Maskeli Leydi Killing’e karşı
Ç Maskeli Leydi
Killing’e karşı
(36 Kısım Tekmili Birden)
ÜNlF lslamoğlu’nun
cenazesi kaldırılırken
herkes oradaydı. Vefa
borçlarını ödüyor, sev
gilerini gözyaşlanyla ifade ediyorlardı.
En zor zamanlarında bile Demirel’in ağlama noktasına geldiğini görmemiştim. Gerçi şapgasını gaptırdığı çok olmuştu, ama.
onların arkasından ağlamamıştı.
lslamoğldnun TBMM töreninde de. cenaze namazı kılınırken de,
naaşı toprağa verilirken de oradaydı.
Kendini zor tuttu.
‘k ‘A’ ‘k
İslamoğlu toprağa verilirken herkes oradaydı.
Bir tek Tansu Çiller yoktu.
Nerede olduğunu merak etti her
kes… Basına bir felaket mi gelmişti?
Evde hastası mi vardı? Amerika’ya mı
Hiçbiri değil… Yeniköydeki yalısınçıkmıştı.
45 dakikada 2 kilometrecik
düzyol yapmış… .
Düzyol… Doğruyol… 45 dakikada 2 kilometre…
Sürünsen gidersin o hızla…
DYP’nin neden % 9-10’a düştüğünü anladım: mı?
*i*
Sıkıntılı zamanlanmda kitap oku
rum… Faruk Bildirîcfnin klasiğini
okudum tekrar… “Maskeli Ley
_ Demirel-Çiller-lslamoğlu ilişki’ lerini gördüm…
‘k *k i’
Seçimler doludizgin yaklaşırken
Demirel ile Çiller arasındaki gerginlik
giderek tımıanıyordu. Cumhurbaşkanı nın seçim yasasını veto edeceği söylentileri Çiller’i rahatsız ediyordu.
24 Kasım günü, Devlet Bakanı
Münif lslamoğluhu yanina alıp Köşke
çıktı. Demirel’den seçim yasasını veto
etmemesini istedi. lkna edemediğini
görünce İslamoğlu ‘na döndü:
“Münif Bey, bizi Sayın Cumhurbaşkanı ile baş başa bırakır
mısınız?” .
İslamoğlu bu tavırdan hiç hoşlanmamışh, ama ortamı daha ‘
nı bekledikten Demirel’e döndü.”Siz, bizim seçimi kaybetmemiz
için uğraştyorsunuz. Ama bu ka
kaçmıştı? Meclis’te ifade mi veriyordu? ‘
cok yersinIeştinnam .ßsd4âww’ý9*”” 4 . ; i
Çlûer, lslanıoğlııhıırraişrrçılmıası-‘î
de sizin görev _sürenizi tartışmaya açar, kısalması için çalışı ”
Demirel, sinirlenmisti. Sertleşti:
“Ben kanunsuz iş yapmam!
Çık dışarı!”
Çiller, neye uğradığını anlayamamrştı. Veda bile etmeden çıktı. lslamoğlu ile birlikte Başbakanlık Konutu’rıa yöneldiler. Çiller ‘önde İslamoğlu
arkada hızla kapılan geçti/er. Salona
girer girmez. hıçkınklara boğuldu. Çiller, gözyaşlarını tutamıyor, hüngür
hüngür ağlıyordu. İslamoğlu, bir sandalyeye oturtup sakinleştirmeye çalıştı.
“Yapma kızım!”
Saniye/erin bile uzadığı bir ortamdı.
Nice zaman sonra ağlaması durdu.
Gözyaşlannı sildi. Bağıra bağıra konuşuyordu:
“O inat ediyor. Seçim yasasını
Anayasa Mahkemesi’ne gönderip
iptal ettirmek istiyor. Daha sonra gericiler gelecek. Ordu buna
müsaade etmez.”
İslamoğlu, ertesi gün Cumhurbaşkanıyla telefonla konuştu. Veda etmeden aynlmasından ötürü özür diledi,
ğönîşme sonrasında yaşadıklannı aktardı.
Demirel de Çillerin kendisini tehdit
ettiğim anlattı. Sinirlerine güçlükle hakim olmuştu.
“Dokton karşımda bu hareketi yapan kişi bir bayan olmasaydı, pencereden aşağı atardım… ”
‘k i’ i’
lslamoğlunun cenazesinde Çiller
yoktu.
Kendi aklınca doğru Yeniköy’de
yürüyordu. 45 dakika, 2 kilometre…
“Anca gidersin!” diyenler vardı ar
; `” İ oioğrüyoıcırıax; ruuıî
Bildiricfniıı kitabını okuyuıı…
“Vefa” denilen şeyin, bir gönül
borcu mu, yoksa bozacı mı olduğım
öğrenirsiniz… .