Mizahla hakaret ince uzun bir yoldayım! (1)
Mizahla hakaret arasında
ince uzun bir yoldayım! (1)
OBEL edebiyat ödülünü
en çok kazanamayan
yazarımız Yaşar Ke
l
l
i
mal’e hakaretetmekten ‘
yargılanan Burhan Ozfatura
beraat etti. ‘
Ne olmuştu. nasıl olmuştu? l
Eşber Yağmurderelfye ya- ş
pılan “hukûki muamele” münasebetiyle Yaşar Kemal konuşmuştu.
“Türkiye’yi affetmem…”
Bu sözlere kızan Izmir kücükşehir
belediye başkanı Burhan Ozfatura
da, üzerine ne vazifedir bilinmez. tepki
göstermişti. _
“Ulan, sen kimsin be? iki tane
kıçı kırık roman yazmışsın. Kaç
paralık adamsm?”
Ozfatura beraat etti.
‘A’ ‘k i’
Ekrem Pakdemirli dokuzuncu
cumhurbaşkanımıza vaktiyle sinirlenmiş. bazı sıfatlar yakıştırmıstı.
Yalancı ve müfteıi…
Siyaseten özürlü…
Dar kafalı, vizyonsuz… ‘
Yurt dışını Çankaya’ya çıkmca
gören adam…
Çankaya ‘daki yandaşlarıyla
yalan ve talan plancısı…
Hayali ihracatın mucidinin amcası…
Çankaya’nın şişmanı…
Çankaya ‘daki yalancı…
Allah’ın asla affetmeyeceği
adam…
İnşallah lastiği patlayasıca…
‘k ‘A’ ‘k
Ağzım doğuştan bozuk olduğu için.
yeni bir şeyler öğrenirim. küfür dağarcığımı biraz geliştiririm diye. Demirel’in Pakdemirli’ye açtığı davayı yakından izledim.
Zırva tevil götürmez. ama. Pakdemirli ilginç bir savunma yaptı.
“Aslında ben söylemedim,
rûhu şad olsun. nur içinde yatsın, sayın Ozal hakkında sayın
Demirel aynı şeyleri söylemişti.
Hatta ona ebleh bile demişti. Bakın, ne kadar iyi niyetliyim, Demirel’e ebleh demedim…”
Dememiş olabilir, ama ikinci açıklamasıyla demiş kadar oldu.
Devam bile etti.
“Farkındaysanız, ben bunları
Demirel’e özür dileınezse böyledir şöyledir dedim. Ozür dilerse
zaten bunları söylememişim demektir… Gördüğüm kadarıyla
Demirel’in özür dilemeye niyeti
yoktu, tekrarladun sözlerini…”
**ki
Ekrem Pakdemirli mahkûm oldu. Bisürü para verdi.
Versin!
Daha önce birkaç kere söylenmişleri tekrarlamanın bile suc oldugunu.
ODTU makine mühendisliği bölümü
mezunları bilmeyebilir. __
Demirel’in vaktiyle Ozal’a söylediklerini tekrarladı. kendinden de bir
şeyler ekledi, okka altına gitti Pakdemirli… ‘
i’ ‘A’ ‘k
Mizah. tepki. eleştiri ve hakaret
arasında cok ince bir sınır vardır.
Ağzını bozan ilk milletvekili Ahmet
Vefik Paşa’ydı. Meclis-i Mebusanin
düzenini bozan, devamlı sataşan birini
azarladı.
“Sus eşek!” (1877)
Kurtuluş Savaşı meclisinde sinirler
iyice gergindi. Suçlamalar oldu.
“Birinci defa kerhaneci, ikinci
defa dolandırıcı, üçüncü defa hırsız, dördüncü defa şuna buna
böyle yapan, oğlan ve erkek getiren teres!” (1921)
ir**
Küfür ulusal alışkanlığımızdır. Sinir
lendiğine küfredersinl Hakkındır.
Anayasal teminat altındadır.
Ama, eleştiriyle hakaret, tepkiyle
mizah arasındaki sının iyi çekmek gerekır.
Kendi kendime soruyorum.
“Milletvekili dokunulmazlığı
zırhına bürünerek, herkese kodoş, kavat, pezevenk ve orospu
deme hakkını kendisinde gören
bir kanun kaçkını Şevki Yılmaı’m bana hakaret davası açma
hakkı var mı?”
Salı günü devam ederim…
î
ı
ı
l
ı
l
l
l
l
s
s
i