Talan Var Beyler Talan Vaarrr!

‘K,
i”

TALAN VAR BEYLER TAANllAABRR!

Elimde bir rapor var. Dünya Bankası bize yazmış, bizden ilk okuyan ANAP olmuş…

“Biz bu ‘yeşil kart’ işini Tayland’da denedik, epey başarılı olduk…” diye söze giriyor, devam ediyor: “Ayrıca, liberal ekonomi modelinin sağlık sektöründeki takviyeleri olarak, ‘aile hekimliği’ ve ‘genel sağlık sigortası’ uygulamaları, özellikle az gelişmiş ülkeler için uygun ve geçerlidir. Şartlarınıza uygun olsa da, olmasa da, bu mo
delleri uygulamak durumundasınız… Dün
ya Bankası’nın ilkesidir bu…”

Hay Allah! AlDS`li hamisi, yesil kart hamili Yıldırım Aktuna’nın şeytani zekâsınııı,
engin bilgi ve tecrübe birikiminin ürünü
zannetmiştik bütün bunları… Meğer Dünya Bankası bilgisayarlarından print-out alınmış, bizimkinin eline verilmiş…

o o o İ.

Önümde bir proje var. Babanın AP”tndan kalma… Yani, 28 yıllık…

“Hizmetin etkili ve verimli şekilde gerçekleşmesi için, tek elden, tek merkezden
yürütülmesi gerekir” diye başlıyor, devam
ediyor: “Türkiye’deki bütün hastanelerin
Sağlık Bakanlığı’na bağlanması düşünülmektedir. Belediye hastaneleri, SSK hastaneleri, MKEK, DDY ve MEB gibi kamu kuruluşlarının hastaneleri, üniversite hastaneleri, hepsi…”

Prensip doğru… Koordinasyon kolaylaşır, kaynak kullanımı daha verimli olur.

Peki, pırıl pırıl donanmış, ama, müşteri
azlığından dolayı atıl kapasiteyle çalıştığı bilinen askeri hastaneler niye modelde yok?
“Onlara karışmayın, arı kovanına Çomak
sokmayın!” demeye getiriyor proje…

Daha daha peki, aybaşlarında işçilerin
ümüklerine basarak kesilen primlerin döndürdüğü, işçiye bile yetmeyen SSK hastanelerinin bu modelde ne işi var?

Haaaa! Orada azıcık durun… İşin içinde iş var…

o o o

SSK hastanelerinde yıllardır çile çeken (ve
hastalara çektiren) bir doktor arkadaşını’ anlatmıştı vaktiyle… “işçilerden kesilen primler SSK kasalarına zamanında girse, zerre
sıkıntı olmaz, hizmet tıkır tıkır yıürür…” demişti, “Hesap-kitap ortada… SSK’nın ka
salarına, her yıl, 29 milyon kişiyi muayene ‘

edecek, kesip biçecek, yedirip-yatıracak paranın girmesi gerekiyor. Gerekiyor da, girmiyor. Kurumun 6 trilyon lira alacağı var.
En büyük batakçı da, 5 trilyon lirayla kamu kuruluşları…”

Neresinden bakarsanız bakın, 6 trilyon lira iyi para… _

Her yıl 29 milyon kişinin sağlık hizmetini görecek para da, toplanabilirse, temiz para, iyi para…

TEMPO 14

Sizin anlayacağınız, Sağlık Bakanlığı’nın
gözü, SSK hastanelerinin kırık-dökük binalarında, sıvası dökülmüş duvarlarında, kirpas içindeki koridorlarında. sayıca yetersiz
teçhizatında. personelinde değil…

Parada… Yani, SSK`nın ana gelir kaynağı olan primlerde…

o o o

Dört şeyde para vardır.

‘Bir, paranın kendisinde… İki, kumarda… Üç, fuhuşta… Dort, sağlıkta… Evvelallah, Sağlık Bakanlığı’nın yürürlüğe koymayainiyetlendiği şu sağlık örgütlenmesi
projesinde, ilki de var, sonuncusu da…
Hem de, fazlasıyla…

Paranın hızlı ve fazla dolaştığı yerlere
dikkatli bakmak gerekir. Gerekir, çünkü,
girdiği yerlerdeki vazgeçilmez refaketçisi hiledir, hurdadır, talandır, vurgundur.

