Tıp ahlakı üstüne pazar çeşitlemeleri
Ku .
HOCA
YAZIYOB
‘KRTHANLFİŞEK
Tıp ahlâkı üstüne
ç pazar çeşitlemeleri
ş S ALİH İzzet Erdiş’i İstanbul DGM’ye gi
,_` rerken gördüm… Alnında çizik vardı.
Açıkladı: “Jandarma tekmesinden bu
. durumlara geldim, ifade vermek için
İmehil istiyorum…”
Meğer öyle değilmiş durum…
Traş olurken jilet atmış alnına…
i’ *k ‘k
Dr. Baboon’u, herkes iyi bilir, Adnan Hocacı’dır. Hiç bir itirazım yok, herkesin inancı, tarikatı, izlediği yol kendisine…
” “llik nakli” için bir kan bağışı kampanyası ya.ıldı, insani duygularla, Kızılay’m elli yılda top’ ı ı dığı kanlar 4-5 günde toplandı.
Paralar, ilikler, kanlar nereye gitti, bilen hem
yok, hem çok…
Ama, bildiğim bir şey var.
Türkiye’deki gönüllü kan bağışları yüzde
43 oranmda
*k i’ i’
› ı Dr. Sönmez tutuklandı.
Kadıköy Özel Vatan Hastanesi’nde çalışıyor
` muş… 500 fakir hastanın böbreğini alıp böb. rek nakli bekleyen 500 zengine satmış…
Hastanın vücûdundan nasıl organ alırsın? Izahı
* kolay…
“Yüce tanrı, bazı organlarımızı bize iki
tane verdi. Iki yumurtalık, iki kulak, iki
böbrek, iki göz, iki burım deliği, iki el, iki
kol, onardan yirmi Birisi bile yeter, öbürü yedektir… Versen ölmezsin,
öbür hastalıklarının tedavisi için para bile
kazanırsın…”
-A._.A. ı.
I I X
Sırf doktorluk yaptığı için, hastayı tedaviye, tıb
bi korumaya aldığı için, yataklıkla, çetecilikle
suçlanan, hapis yatan, yargılanıp mahkûm
edilmek istenen doktorlanmız var.
isimlerini saygıyla, sevgiyle sayarım… Gerçek
doktor olsam, yaptıklarının aynını yaparım… Hastarrıa bakanm, tedavi etmeye çalışırım…
Uç buçuk hafta süreyle işkenceden geçmiş kişilere “sağlam raporu” veren bir azınlık da var.
Adıma, unvanıma, ihtisasıma “kara” çalanlarla kıyasıya mücadele ederim…
‘A’ i’ ‘k
Bu yazıyı niye yazdım? _ _ _ ‘
Gazetelerde bir haber çıktı geçen gün… Cezaevinde yatan biri, cezaevi doktoruna not yazmış, “Hastayım, ölüyorum, ya burada öldürün, ya serbest bırakın, kendiliğimden öleyim!” demiş…
Duygu sömürüsüdür bu… Doktorun vazifesi
yaşatmaktır.
Ya bizim medya, böylesi dramatik durumlardane yapar?
“Otanazi” (merhamet ölüınü) dedikleri şeyi
gündeme getirir.
Sunuş biçimi dramatiktir. “Tedavisi imkânsız
bir hastalığın acımasız pençesindeydi. Kasları
her gün biraz daha eriyor, solunum yolları
çalışmıyor, eşine, çocuklanna daha fazla ızdırap çektirmek istemiyordu. Doktorunu çağırdı, kendiııi naklen yayın sırasında öldürttü…”
i**
Jack Kevorkian tıp mesleğinin iğrençlerindendir.
Organ mafyasının başıydı Kevorkian…
“Nasıl olsa ölecek, bari acı çekmesin, sevenlerine ızdırap çektirmesin!” diyor, aile yakınlarından vekâletname alıyor, “ölümcül” dediği
kişinin yanına ağn kesici morfin tabletlerini bırakıyor, hastanın kendisine “over-dose” dedikleri
doz__fazlasını aldırtıyordu.
Olecek adamın hayati organlarını peşinen pazarlamış meğerse…
Olen (veya katledilen) adamın mirasından
pay almış… °
‘A’ ‘A’ ‘A’
Can pazarında, hayat derdinde, ölüm-kalım savaşında olduğumuz şu günlerde, kan bağıyla bağlı
olduğum bir meslek grubundan ricam var.
Aranızdaki safraları atın…
Sonra “Hipokrat Yemini”ni hatırlatın kendiler-ine…
“Tıp meslek topluluğuna katıldığım bu
anda, yaşamunı insaıılık hizmetine adayacağımı, kişilerin sağlığmın korunmasmı ve geliştirilmesini, hastalarımm iyileştirilmesini
her şeyden önce düşüneceğiıne, mesleğimi
vicdanım ve onurumla uygulayacağıma…,
baskı ya da tehdit altında olsam bile, insan
yaşamına ve onuruna büyük saygı göstereceğime ve tıp bilgilerimi insanlık yasalarma
aykırı olarak kullanmayacağıma…, namusum ve şeretim üzeriııe and içerim…”