Güneydoğuya ‘Sioux Modeli’ (1)
Kurthcın FISEK
Günevıtoğuııa ‘siuux Modeli’ (1)
kaçırdık. Oysa, en azından altı
hafta, Bask M0deli’ni tartışabilirdik. Amma da eğlenirdik haaa!
Başbakananamız Amerika’ya uçtu.
Kulağıma gelenler doğruysa, doğu-güneydoğu sorununun çözümünün muhtemel şe
Elbirliğiyle Tansu Çiller’in keyfini
kil ve yollarını ko- duğunu söylenuşacakmış… di…”
“Sioux Mode- A s l ı n d a ,
li” diye bir şeyle
dönerse hiç şaşmam…
Tarihte emsali
de var.
Padişah Il. Abdülhamit dener
leriyI_e paralellik kurdu.
“llköğretimin yayılması söz konusu olduğunda, dağlı toplulukların,
Amerika’daki kızılderililer ibi tecrit
edilerek ‘etnografik değer’ o arak muhafaza edilmelerini istedi Abdülhamit… Bizde dağlılara mektep açmanın beyhûde olduğunu, mekteplerin
şehirliler için ol
önemli bir paralellik var iki “deney” arasında…
Açık mektep
iki elin parmaklarıyla sayılacak kadar az oralarda…
de, Çiller deneye- *g*
meZ m” ” Çıkış noktası
*** sağlam… Ama,
Enver Ziya Ka- büyük bir tehlike
ral’ın yazdığına
göre, 1895 yılında, kızılderili silahlarına merak sardı Abdülhamit… Ama,
önce_ bazı tesbitler yaptı.
“lstibdat otoritesinin yetişemediği
dağlık bölgelerde yaşayanlar için ce
‘ haleti zarûrî görmekteydi Abdülha
mit… Bir gün, Amerikan elçisiyle görüşürken, Amerika’daki kızılderililerin medenîleştirilmesine elçinin
aleyhtar olduğunu, bu sebeple okutulmalarına taraftar bulunmayıp doğal hâllerine bırakılmalarının dahais»
tifadeli olacağını öğrendi…”
Ne yaptı Abdülhamit?
Hemen Türkiye’nin dağlık bölge
var.
Ya adamlar cahil kalmak, “açıkhava etnoğrafya müzesi” muamelesi
görmek istemez, silaha sarılırlarsa, o
zaman ne olacak?
Daha da vahimi, “otonomi değil,
asimilasyon isterük babo!” diye feryat-figan olurlarsa ne olacak?
Abdülhamit onun da çözümünü buldu. Mekte kapa, karakol aç…
Kim hangi silahı ullanıyorsa, aynıyla
kaışılık ver.
“Sioux Modeli” benim çok ilgimi
çekiyor.
Yarına devam edersem kızmazsınız inşallah…
ışırnııı ırsının
ozellestirilmesi
ıcak, sempatik, ileri görüşlü bir okuyuScu mektubu var önümde… PTT’nin
T’sinin özelleştirilmesiyle resmen dalga geçiyor.
“PTT’nin T’sinin özelleştirilmesinin
provası 4 yıl önce yapıldı. Telefon hizmeterinin aksaksız yürümesinin vazgeçilmez
unsuru olan R’yi, rehberi özelleştirdiler.
Eskiden bilinmeyen bir numaraya oradan
bakar, telefonu çevirirdik. Bakıyorum,
rehberin yayınlanması özel kuruluşlara
devredildi, rehber çıkmıyor. Alfabetik rehberin son tarihi 1990, meslekler rehberininki 1992… Hem bir sürü abone eksiği
var, hem numaralar değişmiş… 118’deki
yığılmanın sebebini orada arasınlar…”
Rehber basımı özelleştirilcli, voliler vurLılclu, artık rehber çıkmıyor.
Telefon özelleşirse, korkarım, telefonla
da konuşamayacağız…
“Günah çıkarmanın ~
en kestimıe yolu ?ama
intihar etmektir.
Zâten, intihar da,
itirafın ta kendisidir…”
(Napolmıı Bonapaıte, 1808)
TANSU ÇİI.lER
E ski başbakanlarımızdan Yıldırım Akbulut’un gevrek
gevrek güldüğünü görür, “Bir
de beni tiye alıyordunuz!” de
diğini duyar gibi oluyorum.
Ankara’nın başkent oluşunun 70’inci yıldönümünün sabahı top sesleriyle uyandık.
Tank sesleriyle uyanmaya alışkın Ankara için, Incesu sırtlarında patlatılan topların sesleri biraz yüksekti, epey cam kırıldı.
Camlar kırılmakla kalsa iyi…
Sonra çamlar devrildi.
Ankara’yı tarif ederken, “Yakılmış, yıkılmış şehir” tabirini
kullanınışsın… Herkes “neresi
yakık-yıkık?” rliye telaşla etrafına bakınmış… Sonra gülüşmeler olmuş…
Biri de espri yapmış… “Timur’un Filler’i yapamadı, Yeniköy’ün Çiller’i yaptı…” __
Sayın başbakanananı… Universite öğrencisi kibardır, hocasına ses çıkarmaz… Hoca pot
kırarsa, ne olur ne olmaz, cahilliğiıîe verip geçer. Siyaset başkadır, kurlların, çakalların sofrasıclır. Dikkatli ol!