”Enjektör lazım!” dersin, para… “Servis aracı, modern donanım lazım!” dersin,
yine para… ”Vakıf lazım!” dersin, daha
çok para…

Peki, para nereden gelecek?

İlaç fabrikatörleriııden gelmeyecek lıerhalde… Adamcağızların SSK’dan 600 milyar lira alacakları var zaten…

Bildiniz, bildiniz! Birikmiş eski alacaklardan, kesilecek (ve teoride 29 milyon kişiye
yetecek) primlerden gelecek…

Peki, SSK`nın 6 tril_ onuna goz dikilmişken. sendikalar nerede?

İkisi Ankara’da, biri Öreıfde, hepsi hab-ı
gatlette… Uyanın ağalar, uyanın… Cüzdanlarınız gidiyor…

sırıncı ııncıuın
NDIİDEFIED.

TURGUT ÖZAL (”Seni seviyorum” la
, papağanına bile söyletemediği için)…

HÜSAMETTİN CİNDDRUK (Hangi akla
hizmet ettiği yine anlaşılamadığı için)

SÜLEYMAN DEMİREL (Eski velinimeti
TUSIAD’a kızdığı için ………………. ..

SHP (Memleketin terk derdini MHP`
malları zannettiği için) ……………. .. .

ABDULKADİR ATEŞ (İki elle bir raft
yüzdüremediği için) …………………. ..

MELİKE HASEFE (Tesettüre riayet
etmeyip RP’liIeri azdırdığı için) …….. ..

RÜŞDÜ SARACOĞLU (ANAP genel
başkanlığına nihayet soyunduğu içi.’

KDNSTANTİN MİTÇOTAKİS (Yine yan
yata oynadığı için ……………………. ._

VACLAV HAVEL (devlet adamlığını
roman yazmak zannettiği için) ……… ..

U.S. DOLAR (Bizim kalpazanlar bilme
taklit edebildiği için) …………………. ..

NECMETTİN CEVHERİ
MECCANİ VETERlNER
(“AR” Joker)

BAKANSEYFİOKTAYMUSTEŞARARIF){U «
KESİN TASFIYE ŞART, AMA, KUFSUZ
YO_l(

(“uz” Joker)

TÜRKAN AKYOL
KÜT KARYOLA

ERMAN ŞAHİN
A HAIN MDNŞER! /
(“0” Joker)

İMREN_ AYKUT
TERK-l MAYMUN
(“M” Joker)

BEpRETTlN QALAN
MUIERREDDIT NALBANT
(”TUM” Joker)

NEO-OSMANLlLAR
ONLAR BILE MASDN
(“B” Joker)

BÜLENT_ ECEVİT
BU EVCIL TENTEN
(“N” Joker)

YONCA EVCİMİK
cıcı v: DYNAK

GORDON MILNE
SINGLE MDRON
(Tek Aptal)
(“S” Joker)

1

;A MAZBUT
;AKIN EVLAT…

gdedjye seçimlerinin sonuçlarıyla
, r ayının enflasyon rakamları öy’ asaydı, baba şu sıralarda epey
durumda olacaktı. En azından

…t ..kabinede revizyon” meselesi acilen
,mc gelecek, ”Babaya dediğimiz

v ‘ok’ olamaz, ama, şu etrafındakiler,
‘Cayivler, Tansu’lar, Sümer’ler, Ya
‘ıar her şeyi berbat ediyor!” homunularıııı susturmak için “evlat”
;ıifcsinin bir bölümü kurban edile

_ııüşvıriu ADI vAıı
ııııııınıu TADI vııı

Hilton’la Sheraton’ın
devreye girmesinden sonra,
Büyük Ankara Oteli’nin
yıldızı epey matlaşmış, l2
Eylül mirası amcaların,
oğulların, damarların ayakları birer-ikişer çekilmişti.

