Gensoru süreci başladı, ama, Arab’un derdi kırmızı pabuç
_ ‘Eğit- îiâayıs 1%?
süreci başladı, ama,
Arab’ın derdi kırmızı pabuç
ANSU Çiller hamfendinin
T Aydın Menderes’i ziyaret
etmesini ibret ve dehşetle izledim. Hasta ziyaretinde, benim
bildiğim, ya “selamınaleyküm”,
ya “Nassmız, eyi misiniz?” diye
girilir söze…
Azıcık sıhhat-afiyet sorulur, sonra sadede gelinir.
Hamfendinin gözü iyice dönmüş… Hasta ziyaretindeki girizgaha bak!
“Yüksek komuta kademesinden
baskılar var üzerimde… Artıyor,
ağırlaşıyor. Benim başbakanlığımı
öne almamızda fayda var. Askerler
Şûra toplantısına Erbakan’sız girmek istiyorlar…”
Tanıdığım Aydın Menderes, beyefendi insandır.
“Sen” ırmağına “siz”, “Don” nehrine “külot” der…
Onun yerinde olsam, tekerlekli sandalyemden fırlar. karşımdakini gırtlaklardım…
***k
Hamiendinin derdi belli… Başbakanlık…
Peki. koalisyonun kalın ortağı ne
düşünüyor?
Görünürde en rahatlan onlar… Münafık kesim gık etse, cevap hazır…
“Haydi erken seçiıne…”
Barajı aşması kesin olan tek parti
kendileri olduğu için, rahatça ve riyasız
söyleyebiliyorlar bunu… Ustelik, durumları şimdi daha da rahat…
MHP kunıltayı kanlı-bıçaklı geçti. Bir
ay sonraki olağanüstü, eylüldeki olağan
kongrede kim kazanırsa kazansın, 0 kadar kavga-gürültüden sonra beraber olamazlar…
Oylarının küçük bir bölümü
ANAP ve DYP’ye, büyükçe bir bölümü BBP’ye, bir kısmı da RP’ye
gider. ‘
Bu parçalanmışlıktan en keyiflenmesi
gereken parti Refah…
Peki, “Bulsunlar 276’yı, düşürsürıler!” demenin ne arılamı var?
Daha önemlisi, ”276″ rakamının
özelliği ne?
i’ i’ i’
“Rakamlarla gonuşan” üç mühendis başbakaıjıımız oldu.
Demirel, Ozal, Erbakan…
Aritmetiğin dört işleminden nasipsiz
seçmen kitlemiz, telaffuz edilen rakamlardan anlamadığı için, “rakamlı” konuşmalardan çok etkilendi.
“276” rakamının eweliyatı var. Es-.
kiden “226” olarak bilinirdi.
*i*
1961 Anayasası’na göre, TBMM
üye tam sayısmın (450) salt çoğunluğu olan 226, bir hükümetin düşürülebilmesi için gerekli oy sayısıydı. Partilerdeki bölünmeler ve
milletvekili transferleri yüzünden,
“meclis aritmetiği” önem kazandı
ve sürekli olarak “226’yı bulmak”
gibi bir sorun yaşandı.
“226″nın hikmetine dikkati ilk
çeken Süleyman Demirel oldu. Demirel, 1964 Kasım’ının hemen ertesinden başlayıp, “226 oy temin
edersek hükümeti düşürürüz!” diyerek, lsmet Inönü başkanlığındaki
hükümeti tehdit etmeye başladı.
12 Mart öncesinde, ülkeyi kargaşaya sürüklemekle suçlanan Demirel hükümetinin istifası, muhalif
çevreler, Cumhurbaşkanı Cevdet
Sunay ve ordudan başka, Adalet
Partisi içinde de destek bulan bir
talepti.
Başbakan Demirel, istifa çağrısına Ocak 1971’de şu karşılığı verdi.
“Kimsenin sayesinde iktidar olmadık. Kimsenin dümeniııde değiliz. Bizim dümenimiz kendi eliınizdedir. Bulutlar 226’yı düşürürler
bizi…”
Demirel, “226” tartışmalarının
sürdüğü bir sırada, “meclis aritmetiği”ni bütünüyle anlamsız kılan 12
Mart muhtırası üzerine, istifa etmek zorunda kaldı.
(A.S.Aslandaş-B.Bıçakçı, Popüler Siyasi Deyimler Sözlüğü, 1995)
*ik*
Gensoru süreçleri bugün işlemeye
başlıyor.
Ha eskinin 226’sı, ha şimdinin
276’sı…
Rakamlardan bu memlekete hayır
gelmedi.
Kifayetsiz muhterislerden elbette gelmez…
ç ,ç, .Aptallantarihten ders alsalardı, tarih
tekerrür etmekten vazgeçerdi.