Kem söz sahibini bağlar, kusura bakmayın, affola!

Kem söz sahibini bağlar

kusura bakmayın, affolal

AYATIMDA iki

defa insanlardan
özür diledim.
Yıldırım Akbu
lut’tan diledim. Başka bir
şeylere kızmıştım, onun
hakkında bir yazı yazacaktım, “mahlûk” tabiri ağzımdan, daktilomdan çıktı.
Yazıp yayınladıktan sonra
utandım. _

Gördüğüm, tanıdığım sayısız başbakan arasında en kibarı,
en alçakgönüllüsüydü. Hayatında
tek bir karası yoktu.

O têıbir yüzünden, kendisinden,
eşinden, çocuklarından özür diledim.

***k

İkinci özür dilemem Muzaffer
Başkaynak’adır, ailesinedir.
Uğur Mumçu, Uğur Alaca
. kaptan, Altan Oymerı, Emil Ga
lip `Sandalcı, Mümtaz Soysal gibi aydınların savcılıktan karakola,
karakoldan cezaevine götürülürken

dayak yemelerine göz yuman, yeşil,

ışık yakan askerî başsavcının Başkaynak olduğunu perşembe günü
yazdıydım. On yargılıydım, çünkü,
hem 12 Eylül’ün hukuk müşaviri,
hem o anayasanın mimarıydı.

Derken, yazımın “çok kibar ve
yumuşak” olduğunu, çok güvendiğim bir kaynak kulağıma fısıldadı.

“Kibar yazmışsın…” dedi, “O
Muzaffer, bize yapmadığı işkenceyi, etmediği eziyeti bırakmamıştı…”

Haber kaynağımın söylediklerini
aynen kullandım.

***k

Küçük bir soyadı şaşırrnası oldu.
Ben şaşırrnadım, kaynağım şaşırttı.

Askerliğini doğru-dürüst yapanlar.
iyi bilir, her üst rütbeliye ilk isimleri
ve rütbeleriyle hitap edilir.

Muzaffer albayım…

Muzaffer

Muzaffer onbaşım…

Subayın rütbesi ve ismi vardır, soyadı yoktur. Kaynağım orada şaşırdı.

i**

Başımdan aşağıya kaynar sular
döküldü.

Kendisine işkence edenin Muzaffer Başkaynak olduğunu söyleyen kaynak, bütün işkencecileri
“muzaffer” zannetmişı..

İşkence eden, Muzaffer Başkaynak değil, rahmetli olan Mu

zaffer Gocur’muş. . .
*k i ‘k

Sayın Başkaynak’tan özür diliyorum.

Zaten, bütün başbakanlığı süresince yurt dışına adım atmaya korkan, cumhurbaşkanı olunca leyleği
havada gören Demirel’e sunduğu
istifa dilekçesinden açıldıydı konu…
Aynı konuya dönüyorum, Başkaynak’ın istifa dilekçesinin gerekçelerine imza atıyorum.

“Konuşan Türkiye ve şeffaf
yönetimin iddia makamı olan
Cumhurbaşkanı’nın, bunu kendisine yönelik eleştiri olarak
kabul edebileceğini ve hem
savcı, hem de hâkim gibi davranıp karar vereceğini tasawur
dahi etmiyordum.
15 yıldan bu yana üç Cumhurbaşkanfna hukuk danışmanlığı yapmama ve bunun 21
aylık dönemini son Cumhurbaşkanı ile geçirmeme rağmen,
kendisi ile hukuk ve adalet konusunda 21 saniye bile karşı
lıklı görüşmek mümkün olma- ‘

mı tır.

nsanların ilah olarak doğmadıklannm ve bu nedenle her
hareketlerinin tasvip edilmesinin mümkün olmayacağını düşünerek, onların vehmettiği her
olayın kayıtsız şartsız tasvip etmenin yöneticilerj yanlış yola
sevk edeceğinin i raki` içindeyim. Cumhurbaşkanlığı VqGenel Sekreterlik yönetimi, benim
devlet anlayışıma, millet ve
memleket sorunlarına duyduğum sorumluluğa ve devlet
adamı olma görüşlerime ters
düştüğünden, kendime olan
saygımı kaybetmemek için görevime devam etmeyeceğimi
bilgilerinize sunarım…” «
Lâf aramızda, askeri bir yazışmaya imza atacağımı da hiç tahmin etmezdim.