Parlamento havuzuna kim pisledi?

panması bir oldu. “Gitmezsek
ayıp olur!” diyen milletvekilleri, eşlerini, çocuklarını tatil beldelerinde
bırakıp, ayaklarını gerisin geriye sürüyerek Ankara’ya geldiler, meclisteki yerlerini aldılar, cumbabanın açış konuşmasını zaman zaman esneyerek, zaman
zaman heyecanlanarak, zaman zaman
“nostaljik takılarak” dinlediler.
Sonra da apar-topar tatillerinin başına döndüler.
Bu dediğim olay 1 Eylül’de oldu.
Bugün 10 Ey
Y ÜCE meclisin açılmasıyla ka
,z Sık

lul
Peki, aradaki
10 günde ne oldu?
DEP milletvekili
Mehmet Sincar
Batman’da katledildi, Nizamettin
Toğuç saldırıdan
yaralı kurtuldu,
öbür 4 milletvekiline Allah’tan bir şey
olmadı. Olsaydı,
yüce meclis güneş
banyosundan kalkar mıydı? Hiç
zannetmiyorum… ‘ `
Birleşmiş Milletler’in kürt mültecile_re “insarf yardım” için gönderdiği para,
Istanbul valiliğinin banka hesabında
çıktı. Yüce meclisten (ve mensuplarından) çıt yok… Zannedersin, “Hoooppp
hoooppp!” diye ayaklanacak hepsi,
“Süper valiyi olağanüstü yetkilerle donattık, ama, bu kadar yetki de fazla…
Şu kanunu bir daha görüşelim…”
Diyen kim.? Başka pisliklerle uğraşmaktan böyle küçük şeylere vakit

l .
5!

lJCŞ cusı . .
îfuşıveîlrıé, Bıktık v& BERMER- â
M|1E KARSI YAPILAN Bu ALGAFGA

pıızw LA ET NOR- › ”

Kurthcın FISEK

Parlamento havuzuna kim ııisledi?

mi kalır?
*i*

Didim’de muhteşem bir Parlamenter
Sitesi var. Ortak sayısı 350, kafeteryası,
süper lülc, evlere servis yapılıyor. Marketleri, tenis kortları, mini futbol sahaları, bol ağaçlı, iyi sulanmış yeşil alanları,
yüzme havuzları, mübalağasız, beş yıldızlı otelde yok…

Memlekette nelerin olup bittiğini
öğrenmek için günlük gazeteleri alan
parlamento mensuplarımız, sabah güneşinden faydalanmak için 3 Eylül gü
.› ~ ~ v- nü havuza indiler.
Dehşetle irkildiler. Bağırsakları
epey dolmuş bir
(veya birkaç) kişinin dubaları yüzüyordu suda… Sitenin havuzunu pisl e t m e n i n
“TBMM’nin manevî şahsiyetine hakaret” olup olmadığı tartışıldıktan
sonra, çok cidd” su
sıkıntısı çekilen,
-normal vatandaşların çeşmelerden
plastik bidonla su taşıdıkları Didim’de
havuzun boşaltılıp tekrar doldurulmasına karar verildi.

Tertemiz havuzda iki gün sonra aynı
manzara vardı.

Yine aynı doldur-boşalt işlemi yapıldı, iki de bekçi dikildi. Failler şimdilik
meçhul… Bekçilerin parasını kimin ödediği de meçhul…

Koruculara ayrılan örtülü ödenekten
olabilir mi acaba.?

L

ÇİLLER: “ADRİYATİKTEN çin sğooiwıs”

SZÜ YANŞ11R…

Niksar’ın
fidanları

T)RKİYE_Bi_limsel Teknik Araştırma Kurumu TUBITAKHn ödül töreni vardı pazartesi günü… Benim açımdan özel (ve
duygusal) önemi vardı, ama “eleştirel” gözle bakmadan edemedim.
o Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in
yüksek himayelerinde yapılıyordu her
şey… Demirel Istanbul’da diyabetlilerle
meşgul olduğu için gelmedi.
9 Tarısu Çiller, bilimsel kuruluşlardan sorumlu devlet bakanı ve başbakan yardımcısı Erdal Inönü’ye şık bir jest yaptı,
hem ödül törenine, hem resepsiyona katıldı.
â Çok sesli koronun açılış konseri harikaydı. Ama, Erdal beyin canı azıcık sıkılır
gibi oldu. Her parçadan sonra alkışlarken
(rahmetli pederi gibi), bir tek yerde duraladı.
Kalenin beden/eri

Yâr yâr yâr yandım
Koyverin giden/eri
Şinanay yavrum şinana y nay
ırunuLrAvA ç
nııüııu
444* r
“Eski ızdırab ve dertlerin çâresini
bulamadık diye şikâyetler vardır…”
(Ismet Inönü, 1962)

HAYRİ KOZAKÇI ~

Net şekilde söylenmedı, ama,
olağanüstü hâl bölgesinde bir tür
“örtülü ödenek” var herhalde…
Değişik kaynaklardan gelen paralar
oraya giriyor, değişik sebeplerle
oradan çıkıp değişik yerlere gidiyor.

Meselâ, pişmancılara, onların
plastik ameliyatlarına, sayın muhbir
vatandaşlarına, patlayan bombaların kırdığı camların, yıktığı duvarların onarımına, korucuların eline tutuşturulan silahlara, vesaire vesaire
vesaire…

Adı üstünde “örtülü”dür o ödenek.._. Sayıştay denetiminin dışındadır. Isteyen istediği gibi kullanır.
Sonra da hesap sorulur. Yassıada’da sorulmuştu.

Birleşmiş Milletler’in kürt mülte
cilerin sorunlarını çözmeye yardımcı olsun diye Diyarbakır’a (ve olağanüstü hâl bölge valiliğinin emrine) gönderdiği paranın istanbul’da
ne işi olduğunu belki devletin mal
denetçileri sormaz, soramaz, mevzuata uygundur, orasını bilmem,
ama, doğu ve güneydoğuya bundan sonra BM de kapik çalıştırmaz… Çalıştırırsa akıllarına şaşarım…

Tahkikatın selâmeti açısından
artık susuyorum…