RP’nin bu yüzünü hiç görmemiştim!
,yin,._.,..v._Qıellikle de
Otobüs bedava, su sudan ucuz, .ber yaşayalım.
l
l
pAzAn, 23 tanımlı 1995
RP’nİi1 bu yüzünü
,hiç görmemiştim!
İMDİKİ Refah Vartisi’nin ataları olan› Millî
Nizam Partisi ve’ Millî.
Selamet Partisfni yakın an tanıdım. Ş
O zaman dünyaya bakışları
değişikti. Demokrasi istiyorlardı. .
12 Mart darbesini izleyen
günlerde, MNP`nin üst yöneticilerinden biri, ilginç bir mesaj
iletmişti bana… “Ustüılpüze
gelmeyin, hepimiz degnokratız…
Sizin için 141-142 neyse, bizim
için de 163 odur…” f
Partilerimiz birkaç gün arayla kapatıldı. ‘
k***
12 Eylül`ü izleyen gürllerden biriydi. ‘
MSP’nin üst yöneticilerinden biriyle, Hacı Bayram Camii’nde, müşterek
dostlarımızdan birinin cenazesinde
karşılaştık. l
Buruk bakıştık.
Kendilerini “Atatürkçü” zannedenlerin, lanse edenlerin şerrine uğrayacağımızı biliyorduk. 9
“Hâlâ ;demoktarız, :değil mi?”
diye sordu. ı
Başımı sallayarak onayladım.
Birkaç gün arayla, ben üniversite
, den kovuldum, o sürgüneîgitti.
i’ içi’
. ‘ Önümde bir okuyucu rlnektubu var.
v ‘İîürkiydde solun “z karasıeiah’ı şımartıyorsun, övüyorsun… Ne sana yakışır, ne Hürriyet’e…”
Diyeceğiıııi bılemedimı.. Eski yazıIarıma baktım… RP için rte demişim…
“Türkiye’nin en ciddi örgütlenmiş partisidir. Nerede cami
varsa, orada RP vardır. Günde
beş vakit, Türkiye’nin 84.000
yerinde toplanıriar. Her caminin
10 cemaati olsa, her elen cami
yaptırma sandığına .000 lira
atsa, günde 4-5 milyair gelir…”
Sen de ciddi ol, sen de örgütlenl
***l
Dört sene önce bir yalzı daha yazmıştım Hürriyet`te… l
“Solcular, Atatürkçüler, Kemalistler! RP’Ii beled yeleri izle
onya’yı…
IWHTIIAN
ııocA
vıızıııoıı
metro-tramvay parasız… Ayrıca
RP’ye bağlı belediyelerin çalıştırdıkları aşevlerinde, Türkiye çapında, her gün, 800.000 kişiye
üç kap sıcak yemek çıkıyor…”
i’ *An*
RP hükümet oldu. Yakında iktidar
da olur.
Ama “demokrat” olur mu?
O konuda da bir sürü okuyucu
mektubu var elimde…
“Bunlar demokrat görünüyorIar, hükümet olduklarında oyacaklar hepimizi… Kendilerini hükümet yapan demokrasiyi inkâr
edecekler…”
lhtimal vermiyordum, ama cezaevleri konusundaki tavrıyla Şevket Kazan beni yanılttı.
“Sizin için 141-142 neyse, bizim için de 163 odur!” diyen demokrat kişi gitmiş, onun yerine tuhaf
birisi gelmişti.
“Görüşmeler bitti. Bu son ricam. Bu protesto eylemlerine
son verin. Bizi müdahalede bulunmaya mecbur etmeyin. Eninde sonunda ınüdahale edeceğiz.
Bir tek önlem kaldı; o da müdahale. Bu son çağrımdır, ölüm
orucundaki insanları bize teslim
etsinler. Yoksa müdahale etmek _
zorunda kalırız. Müdahale edersek de, bunun hukuki mesneti
vardır.” _
l r ‘k t
Demokrasi, çoğunluğun azınlığa
tahakküm etmesi değildir.
Demokrasi, uzlaşmadır. Demokrasi, ayrıca, yürürlükteki kanunlar değil, evrensel hukuktuf? ı
Yapmayın! Türkiye’nin insanlêiilrw
tiyacı var.
Demokrasi, insandır, bireydir.
Oldürmeyin, öldürtmeyirgçki,â_bera; v