Uzun ve sıcak bir yaz…
29 Mayıs 1994
PAZAR
BIR GIINIIN HıKAvEsı
KURTHAN FİŞEK
Çiller, TBMM tatile girse de rahat… Meclisten geçen yetki yasasını cumhurbaşkanı onayladı.
TBMM’ye hiç danışmadan, 45 asayı
değiştirebilecek, gerekirse yeni irimler kurabilecek olan Çiller rahatladı.
Artık ‘Tek Kadın’ olacak…”
O heyecanla Amerika’ya oğlunun
diploma törenine koştu Çiller…
Daha önceden “yorulup bunalan”
H ürriyet’in haberiydi. “Başbakan
-eşini göndermişti.
Tek bir şeyi he- ._
saba katmadı. Os- ”
manlı’da (ve İslamköy’de) oyunların
tükenmediğini, tü- ‘
kenmeyeceğini düşünemedi. “
*i* _ ._.
lik işaretleri “ge- “ o
nelkurmay başkan- .. ..
lıFı” tartışmasından ”
IJun ve sıcak Iıir lvaz…
venliği Müsteşarlığı anlamına gelir.
İkinci vatandaki ClA’ya benzeyecekti,
doğrudan başbakanın emrinde çalışacaktı, tak denildi mi şraakk diye selam
verecekti.
Baba “ı-ıhh” dedi. Konuttan köşke
uzanan 150 metrelik yolu a amadı o
kararname… Nizamiyede takıl
***k
Lojmanlar satılacak, 100 trilyon -taze para ekonomiye girecek, bankalar
canlanacak, Bankalar Birliği’nin başına
. ı. da “gözden düşmüş, ama, gönül. ._ den ırak__olmayan”
İ: Osman Unsal gele” cekti.
v ı Onu da veto etti
baba… _
5 Osman UnsaI’la
,-/ ilgili olarak da bü’“ ‘î yük bankalar ayakandı.
amalıydı Çiller… . “SaçmalamaTecrübesi ve türk- yın…” `
çesi yetmedi_ ‘ y**
“Ben etırdlm, Hem o [unun
‘ ben götü mm…” dedi.
Çankayevdan önce gülüşmeler, ar
kasından zılgıt geldi.
**t
ikinci işareti “KGM Olayı” sırasında
almalıydı. Efendim, bilmeyenler için
söyleyelim, “KOM” kapalı gözlükmahmuz demek değildir. Kamu Gü
dlploma törenlni, hem üç günlü ziyadesiyle hakkeclilmiş Bermuda sefasını
birileri illede zehir etti.
O ” irilerl” kim?
lslm vermeyelîm, yanılabillriz, uzun
ve sıcak bir siyasi* yaz ba larken, “tavşana kaç, tazıya tut diyen er” de çoğalmaya başladı.
ıp kaldı. .
‘mine soııosu am?,
menu MAAsLAızını
_ basarım
i HAZIME BONOSUIUA
EMEKLİ MAASıMı Au?,
ş yATlRlRlM 030
/-”` ~
maar*
cııııırın ezlslna
ı DYP rahatsızlığı…
Kamu lojmanlarının satışıyla ilgili ı
kanunu Demirel’in veto etmesi,
DYP’deki “anti Çiller” Iobisîne,
hem doping, hem işaret oldu.
Amerika gezisindeki köşekapmacalar, saklambaçlar da tüy dikti.
Esat Kıratlıoğlu “çevir morinayı masın” havasında bir şeyler söyledi.
“Ahmet efendi, Mehmet usta değil,
koskoca başbakan, seyahat parasını elbette devlet ödeyecek…”
Cavit Çağlafla Ömer Barutçu sözleşmiş gibi konuştular: “Öyleyse başbakan gibi davranmayı öîaensin… Adres,
telefon bırakmadan, ar daşlarıyla yatıya gitmeyi ne duyduk, ne işittik…”
“Yılanın soktuğu adam, sicimden
bile korkar…”
(On altıncı yüzyıl Acem atasözü)
özen ÇILLER
i ustafa Taşar’ın espriğini
unutmuyorum. Sen e
M unutma…
_dfßmlaréalcit _
gr ıyo r. nce ının
yarısıyla sağ kolunu yolladı.
Baha önce ıııjitmişâiî, (sionra
oçasını gö e ı şim e
kendisi tatile çııcuf..”
Amerika’ya “bunaldığın için
gittiğini” zannetmiştim.
Yanılmışım… “American
H itality Institute? adında bir
oku satın almışın… Istanbul
Bankası emeklileri hâlâ yasal
haklarını almak için ağlaşıp
ı dururken…
Neyse, okulun adı anlamlı…
“Amerikan Misafîrperverliği
Enstitüsü”… Birinci-ikinci vatan
derken, gelenelsel Türk
misafirperverliğini AmerikaIı’lara
öğretmeye çalışmak iyi fikir,
dahiyane bir buluş…
Bu gidişle lâzım olacağa
benzer…