Kör tuttuğunu, herkes topalı…

Bİ ıııııı ııiııÂvıssi
.KURTHAN rışrı( .

9 Ocak 1994
PAZAR

.l

Kör utluğunu, herkes tııııalı…

ERGİ yüzsüzlerinin teşhiri başka

baharlara kaldı. Açık artırmada

aldığı resimlerin kolleksiyonuyla
övünen bir işadamının evine giden icra
memurları, bırakın resimlerin asıllarını,
reprodüksiyon kartpostallarını bile bulamadılar, köskös evlerine döndüler.

Peki, bundan bize ne?

Çok şey aslında…

Böyle giderse, 1995 yılını zor çıkarır
SSK emeklileri…

Maaşlarını alamazlar.

*k ‘k ‘k ‘

1993 yılı yaklaşır- ş g
ken, en iyimser (veya
karamsar) ihtimalle birkaç trilyonu bulan prim
alacaklarının peşine
düştü SSK… Aslan kesildi.

Meselâ, SSK Çankaya Sigorta Müdürlüğü,
285870607 sayı ve “
27.12.1993 tarihli ya
zıyla, 251300285870607 sicil numaralı

işyerinin peşine düştü. Düşmekle kalmadı, kimsenin anlamadığı, bilmediği bir sürü kanunun bir sürü madde-fıkra numarasını sıralayarak, “ya ödersin, ya gidersin”
dedi.

Hukuktan anlamam, hukuk metinlerini Osmanlı’dan kalma ağdalı dilden Türkçeye çevirirken sürmenaj vaziyetlerine girerim. _

Kesilen “idarî ra cezası” atla deve
değil… 4.995.000 ira…

Odesinler!

Peki, ödeyecek kim? .

Ankara Cemal Gürsel caddesindeki bir
evin “kat malikleri kurulu”…

‘A’ ‘k ‘A’ ~ ‘

Kime gülmek, kime küfretrnek gerekir,
karar veremedim. Mektubu okuyun, siz
karar verin…

”Apartmanımızın yöneticisi, 1993 yılı
muhtasar be annamesini 6 gün gecikmeyle ver iği için, apartmanımız
4.995.000 TL usûl cezasına çarptırıldı.
Dikkat edin! Sigorta
primlerini zamanında
ve eksiksiz yatırdık,
apartmanın girişinde,
görünür yerde, vergi
levhamız var. Ne o?
Zâten zamanında,
anında ödediğimiz

rimlerin toplu yıllık

eyannamesini 6 ün
gecikmeli vermişız…
Hepimiz memuruz, iş çiyiz o evde… Bu SSK
primleri konusunda da
hassas insanlarız… Yöneticinin eşi rahatsızdı, eşini hastaneye ötürdü, dört gün
yoktu, araya yılbaşı tati i girdi girecekti.”

Muhtasar beyanname zamanında verilmemiş…

5 mily0n__ceza…

“Vergi Odemeyin!” diyor ANAP’lı
Güneş Taner…

Vergi ödemekrfazilettir. Vergi ödediğim sürece, bazılarına vergi ödetmeyen,
kaçacak yeri olmayan gariban topalların
ensesine binenlere küfretmek hakkım
mahfuzdur.

_ CLıNToM
zızvşvé KAWLıYwZYA…
HElZ ll-lTiMALE KARSI

HAZIRLHZLI GİDİYOR!.

Sözewinigiuerelı
artan Iıurukluğu…

. URAT Karayalçın teklif götürM müş Sözen’e… “Az zaman bek
le, büyüyünce seni milletvekili
yapalım…”

Sözen burkulmuş…

“Bunu güvensizlik oyu sayarım, teşekkür ederim…” demiş…

SHP’deki adaylıklar komediye dönmeye başladı.

Dünkü SHP Parti Meclisi toplantısında kıvırtıyordu herkes… Nurettin Sözen’in beraat ettiğineüzülmüş gibi hâlleri vardı PM üyelerinin…

Nurettin Sözen’e bir tavsiyem var.

Bu kadar “isteksiz” bir parti örgütüne
sorsun… “Ne istiyorsunuz?”

*i* “Sendika` ”

,j «ji kurmak, kilise
i kurmaktan

WTIIT daha

zordur…”

(Helder Camara, 1970)

BEDRETTİN DALAN g; ‘

ISTANBUL zâten “belâsını bulmuş” bir şehir… Nüfûsu varmış 10-12
milyona, hizmet sıfır…

“Projelerimi engellediniz!” diye
bağırmaya kalkıştın televizyonda… Dediğini gırtlağından aşağıya itelediler.

“Hangi proje? Uyum kooperatifî
mi, Park Otel mi?”

Sustun…

Aptal sosyal demokratlar bağışları
partilerine yaptırdılar, sen vakfettin…
Vakıf binasına gittin, ziyaretçileri kabul
ediyorsun… Beş yıldır yolları kesilmiş
lumpen taifesi etrafında.. Pepeliğinle
bağırıyorsun… _

Hayatında hiç uğramadığın
TBMM’deki milletvekilliğini kullanıyorsun… Hukuk yorumu, anayasa yorumu yapıyorsun… Adaylığın çöplükten çıkıyor. `

Ayrıca, “Mahkemeler beni beraat
ettirdi!” diyorsun, üstüne gelindi mi siniyorsun… Tek bir sorum var.

Büyük Ankara Oteli’nin lobisinde
öldürülen Niyazi Adıgüzel senin neyin
olurdu, söyle, oy vereceğim. Asena’nın
aksütü kadar helâl olsun…