Gün tekrar yeğenlerin
günü olunca, gözle görülür
bir canlanma da başladı
Büyük Ankara’nın restoranıyla lobisinde… Yeni dö

. İ! – .
İoimadı, top direkten döndü. Dößûüçg de, DYP içi münafıkların eleş
_ l l ı
Inşallah yalandır, anlatı

zı meşin… lş bağlandıktan

ııri okları, ufak ufak babaya çevril
,gye başladı. Arkadaşlar duymuşlar

lonuşmayl. . .

nemin şartlarında yeni işler
bitirmeye soyunanlar, oralara çadır kurmuş, bekli
“Tamam, yurt dışına elbette gide“k, ama, leylek bu kadar havada
uıınaz ki… Oza1’ı geçti vallaaa… Bi
yorlar.

var?

Peki, _değişen başka ne

lanların yalancısıyım…
“Baba dönemini akbaba

‘dönemine çevirdi bu yeni
ler… O yüzde l0`lar, yüzde~10’ler kalmadı artık…
‘Fifty-fifty’ çalışıyorlar.

sonra yazılı anlaşma yapılıyor, iş bittikten sonra da
mangırlar adrese elden teslim ediliyor…”

Kimler mi yapıyor bunu?
Bırakın, artık 0 kadarı da
bize kalsın…

azda memleket meseleleriyle uğraşgü, dışarıya özel temsilci göndertin…”

“Kim mesela?”

,e Üstelik, para peşin, kırmı
ÖZER BEY DAMADIMIZI .
ARAYAN NEREDE BIIIMR?

Özer beyi tamrsınız… “Ya bizim soyadımızı alırsın, ya da kızımızı vermeyiz!” restini görmedi, göremedi, delikanlılık soyadı olan Uçuran’ı bırakıp Çiller
oldu.

Aslına bakılırsa kız tarafının ısrarında keramet, tebdil-i isimde ferahlık vardır. Yüksek irtifadaki birileri “Yürü ya
kulum!” dedi, Özer bey kardeşimiz yü, . _ rüyeceğine koştu. Gerçi İstanbul Bankası
l – – ›- tarihinin en başarılı genel müdürü olamadı, banka battı, gerçi adı bazı kooperatif tatsızlıklarına karıştı, ama yabancı
ortaklarını ince manevralarla dışlayıp

000

Seven-Eleven zincirinin başına oturmayı başardı. ~` .A -‘

Biraz hasret gidermek, biraz iş bitirmek’ için, sık sık Ankara’ya yoçludüşüyor damat beyin… Ama, ara da bulasm! Süpürge misali, çat burada, çat kapı arkasında… Yeri yurdu belli değil…

Iş bağlamak isteyenlere TEMPÜnün ”
müjdesi var. Muhabirlerimizarayıp buldular onu… Hem santral, hem makam
odası, hem müzakere (ve iş bitirme) salonu olarak, muhterem refıkasımn dev_let bakarılığındaki makam odasını kullanıyormuş… ‘~ ~ ~

“Mesela ben… Lisan, tecrübe, itiu. ne ararsan var bende…”
_ BOŞUna heveslenme… Bir kere, o
?Id temsilci’ dediğin şey, başkanlık
Nemlerınde olur. Babanın ‘başkandğilâlcmı’ lafına bile gıcığı var. İkin-_ ‘Dlomaılıktan gelme, birkaç dili

konuşan .. v _
da önce…” ır gonu u ar sen

KAN KANI, BABA BABAYI ÇEKER!

