SHP’nin ‘makus talihi’ yenilecek mi?

NADOLU ve Rumeli Müdafaa-i

Hukuk Cemiyeti’nin “mâkûs ta
Iihi”, 4 Eylül 1919 tarihinde, Sivas’ta oluştu. Zaman içinde gelişti,
kökleşti. Söylev ve Demeçleri’nin ikinci cildinde, partinin kaderini büsbütün
netleştirdi Mustafa Kemal…

“Halk Fırkası, halkımıza siyasî eğitim vennek için bir mektep olacaktır!”
dedi. ~ ~

Olmasına oldu
da, talebeler olmasaydı, mektepIer daha iyi yönetillrdi.

Yakup Kadri
Karaosmanoğlu,
Politikada 45 Yıl
kitabında sızlanıyordu: “Bir kısım
memurlar, hayat
zorluğu ve pahalılığı karşısında ahlâkî zaafa düşmüşlerdir. Bunlar,
yaşayacak kadar bir gelir temin etmek

ygısıyla, küçük sûistîmâl yapmaktadır. Bazıları da vaziyeti fırsat bilerek,
büyük servetler yapmaya koyulmuşlardır…”

***k

İsmet Paşa yolsuzluktan nefret
ederdi, asfalt 0 zaman henüz icat edilmemişti, memleketi bir ucundan öbürüne demiryollarıyla döşedi. Ama, demiryolsuzluklarına kızdığı için bağırdı:
“Memleketteki namus erbabı susarj
namussuzlar konuşursa, namusluların
sesi_ kısık çıkar, duyulmaz…

Isyan, Ahmet Hamdi Başar’dan geldi.

.Tüü Fgzii

ûtğgîınßıua soıcu
ceıc ELiNl &aklim..vıırısıvo nur!.

Kurthon FISEK

SHP’nin ‘mâkûs talihi’ venilecek mi?

“Partinin başına, İstanbul’da, inkılâpçılardan ziyâde, istismarcılar ve
menfaatçiler geçiyor. Halkın ve amelenin Serbest Fırka’ya akışının sebebi
budur…” `

.. m

Uçüncü başkan Ecevifti. 1976’da
partisinin beşonyüzbinmilyonuncu
“olağan”, dörtyüzotuzsekizincibin

“olağanüstü” kurultay delegelerine
seslendi: “Acıyın
bu partiye, vumıayın, yemeyin…”

12 Eylül oldu.
CHP’nin bir şeyi
çıkmadı, ama, hava
kuvvetleri komutanı, dünya dergilerine, “dünyanın en
zengin askeri” olarak geçti, “Netekim
Paşa” birkaç daire
ve tuval cukka etti.

v(

ı.

***k

Cavit Çağlar (sağcı) zamparalık yapar, erkek sayılır. Aynını Hasan Fehmi
Güneş yapar, vatan hainidir, bakanlık
koltuğundan olur. Sağcı iktidarlar (ve
cuntalar) havuduyla götürür, yakışır.
Solcu yapar, hırsız olur.

Niye?

Solcu solcunun kurdu olduğu için…

SHP’nin bilmemkaçıncı olağanüstü
kurultayında hep namus konuşuldu,
yolsuzluk (ve onlara karşı tedbirler) konuşuldu.

Olanlara üzüldükleri için mi, yoksa
mâkûs talihlerini yenemedikleri için
mi, yoksa “sofraya misafir” olamadıkları için mi.? Onu kestiremedim işte…

, YAAL . `
DUNQA VAgp/lış!. SIYASETTEN
SIKİLMlŞTIM VÂLLAı
Gulge çtmevın,
başka ınsan ıstemez!

LÇİBEY’in gidip Aliyev’in bütün
Eyetkileriyüstüne almasından sonra,

şahinler cephemizde sert eleştiriler başladı. “Gül gibi Azerbaycan’ı pısırık dış politikamız yüzünden kaptırdık…”

Hükümetin suskunluğu devam
ederken, Azerbaycan, Birleşik Devletler Topluluğu’na üye olmak için müracaat etti.

Izmir Fuarı’nın açılışı münasebetiyle, bizim sanayi-ticaret bakanımız
Tahir Köse’yIe Azen^ler’inki Rıdvan
Hüseyinov Halikoğlu bir araya geldiler, Köse heyecanlı konuştu: “Dileyin
bizden ne dilerseniz!”

Halikoğlu cevap verdi: “Et ve şeker…”

Köse’nin esprisi Ankara’ya döndükten sonraydı: “Gölge etmeyin,
başka ihsan istemeyiz demeye getiriyorlar galiba…”

“Suç ortamını hazırlayana ‘toplum’,
failine ‘suçlu’ denir…”
(Martin Buber, 1956)

MEHMET GAZİOĞLU

MEHMET Sincar’ın öldürülmesi,
“devlet güvenliği” açısından tam bir
fiyaskoydu. “Koruma istemediler!”
diye, sana Fırat-Dicle hattının doğusundan söylenenleri tekrarladın…
Nevruz öncesinde Hürriyet adına
Diyarbakır’daydık, bize koruma polisi verildiğini bilmiyorduk, istememiştik… Yanımıza verilenlerin koruma polisi olduklarını havaalanında,
“hatıra fotoğrafı” çektirirken öğrendik.

Devleti öğrenmeye inşallah bakanlık ömrün yeter…

Devlet “isteğe bağlı” güvenlik
sağlamaz… Güvenlik sa“lamak, istense de, istenmese de, evletin görevidir.

Çiller suçluların hemen bulunmasını istedi, “cıırrrt” diye çıktın,
“PKK yaptı” dedin. Meğerse Hizbullah’ın işiymiş… Ama, polisin kafasına “Dep = PKK = Terör” denklemini yerleştirmiştin… Sincar’ın katafalkına giden yoldaki televizyon görüntüleri, inşallah rüyalarına girer.

Bu memleket çok içişleri bakanı
gördü.

Ama, bu kadar az zamana bu ka
‘ dar bilgisizlik ve sorumsuzluğu sığ
dıranı görmedi. Kusura kalma! Kabinenin bir kanadı bugün-yarın değişiyor. Değişiklik inşallah tek kanatla
sınırlı kamaz…