Sanatçının siyasete duyduğu saygıyı, keşke siyasetçi sanata duysa

Saavtçının siae
dývdususaygıyı, keşke
siyasetçi sanata duysa

FTİIQİNO Craxi ltalya’ııııı ilk s0sya~
is_ ıaşbakanıydı. Erken seçim kursulerınde esiyor, gürlüyordu. En gü,, _Zel Sýylfdlğî de. enflasyon hızını
yuzde 3 e duşureceğiydi,
ltalyarılar çok bozuldu Craxi’ye
lki haneli enflasyon hızını yüzde 4’e anCal( (tlüşürebilmişti.
kurllsjîıtayay zorladılar kendisini… Arkasından
an egretı hukumet de güvenoyu alamayınca, erken seçime gidildi,

t**

Erke” seçim” dünyanın her yerinde
gırğırdır, ınavradır, goygoydur, hayhuydur
Eski politikacılar apansız yakalanır Yeni
yıldızlar doğar. ‘
Bettıno Craxi’nin kıçüstü oturmasından
501W& İtalyan erken seçimlerinde yeni bir
“siyasi yıldız” parladı_
lerlîorno filmlerinden tanıdığımız Ilona StaL

Yani, bizim orta yaşımızın körpe Cicciolina’sı…
Eski filmlerini çağrıştırmak için herkesin
QİÜP Çlkhğı Roma kentinden milletvekili adayı oldu.

*k*

kenıse ‘ plşm e ayıcıgıştlê. ..superu bir e”
__T Çlm ampanýas’ Uuruttu Cicciolina…
Craxiaıııiîtlî. fıahışeuama hiç olmazsa,
d V_ Ş, ‘ V? êncı, Oburlerı gibi hırsız
egıl… dedırttı kendisine. “Bacaklarınm
aîaüPda ?IFP lıııtenler yalnızca kendisinı ilgılendırır… ‘
Mfizbataâlrtl (Ve başka Şeyleri) aldıkları s0rı~
ra duzenledlğl basın İoplarıtısında “Meclise
“stsüz giderseniz. dokunulmazlığımzı
kaldırmazlar mı?” sorusuna da kalenderce
cevap verdi. ‘

CC
Dokunulmazlık oııların olsun… Ba
na istedikleri kadar dokunsunlar…”

l

ı ı ,

Erken seçim havasına girdik. büiüıı sevimsiz partiler “sevimli sanatçı aday” peşine
düştü.

Yani nasıl meselâ?

FP: Cüneyt Arkın, Adnan Şenses, Tamer Yiğit, Ahmet Ozhan

ANAP: Ediz Hun, Hülya Koçyiğit, Osman Yağmurdereli, Necla Akben

CHP: Fatma Girik, Aykut Oray, Zülfü
Livaneli, Arif Sağ, Tarık Akan_

DSP: Metin Akpınar, Kadir Inanir

DYP: Tansu-Ozer iller, Hande Ataizi, Meral Akşener, brahim Tatlıses,
Mehmet Gölhan

*i*

lstihbaratım (“duyumlarım”) doğruysa, sanat dünyasından siyaset dünyasına transfer
olmaya pek sıcak bakmıyor hiç biri…

Haksız sayılmazlar…

Kendilerini tenzih ederim. eıma. Şeçim
mevzuatımız açık, apaçık…

Sazlı-sözlü, üstsüz-altsız mitinğlere kapalıyız… Hem “edebe muhalif surette halka
görünmek veya bir yerini göstermek”,
hem “söz, şarkı vesair surette halkın
edep ve nezahetine tecavüz etmek” yasaktır mevzuatımızda. ..

Meclise girilirse mesele değil… Kürsü do›
kunulınazlığı vardır.

iz**

Diyelim, hepsi mebus oldu. Noolacak sim›
di?

Oranın ayrı raconu var. Meselâ, kürsüye
çıkıp konuşmak için, meclis başkanlığına yaa
zıyla müracaat etmek gerekir. Birisi kalkıp
“Sölüm mü?” derse, meclis başkanlık diva~
nı ona “Sülel” demez…

“Otur Ian yerine! Dingonun ahırı mı
burası?” diye kibarca uyarır. __

Daha meselâ, kılık-kıyafet önemlidir. Usb
ten beş düğmesi çözük. kıllı göğüs gösteren
ğömleklemeclise giremez erkekler… Hanımlar için, sütyen mecburi. blucirı yasak. eteğin
dizden üç parmak aşağıda olması şarttır.

Son bir uyan…

Meclisteki bütün demirbaşlar kamu nıalı›
dır. onlara zarar vermek yasaktır.

Meclis idare amirleri uyarılır. durduk yerde
buzdolabı tekmeleyip döven nıilleivekilleri
mutfaktan, büfeden uzak tutulur.

*i*

Sevindiğim, gurur duyduğum bir tek şey
var.

Benim şu satırları yazmaya oturduğunı sı”
ralarda, “politikaya atılma” tekliflerine.
bütün Sanatçılarımız “Züüzzzzt!” demişti.

Siyasete değil, kendilerine. sanatlarına sayğıları olduğu için. ..

ışwısîqıh _ _ . ` çımpyşq»

î
ı
l
l
l

İ

î
l
l
l
ı
ı
l
l
î
l
l
ı
l
l
ı
l
l
î
ı

ı
l

l

‘la li Ci?

…ne