ki evladın feryadı…
Kurthcın FISEK
İki evlâdın feryadı…
olan iki oğlu hakkında yazı yaz
_ mıştım. Suçlamalarda bulunmuştum. Telefon konuşmamız oldu, yaptığım maddî hatâlara üzüldüm, sıkıldım.
Görünüşlerine bakılırsa, 20-25 yaşlannda olduklarını
söylemiştim. Birinci açıklama geldi.
Ollhan Göknel
34, Demir Göknel
29 yaşındadır.
Babalarının sâyesinde, “Allah bilir,
ERGUN Göknel’in birinci eşinden
‘nıyla ve ”
arkadaşımız gazetelerde ıkarıuson haberlerden sonra öğrendi. lhan`Göknel
ITU maden fakültesinden 1983 yılında “maden “ksek mühendisi” unva
pekilyi” dereceyle mezun olmuş, Almanya’da burslu olarak eğitim
görmüştür, Ingilizce ve AImanca’yı
çok iyi derecede
bilir. Demir Göknel Amerikan Robert Lisesi’nden
1982’de iyi dereceyle mezun olmuş, ITU Gemi
Inşaati ve Deniz
ya askerlik yapma- Bilimleri Fakültedılar, ya kısa dö- 5i’nde okumuştur,
nemde bedelli ida- çok iyi derecede
re ettiler!” demiş- . _ ._ Ingilizce ve Portetim… Ona da ce- kizce, iyi derecevap geldi. de Almanca ve Is@Ilhan Göknel as- panyolca bilir.
kerliğini 179’uncu ~k i’ *k _
dönem piyade as- “Her şeyi o Ih
teğmen olarak 1984-1985 yılları arasında genelkurmay başkanlığında ingilizce-almanca mütercim olarak yapmıştır.
Demir Göknel, 4.5 yıl Brezilya’da otur
ma ve çalışma iznine sahip olarak ya-
şadığından, hakkedilmiş bedelli askerlik hakkını 1992 senesi Mart ayında
Burdur’da kullanmıştır.
G) “Babamız bizi rezil etti, insanların
arasına çıkamıyoruz!” gibisinden bir
şeyler söylenmemiştir. Hangi koşullar
altında olursa olsun, babamıza sevgi
ve saygımız sonsuzdur.
Dördüncü açıklama “tian””…
0 ELKlM Kimya Ticaret ye Şanayi
A.Ş. 1985 yılında kuruldu. ISKI genel
müdürünün oğlu olduğumuzu bir çok
san Gökrıel yaptı, aaahhhh aaahhh!”
diye ağlaşıp sızlaşan SHP’liler kaç zamandır midemi kaldırmaya başlamıştı.
lSKl hakkında yazmamaya niyetliydim… Ama, iki genç insandan “feryat”
gelince yazmadan edemedim…
Ilhan-Demir Göknel kardeşler babalarının yardımına koşmuyor.
Ama, babalarından bağımsız, cici
annelerinden bağımsız, kendilerini savunmadan edemiyorlar. “Hayatımızın
hiç bir döneminde çok büyük madıî
sıkıntılara gimıedik, ama, dediğiniz
gibi, bir elimiz balda, öbür beş parmağımız da kaymakta olmadı…”
Bundan sonra susmaya kesin kararlıyım…
KA
.. şverocu BAKANLAELA. .
mwıu ZSİNLDE HALLETTıM…
. ea. ıs VARMI
TAMSU HANIM
Bodrum’da
“gurültü”
ELİN konvoyları öteden beri
beni rahatsız etmiştir. Tepe
sine çiçek kondurulmuş, etrafına kurdela bağlanmış, “Evlendik, Mutluyuz” yazısıyla plakası
kapatılmış arabalar şehirde mutlaka cümbüşlü bir tur atar. Arkalarında da bayraklı, flamalı, daha da
gürültülü “havlu-peçete taifesi”
dolaşır.
Sen evleniyorsan bana ne?
Maganda düğünlerinin çağ atlamışı olan zonta düğünlerinde
300-400 milyonluk havâî fişek
gösterileri yapılır. “Yine nerede
bomba atıldı?” diye, aynı mutluluğu paylaşmayan mahalle sakinleri
“tam siper” olur.
Iki-üç satır yazdım bu konuda…
Sağolsun KozakçıoğIu-Menzir ikilisi, gürültüyü duydular, kestiler.
Olan Bodrum’a oldu. Çevre
bakanlığının 5 görevlisi, her gece,
muntazam şekilde, diskoları gezip
“ses ölçümü” yapıyorlarmış…
Yüksek sesleri kısıyprlarmış… Istanbul’a, Ankara’ya, İzmir’e diş geçiremeyenler utansın…
Refah Partisi’nde ilginç bir “kabuk değişmesi” var. Bunu sen de görüyor, hisse
diyorsundur herhalde… “Tesettüre riayet
etnıeyen” biri partinizde “ağır top” oluyor. Sarışın, mavi gözlü… Omrünü
DYP’de (ve daha önce AP’de) geçirmiş biri, DYP’nin kalesinde belediye meclis
üyeliğini parti değiştirerek, RP’ye geçerek
devam ettiriyor. Ispanya kraliçesinin elini
havada bırakan biri varken, bir bşkası elini sıkıyor, “Onemli olan niyettir!” diyor.
Ama, T0rbalı’da “Aziz Nesin’i konuştumıayın!” diye bildiri dağıtanlann var.
“İmamlar nikah kıysın!” diyenlerin
var.
İşin içinden nasıl çıkarsın bilmem,
ama, “siyasî uzlaşma”, boş lâf etmek değil, somut konularda, demokrasi ve hoşgörüde anlaşmaktır.
“Halk Fııkasfnın Istanbul’da başına
inkılâpçılardan z’ ade istisınarcılar
ve menfaatçi er geçiyor…”
(Ahmet Hamdi Başar, 1933)