletvekili " v - meclis kürsüsünden, köylü ve fakir halk 'nertesigün _ ' - hizmetinin kısaltılınasını - sınıf ekmek çıkarılmasını " 'fllşfllağazalarının kurulmasını î lğızıııetinin uzatılmasını 4 -Hlklnet Bila'nın tabiriyle (CHP ve Sonra' - l Orunma Kanunu'nun ceremesini yok~ . »dar gelirliler çekti. Ilk mahkûm olup 2 _Vll ı i _n suçu neydi? - dlşjnacunu satmak . ''= uzümsatmak mhp& fişi düzenlemek :LÇ'İ'1T'E'S,T e ç "_E_Y_(AHH! YİNE şAşA DONUYORUZ GALIBA..." ıAbdülhanıitin oğluna "Ertuğrul" adını koyduğunu duyunca, Şair Eşref) o halifenin kafasını muılaka kopannz... " Yeımiş' _ı 'ıl geçti amdan... .llüdafzıa-ı' Hukuk Cemiıeri çizgisinin deıamından _ııikselen en cesur, en saldırgan ses Erdal İnönü 'rıünkıiı dü. "Ben Özal 'la hava durumunu Lanışnıam... "Peki, aralarda ne oldu da. partinin sesi alçaldı. _ııımuşadıîl Benden dıiımuş olmayın. ama epey .neşeli şeyler oldu. Kim dedi? a. Cemil Sait Barlas (1954) b. Turhan Feyzioğlu (1957) ' c. Nihat Erim (1971) d. Bülent Ecevit (1992) SORU 7. Ortanın solu tartışmalarının iyice kızıştığıßCHPnin eskilerine karşı Ecevit'in yiıkselişe geçtiği 1966 yılında. biri kalktı, "Inönü, Inönü, Inönü, keramet mi yani?" dedi. Kim? a. Turan Güneş b. Ahmet Ustün c. Orhan Birgit d. Kamil Kırıkoğlu kavgasının ~_ kazıyacağım. rihte CHP'de kaç güçlü, -lşleyenin malı kökleşmiş hizip vardı? _.(29Aralık a.3 b.4 kanunu CHP c.5 d.6 SORU 9. Altmış yıllık ömründe 24 olağan, 8 olağanüstü kurultay topladı CHP... 24 Mayıs 1979'daki son kurultay için delegeler salondaki yerlerini alırken, Ankara_ Şehir Orkestrası ne çalıyordu? a. Sarı Çizmeli Mehmet Ağa b. Domates, Biber, Patlıcan c. Uçun Kuşlar Uçun d. Abone SORU CHP'nin sekizinci ıve son) olağanüstü kurultayı 4 Kasım 1979'da toplandı. Delegeler salondaki yerlerini alırken, dokuzuncu sorudan tanıdığımız Ankara Şehir Orkestrası ne çalıyordu? a. Alduma Gönül Aldırma b. Adalardan Bir Yar Gelir Bizlere c. Kasap havası __ d. Niçin Baktm Bana Oyle SORU 8. CHP'nin 29 Haziran 1976`daki ortak grup toplantısında Ecevit patladı: "CHP'de neyin yapıldığını yurtta herkes anlamak istiyor, ancak anlayamıyor. Buraya hep dedikodularla geliyorsunuz. Bu partiye vurmayın, acıyın..." O ta CEVAPLAR 1) d, 2) d, 3) c, 4) b, 5) d, 6) a, 7)b, 8) d, 9) a, 10) a. FISILTI GİIIEHSE FARMA!! BOZIIIIB AIIALAR Iktidardan düşmek, attan, eşekten düşmeye benzemez... Son ikisini yakalar, yeniden binersin, yaya kalmazsın... Ya iktidar? Silah zoruyla değil de seçimle gittiysen zor gelirsin geri... Her şeye rağmen yine de umutsuz değil "Babanın 500 günlük takviminden kopanlıer yaprak bizim hanemize prim yazıyor!" diye düşünenler var. Bunlardan biri de ANAP'ın Genel Saymam Şadan 'Puzcum En umutlusu o, ama, en dertlisi de o... . Para yok partinin kasasında... Oysa, genel merkezin aylık masrafı 800 milyon lira... Çalışanlarımmaaşları, kırtasiye giderleri, .telefon paraları, su-elektrik harcamaları, arabaların benzinleri, bakımları gibi vazgeçilmez, tasarrufa gelmez kalemler var bu paranın içinde... Bakmış, çare yok, Mesut Yılmaz'ı kafaya almış 'İPuzcu... "Parti disiplini", "grup kararı", "abidikgubidik" derken, ANAP'lı milletvekillerinin maaşlarından 5'er milyon_ kestirmeye başlamış... Itiraz etmeye kalkışanlara da, "Dokuz yıldır bu partinin ekmeğini yediniz, laf istemem, pamuk eller cebe!" demiş... ' Belki hepsi değil, ama, Yılmaz-Tuzcu ikilisine karşı parti içinde genişleyen muhalefetin elindeki önemli kozlardan biri bu... "Turgut Bey gitti, böyle oldu, o kalsaydı, salmayı bize değil, işadamlarına çıkarırdı!" diyenlerin sayısı hızla artıyor. Belki biraz abartılı, ama, sırf salmadan kurtulmak için parti değiştirmeyi düşünenler bile varmış... Tuzcu oralı değil... "Ben partinin gelirini düşünürüm arkadaş! Milletvekili sayısını öbür arkadaşlar düşünsün!" diyorrnuş... NTEİO