Canlısına otobüs, ölüsüne Sikorsky…
Kurthan FISEK ‘
canlısına otobüs, ülüsüne sikurskv…
sunlu Adnan Yıldız… Burdurlu
Süleyman Yetkin… Rizeli Hilmi Bozdi… Tokatlı Ibrahim Akpınar…
En yaşlısı 22 yaşında olan beş
genç insan… _
Annelerini,
babalarını, eşlerini, yavuklularını
göremeden öldürü|düler…
~B i n g ö I ‘ ü n
Adaklı ilçesinin
l ntalyalı Murat Güven… Sam
bölgede, yine taranan bir otobüste, z
33 terhis olmuş er, 5 sivil ölmüştü. ”
Sekizinci Kolordu Askerî Mahkemesi’nde dâvâsı devam ediyor. Yargılananlar arasında 1 albay, 3 yar-V
bay, 2 yüzbaşı, 1 üstteğmen var. Sebep, “Sikorsky firmasının imâl ettiği
Black Hawk nakliye helikopterlerinin amaç dışı
kullanılması…”
O ne demek?
Askerî amaçla
değil, özel getir
1O kilometre dı- götür işlerinde
şında, Bingöl’ü kullanılmaları…
Elazığ’a bağlayan
karayolunda, bir v***
otobüsün için- Başkalallm”
de… ağladıkları yerde
PKK militanla- bağm? bağlra küf’
rınca tarandı oto- ‘edeml _
büs… Terhis ol- O genç ‘man’
muş, evlerine, sevdiklerine dönen
24 genç asker de öbür dünyaya
göçtü.
Pisi pisine…
***k
Genelkurmay açıklama yaptı.
“Terhis olan askerlerimizin korunması için bütün güvenlik tedbirlerini almıştık. Olenlerin 4 tanesi,
terhis olanları korumak için görev
lendirilen askerIerdi…” –›.
Sonuç değişmiyor.
Beş genç insan öldü, öldürüldü.
1993 yılının mayıs ayında, aynı
ların cesetlerinin, yaralı vücûtlarının
Black Hawk helikopterlerine bindirilişlerinı, havalanışlarını televizyonda
seyrederken haykıra haykıra küfrettim.
O helikopterler 35 kişi taşır. Türkiye’nin karayolu taşımacılığında en
güvensiz iki hattı, Diyarbakır-Şırnak’la Elazıg-Bingölklür. Uçuş süresi
40-45 dakikadır. .
Kendi keyfinizce bineceğinize,
onları hayattayken bindirip terhis
edemez miydiniz?
Beş genç insan daha yaşıyor olacaktı.
uçağın mı var?
Derdin var!
ültür bakanlığı müsteşarı Prof.Em_re
KK0ngar’ın başı tayyarelerle dertte… Iz
mir’de canı sıkıldı, bağırıp çağırdı. VlP
salonundan çıkış vermemişler… “Onümden
geçenler kim?” diye sorunca, “Onları tanıyorum, sizi tanımaya mecbur değilim!” diye cevap almış yer personelinden…
Gizli bir “kriz” yaşanıyor, THY ile
DHMI arasında…
Biri yer hizmetlerinden, öbürü uçakların kendisinden sorumlu… Yolcuları indirecek merdivenlerin getirilmesinin s0rumlusu, Devlet Hava Meydanları Işletmesi… Uçak zanıanında kalkıp iniyor,
park yeri buluyor, iniş-çıkış merdiveni
yok, herkes THY’ye küfrediyor.
Duydum, THY’nin yönetim kurul başkanıyla genel müdürü, Erman Yerde|en’le
Tezcan Yaramancı, tam yarım saat, uçaktan kendilerini indirecek merdivenin gelmesini beklemişler… Yolcuların bavullarını almak için nakliye kayışının başında
yarım saat eletradan beklediklerini söylememe gerek yok herhalde…
Neyin öncelikle özelleştirilmesi gerektiğini, bilmem, anlatabiliyor muyum?
“Bazı kanunlar suçu
cezalandırır, bazı .. ..
kanunlar erdemi
u İ
ödüllendirir…”
(Oliver Goldsmith, 1769)
z
s,…
Acemi erliğin sırasındaki başçavuşunla çocukluk berberini
(sonradan senclikacı) müsteşar
yardımcısı yapmana sesimi fazla
çıkarmadım.
Çıkarmadını, çünkü,
0 Tıbbın gelişmesinde daima
savaşların büyük rolü oldu;
9 Fransız tıp fakültelerine, “cerrahî” on dokuzuncu yüzyılda girdi, ilk başcerrah da Birinci Bonaparte’ın (Napolyon) berberiydi.
Rahmetli tıp büyüklerimizden biri demişti: “Beyoğlu’nda
gezinen bir fil görürseniz, bilin
ki, 0 da Tıbbıyeli’dir. Tıbbiye’den doktordan başka her şey
çıkar…”
Ona da bir diyeceğim yok…
Bazı insanlar, hobilerini, mesleklerinden iyi yapar.
Sen ne yaptın? Doktor değilsin, biliyorum, ama, hasbelkader
“sağlık bakanı” oldun… Sağlık
olsun! Ama, meclis oylanîalarıııda, hele “gensoru” gibi hayatî
bir oylamada “mükerrer oy”
kullandığın anlaşıldı.
Senden önce sunulan, senin
sunduğun ve sunacağın sağlık
hizmetine kim güvenir? Allah bilir, “mükerrer yeşil kart” dağıtırsın, olan hastaya olur.