Ne mutlu tesadüf,
Babalar Günü’nün

postalanan (bana
gelmedi, başkasının

nKim ulan Ogn
u ‘
“Elm” Vuralhan…”

îmâlama! Hem ANAP’lı, hem

%1.? haSh adamı o…”
n dlmdüf, bugün bugündür

.. ‘

“Im
“Im B

uralhan da sıcak bakıyor

*MAH aba onu Çankaya’nın ku
arefesinde, babaların incisi (inceler),
babaların birincisini
(Demirel), gözyaşları ve hıçkirıklar arasında Rio’ya uğurladı. O coşkuyla bir
de vecize patlattı

masasından yürüttüm) bir bayram
tebriğine çevirdi:
”Hemşerilerimin
Mübarek Bayramını
kutlarken, çiftçinin
mahsulünün bereketli, esnafın, me
murun ve gençliğin de gönüllerinde GÜL açmasını dilerim…”

llk kısım tamam… Herkesin temennisi…
lkinci kısım biraz muhataralı… Babalardan
birinin temennisi, öbürünün hizmetini
bekliyor.

“İnci Baba”… “Mayınl r çiçek açmaz, çünkü, ekenin de, ekilenin de gayesi GÜL değil
kandır…”

İnci Baba’nın bu vecizesi basına pek yansımadı. Unutulup gitmesindense, altına kısa bir “temenni” ekleyerek, 500 bin adrese

..E koparıp alırsa üçte ikilik
g.__.°.°ğ“”luğu ÇOrap söküğü gibi
şi,, “İ ‘aliye, önümüzdeki iki-üç

gErcan Vuralhan” istakibe alın…

15 TEMPO

OLIIIICIII olan yerde . . .

Sırıtmayı bırak Erdafcığıml Durum ciddi…
Amele, memur takımı yine zam ıstıyor. Ne yapalım?

I

Elınle bin yaşa Erdal cığım…
Tam gösterecektim, elimden aldın…

oto-saka foto-saka

RECEP TANITKAN

Harika! Kerizleri yine tuiaya getirdik…

ûfoto-şdku f

TEMPO 16

KURTHAN FİŞ

OLMADI SAYIN…
musun KAMİL ıoıui

(Emekli cuntacı, faal bahçıvan)

12 Eylül baskımndan hemen sonra zat-ı tallnj.
zin kapısına dayanmış insanlar… Yalvar-yak
salya~sümük vaziyette, partilerin kapatılmasını is_
temişler, “siz onları kapatmazsanız, onlar sizin d;
binizi oyarlar, olmadı içine bade koyarlar, guı gi_
bi kurucu meclisinizi çalıştırmazlar!” diye a’- -‘ bu
yurmuşlar…

Demokrasi ateşiyle yanıp tutuşan vicdanınız i;
yan etmiş buna… “Benim aklım basmadı, ama_ bi,
bilene soralım!” deyip, askeri terüleri görüşme,,
hazırlanan Askeri Şûra’ya meseleyi götürmüşsu.
nüz… ”Bu partilere ilişmeyelim, hatta, içlerindg.
ki yetenekli sivilleri terli ettirip cumhurbaşkanı_
başbakan, genelkurmay başkanı yapalım!” demiş
sınız…

Helal! Helal olmasına helal olsun, ama, ıııiı.
komuta zincirinin bir kere delinmesinden kiınseşg
zarar gelmeyeceğini, zaten o kadrolarda tıkanık.
lık olduğunu düşünen şûra mensupları ayak Sürümüşler… “Hayır, hepsini re’sen emekliye sevk ede.
lim!” demişler…

Beşer hem şaşar, hem korkar. “Kapattım gitti!”
diye kerhen imza buyurmuşsunutz…

Kapattıklarınız açıldı, ‘gasp ettikleriniz iaör edil
di.O anlı-şarılıdokunulmazlık maddenize utaktaıı
ufaktan yaklaşan demokratik ayak seslerini duyuyorsunuzdur inşallah…

HAFTANIN HİKMETİ

“İlericiler seçimden hemen önce.
muhafazakârlar
seçimden hemen sonra bölünür…”
(Will Rogers, 1930)

HAFTANIN FIKRASI

Maksat etnik kaynaşma olsun, kuzeysoyl 1d?’
ğusoylu ihracat bağlantısı yapıp bitirmişlı. 55′
York’ta “eğlenme” yollarını aramaya koyulmt’
lar… Vakit geç, sabaha karşı, mama kapıyı ka?
maya teşebbüs etmiş…

“Yarın gelseniz olmaz mı? Kızlar istirahatê i:
kildiler…”

Keko ısrarlı… “Gari istiiremmm!”

