Tarih tekerrür eder, ben edemez miyim?

:eder
i ,ben edemez miyim?

“ tekrarlamaktan bıkmıyonım…

1 oluştu, enflasyon hızlandı”.

«Bir tek savaş çıkmadığı kaldı. . _ ş
Dünyamız değişti, biz ve bizimkiler aynı kaldık.

‘K’ rundayımaffola! i d.

‘ 5 ` ` . i’ i’ ‘A’

üstüne güzelce soda içti.

A ` dönmesiymiş… _

l l ARİH gerçi tekenür eder, ilkinde trajedi, ikinci. sinde fars (“tülûat” benzeri) olarak, ama, kendimi

~ Son ‘zamanlarda deprem oldu. Başımıza taş düştü.
Seller bastı. Güneş tutuldu, dünyamız karardı.’ Kuyruklar

On iki sene önceki bir yazımı tekrar yayınlamak zo
Ağustodgazetelerinin erkenseçirrıden, zafer bay artan* kıyı-köşelerinde minik bir haber vardı:
l ‘upaVarûtîîı Kopenhağda önceki ve dün verâI “mesi gereken konserleri rahatsızlığı nedeniyle ipYazık oldu. Bilet başına 0 ‘zamanın parasıyla bir mil
ytoÄJIira ödeyen, gidip gelmek içiniözel-uçaklar tutan ls_ ı t ul sosyetesi, hem Pavarottfyi dinleyemedi, hem bi
e .

Tek ,tesellileri, uçaklarının Paris Üzerinden Türkiye’ye

f ı ,”Fran-SA’İ derlilenýlyerin” Sabancfya ait olduğunu

– vur. Ust tarafının cezası agir…”

….._-___…..f-…*…-* g …we _` .
r Luciano. Pavarotti dediniz de aklıma geldi. 36 yıl
önce, La Boheméde Rodolfdyu oynaması için, bir ay
lığına sözleşme yapmışiık onunla.: O da gelmiş, Ismet
Kurt’la Rıdvan Yücel’in arkasına “üçüncü kast” yazılrnıştı. Tek (ve son) temsilini 17 Ekim 1963 günü verdi, ossaat kovuldu.

Niye? Tiyatro-müzikal tarihimize “Damdaki Zurnacı” olarak geçen, o dönemin genel _müdürü Cüneyt
Gökçefle konuştuydurn`. Ona göre, “iyi nıalzemeydi,
iyi nıateryaldi Pavarotti..; Ama, tekniği zayıftı…
Ben nereden bilebilirdim, zamanla bu kadar ünleneceğirıi? Pavarotti ürılü bir tenor gele- ,
cek ve siz onu kovacaksınız! Aldmız alıyor mu ;
bunu? Ama, o zamanki Pavarotti, şimdiki Pavarotti değildi. Çok genç ve tecrübesizdi, timarsızdı, yeterli ses terbiyesi yo …” ‘ ‘

Pavarotti gibi birinin sesinin nasıl susturulabildiğini
merak ettim. Sordum, öğrendim. Bütün mesele “akultura”… f . ~. ‘

Rusçadan iercümeyle, kültürsüzlük, gönnemişlik, hazımsızlık… v

Pavarotti söylerken, Cemal Gürsel cumhurbaşkanlığı locasındaymış… Çok hoşuna gitmiş duyduklan,
dinledikleri… Eser bitince, “Sevdim bu delikanlıyıl…” demiş, “hocaya geürin sıkayım…”

Hemen kulisekbşmuş “Yürü, cumhurbaşkam elirıi sıkacakl”

“Ben cuntacıların. Mussolinileriıı ayağma gitmem!” demiş Pavarotti, “Madem o kadar elimi
sıkmak istiyor, o buraya gelsin…”

Sözleşme .o gece iptal! Kapı dışan, sınır dışı…S
~ ‘ › _,_ ‘ x *f r
ş Dünya değiştipTürkiye değişti. Değişmeyen tek şey
var. BIZ… r 7 . . `
l Meselâ, Shakespeare’in başyapıtlarından “OthelI0″yu kendimize uyarlayıp “Arabm İntikamı” diye oynayabilen, hem de dünya. klasik tiyatro tarihine en aykırı
yerde, Direklerarası’nda oynayan bir tek biz vanz.

Daha meselâ, dil-kulak yatkınlığımıza en uygun librettoyla, Shakespearein bir başka klasiğini, “Hamlet”i
sahneliyonız.

â

_ ı› a: r r
(Perde 1, Sahne 5)
“Hemleetttl Heınleettt! Ben senin babanin ruhiyem!” i 7
“Hekket rrıi babo?” v

“Guranıma hekket! Hemleettt! Beni vuren
emmindir!” ` A
i “Vışşş kala yuzu” “m kala! De hekket mi?”

“He Hemleett! Hekkettirl Bilisen, anani halleden de emmindirl .U _

“Vııışşşşl Ne idek babo?” ” ‘ ‘

“Çekmecenin ikinci gozinde bir dabanca vardir Hemleettt! Alasm, emmini vurasm… Ananin
;namusu döşekte, benim kanım yerde kalmaya
Hemleeettt! Vur emmini… Vur da, topuginden

. ~ *k *k ‘A’ ı

Verdi’ye yol verip Ferdi’yi getirdik.

Othello’ya arabın intikamını aldırdık.

Pavar0tti`yi kovduk. _

Alaturkalık evrenseldir, tarih elbette tekerrür
eder, ama, bu son zamanlardaki alaturkalıklanmızda ipin
ucu kaçtı galiba…

– e