Erol Taş’ın bacağını Koç’un naalını kim çaldı? (2)
USURLUK kazasını
şimdilik unutalım,
1996 yılının asıl gı’.’ın_ dem maddesine dö__nelim.
ş l .Vehbi Koç’un naaşını kim,
nasıl, niye çaldı? Zincirlikuyu
mezarlığı yetkililerine sordum.
_”O mezarı kazmak kaç_ sa at alır?” , .
l söylediklerine göre 4 saat
l alırmış… .
` Öfkelenesim geldi. “A be adamlar! Mezarlıklann
iki demirbaşı vardır. Biri mezar~ taşları, öbürü mezarlık bekçileri… Haydi, ölüler uyuyor, öbürleri de mi uykuya yattı?”
Asıl gündem maddesi buydu.
, 1996 geride kalıyor, bu da unutul~ du, sorulrnadan gitti.
` › . ‘k i’ i’
1996’nın öbürönemli gündem
maddesine geldik.
Erol Taş’ın kesik bacağından ne
alıp veremeyeceğiniz vardı? Niye çaldınız? Nerenize sokacaktınız?
Geçen yıl geride kalırken, bu
önemli som da cevapsız kaldı.
t**
V Gündemi değiştirelim… Bu konuda
üstümüze yoktur.
Kambersiz düğün nasıl olmazsa, askersiz günlük politika olmaz…
Gündemi değiştirmek için askerlerle de konuşuldu.
Onlar da, maşallah “isimsiz bir
üst rütbeli ordu mensubu” olarak
konuşmaya, sessiz muhtıra vermeye
=meraklıdır.
Bu sefer iyi konuştular.
“Bizi bu işe bulaştırmayın…
Kendi aranızda, silahsız kuwetlerle hâlledin…”
Uçü başarılı (27 Mayıs, 12 Mart,
12 Eylül), ikisi başarısız (22 Şubat, 21
Mayıs) beş tane askerî girişime canlı
şahitlik yapmış biri olarak rahatladım.
“Oooohhhh” diye rahat bir nefes aldım.
“Darbe marbe yok, sivil süreçler işleyecek…” ._
Ağzımdan yeller alsın… Ust düzey
askerî yetkililerin sözleri saptırıldı.
“Askerler siyasete fazlasıyla
ağırlıklarını koymaya başladılar. . ..
i i Erol Taş*ııl::ğbİıJcağını f
Koç’un çaldı? (2) ı
l AGKRTHAN FİŞEK’
ııuııııııııığ
ııocn
vnzıvoıı
Çizmeyi aşıyorlarg.”
Sivil kamuoyu bölünüverdi birden…
“En büyük asker, başka büyük yok!” diyenler bir tarafta…
“Siz karışmaym, yüzde 72
‘zamla yetiııin, işimize bakalım!”
diyenler beri tarafta…
i’ ‘k *k
“Asıl meselemize dönelim.
Koç’un naaşıyla Taş’m kesik bacağını kim çaldı?” diye soracağım,
ama, ama, gündem o kadar hızlı değişiyor, değiştiriliyor ki, vallaaa yetişemiyorum…
Eski yılı kapatırken kimi suçlayacağım? ‘
Erbakan’ı mı? Ona hakkım yok…
“Erbakan Başbakan” dedirtmek
için çok uğraştı, didişti, çalıştı, çabaladı, sonunda becerdi. Tansu. hamfendinin muhterem validesinin yastığının
altından çıkan üç-beş katrilyonun hesabını mı soracak şimdi?
Tansu hamfendiyi suçlayamam…
Oğluna “sünnet olsun” diye 900
milyon lira vermiş, o da sünnet olmayıp parayı devlet tahvillerine yatırmış…
Mesut Bey’i suçlamayın… Helmut Kohl’ü Helmut Schön zannedecek kadar Almanya’yı, Almancayı
bildiği için, hem siyaset, hem futbol
özürlüdür.
MHP-BBP didişmesine karışmıyorum… llki şâman, öbürü lslamcıdır.
CHP-DSP zaten belasını buldu.
Peki, 1996 yılının faturası kime çıkaçak?
Sadece Mehmet Ağanla Sedat
Bucak’a mı?
‘A’ ‘A’ i
Hiç _sevemedim 1 996’yı. ..
Eski yılınıza geçmiş, yeni yılınıza
hayırlı-mutlu olsun…
Gelen gideni aratmaz inşallah…