zgür basın” konusundaki görüşler birkaça ayrılır
l.- ‘ nelere İnhisar
, 12 Aralık 1995 s.
ACl-bacı koalisyonunun, basın özgürlüğünün üstüne git
meye, iyice iğdiş etmeye kararlı olduğu artık anlaşıldı. – Durum böyle olunca da,
“özgür basın” kavramı yine
gündeme geldi.
Bu konuda değişik görüşler
var.
Albert Camus (1913
0 n, 1960) eleştirel ve özeleştirel bir yaklaşım benimsemişti: “Basın özgürlüğü r
iyi olabilir, olabilir, ama, kesin olan sudur ki, özgür olmayan
basın mutlaka olur…”
Yöneticiliginden veya asaletinden
daha çok “magazinel” yönleriyle özgür
basınin dikkatlerini üstünde toplayan
Monako Prensesi Grace Kelly (1928’ 1982), sıkıntılıydı basmuan yana…
“Basın özgürleştikçe bizim bireysel özgürlüklerimiz, hareket serbestirniz kısıtlamyor…” e
_ *- Ama, en güzelini Edgar Watso
l-Iowe(1853-1937) söyler. e v “Basın özgürlüğünün siyasal ik.tidarlarca en çok sevildiği, beğe,nildiğl, göklere çıkarıldığı dönem,
hükümetlerin sadece övülüp muhalefete sadece sövüldüğü dönem
*kli*
l ” Şeamet tellallığı yapmak gibi olma
sın,, ama, basın özgürlüğü ne zaman
içinde ikiye bölünür, r
` , ne Yassıada’da görülen _”Örtülü i
nek Dâvâsı”mn tutanaklarına
ve özetle göz atalım. Â; ~ -. ; ~ î
‘fTirajıyla yaşamaları kabil 01-‘
çabucak
İ mayan gazete ve mecmualara ör
‘ »tülü ödenekten yardımlar yapıl-l’
. imiş,, umumi efkarda ‘besleme ba- ‘
* sıdtabirvenamıylaamlangazete*
ve mecmuavnevinin teşekkül ve
devamına sebebiyet verilmiştir. Bu
`Ç husustaokadar ileri gidilmiştir ki, ‘
+bazı şahıslar sırf ilan ve örtülü
Jgödeııekterı para almak için mahal` linde, dahaneşri malum bulunma yan’ ancak muayyen, mecburi aboA eden gazeteler çı”ı kêrmlşıaİdlf…”r.›_.,’^îe, ‘w ‘ l
Menderes, kene& ini Ãıe
*Deınokrat Parti iktidarını destekle
g:: yen’ yazarlara. gazetecilere, mec’, mua ve ajansa örtülü ödenekten `
` -ş yardımlğrda bulunmuştur,” 5
gündeme gelse’, getirilse, _basın da kendi ı ›
Din istismarcılığım geçim vasıtası
yapan, muhalefet liderine yazıları
ile tecavüz eden Necip Furl’a (Kısakürek) yekûnu 147.000 lirayı
tutan ödemelerde bulunmuş, mümaileyhin bir suçtan mahkum olduğu bir sırada karısı Neslihan Kısakürek’e dahi muhtelif zamanlarda cem’an 5.000 lira vermiştir.
Müstakil ve muhalif gazete ve ya- *
zarları bir taraftan türlü takyit ve
tehditlerle, cezai tehditlerle vazifelerini göremez hale getirmeğe çalı
, şırken, diğer taraftan kendi ve ik._ tidarı menfaatma ‘besleme basın’
meydana getirerek onları örtülü
ödenekten beslemiştir…” g v
‘ ‘A’ ‘k- ‘A’
2 f’ Şimdi de basın madalyonunun öbür
. yüzünü çevirelim. .
Sedat Aslandaş ve Baskın Bıçakçı
çıkardıklan muhteşem “Popüler Siyasî Terimler. Sözlüğü”ndeki
ilgili bölümüiokuyonız… ‘ ‘
“Demokrat Parti iktidarı, resmi, bir ölçüdede, özel ilanlar-la
yandaşı gazeteleri desteklerken,
‘ muhalif gazetecilerfde yargı kana. lıylabaskı altında’ tutmaya çalış- `
fmıştır. 1954 ile 1958_ yılları ara
sında 1.161 basın mensubu hak-g
kurda_ takibat yapılmış). bunlardan
_238’i` mahkûm olmuştur. , _ V
DP iktidarını eleştiren. yazıları
nedeniyle tutuklanan’ gazeteciler,
kaldıklan Ankara Merkez Cezaevi’ne ‘Ankara Hilton’ adım takmış
elardLrVolta_ için kullanılan dar ko
ridora da ‘Adnan Menderes ,Bulvarı’ denilîýorduaı’ ” A l – ‘ . İ
İstanbullu gazeteciler derToptaşı Cezaevi’ne ‘İstanbul Park Otel’
diyorlardı, Park Otel, › başbakan
. Menderes’in sık sık geldiği istan
bul’da kaldığı “devleti
otelin adıydı… _
~ ~ i y a: i’ *k _
Siz ne dersiniz? v f”
Bu filmi daha öncenseyrettik miydik?
idare ettim’
Ozgur basın konusundakı f
görüşler birkaça ayrılır