Gündemi nasıl değiştirebiliriz

demi nasıl
ç iştirebiliriz?

hem kendisini, hem dünyaya bakılıtikaya endekslediği zaman, bunalı=ı’yor.
j ar, dostlar, tanışlar yolda çeviriyor:
ıyor musun?”
i, ya benzeri şekilde…
‘ l Bugün cumartesi-pazar… Yi gidiyorsun?”
lendiğim soru bu…
sahibinin aile terbiyesine, görgüsüne,
7 samimiyet derecesine bağlı olarak,
bumla cevap veriyorum… Ortalama
erecesi mealen şöyle…
hıyar! Ben tatil yaparsam sen
ş_,- okuyacan!”

***k

eye geliyorum, mesai arkadaşlarım_ soruyor.

_î yapmayacak mısın?”

yacağımı söylüyorum.

olsam, yazılanmın tiryakilerine ne
7

ız yıllık izninin bir bölümünü
` ğından, yazılarına bir süre ara
1 ı n

yapmam bunu… Bir bilgisayar sistemi’ ki, dünyanın hiçbir gazetesinde yok…
erin baskı-satış rakamlarını günbegün

l ‘ , yıllık iznimin bir bölümünü kullan
ğumdan bilistifade, tiraj arttı, iade
j düştü. Benden bilir, “Hıyar izne
ı ı tenin durumu düzeldi, dönmeolur!” derler…

“mi kovdurrnam için, kendi elimle, mal: ane yaratmam…

ik**

i gazetecinin izni, tatili yoktur.

,emi yakalamak, eline almak, yorumlarundadır.

i aylannda, çöl sıcaklığında “ucuz poliî yapılır Türkiye’de… Herkes seçim bölşir, nabza göre şerbet, topluluğun ortaüzeyine göre söylem verirler.

*i*

9 Eylül Üniversitesfndeki rektör seçimleri olay oldu.

En çok oy alan iki aday tasfiye edildi.

Bu olaya karışmadım. Niye karışmadığımın
sebebini söyleyeyim.. . __

Ihsan Doğramacı YOK başkanıyken, 12
Eylül öncesi profesörlerindendim. ..

1402’lik oldum, kovuldum. Kimse sinirlenmedi, kimse ayaklanmadı.

Aradan yirmi yıl geçti. Kendisine oy veren
iki kişi aday gösterildi, üçüncü sırada oy alan
bir kişi de rektör namzedi oldu. Herkes sinirlen_di.

Ihsan Doğramacı beyanda bulundu:
“Yönetim denetimdîr. Denetçiyi denetlenenler seçerse, işin cılkı çıkar. Atanmışlar her zaman yetkilerini kullanmalıdır.
Ben de olsam, ben de tek oy alan adamı
seçerdim… Hiç değilse, kimsenin adamı
değildir…”

YÖK’ün mantığı budur.

Siyasi iktidarın seçtiği adamlar üniversiteyi
yönetecek…

Burada canım sıkılıyor. Yüzlerce akademisyeni salona toplayıp oy kullandıracaksın, sonra
da attıkları oyları kaale almayacaksın…

Değerli meslekdaşlarımın şu meseleyi gündeme getirmeleri, şu soruyu sormaları gerekirdi.

“Tamam, YÖK var, onun faşîzmi var.
Ulan be adamlar, benim işim gücüm
var. Figüran mı, aksesuar mı, dekor muyum? Mâdem sen yapacaksın, beni niye
getirdin oraya?”

***k

Gündem ne olacak?

1 Angelina Jolie’yi Tom Cruise mu düdüklesin, Dustin Hoffman mı, yoksa Leonardo di Caprio mu?

2 ProfDr. Onur Erol kendi kendine estetik müdahalede bulunmuş… Mıncıklanan silikon memoşlardan cik-cik sesi gelmezmiş, elde
patlamazmış. ..

3 Doksan iki yaşındaki Compay Segundo, iki saatlik konser verip herkesi coşturduktan sonra, “Ooohhh bittti!” diyerek, pürosunu yakmış, birasını içmiş, gözlemesini yemiş, üstüne kokoreçi götürmüş…

4 Tansu Çiller, önce Babayı görmüş, temaslarında mutlu ve Mesut olmuş… Ekim
ayında imam nikâhı varmış… Birleşeceklermiş… Tabii, eşleri izin verirse…

5 Deprem tarihi bir ay önceye alınmış…
Bugün deprem olacakmış…

*ik*

Manik-depresif olabilirim.

Ama, böyle gündeme de ayağımı sokarım.

Ankara’nın ciddi siyasetini, dolu-dolu gündemini çok özledim…