Hakeme, ombudsmana ihtiyacımız var mı?

Kimse doğru-dürüst düdük çalan

‘htiyacımız var mı?

ANLARIN birbirineÇdüştükleri,ldidiştikleri, saştıkları ortamlarda “hakem” ne işe yarar?
*r letin, işçisiyle, memuruyladalaştıgı bir ortamhakem” (veya tahkim heyeti) gerekir mı?
– -iki haftadır futbol yazıyorum. Daha doğrusu,
-‘. politiğini yapıyorum. Yapıyorum, çunku, fut.toplumun aynasıdır.
i’ ‘A’ ‘A’ ,
urkiye’ye futbolu ilk sokan James Lafontaine,
.î ‘lerin oynadıkları bu garip oyunun kurallarını biğ› kişiydi. _
l hakemliği onun yapması da normaldi. .
”I lesine normaldi ki, ilk yerlı hakemırnız Fuat
«ı Kayacan’ın 1907 yılındaki Kadıkoy-ll/loda
.ı a, ağzında düdük, ikı dudagının arasında olumfermanıyla çıkması bile, başlı başına olay Olıllar geçti aradan… Yabancılardan (limon: Va; dis, Hunter, Kraskı, Allen ve Tibert ı, bız’Ali Sami Yen, Nasuhi Baydar, SaıtvSela’n Cihanoğlu ve Galip Kulaksızoglu nu
“ı yizsiz mahkeme” olarak tanıdık. k
l * * 1l*d h k l ‘ki
por yazarlığı yaptığım v1 af a› a en 539151 1_
ı parmaklarını geçmezdi. Çağan, Başğiy 131511411›
_. ” , sağnak, Sarvan, Gokay, Angın maç al
_,.. , takımlar için verilmiş sadakaydı. Clnlann yö
ı eye vakit bulamadıkları maçlar, karakolla biterdi.
o sırada mahalli şovenizm aşamasındaytı futbolu:
` akemlerı

~ ezdi.
Bütün hakemler küfür işitirdi.

*k i’ ‘k

Bundan on beş yıl önce, içeride 900, dışında 47
maç yöneten hakemlerimizden Talat Tolafla bir
sohbetimiz olmuştu. Hakemliğin nasıl, neméıem bir
şey olduğunu, 92 bin kişi önünde Real Maclid-lnter
maçını sızıltısız yönetmiş birinden öğrenmek tok eğiticiydi benim için… l

Kırıkkale’de maç yönetiyormuş… i.

Tribünlerden slogan gelmiş… l

“Hakeeeeeemmmmml Çölde senin éğzına
sıçayım…” g

Hakeme ilginç lıüfür…

Maçı durdurmuş, gençten seyirciyi inzibat narifetiyle, esas duruşta yanına getirtip, “Erkeksenİağzıma burada sıç!” demiş… İ

Sonra, sırf merakndan sormuş… “Niye çöHe?”

Cevap hazır… “Ağzını yıkamak için orala su
bulamazsın.” .

‘k 4 f.. i’

Toroğluhdan rica etm tim.
şittiğim Küfürler” diye bir kitap yaz diyeİ, Anlattı, ama, yazmadı. ` l

Kırıkkale’de maç yönetiyormuş… 5 4

“Abdülhamit’in saz heyeti ananı Şoğaz
` köprüsünün ortasında şaapsın!”

Maçı durdurmuş, tribüne çıkmış… ı
“Niye Abdülhamit’in saz heyeti?” l
“36 kişi de ondan…” l
“Niye Boğaz Köprüsifnün ortasında?’
“Her kıtadan duyulsun diye…”

‘A’ i’ i’
. Hakemlik zor zenaattir. Tribünlerden işi in küfürleri içine tam sindirrnişken, eve dönersin, cocukların sorar. “Babacağıml Sana bugün ‘noniş’ diye
ıbağırdılar. Mâdem öylesin, ben nered’n geldim, nasıl oldum?” l

,Peki, topçular hakemleri nasıl görüyor? Dnu da
Toni Schumacher’le konuşmuştum. Cevap erdiydi.

:Kendilerini “tarafsız zanneden haklmleri,

Overath, Breitner ve benim gibileri ço rahat
avuçlarının içine alırlar. Sürekli bağını’, yığınla numara yapar, sonunda hakemi kölderi haline getirirler. Hakem garip, zavallı bii insandır aslında…”

Erman

,Mİ

i’ v: a: l
Hakemler buna ne diyor? Yine Tokat’ı dinleyip
lâfı bağlayalım. .. `

“Futbol dünyanın her yerinde 17 lıuralla

oynanır, 18’incisi yoktur. Hepsini uygıllamak,
onlar konusunda anında karar vermek zorundayız…”
Herkesin tarafsız bir hakeme ihtiyacı vaılnış gibi
geliyor bana.. . “
Yanılıyor muyum? l