Pakistan’daki darbe neyi değiştirir ki?

‘- :Subay
V’ t] _N__…
n”‘“›1″‘ * n* ‘*^

9 Ekim 1975 Avusturya genel seçimlerin
‘ den 4 gün sonra, Yahudi Dokümantasyon

Merkezi başkanı Wiessenthal, koalisyon ortaklığı arayan Liberal Parti başkanı Peter’i
nazilikle suçlamıştı.

Koalisyona ortak arayan Sosyalist Parti
başkanı Kreisky, Wiessenthal’ı siyasal mafyalıkla suçladı.

llk cevap Avusturya’nın ünlü Profil dergisinin editörü Lingensîîerğ geldi: “Başbakan
Kreisky aşşağılık, adi, namussuz,
ahlâksız bir oportünist, vahşi ve barbar
bir köpek, siyasi ahlâkın asgari müştereklerinden yoksun bir zavallıdır…”

Mahkemelik olundu. Viyana Bölge Mahkemesi Lingens’i 0 zamanki parayla 16 milyon
lira cezaya çarptırdı, üst mahkeme onayladı.

Divan’a gidildi, karar bozuldu. Basın hürriyetine tecavüz edilmesine göz yumduğu için,
Avusturya hükümetine 250 milyon lira para
cezası verildi.

Gerekçeyi okuyoruz: “Kamu malı durumundaki kişilerin özel hayatı yoktur, olamaz… Politikacıya politikacı olarak söylenen sözler, özel şahıslara söylenen sözlerle aynı değildir, olamaz… Çekilen fotoğrafları da öyle… Kamuoyunun karşısına şu veya bu şekilde çıkan bir insanın
basın tarafından izlenip görüntülenmesi
basın hürriyetinin asgari gereğidir…”

***k

Basın özgürlüğü. .. Af yasası.. .

Kim suçlu, kim güçlü? Af çıkacak mı? Çıkarsa kim yatacak, kim salmacak?

Bunlara cevap vermiyorum, çünkü, sekiz
yıl önce Almanya’daki bir cezaevinden gelen
“sorulu-sorgulu talepname” var önümde…

Yabancı düşmanlığına, ırkçı baskılara son
verilmesini istiyoruz…

2 Yabancı mahkûmlara karşı, cezaevi yönetiminin ve Almanya yabancılar dairesinin
eşitlik ilkesini çiğneyen ırkçı uygulamalarını kınıyoruz… «
Yabancı mahkûmları l Alman markı
saat ücretiyle ve köle gibi çalıştıran anlayışı kınıyor, “eşit işe eşit ücret” istiyoruz…
Karakol, mahkeme ve hapisanelerde yabancı tutuklu ve mahkûmlara karşı kaba
kuwet kullanan kişilerden hesap sorulmasını
istiyoruz…
Türk hükümetinin otuz yıldır arayıp sormadığı bu vatandaşlarının sorunlarına
karşı daha duyarlı olmasını ve Alman hükümeti nezdinde girişimlerde bulunmasını, sorunlarımıza sahip çıkmasını istiyoruz…

*t*

Kötü örnek “emştl teşkil etmez”…
Benzetecekleri kolayca buluyoruz da, benzeyeceklerl bulaı nıyorıız. ..

I ı I
Pakistan dakı darbe
I ü Ü. t. I k.?
neyı egış ırır ı .
AKİSTAN’da darbe oldu, sivilimsi
gitti, asker geldi. Gazetelerimizin
manşetlerine tırmandı. Çok güldüm.
“Müşerref Paşa” uçaktaymış…
Görevden alındığını orada öğrenmiş…

Havalimanına inmiş, bando-mızıka-mehter
töreniyle karşılanmış, “Merhaba Asker!”
demiş… “Müşerref olduk. Sağol komutanım!” diye bağırmışlar. ..

Askerin sağının solunun olmadığını, pek
belli olmayacağını hepimiz biliriz… Tecrübeyle
sabittir.

*k ‘k i’

Avrupa İnsan Hakları Divanı’nın adını,
ilk defa, 1982 yılında duyduk.

12 Eylül askeri yönetimine içten-dıştan yöneltilen “işkence” iddialarıyla ilgili olarak…
Kadın tutuklulara copla “cinsel müdahale”
edildiği konusundaki şikâyetlerin Divan’a ulaştığı haberlerine karşı, askeri yönetim tarafından başbakanlığa soyundurulan, ama, havasını alan bir paşa, “Copa ne lüzûm var, elimizde taş gibi zıpkmlar var!” demişti.

*i*

Pakistan’daki insan hakları ihlallerini yakından izlemeye devam edin…

Bizimkiler zeytinyağıdır. Hemen su yüzüne
Vururlar.

Vurgun yemiş dalgıçlar, balıklar, denizanaları, denizbabaları gibi…

Boş zamanlarında insanların mahremiyetine tecavüz ederler.

“Katerina Witt’in fotoğrafma bakıp,
ya kopya çeken, ya mastürbasyon yapan” bazı zevat gibi… Rahmetli biraderi, Pakistanlı öbür cuntacı Ziya-ül Hak kardeşinin
mezarda kulakları çınlasın… Netekim…

**ir

Bazı kişilerin resimlerini çekmek “özel hayata müdahale” sayılırmış. ..

Bunların› hepsi kamu malıdır.

Avrupa İnsan Hakları Divanı, Avrupa
‘lbplLıluğLfrıurı üst ıı ıdl ılıaıııcslıllr.

iri-dr