Rüşvetin ekonomi politiği…
Kurfhan FISEK
Rüşvetin ekonomi ııolitiği…
AHMETLl Fuzûli’ye devlet
R maaşı bağlanmıştı. Maaşını
almaya gider, “bugün git, yarın gel” muamelesi görürdü. Parasızlık
yüzünden “şiir yazma” zevkini bile
kaybetmişti.
“Şikâyetname” yazdı.
Allah’ın selâmını beğenmeyip “kul
rüşve ‘” isteyenlere veryansın etti.
O gün bugündür, gündemimizde
“rüşvet” var.
Yani, yabancımız değil…
i**
Rüşvet dünya
Keynesci devlet müdahaleciliğiyle
sulandırılmışsol ekonomiyi birleştiren
bir şey bu… Iki elleriyle bir fabrika kuramayan özel sektörcülere “peçeteciIik” yapmak… Devlete yaptımıak…
Devletin ekonomide kalmasına
“devletçilik”, devletin giderek ekonomiden çekilmesine “özelleştirme”
diyoruz…
Rüşvetle ne ilgisi var?
Prof.Dr. Korkut Boratav’a göre,
çok ilgisi var.
“Bizimkisi yamuk bir devletçi
. lik…” demiş,
nın her yerınde “Devlet her şeye
rüşvçnlrf. . . yetişemez, herşe
Kımısı bır çıft Yi ya ama_
güzel söze, kimisi
bir kadeh rakıya,
kimisi Isviçre bankalarında paraya,
özel hesaba yatar.
Dünya devlet
lerinin tamamı
rüşvete yatkındır,
teşnedir.
Az zamanda
çabuk kalkınmaya
meraklı “geriler” daha yatkındır. Niyesini hep merak etmişimdir.
Onceleri “memurun maaşı az”
zannederdim… Memurların maaşı arttıkça, rüşvetin miktarı da arttı.
Sonraları, “Ahlâk kalmadı efendim,
ikisini sallandırdın mı bu iş biteı” kafasına getirdiler Türkiye’yi… O da değil…
Peki ne.?
f**
“Devlet kapitalizmi” vardı bir zamanlar… Hâlâ var.
‘Devletçili ‘ diye,
devletin yapması
gereken işleri
özel teşebbüs taşeronlarına havale ederseniz, devlet adına o işleri
denetle enler piyasa ekonomisine, rüşvete girer…”
Son zamanlardaki bütün _rüşvet
suçlamaları buraya dayanıyor. Işi yapmak zorunda olan “devlet”, yapanlar
“özel teşebbüs”… Yani, devlet özel
sektöre yapamadıklarını ihale ediyor,
sonra “aradakiler rüşvet yiyor” diye
ağlaşıyor.
Ya tam devletleştirin, ya tam özelleştirin, iş bitsin…
Maaşını zamanında almak için minik rüşvet veren Fuzûî de artık o kadar sızlansın…
-.ÇAMAŞIR suyunapg _i ._
YATIRSAM BiıtTußLu ıŞTEDıûiM
ßavAıııêı ELDE EDEMWORUM
. l ı
Ismet Acar dan KURTHAN FIŞEK
ı ı ERZURUM belediye başkanı
Mehmet Ali Unal’ı geçenlerde misafir
etmiştim. Açıklama gönderdi, yer de
TUZ yıI öncesinden dostla- ğiştirmemizi istedi. Dedikleri doğruy
0 rımın sesini duymak için, sa, elektrikli sandalyenin uygun misa
kendilerine ufacık “kamış- fîri benim…
laı” atmak gerekiyor galiba… Yol- Atatürk Bulvarı ile ismini Süley
İş günlerinden tanıdığım müteah- 0 man Demirel koyduğumuz bil/Var,
hit İsmet Acar aradı. “Bedrettin ayrı ayrı yerler teşkil etmektedir. Yâni,
Dalan’ın gizli ortağı” demem zo- isim değiştirme söz konusu değildir.
runa gitmiş., Atatürk Bulvarı’nın adının değiş
“O dönemde herkes nasibini 9 tirilmesine karşı çıktıklarını, bu
aldı, bense ne devletten iş aldım, nunuayıp olduğunu söyleyen iki Refah
ne Istanbul belediyesinden”, Partili belediye meclisi üyesiyle göUyum başka bir projeydi. Bundan rüştüm. Böyle bir şey söylemedikleri
sonra almaya da niyetim yok…” gibi, Süleyman Demirel bulvarının
dedi. adının oylanmasında kendileri de kaSöz senettir. bul oyu kullanmışlardır.
‘Rahatsız olan _ varsa Erzumm ‘da
yaşamasın”, “İstediğim yere iste
g_ diğim /evhayı dikerim” gibi onur kırı-v s»- _ , ‘ cı sözler bana ait değildir, böyle ko
. `.j x ‘ nuşmak bana yakışmadığı gibi, ilk ha
beri yazan muhabir hakkında da dâvâ açacağım…
Erzurum’da valilik yaptığı süre
ß zarfında çok iyi ilişki içinde bu
“Muhalefetteyken çektiğimiz lunduğum Mehmet Ağar’ın da bu olayyetmedi, şimdi iktidarda la karıştırılması beni hayli üzmüştür.
_ çekiyoruz…” MehmetA/i Ünal
(Bir ll Başkanı, 1962) Erzurum Belediye Başkanı