Mama ısrarlara dayaııarıanıış, içeriye SCSlCilZlli?
“Şu iki hıyara şişme karı getirin de sabai. wie”
oyalansınlar bari…”

Ertesi sabah…

Kuzeysoylu bozuk… ”Kadın tuhaftı, her null:
rayı denedim, gıkı çıkmadı…”

Keko kibirli… “Benimki de tık etmemîŞÜİ N
bo! Eme, garibin garnini sıpasiz, sırtını sopaWî
rakmiyesen… Hart diye etmişemdir memesindt”
vıışşş diye uçmiştir pencereden…”

duman olan yerde…
INSAN oıuueumuı BAŞKA
rüıuü uAsıı. ANLAŞILACAK?

Desmona’ Morris? belki bilirsiniz… Yazdığı “Çıplak Maymun” otuz nıilyvıı tane saınıış, tek
bir okuyucusu bile (yayıncısı ve canından aziz editörü dahil) başlığı üsııine alırımanıışıı.
Neyse, kitabın önsözünde insanla nıayınunu şöyle ayırır Morris… “Dünya yüzünde 193
maymun !üründen 192 ‘si kıllı, yalnızca 1 tanesi kılsızdır. Homo sapiens sapiens ‘i, yani

insanı kıllı akranlarından ayıran bir başka özellik, yaratıcı olmasıdır. Ama, gelin görün, o
yaralıcılığını her zaman iyi ve doğru kullanmaz, hayvanlar âleminde rasılanmayan, kendine
özgü, acaip davranışlara girer…” Mesela, yasakçılık ve sansür…

SORU 1. Babil’in asma bahçeleri ünlüydü, ama,
seks âlemleri daha da ünlüydü, dillere destandı.
Aslında, Babil lıalkı başlarda çok mazbuttu. ahlakları sonradan bozuldu. Mesela, röntgencilik yaparken yakalanan evli bir adama ne ceza verilirdi?

a. Kırk kırbaç

b. Dört ay seks mahrumiyeti

c. Üç ay katıksız hapis

d. Karısına tecavüz

SORU 2. Çıplak gezdiklerine, misyoner zoruyla
örtündüklerine bakmayın, Afrika’nın çoğu kabilesi de koyu ahlakçıdır. Mesela, elli yıl evveline
kadar, suçlunun ellerinin ayaklarının, dört ayrı yöne kırbaçlanan bir ata bağlanmasını gerektiren bir
suç vardı. Ne?

a. Adam öldürmek

b. Harama uçkur çözmek

c. Müstehcen neşriyat okumak

d. Zina hayali kurmak

SORU 3. Sansürcünün en önemli sığınağı yasakçı kanunlardır. Mesela, Orta Asur döneminde, karısı olmayan bir kadınla öpüşürken yakalanan erkeğe ne yapılırdı?

a. Burnu kesilirdi

b. Hadim edilirdi

c. Alt dudağı kesilirdi

` d. Kırbaçlanırdı

SORU 4. İmparator Hsuan Ti (M.Ö. 71-48) döneminde, Çin’de, cinsel hoşgörüyle hoşgörüsüzlük el ele gitti. Mesela, en gözde cariyesinin, imparatorun emriyle saray ressamına çıplak poz ver_diğini öğrenen Prens Kuan Chu kadıncağıza ne
yapn?

a. Nikahına aldı

b. “Hayrını gör” diye imparatora gönderdi

c. Affetti

d. Kılıcıyla sekize böldü

SORU 5. Tarihin ilk mayolu dilber kartpostalları
1897 yılında Fransa’da basıldı, 1900 yılında Amerika’ya ihraç edildi. 1903 yılında, New York gümrüğünde, ”yakılmak üzere” müsadere edilen 1.200
kartpostal, iki yıl sonra nerede çıktı?

a. İşportada

b. Sahaflarda

c. Kongre kütüphanesinde

d. Gümrük müdürünün evinde

SORU 6. John Trevalyan’ın “Sansürcü Gözüyle”
kitabı harika yasakçılık örnekleriyle doludur. On

