Burası Demetevler (2)

Burası Demetevler (2)

“Demetevler” semtimizi
anlatmaya başlamıştım, 30-40
kilometre ötedeki karakolda
mahsur kalmıştık…

Kaygılanmayın, bu hafta
bitiriyorum meseleyi… ,

***k

Kaza mahallinden ayrılıp
Çankaya-Ulus yolu üzerindeki
Adliye Sarayı’nda bulunan Adl;
Tıp merkezine uğradı gazeteci
dostum…

Adl; tabip, babasınm talebesi,
kardeşinin sınıf arkadaşı çıktı.

“Bana niye hafif alkollü
raporu verdin?”

“Abicim, arabayı sen
kullanıyorsun sandıydırn, iyi

içmiştin, zuma gibiydin, babana
hörmetim, kardeşine sevgim
vardır, hp ahlakını ihlal ederek
az içkili olduğunu yazdım…”
Doktorun içtenlikli iyiniyetine
inandığı için sesini çıkarmadı,
gazeteye döndü bizim gazeteci…
***k
Başbakan öfkelenip gitmişti.
Karşılayanı, ağırlayanı yoktu.
İçişleri bakanı kapıda
homurdanarak dolaşıyordu.
Bumundan soluyan bizim ~
gazeteciye serzenişte bulundu.
“Tamam, kadını
sevmjyorsunuz, ama, rahle-i
tedrisinde yetiştim, bunca yıllık
hukukumuz var. Bari beni

“Dur, bak… Şimdi ne
yaptığımı gör!” dedi.

Komiser Kazım’ın
tayini üç saniyede
Beytüşşebap-Şımak
otoyoluna çıktı.

“Gitsin, Apolara,

cıscıvlak bırakmasaydın. . . ”

Olayı anlattı gazeteci…

İçişleri bakanı kırıla kınla
gülmeye başladı.

Emniyet genel müdürü
yanmdaydı, gülmemek için
kendini zor tutuyor, kıkırdamakla
yetiniyordu.

Gazetecinin siniri tuttu,
sigortalan yine attı.

“Ne gülüyonuz lan? O
karakola vatandaş olarak
girseydim dolmalık kabak gibi
oyarlardı…” ı ‘

kekolara alkol
muayenesi yapsın şimdi. ..
Sıkıyorsa. . . ”
***k

Bir insanın ekmeğiyle, nzkıyla, ` f

geleceğiyle oynadığı için çok
üzülmüştü gazeteci dostum…

“Yapmayın lan! Her şeyi
abartıyorsunuz. . . ”

“Yok, ibret dersi olur…”

***k

Bir ay sonra telefon geldi
gazeteciye… Kazım Komser`di
arayan…

“Ben Komser Kazım…”

. ÇARŞAMBA, us AĞUSTOS 2000

“Buyrun komserim… Yine bir
halt mı ettim?” .

“Estağfurııllahl Size tayinimle
ilgili .olarak teşekkür etmek
istedim…” _

“NİyeP” _

“Vallaaa, OHAL bölgesine
geldim, maaşım üçle çarpıldı.
Yılda altı da ikramiye
veriyorlar. . . ”

‘V“Eeeeee?”
”Eşim öğretmen, tayini
buraya çıktı…” `

“Eeeeeeel ”

“Lojman verdiler, kira sudan

r ucuz… Çocuğum için kreş bile

var…”
”Eeeeee?”

“Akşam altıdan sonra
sokakları asker-jandarma
koruyor. Ben de pijamalanmı

giyipevde televizyon

seyrediyorum. . . ”
***k

Bu olaydan çok büyük bir ders .

aldı o gazeteci…

Çok kızdığı trafik polislerine
yapabileceği en büyük kötülüğün
ne olduğunu sordu, araştırdı,
öğrendi.

‘ Çankaya’dan alıp
Demetevlefdeki
Müsteşarlığfnm önüne
yollayacakmışız. . .

6 kilometre bir tarafa, 8
kilometre öbür tarafa, çay-çorba
yok…

Ne dükkan var, ne mesken…

Trafik polisleri bir lokma
yemek için sefertasıyla, bir
yudum çay-kahve için termosla
işbaşı yapıyorlar.

H elden üstündür.

Onlan da MlTçiler tokatlıyor.