ok laf yalansız, çok mal haramsız olmaz!
ı
,-di.
İ
* l
SALI, 29 îéiı`ı`niîıiîés7 ”î””””‘”””‘ç r ‘ ‘ ”
v.
çok laf yalansız,’ çok
mal haram
EHMET Gölhan’ı bu
M kadar süzülmüş-üzülmüş
görmemiştim. MGK tutanaklarının yayınlanacak olmasından sıkıntılıydı. Eveledi gevele
“Gizlilik-mizlilik” dedi.
“Devlet sırlan kutsaldır” dedi.
Baktı, kimse yemiyor, açıklamalarına devam etti.
“Açıklayacaksınız da ne
olacak yani? Ne ısbat edeceksiniz?”
Kimsenin bir şey ısbatlamaya niyeti
yok… .
“Kapalı kapılar arkasında birbirinin dibini oyan DEVLET”
mantığından, uygulamasından ve alışkanlıklarından kurtulmaya çalışıyoruz.
“Bir nebze şeffaflık” istiyoruz…
Çok mu istiyoruz?
i’ i’ i’
Çiller ailesinden şimdilik çıt yok…
Kuşadası’nda tatildelerî.. DYP içindeki
tetikçilerini kullanıyor, hedef şaşırttıklannı zannediyorlar. . .
Güdümlü füzeler yola çıktı, hedefi
nasıl olsa bulurlar, bulacaklar…
Zamanında susmayı öğrendiler… ‘
Aslında, “zamanında” değil, “geç
vakit” öğrendiler… Kendileri sustu,
mikrofonlarını, megafonlarını, hoparlörlerini konuşturuyorlar. ..
Atalanmızın dediği gibi, “Çok lâf
yalansız olmaz!”…
Yalancının mumu da yatsı namazına kadar yanar.
***k
Erbakan “muhteşem ve coşkulu” bir kalabalığa seslendi.
Refah Partisi’nin 14’üncü kuruluş
yıldönümünde, partisine sadece Istanbul’da 1.000.000 kişinin kaydolmasına teşekkür ediyordu.
Kalabalık gerçekten muhteşem,
gösteriler hakikaten coşkuluydu.
Toplantının düzenlendiği Fatih ilçemizin Karagümrük semtinin Vefa stadının “istiab haddi” (alım gücü), bildiğim kadarıyla, 5-6 bin kişidir.
Olabilir. Herkesin alım gücü, herkesin “ihtişam” kavramı değişiktir.
i’ *k ‘k
Sosyal demokratlann hafta sonunu
nasıl geçirdikleıini öğrenemedim.
Duyduğum kadarıyla, Deniz Bay
sız olmaz!
kal Şiledeydi. CHP’nin kadın seçmenlere ulaşma programının bir parçası olarak, Şilebezi Festivali’ne katılan mankenlen’ izliyordu.
Yakaladıklarının elini sıktı, yanaklanndan öptü.
Kaçan kurtuldu.
i**
Bülent Ecevit halkıyla, seçmeniyle bütünleşti.
VIP salonuna girmeyi ayağının tersiyle itti, halkımızın % 83’ünün henüz
binemediği uçağa binmek için, halkımızla beraber, havaalanı bekleme salonunda bekledi.
Fazla beklemedi aslında… Zamanında kaldınldı uçak…
En öndeki VIP koltuklarına oturmayı da reddetti. .
18’inci sıraya oturdu.
Partisi gibi…
Nasıl “popülizm”, nasıl “halkla
bütünleşmek” ama?
‘k ‘A’ i’
Mesut Yılmaz’a (ve ANAP’a) söyleyecek bir şeyim yok…
Bunu bütün kalbimle, içtenliğimle
söylüyorum. . .
Annesine “acil şifalar”, ailesine
“geçmiş olsunlar” diliyorum.
Herkes geçmiş olsuna geldiydi.
` Günahlarını almak gibi olmasın
ama, Korkut Ozal, Ali Coşkun, Cemil
Çiçek ve Abdülkadir Aksu’yla, ANAP
kontenjanından TBMM’ye giren 8
BBP’li geldiler miydi acaba?
*i*
Çok lâf yalansız, çok mal haramsız
olmaz… Bir ricam var.
“Gelenler” mal-servet beyanında bulunsun, atasözünün gerisi gelsin…
Gidenlerden istediğim hiçbir şey
yok…
Giden gider, kalan solsağlar bizimdir. ‘ `
b