Evrensel trafik işaretleri…
Kurlhcın F SEK
Evrensel trafik işaretleri…
İSTANBUUa ne zaman gelsem, he
men bizim Savaş Yılmaz’ı ararım…
Cihangir’de kapı komşusudur, can
dosttur, sohbeti koyudur, gerekmedikçe
“cehennem zeban`si” gibi araba kullanmaz, saate bakmadan beni gazeteye
götürür.
lstersem gezdirerek götürür, istemez
t**
Tam en sağ şeride geçiyorduk, cehennem zebarflerinden bir kum kamyonu sağımızdan geçip önümüze oturdu.
Baktım, arkası çift tekerlekli kamyonun sol arkasına taş sıkışmış… Aynı anda Savaş da gördü, selektörleri yakıp
semdirektgider. söndürdü birkaç kere… Şoförde tık
Biraz “boğaz yok… Dikiz aynasıhavası” _alalım iste- nın sâdece saç taradik, istanbul’un maya yaradığını
meşhur TEM otoyo- zannedenlerden biri
luna Tarabya üze- herhalde… Beşinci
rinden girdik. yak-söndürden son
Anam da anam!
ra evrensel işâreti
Bisiklet ehliyeti bile mizle ilgilendi
alamayacak ağır va- “ adam… Azıcık hız
sıta şoförlerine pilot _ kesti. Savaş da, sol
brövesi vermişler… ” elini pencereden çıPeş peşe, ikişer üçer kardı, orta parmakilometrelik aralarla ğıyla işaret pamıağı_beş kazâ olmuş… .v w . ” nın arasına baş parIki tanesinde kum sıkıştırdı,
kamyonu devrilmiş,
iki tanesinde gidiş-geliş bariyerlerinin
üstünden atlayan minibüsler karşı tarafın sol şeridinde aheste aheste seyreden
hususi’ arabaların üstüne düşmüş, bir tanesini anlamak zor… TEK’ten maaşlı zahir, elektrik hatlarını onarmak için elektrik direğine tırrnanmış…
Hayatımda araba kullanma
dım, bu saatten sonra kullanmam, kullanamam zâten… Ses hıziha
yakın hızda seyreden vasıtalara insanların binmesini Allah isteseydi, iki bacak
vermezdi.
Delilerden korkarım, kurnaz
lardan korkarım, cahillerden
çok korkarım… “Sağdan git, 80 kilometreyle git, lüzûmsuz sollama, ödümü
patlatma!” dedim Savaş’a…
maFını
_A mâ ûm işareti yaptı.
Onde acı bir fren sesi… Izbandut gibi biri, elinde levye indi aşağıya… “Ne
biçim hareket Ian o!” dedi. Savaş izah
etti: “Uluslararası ağır vasıta traûğinde,
‘çift tekerinin arasına taş sıkıştı’ dernektir, bilmiyor muydun?”
Adam gitti, baktı, taşı çıkarttı, teşekkür etti. “Sağol abicim be! Sekiz bin ki~
lometredir yol yapıyorum, devamlı o
işâreti yaptılar, kanıma dokunmuştu.
Bilmiyordum vallaaaa…”
Gazeteye giden yolun gerisi zevkli
geçti. Ne zaman TEM’e çıkıp kamyonminibüs manyağı görsem, o el-bilek hareketini yapıyorum… Anlayan hız kesip
duruyor, anlamayan varsa ben kurllarımı dökmüş oluyorum… Hıncal’a tavsiye
ederim…
BubüNE KADAR
VERGî HuMARAMız
GİL NUMARASLI
Burası Türkiye…
EFAH toplumlarında tüketim çeşitliliği vardır, “ikame mal” vardır.
Bizde 0 problem yok… Mal bulamazsınız ki ikamesini bulasınız! O yüzden, aynı malı değişik amaçlarla kullanırız, zarar gelmez…
Adana’da kuyumculuk yapan
0 G.Y., dükkânına girerek bıçak
zoruyla altırılarını gasp etmek isteyen
soyguncuyu sprey sıkarak yakalattı
(Adana-hha)…
Kimliği belirlenemeyen kişiler,
9 spreyle uyuttukları çobanın
115 koyununu çaldıktan sonra ortadan
kayboldular (Edirne-hha)…
Sorumsuz ve bilinçsiz sprey
g kullanımı yüzünden, Demirel’in kapatmak isteyip kapatamadığı
beşinci deliğe bir altıncısı, ozon deliği
eklendi (gazeteler)…
â
“Çamaşırları yıkandığında kir
akmayacak politikacı yoktur…”
(Mark Twain, 1888)
TANSU ÇILLER
° ‘ ST bürokratları değiştirmeUne bir İtirazım yok… Her
zaman söyleyip yazmışımdır, îstediğinle çalışır, istemediğinle çalışmazsın… Bazı bürokrat çekilir, bazısı azledilir. O
da normal…
Ama, hoş olmayan iki olay
peşpeşe ge 1
Başbakanlık Teftiş_ Kurulu birdenbire celallendi. Once Rüşdü
Saracoğlu, sonra yardımcısı Ercan Kumcu hakkında soruşturma açtı. lkisinin de gerekçesi
abuk-sabuk… Ercan Kumcu’nunki tam zırva…
Yabancı bankacılarla yapılan
bir toplantıda, Türkiye’nin iktisad” geleceği hakkında çok önemli
v bilgiler sızdırmış…
Allah Allah! Bilmedikleri bir
şey mi varmış yabancı bankaların, bankacıların? Gerçi Çiller’in
daha vâdesi var, ama, Türkiye
ekonomisi “devlet sırrı” değil…
Ama, Çiller’in sıkıntısı belki başka… ”Bütün bunları ben niye bilmiyorum?” diye dertlenmiş olabilir…