Kararsızlar ne yapacak?

“Kararsızlar”

TURDUM, pösteki sayar
ibi, kamuoyu anketlerinin
sonuçlarına baktım. İlgilen
diğim tek şey var.

“Kararsız” oylar…

Yüzde 16 civarında bir şey çıkıyor.

Kamuoyu araştırmacıları “uyanık”… “Yüzde 16 kararsız o “,
yaptıkları tahminlerin taban ta ana zıddı bir sonuç çıkarsa, “beyzâdeler son anda karar verdiler,
seçim tahmini yanılmasında kabahatimiz yok!” demektir.

Kime oy vereceğini bu seçmen çok iyi biliyor.

Kime verirse, en iyi onu bildiği
içindir. _ .

Hep öyle yaptı. Ilk “namuslu
seçim” yaptırılan 1950’de yaptı.
Devamlı yapıyor. 12 Eylül’den
kurtulmak için o anayasayı bile
onayladı.

Ekonomi ne zaman çuvallasa,
arayışa girer seçmen… Bulduğunadeğil, umduğuna oy verir.

lşler iyi gidiyorsa, iktidara oyrıar.
Bu seçmene kim “aptal” di

nin nün ııiııâvıssi

ne ya

pacak?

Korel rahatsız… Seçim gezile- `
rihden her sıkıldıkça sinemaya gidiyorrnuş…

Rüştü rahatsız… Top oynayamıyormuş…

Yüksel rahatsız… Ben de olsam__olurum, uyku uyumuyor…

Ozfatura rahatsız… vaktiyle

yorsa, aptalın ta kendisidir.
‘k i’ i’
Kamuoyu araştırmacılarına
minik bir İtirazım var.
Ya telefonla ariyorlar, ya ka
,KuRıHANıişEK

beş vakit namaza dururken, şimdi “yarım lâik” görünmek zorunda…

Bedribey rahatsız… Kazâra kazanırsa, Haliç’te “sörf yaptınnak”
zorunda…

pıya dayanıyorlar. * * *
“Kime oy vereceksin?” – Türkiye’deki seçmenlerin ~
BaZI İnsanlar kibar… “He- , “şahsen ve ferden” ne olduklarını
nüz düşünüyorum efe- ‘ ‘ bilmem, ama, “külliyen” (toptan)
eemmmm…” dâh” olduklarını biliyorum. Sabit
Bazı insanlar kaba… Benim
gibi… “Sana ne lan dürzü! Oy
vermenin gizli, sayımın açık olduğunu bilmiyor musun? Geceyarısı ağızkokularını dinlemeye
niyetim yok… lttir git!”

*k i’ ‘A’
Zülfü rahatsız… Film çekmiş…

İlhan rahatsız…

yerinde tembellik yapmış… .
Tayyip rahatsız… Gecekon
duları varmış…

tir, her seçimde sabittir.

Dedikoduları ‘dinlemeyinm
Gaza gelmeyin… ‘ l
ı Zâten gelmediğinizi, dinlemediğinizi biliyorum, kararınızı
çoktan verdiniz, onu da biliyorum…

28 Mart sabahı öğreneceğiz… ı

vrupa’nın bir

“Eski çağın temeli, yeni çağın
gübresidir…” (Cyril Connolly, 1958)

ILHAN Kesici’nin nezaket ziyaretinde arslanlar gibiydin… Sen sormadın,
_adamlarına sordurttun… “Söyle bakalım,
Istanbul’da kaç dere, kaç viyadük, kaç
suyolu, kaç köprü, kaç tarih” eser var?”

Kesici bilemedi. Çakır gözlerin parıldadı, geriye kaykıldın, Baba’ya taş çatlatırcasına, yalnızca suyollarının sayısını
değ_il, her birinin debisini saydın…

Iki tanker daha çarpıştı boğazda…
Yangın sönmeden zararın miktarını kestirmek mümkün değil… Balıklama atladın… “Seçilirsem, en geç 5-6 ay içerisinde, Boğaz’a radarlı kontrol sistemi kuracağım…”

_ Haydi, ben cahilim, bildiğim tek şey ş
İstanbul Boğazüyla Panama Kanalı’nın l
dünyanın en önemli iki suyolu olduğu…

Beş sene belediye başkanlığı yaptın
orada… .

Boğaflarda radar olmadığını öğren- ş
Qnek için seçimleri (ve felâketi) mi bekle l

in?