TEMPO 18

dokuzuncu yüzyıl İngiliz tiyatrosunda sahnede ne
yapmak yasaktı?

a. Mahrem yerlerikaşımak

b. Genelevde İsa heykelciği göstermek

c. Alenen cinayet işlemek

d. Hepsi

SORU 7.,ıRabelais ve lerlaine’in şiirleri de sarısürcülerin az hışmına uğramadı. 1932 yılında, lngiltere’de, James Cook adındaki yirmilik genç 12
ay hapis yedi. Suçu neydi?

a. Şiirleri İngilizce’ye çevirmek

b. Yayınevinin sorumlu müdürü olmak ı

c. Metinleri izinsiz çoğaltmak

d. Müsveddeleri matbaaya götürmek

SORU 8. Elle çizilmiş ilk çıplak kadıngpnsteri,
l930’ların başında, Amerika’nın ”Esquire” dergisinde çıktı, 105 bin dergi gününde kapışıldı. Dergilerin 5 bini gazete bayilerinde satılmıştı. Geri kalanı nerede alıcı buldu?

a. Eczanelerde

b. Genelev girişlerinde.

c. Erkek giyim mağazalarında

d. Postanelerde

CEVAPLAR
1) d, 2) d, 3)c, 4)d,5) d, 6) d, 7) d, 8)c.

KURTHAN Fişigğ
ı

eüııcü-ıAzA
FERYADI: “sız m,
AZINLIĞIZ…” ı

Meclis kulisinde Mehmet süs
dıç’la (zaza-ANAP) Hasan Ek..
ci (Gürcü-DYP) arasındaki iıgk
bir konuşmaya kulak misafiri i_ d›
muş arkadaşlar… Ama, fikir kg;
den çıktı, ayıramamışlar..

“Ulan, bütün numara _ _n .5
olmaksa, biz de azınlığız, e;ğiz… Herkesin bakanı var, bu.
yok…” ‘

Hürriyet’ten Emin Özgönül a- ;ğ
kadaşımız, üşenmemiş, bu lig::
ittifaktan yola çıkarak meclis 4
etnik dökümünü yapmış… H

Alevi’lerin l6 milletveî ;
meclis’te… Hepsi SHP’li. ‘i t. ,_
kan… Seyfi Oktay… Adalet işi;
ri, insan hakları kendisinden s:
rulur. ~Hem Alevi, hem Kürt olanlar.:
sayısı 8… Onlar da Siill.:
SHP’li.:. Bakanları Tahir Köse. 3″
Sanayiden anlar, teknolojiyi y;
kından izler.

Kurdara kökenliler ep- ; dağ ‘
nık, ama, SHP 21 milletxekiliığ
uzak ara birinci… Onun arkasui
dan, sırayla DYP (8), ANAP t.’
ve RP (2) geliyor. Bakanlarışe’
zırt-pırt yurtdışına giden Hikrrg
Çetin…

Gel de, Zaza-Gürcü alınganlığ:
na hak verme…

AMAN, DİKKAT,
CEREYAN çAııpAıı.

lktisattan en iyi mühendisls’
modern teknolojiden en iyi aslî
ler anlar. Ama, insanlık hali. i` V
tiyatı elden bırakmamak ”Udf
bir olmak gerekir.

Emir-komuta zinciri içinde î»
sıl müdebbir olunacağını, mil#
faa nazırı Nevzat Ayaz`ın gü??
cilere verdiği yemek öncesindf-i
lerini yıkamak için pırıl pırıl tü’
lete giden arkadaşlar görrrıüiliî”

EL KURUTMA MAKIND’

KURUTMA TALİMATI .

1- Bu cihaz fotosellidiı __
2- Çalıştırmak için düğme 3~
teşkilatı yoktur. .
3- Çalıştırılacağı zaman elîlll::
hazin çukur kabinine 501W”
yeterlidir. us ,
4- Kapanması için hiç bir işle”
pılmaz.
KOMUTAN