Başınıza “özgür basın” kadar kaşık-tabak düşsün!

l 0

V, ‘îeııııııâırg

Başınıza“özgür basın”

kadar kaşık-t

AZETELERE, ‘ .

gazetecilere yüklenmek yine modauoldu. Birkaç
zamandır (Oztorun-UruğTorumtay olayı) “suskun” duran ordu mensupları da konuşmaya, bazı
gazete ve gazetecileri açıkörtülü eleştirmeye başladı.
inşallah yanlış& anlamışımdır, ama, pek sanmıyo- .
rum. Matbaada, daha baskıya
bile girmeden, redaksiyon ve
tashih yapılırken, bazı yayınların sansür edilmesini isteyenler
peydahlandı.

Demokratlarua, liberal geçinenlere
sesleniyorum. Ozgür basını susturıırlarsa, sizlerin hepsi sağır-dilsiz
olursunuz…

Politikacılara sesleniyorum. Ulusal basın susarsa, 4-5 bin kişilik miting meydanlarında, siz çalar, siz
oynarsınız…

Sevgili okuyucularımıza soruyorum. Basın sansür edilseydi, hayalî ihracattan, yolsuzluk, rüşvet ve sûistîmallerden hanginizin haberi olurdu? Sandık başında sisteme, demokrasiye çekidüzen verilebilir miydi?

Ozgür basına, basın özgürlüğüne
sahip çıkın!

Gün gelir, sizin gibilerin de ihtiyacı olabilir.

*k i’ i’

Alpay .Kabacalı’nın “Yakın
Tarihimizden Büyük Dönemeçler” kitabını okuyorum… 19 Ocak
1947 tarihinde, Senirkentli 10 vatandaşımız, noter kanalıyla devlete
başvurmuş, devletin bazı eylem ve
işlemlerinden “tık” yok…

Jandarma dayağı: Jandarma
karakollarında, bir iskemlenin ayaklarına masum vatandaşlann ayakları geçirilip, sarıdalye üzerine oturtulan jandarma erinin yardımıyla kıpırdamasına olanak verilmeden,
ayakları patlayıncaya kadar
‘asrî falaka dayağı’ atılmıştı.

Hayvanlar gibi. . .: Vatandaş9 lar, ağrılarına gem vurularak ya da gemsiz olarak, hayvanlar gibi üstlerine bindirilen
jandarma erleriyle, çeşme yalaklarından hayvanlar gibi su,
içmeye götürülmüşlerdi.

lslatma: Rutubetli ve karanQ. lık bodrumlarda hapsedilen ‘
vatandaşların üzerlerine 20-25
gaz tenekesi su dökülüyordıı.

abak düşsün!

Pislik yedirme: Bucak halkı,
şapkaları başlarından çıkartıldıktan ve içleri “ufak ve büyük pisliklerle doldurulduktan” sonra bunları başlarına giymeye ya
da içlerindekileri içmeye zorlanıyorlardı.

Ü Namusa saldırı: Yüzüstü yere
i. yatırılan bazı kişilere, ”namuslarına saldırmaya yeltenilerek”
korku ve dehşet veriliyordu.

Havuza atma: Soğuk gece lerde vatandaşlar giysileriyle su dolu havuzlara atılarak
boğazlarına kadar gelen su
içinde ördek gibi yüzmeye zorlanmış, “boğma tehditleri” yapıl
mış; havuzdan çıkarıldıklarmda
kıyasıya dövülmüşlerdi.

i**

28 Ocak 1947 tarihli Tasvir gazetesi, noterlik kanalıyla TBMM
başkanlığına gönderilen bu dilekçeyi
yayınlamasaydı, son sel felâketine
hiç gerek kalmadan, Senirkent nüfusu yok olabilirdi.

Tasvir yine de basın sorumluluğunu yerine getirdi.

Yazdı, uyardı, yol gösterdi.

“Ortaçağ işkence usullerinin
hortlamış ve delice şaha kalkmış çirkin ömeklerinı’ Veren bu
facia gerçekten yaşanmışsa,
İçişleri Bakanlığı bu küstah eylemciler hakkında şiddetli soruşturma yaparak kamuoyunun
kanayan vicdanını yatıştırmaya
çalışmalıdır. Eğer olay düzmeceyse, bu kez yine küstalıça suç
uyduran bu bedbaht iftiracıları
en kesin şekilde cezalandırarak

kamuoyunun ıstırap çeken duy
gulannı yatıştırmak gerekir. ”
‘k *k ‘k

Ve Türkiye basın sayesinde,
özgür basın sayesinde demokrasiye
ge ti.

ster kupon kesin. ister fallara bakın, ister okuyun, ama herkesin basına ihtiyacı vardır. Aklınızdan çıkarınayııı…