Sirkeci’nin sütsüz muhallebisici…
. Tedbirli adamımdır, “ne
Efendim, adamın biri, Sirkeci Ga..rı’nın. çıkış kapısında tastamam 38yıl
süreyle muhallebi satmış… Öbür ‘ kapkaççı esnaf, hasetten çatlayarak,
ı
(Vemevcuisiyğsi durumumuz)
RKADAŞLAR geçen gün
yedireceklerini” baştan
merak ettiğim için, lûgatı açtım.
Muhallebi, “Süt, şeker ve pirinç
unu kaynatılarak yapılan pelte
kıvamında bir tatlı” demekmiş…
F ‘Nolsan bilgi, yanlış bilgidir.
“Pelte” sözcüğüne baktım. Nişasta, şeker ve suyla yapılan,
“sütsüz” bir tatlıymış, ama, aynı
zamanda, argoda, “çok gevşek, çok*
yorgun, çok bitkin” anlamına geliyormuş… l
Merakım dinmemişti. Kelimenin kö
k kenini Murat Bardakçfdan öğrendim.
K”HaI`b”. (süt) kökenliymiş…
V Sonra, yemek yazarı Tuğrul Şav- ı
kay’dan nasıl yapıldığını öğrendim.
Benim bile anlayacağım şekilde özetledi.
7 kilo süte, göz kararı şekerle bira; _
– suda eritilmiş nişastayı ilave edersin…
t Kaynayıncayakadar karıştırıısın… Kayşi
l ‘ nadıktan lsonraağır ateşte karıştırmaya
devam ederek ybeşzdakika daha pişirir- «
sinÄ.. Kıvamı ağır/aşınca altını kapatıp
. servis kâselerine koyar, soğutrnaya bıra
kırsın… Soğuduktan sonra da, isteğe
, bağlı olarak, :üstüne tarçın serpiştirip`
~ ‘servisyaparsınuz
Benim cahil kafamda bile, muhallebiyle peltenin, biri ayırıcı, biri ortak iki
özelli içıktı ortaya… ç
0 kişi de, gevşek, yorgun, bitkin,
cımbılcımbıldır. .- i- – . ı
0 Muhallebi sütlü, pelte sütsüzdür.
i ‘k *k ‘k ‘ ‘
“Bana muhallebi ikram eden arka-,t _
daşlarımdan biri, “Sütsüz muhallebi `
olur mu?” diye sordu. “Saçmalama,
öyle, şey olmaz!” demeye ,tam hazır-,
Ianıyordum, lâfımı cici bir anekdQtla
-_ ~ ‘ Öbürlerine baktım.
.çSiz seçin…)
`
l ı
“Nasıl beceriyorsun?” diye sormuşlar… _ ı
ı Cevap vermiş… “Arkadaşlarl Her -‘
. gün buraya 15-20 bin yeni insan iri›
yor. Hepsi aç-lıîaç… Tekrar gelece le
” Sütsüz muhallebi satrnanın sırrıdır.
` Yersen! . .
Birşdaha yemezsen, yiyecek birileri ;
çıkar. v
.. f g* ı
`ri,`gidecekleri zâten yok… Yarın yine
. ‘1 5120 bin daha satarım…” ç . ‘v
Tahmin edebileceğiniz gibi, hafta i,
‘ sonunu gazetelerin arasında, parti kulis-j-ç
lerinde, ‘iki saat süreyle de miting-konfe- :Â
rans meydanlarında geçirdim. .
` Muhallebilerini “sütlü” yapan iki
parti gördüm. Biri Refah’tı. “Haib” ke- ‘
Ijmesi; Arapça kökenliwolduğu y için…
– Öbürü MHP’ydi. Güneşe ‘çıkartıldığın- ` ”
da “kımızfß pilava gölgede döküldüğündegmuhallebi olan kısrak sütünü
Orta Asya’dan beri bildikleri için…
‘l İ’ Birbirlerine bulaşmaktanhbaşka her
, _hangi cidd” bir iş yaptıkları yok… ‘ l
“Karaktersizlikß “şahsiyetsizlik”,
meydanlara indi. ._
“Süfsüzlük”…j i. ‘ A
Kim sütlü (muhallebi), kim sütsüz
(pelte),`*ben karışmıyorum, ilk .seçimlerde karşılarında seçmeni bulacaklar…
Ya sonuç.? Muhallebi mi, pelte mi?
Yeni bir. kavram da, mutfaktan çıkıp
…c
‘;”fiki_rs_i_zlik”, “kay şklık”;vı“hâinlik’şl’_ _ç
suçlamaları gidip ge iyor aralarında… ` `
L>~s>ur
t :
be,… -…..__,____,_.._ır
v1#
-‘-ı.-‘ı -. ~ıı^n ‘au-ac ü*’-“‘a’ıs’..r .w~_~..~- 4 _n_ – a’ :s ıs-_ı-a-w-..v
ı.
20 Eylül 1994
SALI
m.