Kimliğimi kaybettim, yenisini alacağımdan eskisi hükümsüzdür.
Kimıiğimi kaybettim, yenisini
alacağımdaneskisi hükümsüzdür
sinin çiftleşme kurultayına
fazla bir şey kalmadı. Çiftleşirler mi, birleşirler mi, onukendileri bilir. . .
Benim demem başka…
12 Eylül çok şey kaybettirdi
sosyal demokrasiye… Vetoların
SOSYAL demokratlardan iki
bir çeyrek demokrat, bir çeyrek
sosyal demokrat olan bir partiyle (HP) girdiler seçime… Sonra
durumu kurtarmaya çalıştılar,
olmadı.
Sosyal demokrasi, bugünkü demokrasimizin sadece aksesuarıdır.
l “CMUK” dediler, olmadı. “Demokratikleşme” dediler, üstesinden geleme
– diler.
Ellerinde bir tek Dışişleri Konutu
(Hariciye Köşkü) vardı, Mümtaz Soysal
uyanık çıkmasaydı onu da kaptıracaklardı.
***k
“İşin gırgırında” değilim… Mümtaz
Soysal’ın Hariciye Köşkü’nü boşaltmamakta direnmesi, sosyal demokrasinin,
kayı kimliğini arama çabasının belki
de ilk adımıdır. ,
« “Onu da isterim, bunu da isterim,
şunu da ver, bunu da ver!” diyen ve
her istediğini ağlayarak, bağırarak ‘alan’
(ve çalan) başanamızın gözü uzun süredir Hariciye Köşkü’ndeydi.
Başbakanlık Konutu`nun yamaç
komşusu olan Hariciye Köşkü’nde yüzme havuzu, Solaryum, aerobik salonu,
tenis kortu, helikopter pisti vardı. Avrupaî zevklere göre döşenmişti.
“lsteriml” dedi, eşini, yüksek bürokratlarını teftişe yolladı. Onlar da beğenmiş olacaklar ki, Mümtaz S0ysal’a karşı
gerilla savaşına başladı. Hocanın bamteline nasıl basılabileceğini çok iyi biliyordu. ‘
“Sen özerleştirme ve özelleştimıeye
‘evetf dersen, biz de o demokratikleşmeyi hâllederiz…”
Söz verdi, her zamanki alışkanlığıyla
verdiği sözü unuttu, hocanın damarına
‘bastı, o da istifa etti.
Ooooohhhh! Hariciye Köşkü boşalmıştı, “body language” dedikleri şeye
“daha duyarlı bir dışişleri bakanı bulabi
lirse, paparazzilerin gözünden uzak güneşlenebilirdi.
‘ ?Jun-ş
i(
v
KIIRTHAN
HOCA
YAZIYOB
. KURTHANFlŞEK-i i ” i
Koskoca başbakan, yeni dışişleri ba-=
kanına, “Sana 60 metrekarelik sosyal,
konut yeter, Dışişleri Konutu bana kalsın!” diyecek, yeni bakan da “hayır ol-i
maz” cevabını verecekti. Mümkün de-Ç
ğildi bu… g
*k i’ ‘k I
Hesabı Mümtaz Soysal bozdu. ı
Sevgili kedisi Mımık’ı Hariciye Köş-f
kü’ne bırakıp kendi evine çıktı. Pijamalarını, terliklerini ve eşinin el çantasını
orada unuttu. l
“Tansu hanım ne zaman taşınabilir?” diye soranlara da, dışişleri konutuğ
nun korumaları aynı cevabı verdiler:
“Efendim, kusura bakmayın, içeride
bakanımızın zâtî eşyalan hâlâ duruyorl
Az müsaade…” ı
._ Konutu verseler, Türkiye’nin dış poİ- ‘
litikasını kaptırırlardı. Son on yıl içinde; ,
lâikliği, halkçılığı, devletçiliği, inkılâpçıj- lığı (devrimcilik), milliyetçiliği kaptırdık- f
ları gibi… _ – .
Sosyal demokrasinin son oku curn- ı
huriyettir, ata yâdigârıdır. Tarikatçılığa f
kaptırmazlar inşallahm’ ‘ ş .
*ı .i r İ
Bu yazının orijinal başlığını, “Müm- l
taz Hoca Havlu Attı, Sosyal Demokrat ‘
Mücadeleyi Mırnık sürdürüyor!” şek- İ
linde düşünmüştüm. ‘ ” |
Biraz düşününce, “hafif” kalacağı
kanaatine vardım.
Mevcut koalisyonun iki kanadı var.
Bir tarafta el buldu mu kol kapanlar, be- .
ri tarafta yüzleri umuşak olduğu için sırtlarııslaklıktan kurtulamayanlar… ‘ _’
Mümtaz Soysal aktif, Mırnık pasifı
aktördür. Kimliğini kaybetmiş bir sosyal
demokrasinin en küçük bir tâvizi bile.
veremeyeceğini anlattılar. j
lnşallah anlayan çıkar.